Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

EVE BOMBA DÜŞTÜ!


Dokuz ay sonunda, sağsalim doğumunuzu yapıp, bebeğinizi kucağınıza alıp, eve geldiğinizde, evde artık bir bebek mi var, yoksa eve bomba mı düştü, pek anlayamayabilirsiniz. Çünkü, hiç alışık olmadığınız viyaklamalar sizi sürekli paniğe sürükler.

Bir kere dokuz ayın yorgunluğu vardır üstünüzde. Sonra, her ne kadar her şey yolunda gitmiş olsa da, doğum olayının travması söz konusudur. Ve en önemlisi, o küçücük şey artık karnınızda değil, kucağınızdadır! Tabii ki harika bir duygu, fakat madalyonun öbür yüzünü de görmek lazım; o artık sadece sizin değil, doğduğu andan itibaren tüm hayatındır. (Meşhur lohusalık depresyonunun bilinçaltı bir nedeni de budur.) Ve hemen arkasından gelen bir haksızlık duygusu yaşarsınız; artık bebeğiniz tüm hayatındır ama sorumluluğun yüzde 99,9’u sizin, yani annenindir. Bu arada sürekli değişen hormonlarınızdan ise bahsetmek bile istemiyorum; hamile değilken farklı, hamileyken farklı, doğumdan sonra farklı ve emzirirken farklı salgılanan hormonlarınızdan…

Sonuç: o güne kadar bu denli bilmediğiniz ve üstesinden gelmeyi çok istediğiniz size ait ve size mahkum canlı, yani bebeğiniz kucağınızdadır. İlk tanışma anından itibaren, her ağlamasında onu anlamayı beklersiniz. Ağlıyor acıktı, ağlıyor altı kirli, ağlıyor gazı var… Toplum da sizden hiç fire vermeksizin ve derhal bebeğinizin ihtiyaçlarını karşılamanızı bekler elbet. Eh, tabii, konu doğum vakası olunca madalyonun öbür yüzü, yüzleri çevir çevir bitmez…

Naçizane arzum (önce bir anne olarak), bu sayfada hamileliğin, anneliğin, doğumun ve doğum sonrasının her açıdan - ama mutlak suretle bilgiye dayalı bir şekilde -irdelenebilmesidir.


Tamam, hamilelik ve doğum süreçleri mucizevi süreçler; fakat ya sonra?..
Örneğin; bebeğiniz, doğduktan yarım saat sonra sizi emmek ister; ama nasıl emzireceksiniz?..

Bu ilk günümüzün ilk ana yazısı olan “Mucizenin adı: anne sütü” konusunu siz okumadan ve emzirme tekniklerini öğrenmeden hemen önce küçük bir-iki tüyo vermeden geçemeyeceğim: Annelik öğrenilen bir süreçtir, siz de bebeğinizle birlikte öğreneceksiniz, panik yok. Bu bir! İkincisi; anneliğin en önemli aşamalarından biri olan emzirme işlemi küçük teknik bilgilerden çok önce ve de sonra beyinde başlayıp biter. Şöyle ki; bebeğinizi emzirmeyi isteyin. Kendinize ve içgüdülerinize güvenin (nasıl ki rahminiz 9 ay sağlıklı bir şekilde bebeğinizi taşıyıp doğurmanızı sağladıysa, memeleriniz de bebeğinizi doyurabilir). Kararlı ve sabırlı olun. Çevreden gelen her türlü olumsuz eleştiri ve öneriyi ( “Sütün yetmiyor”, “Mama vermelisin” “ Bebek doymuyor”, vs.) duymamazlıktan gelin ve sadece bebeğinize konsantre olun. Gerisi inanın ayrıntıdır. Bu çok özel zaman dilimlerinin hem bebeğiniz, hem de sizin için keyif anları olmasını diliyor ve tüm annelere, anne adaylarına ve tabii ki babalara “merhaba” diyorum.

 

ANNEYİ KAYIRAN KÖŞE
Lohusalık travması kaynana faktörüyle birleşince…
Doğumdan sonra eve geldiğinizde, artık sadece üç kişi (anne-baba ve çocuk) değilsinizdir. Adetlerimize göre en az bir 40 gün aileler de işin içine derhal - ve kesinlikle iyi niyetle - dahil olduğundan, doğumdan sonra evde kimbilir kaç kişi olduğunuzu sayamama ihtimaliniz yüksektir. Fakat, tam da bu noktada (o güne kadar canciğer kuzusarması bir ilişki de sürseniz) dikkatinizi sürekli bir kişi çeker: Kayınvalideniz.

Tabii ki doğum sonrası yardıma çok ihtiyacınız vardır. Yardım ve ilgisini esirgemeyen tüm yakınlarınıza teşekkür borçlusunuzdur. Ama, işte o sizin bebeğinizdir. Hem bebeğinize mükemmel annelik yapmanız istenir, hem de bir türlü bebeğinizle başbaşa kalamazsınız. Ve bütün bunlar çoğunlukla düşünülmeden yaşanıverir. Tam da bu hengamede birisi (eğer şanslı azınlığa dahil değilseniz) sizi sürekli olarak 40 yıl önceki tecrübeleriyle, aşırı ilgisiyle, sınır tanımazlığıyla adeta bunaltır.

Durum aynen bu tablo gibiyse (olmaya da bilir), sınırları nazikçe belirlemenizde fayda vardır. Örneğin; bebeğinizi emzireceksiniz ve kayınvalideniz başta olmak üzere 10 kadar büyüğünüz (yardım amaçlı) sizi izlemek mi istiyor? “Teşekkür ederim, izninizle” deyip odanıza çekilin. Uzun lafın kısası; yakınlarınız size yardım etsin ki, siz de o zor süreçte bebeğinize yardım edebilin. Mazallah, bir de ona buna kıl kapma durumları baş gösterirse, “hoşgeldin lohusalık depresyonu” oluverir. Ben size söylüyorum, ama artık kaynananız ya da o konumdaki büyükleriniz anlar.

MUCİZENİN ADI: ANNE SÜTÜ

Annenin tecrübesizliği, “Acaba emzirebilir miyim?” gibi endişelerle birleşince, el kadar bebeğin mamaya mahkum olması an meselesidir. Oysa, anne sütü bir mucizedir ve annesini emmek her bebeğin en doğal hakkıdır.


Doğum yapan annelerin, en büyük endişesi bebeklerini emzirip emziremeyecekleridir. Öyle ya, bugüne kadar, “Bebek emmek istemedi”, “Sütüm yetmedi” gibi bir sürü söz ortalıkta dolaşıp durmuştur. Malum, büyükler de sağolsun, bu konuda yangına körükle gitmekte çoğu zaman bir mahsur görmezler. Sonuçta, annenin tecrübesizliği; “Acaba emzirmeyi becerebilir miyim?, “Sütüm bebeğimi doyurmaya yeter mi?”, “Göğüslerim çok acır mı?” gibi endişelerle birleşince el kadar bebeğin (gerçekte anne ve bebek sağlığı açısından ortada hiçbir sorun yokken) mamaya mahkum olması an meselesidir.
Oysa, anne sütü bir mucizedir ve annesini emmek her bebeğin en doğal hakkıdır. Özellikle ilk 6 ay anne sütü bebeğin tek ve en önemli besin kaynağıdır. Çünkü bebeğin sağlıklı gelişimi için ihtiyaç duyduğu maddelerin tümüne sahiptir.

EMMEK ONUN EN DOĞAL HAKKI!
Normal şartlarda her anne bebeğini emzirerek doyurabilir ve her bebek annesini emmeyi kısa sürede öğrenebilir. Yeter ki, siz bebeğinizi emzirmeyi gerçekten isteyin ve kendinize güvenin!.. Eğer bebek, memeyi ağzıyla iyi bir şekilde kavrayabiliyorsa ve gece-gündüz istediği sıklıkla emebiliyorsa bütün annelerden yeterli süt gelir. Çünkü emzirme, arz-talep sistemine göre çalışır.

Bebeğiniz düzenli kilo alıyorsa (ayda 600 gram), kakası yumuşak ve altın sarısı renkte ise, altını günde 6 ve daha fazla sayıda ıslatıyorsa ve şekersiz su teklif ettiğinizde almıyorsa sütünüz yetiyor demektir. Emzirme işleminin düzene girmesi haftalar alabilir; süt verimindeki dalgalanmalar (azalma-çoğalma) geçicidir. Hiçbir zaman, süt depolayacağım diye bebeğin öğününü kesmeyin, göğüsler emildikçe daha fazla süt verecektir.
Ayrıca, usulüne uygun emzirdiğinizde, emzirmek kesinlikle ağrılı bir süreç değildir.
İlk günler biraz memeleriniz acısa da, kısa bir süre sonra buradaki deri hassasiyeti azalacak ve emzirirken ağrı olmayacaktır. Başlangıçta emme süreleri kısa tutulmalıdır (5’er -10’ar dakika), aksi taktirde göğüs uçlarında çatlaklar oluşur ve sütünüz geldiğinde emziremezsiniz. Gögüs ucu çatlaklarının oluşmasının en önemli nedeni bebeğin memede fazla tutulması ve emzirme sırasında yanlış pozisyonda bulunmanızdır. Bir de, bebek memeyi emerken onu memeden almaya çalışmayın. Küçük parmağınızı ağzının kenarına koyarak dikkatini dağıtmaya çalışın. Emmeyi bırakmıyorsa, parmağınızı ağzının içine doğru itin ve dili ile vakum yapmasını engelleyin, emmeyi bırakacaktır. Bundan sonra, gazını çıkarın ve diğer göğüse geçin.

Emzirme işlemi, günde ekstra 500 kaloriye ihtiyaç gösterir, iki kişilik yemek yemeniz gerekmez! Günde 3 litre kadar sıvı almanız çok önemlidir.

NASIL EMZİRECEKSİNİZ?
- Bebeğinizin bedeni ve yüzü size dönük olmalıdır. Eğer meme başınızı, bebeğinizin dudaklarının kenarına dokundurursanız, bebeğiniz emme refleksiyle hemen ağzını açar.
- Meme başınızı ve etrafındaki kahverengi bölümü ağız içine iyice yerleştirirseniz, bebeğiniz göğsünüzden rahatça süt emebilir.
- Bebeğinizim çenesi göğsünüze değmeli ve burnunun açık kalmasına da dikkat etmelisiniz.
- Emzirme tecrübeniz arttıkça, onu ne zaman emzirmeniz gerektiğini öğreneceksiniz. Bebeğiniz de her geçen gün emzirme işini daha bir beceriyle yapacaktır.

EMZİRME TEKNİKLERİ
Emzirme işleminin hem sağlıklı, hem keyifli gerçekleşebilmesi için, nasıl ve hangi teknikle emzirmeniz gerektiğini bilmeniz yerinde olur. Emzirme sırasında, annenin ve bebeğin rahat edebileceği en iyi pozisyonun seçilmesi çok önemlidir. Bebeğin iyi bir emme yapabilmesi, annenin de emzirmeyi mümkün olduğunca uzun süre yapabilmesi, ancak rahat bir pozisyon almaları ile mümkündür.

Emzirme yapılırken anne değişik pozisyonları deneyebilir. Önemli olan, hem annenin hem de bebeğin rahat edebilecekleri pozisyonda olmalarıdır. En yaygın olan emzirme pozisyonları; klasik beşik tutuşu, futbol tutuşu, çapraz beşik tutuşu ve yatarak emzirmedir.

Klasik beşik tutuşu: En yaygın emzirme pozisyonudur. Bu pozisyonda sırtınızı destekleyen rahat bir koltuğa oturun. Memenizi elinizle C şeklinde tutarak destekleyin. Bebeğinizin karnı ve dizlerini size dönük biçimde midenize dayayın. Bebeğinizin başı dirseğinizin çukur kısmında bulunmalıdır. Kolunuzun yorulmaması için gerekirse bir yastıkla destekleyin.

Futbol tutuşu: Sezaryen yöntemiyle doğum yapmış ve göğüsleri büyük anneler için en ideal pozisyondur. İkiz bebeği olan anneler için de en kolay emzirme şekli budur. Bebeğinizin bacaklarını koltuğunuzun altından sarkıtın. Bebeğinizin başını elinizle destekleyin, gerekirse elinizin altına bir yastık koyun. Bu tutuş memenizin kontrolü ve bebeğinizin emişi açısından kolaydır.

Çapraz beşik tutuşu: Memeyi kavrama sorunu olan, küçük ya da erken doğmuş bebekler ve anneleri için ideal bir emzirme şeklidir. Bebeğinizi, emzireceğiniz memenin ters tarafındaki kolunuzun içine yatırın. Bebeğinizin vücudu size dönük ve meme seviyesinde olmalıdır. Bu şekilde bebeğinizin başını daha rahat kontrol edersiniz.

Yatarak Emzirme: Sezaryen yöntemiyle doğum yapan ve geceleri de emziren anneler için ideal bir pozisyondur. Hafif yan yatar biçimde sırtınızı ve omuzunuzu bir yastıkla destekleyin. Kolunuzu bebeğinizin başının arkasından geçirerek onun vücudunu, diğer elinizle de memenizi destekleyin. Bebeğinizin sırtına bir yastık koyun, ağzı meme ucuna gelecek şekilde yanınıza yatırın.


 

EMZİRME YANLIŞ YAPILIYORSA:
- Meme başlarının çatlamasına ve acımasına,
- Yeterli süt gelmemesine,
- Meme almama gibi şikayetlere neden olur.

Bebeği emzirmeye başlamadan önce:
- Anne ellerini su ve sabunla yıkamalı,
- Meme başları temiz olmalı,
- Meme ucu ile etrafındaki kahverengi halka çocuğun ağzında olmalı , damağa da dokunmalı,
- Çocuğun altı temiz olmalıdır.

EMZİRME DOĞRU YAPILIYOR İSE:
- Bebeğin vücudu bütünüyle anneye doğru dönüktür,
- Bebek uzun ve derin emer,
- Bebek rahat ve mutludur,
- Annenin meme uçları acımaz.

Emzirme sonrasında:
Bebeğin dik olarak yüzü omzunuza gelecek şekilde tutulması ve sırtına hafif hafif masaj yapılması çok önemlidir. Bu şekilde bebeğin gazının çıkarılmasına yardım edilmiş olur.

YETERLİ SÜT GELMESİ İÇİN:
- Bebek doğduğu andan itibaren istedikçe emzirilmelidir. Yeni doğan bebekler için en az 8-10 kere… Üçüncü aydan sonra 5-6 kere…
- Sık emzirme bol süt gelmesini sağladığı gibi, göğüslerin şişmesini ve acımasını da önler.
- Emzirmeden önce ya da sonra, bebeğe su, mama vb. verilmesi, bebeğin memeden aldığı süt miktarını azaltır. Bu da daha az süt gelmesine neden olur.
- Biberon kullanılması, bebeğin meme emmesini tümüyle kesebilir.


NEDEN İLK 6 AY SADECE ANNE SÜTÜ?
- İlk 6 ay bebeğin tüm besin ihtiyacını karşılar.
- Anne ve bebek arasındaki duygusal bağı kuvvetlendirir.
- Bebeğin zihinsel, fiziksel ve ruhsal gelişimi için en uygun besindir.
- Bebeğe verilebilecek en temiz, en besleyici ve sindirimi en kolay besindir.
- Bebeğin yüksek IQ’ya sahip olmasını sağlar.
- Bebeği başta ishal olmak üzere, zatüre, grip, idrar yolu enfeksiyonları vb. mikrobik hastalıklardan korur.
- Bebeğin kendine güvenli, sosyal ilişkileri güçlü bir birey olmasının ilk adımlarını atar.
- Bebeği diş ve çene anomalilerinden, ileri yaşlarda görülebilecek damar sertliği, tansiyon, şişmanlık gibi hastalıklardan korur.

DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.