Birçok kişi evinin temiz ve derli toplu görüntüde olmasının
hijyenik açıdan yeterli olduğunu düşünebilir. Aslında derli toplu olmak ve basit olarak temizlik,
hijyen sağlamada etkili olsa da yeterli değildir. Temiz görünümlü bir ev hijyenik olmayabilir.
Önemli olan zararlı mikroorganizmaların bulunduğu veya çoğaldığı ortamların uygun yöntemler ve
temizlik maddeleri kullanarak temizlenmesidir. Böylece mikroorganizmalara hastalık yapabileceği
ortamları yaratmamış oluruz. Evimizde hijyenik temizlik gerektiren öncelikli yerler, mutfak, tuvalet
ve banyolardır. Çünkü mikroorganizmalar çoğu kez bulaşabilmek için bir taşıyıcıya ihtiyaç duyarlar.
İnsanlar, özellikle de ellerimiz, havyanlar, belirli mekanlar ve yüzeyler ve giysilerimiz
mikroorganizmaların yayılmasına aracılık eder. Evde hijyen, yani sağlıklı temizlikten söz etmek için
riskli mekanların ve aracıların mikroorganizmalar açısından da temiz hale getirilmiş olması
gerekir.
HİJYEN NEDİR?
Dolayısıyla, temizlik ile kir ve lekelerden
arınmış olmak kastedilir. Hijyen ise sağlığa zarar verecek mikroorganizmalardan korunmak için
yapılan uygulamalar ve alınan temizlik önlemlerinin tümüdür. Enfeksiyon hastalıklarına ve alerjik
reaksiyonlara neden olan zararlı mikroorganizmalardan korunmak için yaşadığımız ortamların,
giysilerimizin, yediğimiz gıdaların, içtiğimiz ve kullandığımız suyun, soluduğumuz havanın,
kullandığımız tüm alet ve gereçlerin temiz ve hijyenik olması gerekir.
Fakat, hijyen
ile tüm mikroorganizmaların öldürülmesi, yok edilmesi de kastedilmez. Mikroorganizmalar kabaca iki
gruba ayrılır: Birincisi; bizi her durumda hastalandıran mikroorganizmalar; ikincisi de fırsatçı
mikroorganizmalar... Bizi her durumda hastalandıran mikroorganizmaların etrafımızda, giysilerimizde
ve bedenimizde olmasını istemeyiz. Grip virüsü, Salmonella (mikrobik ishal etkeni), Shigella
(dizanteri etkeni), Meningococcus (menenjit etkeni) gibi mikroorganizmalar bu grupta yer alır.
İkinci grupta yer alan, yani fırsatçı mikroorganizmalar ise E. coli, Staphylococcus gibi bizimle
birlikte yaşayan, zarar değil hatta bazen fayda bile sağlayan mikroorganizmalardır. Bu
mikroorganizmalar bulunmaları gereken yerde ve bulunmaları gereken sayıda olduklarında problem
yoktur. Ancak, sayıları çok artarsa ve olmamaları gereken yerlerde olurlarsa (Örneğin; E. coli idrar
yolumuza ulaşırsa veya kana karışırsa) ağır, öldürücü hastalıklara neden olurlar. Sonuçta; hijyen
kavramı ile kastedilen birinci grupta yer alan mikroorganizmaların olmamasını sağlamak ve ikinci
grupta olan mikroorganizmaları ise kontrol altında tutmaktır.
EVDE
HİJYEN…
Hijyen, dış ortamlar kadar ev ortamında da önemli bir kavramdır. Aile
bireylerinden birinin bulaşıcı bir hastalığı olması durumunda, diğer aile fertlerinin hastalığa
yakalanma olasılığı yüzde 6-60 oranındadır. Yapılan çalışmalar, bulaşıcı ishallerin yaklaşık
yüzde 20’sinin, basilli dizanterinin de yüzde 10’unun ev ortamından kaynaklandığını
göstermektedir. Bebeklik çağının en korkulan hastalıklarından olan öldürücü menenjit de benzer
şekilde yüzde 50 oranında ev ortamından bebeğe geçmektedir. Bütün bu kanıtlar bize ev ortamının
toplumda kazanılan enfeksiyonlar açısından çok önemli bir mekân olduğunu
gösterir.
Bulaşıcı hastalıklar özellikle ev ortamında, gıdalarla, aile fertlerinin
bulaşıcı hastalık etkenleri ile ilişkiye girmiş elleri ve çamaşırları ile yayılır. Hijyen, bu gözle
göremediğimiz zararlılardan yani mikroorganizmalardan korunmak için kolay ve basit bir savunma
yöntemidir.
Evin yeterince havalandırılması ve güneş ışığının her gün hiç olmazsa birkaç
saat evimize girmesi gibi asırlar boyu bilinen ve uygulanan genel önlemler yanı sıra riskli mekân,
gıda ve eşyalara anti-mikrobik uygulamalar önerilir. Elbette evimizde bulaşıcı hastalığı olan bir
üye var ise bu önlemler daha da sıklaştırılır. Katı yüzeyler için klor bazlı (çamaşır suyu gibi)
anti-mikrobikler kullanılabilir. Tuvaletler için yine klor bazlı anti-mikrobikler etkili olacaktır.
ÇAMAŞIRLARIN TEMİZLİĞİ…
Evde; mutfak, tuvalet, banyo başta
olmak üzere enfeksiyonun yayılmasında rol oynayan çamaşır temizliği de hijyen sağlanmasında
önemlidir. Çamaşırlar, özellikle iç çamaşırları ve çoraplar ve temizlik bezleri mutlaka hijyenik
olarak temizlenmelidir. Çamaşırlar için, kaynatmak yerine düşük ısılarda etkili olduğu
bilinen, kumaşın dokusunu koruyan hidrojen peroksit ve perasetik asit bazlı hijyen sağlayan
deterjanlar kullanılabilir.
Havlu, çarşaf, nevresim, iç çamaşırı ve çorap gibi vücuda
yakın temas edenler başta olmak üzere, günlük hayatta kullandığımız tüm çamaşırlarda hijyenik
temizlik, sağlığımız açısından büyük önem taşır.
Çamaşırda hijyen ihtiyacı tüm çamaşırlar
için geçerlidir. Fakat en önemli ve öncelikli olan çamaşırlar aile bireyleri arasında ortak
kullanılan ve enfeksiyon yayılmasını kolaylaştırabilen havlular, mutfak bezleri, çarşaflar,
nevresimler ve iç çamaşırı, çorap gibi ürünlerdir. Örneğin; bir gün giyilmiş bir çorabın her
gramında ortalama 1.000.000, iç çamaşırında 100.000, atlette 10.000 bakteri bulunur. Hijyenik
temizlik sağlamak için, çamaşırların yıkanması sırasında bu mikroorganizmaların çamaşır üzerinden
maksimum oranda uzaklaştırılması gerekir.
MUTFAKTAKİ
TEHLİKE…
Mutfak ise, özellikle dışarıdan gelen ve zararlı mikroorganizmaları
taşıyan gıdaların girdiği ve aynı zamanda yemeklerimizin de hazırlandığı bir ortam olarak önemlidir.
Riskli gıdaların başında tavuk ve yumurta gelir. Çeşitli parazitleri ve barsak enfeksiyonu yapan
mikroorganizmaları barındırabilecek yaş sebzeler de önemlidir. Yumurta yıkanmadan buzdolabında
saklanmalı ve kullanılacağı zaman yıkanmalıdır. Tavuk eti ise, iyice pişirilerek yenmeli, sebzeler
de bol suyla yıkanmalıdır. Tüm bunların yanı sıra dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, bu
gıdaları elleyen kişilerin ellerini yıkamalarıdır.
ÇAMAŞIR SUYU
KULLANMAK…
Çamaşır suyu güçlü bir dezenfektandır. Kısa süreli olarak aktif halde
bulunur ve bu esnada da mikroorganizmaları öldürür. Ancak unutulmaması gereken bir nokta, özellikle
aktif halde olduğu esnada ortama uçucu bir kimyasal karışır. Dolayısı ile bebeklerin temizlik
esnasında ortamda bulunmaması tavsiye edilir. Haftada en az bir kez bebek odada yokken oyun odası,
eğer zemin uygun ise çamaşır suyu ile temizlenmelidir.
ELLER NE
ZAMAN YIKANMALI?
Ellerimizin zararlı mikroorganizmalarla temas ettiğini düşündüğümüz
durumlarda veya ellerimizde taşıdığımız mikroorganizmaları ev ortamına veya hassas bir aile ferdine
bulaştıracağımızı düşündüğümüz durumlarda ellerimizi yıkamalıyız. Örneğin; eve dışarıdan
geldiğimizde, sofraya oturmadan önce ellerimizi sabunla yıkamamız önerilir. Tuvaletten çıktığımızda
sabunla yıkamak ve mümkünse kolonya veya alkol bazlı el dezenfektanları ile temizlemek uygun
olacaktır.
ÇOCUKLAR KİRLENEREK BÜYÜR! Çocuklar için oyun, kirlenmenin üç anlamını da taşıyan bir faaliyettir. Buna
göre, kirliliğin geçici olması ve temizlenebilmesi iyimserlik, kirlenme olasılığına rağmen
istediğini yapabilmek özgürlük, üretirken kirlenmek ise yaratıcılık anlamlarına gelir.
Kirlenmek canlılara özgüdür ve bakım-temizlik yaşamanın bıraktığı izlerin gerekliliğidir. Bu nedenle kirlenmediğimizde ya da kirlenmeyi önlediğimizde, hayatı kısıtlamış oluruz. Bu durum canlılığa aykırıdır. Kirlenmemeye çalıştığımız ölçüde yaratıcılığımız azalır. Hiç kirlenmeden temiz kalmak, hareketsizlik ve hayata uzaklık bedeliyle bize geri döner, hayattan zevk almayı engeller. Bu nedenle çocuklarımız da yaşamı kirlenerek öğrenirler. Kirlenmek özgürlük, temizlik sorumluluk, öğrenmek ise bu özgür ve sorumlu süreçten elde edilen kazanımdır. Kirlenerek büyümek çocuklara özgüven kazandırır. Örneğin; bahçede toz toprak içerisinde oyun oynama, gerekli tedbirleri alınırsa, oyundan sonra uygun temizlik yapılırsa yararı zararı ile kıyaslanamayacak kadar fazla olan bir eylemdir. |
|