Türkiye'de çocukların yüzde 37'si yoksulluk içinde ve yoksulluk içinde
büyüyen çocuklar birbirinin üzerine eklenen risklerle karşı karşıyalar. Bu konumdaki çocukların
düşük ağırlıkla doğma ve bebeklik dönemlerinde ölme riskleri daha yüksek. Beslenme açısından protein
ve mineral eksiklikleri ile karşılaşıyor; yetersiz çevre koşulları yüzünden sık sık hastalıklara ve
enfeksiyonlara maruz kalıyorlar. Bütün bunlar, çocukların fiziksel ve bilişsel gelişimleri üzerinde
de olumsuz etkiler yaratıyor. Gelgelelim, bu çocukların sağlık hizmetlerine erişebilmeleri de çok
zor. Ve sonuçta, yoksul çocuklar arasında bodurluk, özürlülük ve kronik hastalıklar gibi sorunlar
çok yaygın. Yoksulluk ayrıca çocukların önündeki eğitim olanaklarını da kısıtlıyor. Dahası, ana
babalar çocuklarını okula göndermenin görece önemli masraflarını karşılayamıyor, ayrıca ailenin
geçimi için çocukların çalıştırılmaları zorunlu oluyor. Çocuk işçiliğinin çeşitli biçimleri
(mevsimlik ücretli tarım işlerinde, sanayide, hizmetlerde ve sokaklarda çalışan çok sayıda çocuk
var), eğitim üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra; çocukları kaza, sağlık sorunları,
malnütrisyon (zayıf çocuk), suiistimal, damgalanma ve sosyal dışlanma gibi risklere de maruz
bırakıyor. Sonuçta, bu çocukların sosyalleşmeleri de olumsuz yönde etkileniyor.
Çocuk
yoksulluğunun yüzleri
- Türkiye'de 15 yaşından küçük çocukların % 37'si gıda ve gıda dışı
yoksulluk ölçütleri çerçevesinde yoksulluk içinde. Araştırmaya göre, kentsel alanlarda yaşayan
çocukların % 30'u, kırsal alanlarda yaşayanların ise % 43'ü ciddi boyutlarda yoksulluk içinde. 15
yaşın altında 7.5 milyon çocuk yoksulluk içinde.
- 2003 TÜİK Hanehalkı Bütçe Araştırması'na
göre Türkiye'de bir hanenin ortalama geliri ayda 897 YTL. Buna karşılık en düşük gelir düzeyindeki %
20'lik bölümün ortalama aylık geliri 269 YTL. 15 yaşından küçük 5 milyon çocuk veya 15 yaşından
küçük bütün çocukların % 25'i bu kategoriye giren ailelerde yaşıyor.
- Düşük doğum ağırlığı,
yetersiz anne sütü alımı ve malnütrisyon, temiz içme suyuna erişim ve sağlıksız yaşam koşulları,
çocukluk döneminde yoksulluktan kaynaklanan ciddi risk faktörleri. Yoksulluk içindeki çocukların
ishal, zatürree, menenjit, idrar yolu enfeksiyonları, parazitler ve kulak enfeksiyonları gibi
sorunlarla diğer çocuklara göre daha sık ve daha ileri düzeylerde karşılaşma olasılığı yüksek.
Yoksul çocuklar bu ciddi sağlık sorunlarıyla çoğu kez yeterli bakım görmeden karşılaşıyor. Bu
faktörler, ölüm riskinin yanı sıra, hayatta kalanların geri kalan bütün yaşamlarını olumsuz yönde
etkiliyor.
- Yoksulluk içindeki pek çok çocukta sağlık ve beslenme koşullarının yetersizliği
nedeniyle, yoksulluk sadece kişinin fizik sağlığını etkilemekle kalmıyor; bilişsel, duygusal ve
davranışsal gelişim üzerinde de etkili oluyor. Yapılan araştırmalar, ciğer kapasitesinin, doğum
öncesi ve sonrası malnütrisyondan önemli ölçüde etkilendiğini gösteriyor. Malnütrisyon ayrıca,
bağışıklık sisteminin yetersizliğiyle de ilişkili ve bağışıklık sisteminin yetersiz çalışması çocuğu
enfeksiyonlara daha açık hale getirdiği gibi, ilk 2 yıl içinde beyin gelişimini de olumsuz
etkiliyor. Erken yaşlarda protein, demir ve iyot yetersizlikleri kalıcı bilişsel ve davranışsal
yetersizliklere yol açıyor. Doğumdan sonraki ilk 2 yıl içinde ortaya çıkan hafif ve orta derecede
malnütrisyon dönemlerinin bilişsel gelişmedeki gecikmelerle ilişkili olduğu ve okul başarısını
olumsuz yönde etkilediği biliniyor.
- Bu olumsuz koşulların birikmeli etkisi, yoksulluk
içinde yaşayan, biyolojik ve bilişsel açıdan eksiksiz biçimde gelişememiş çocuk ve yetişkin
sayısında apaçık görülüyor. Sonuçta, güç koşullarda yaşayan aileler arasında yapılan araştırmalar,
bu nüfus kesiminde özürlülerin ve ciddi kronik hastalıkları olanların aşırı yüksek bir oran
oluşturduğunu gösteriyor. Kent yoksulları arasında tüberküloz vakaları alarm verici sıklığa ulaşmış
durumda
RAKAMLARLA TÜRKİYE'DE ÇOCUK
YOKSULLUĞU
Hanehalkı geliri: Öğretmenler birliği tarafından 2004-05 dönemi
için hesaplanan okul harcamaları öğrenci başına 1937 YTL (1300$) civarındadır. Aylık geliri 500
YTL'nin altında olan ailelerin oranı % 71 iken, hanehalkının eğitim masraflarını karşılaması
beklenemez.
Sağlık göstergeleri: Türkiye'de 5 yaşın altındaki çocuk ölümü oranı
2003'te, kırsal alanda kentsel alandan 2 kat fazlaydı. Bebeklerin doğum kilosu düşük. Emzirme oranı
düşük. Çocukların yüzde 43'ü hastalıklara karşı bağışıklık kazanamıyor. Kırsal alanda bu oran yüzde
63'e çıkıyor. Sakat çocukların sayısı artıyor.
Fakir yerleşim göstergeleri: 2003
yılında, temiz içme suyuna erişim oranı tüm Türkiye için % 90 iken, kentsel alanlarda bu oran %
99.8, kırsal alanlarda % 77'dir.
Eğitim göstergeleri: 2003 senesinde yapılan
araştırmaya göre ülkemizde çocukların sadece % 6.9'u okul öncesi eğitim alabiliyor. 2004 yılında bu
oran % 13 oldu.
Çocuk işçiliği: 1999 yılında yapılan araştırmaya göre; 6 ila 14 yaş
arası çocukların % 4,2' si ve 15 ila 17 yaşındaki ergenlik çağındaki çocukların % 28'i
çalışmakta.
YOKSULLUĞA DUR DİYECEK OLAN
KADINLARDIR! |
|