BEBEĞİMİ ÖPMEYİN!

Bebeğimi öpmeyin!

Benim kadar “Bebeğimi öpmeyin!” triplerinde bir anne görmedim. Daha doğrusu, anneler yenidoğan bebeklerinin öpülmesini istemezler ama, bunu ifade etmekte genellikle sıkıntı yaşarlar. Ben ise bunu ifade edip sıkıntı yaşamayı tercih edenlerdendim ve bebeğim 2 yaşına kadar sadece 1 kez hastalandı.

Hele de ilk zamanlar, anneler, bebeklerini öpmeye bile kıyamazlar. Hani gözünden sakınmak denir ya, işte tam da bu yaşanır. Eskiden annelerimiz, bebeklerin giysilerine üşenmez, “Beni öpme” ibaresi işlermiş. Malum, kültürümüzde öpüşmemek, yenidoğan bebeği bile öpmemek hala ayıp sayılıyor. Fakat, öte yandan bebeklerin öpülmesi, özellikle ilk bir yıl, onların sağlıklarını tehdit eden önemli bir unsur. Bugün de bebekler doğdukları günden itibaren anne ve babaları dışındaki yakınları tarafından öpülüyor. Ve anneler, bebeklerinin öpülmesini istemeseler bile “Aman ayıp olur, karşımdaki kırılır” gibi endişelerle dillendirmiyorlar. Dillendirin sevgili anneler, eğer istemiyorsanız, “Lütfen bebeğimi öpmeyin” deyin! O sizin bebeğiniz ve onun sağlığından siz sorumlusunuz. Üstelik, bebekle ille bir yakınlık kurulmak isteniyorsa, doğru olan bebeğin ellerinden ya da yüzünden şapur şupur öpülmesi değil, hafifçe ensesinden koklanmasıdır.
İnsan bebeğiyle o ilk acemilik zamanlarını daha sonra hatırlayınca, “Bazen ne gereksiz endişeler yaşamışım” diyebiliyor ve genellikle de ikinci çocuklar bu endişelerden daha uzak, rahat büyütülüyor. Geriye dönüp baktığımda, bebeğimi benim ve babası dışındaki insanların  öpmesi ve eller yıkanmadan bebekle ilişki kurulması konusundaki düşüncelerim bugün de zerre kadar değişmedi ve sanırım 10 çocuk da büyütsem değişmeyecek... Üstelik, ülkemizdeki yenidoğan ölümleri bu kadar yoğunken ve yenidoğanlara hizmet verecek ünite ve uzmanlar bu kadar sınırlı sayıda iken...

ANNEYİ KAYIRAN KÖŞE

YENİ ANNELERE “MUTLULUK” TOPLANTILARI
Doğum hem anne hem de bebek için büyük bir değişim ve travmadır. Annenin bebeğiyle daha doğumdan önce başlayan ilişkisi doğum sonrasında daha yoğun, karmaşık ve yorucu bir hal alır. Doğumdan sonraki ilk aylar bebeğin fiziksel ve duygusal gelişiminde kritik bir öneme sahiptir. Bu dönemde bebeğin yalnız fiziksel değil, duygusal anlamda da beslendiği en önemli kişi annesidir.

Bu noktadan hareketle, Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Bağdat Caddesi Polikliniği’nde yeni annelere bebekleriyle daha sağlıklı iletişim kurabilmeleri için ihtiyaç duyabilecekleri psikolojik destek, konunun uzmanı Klinik Psikolog Özden Dandul tarafından veriliyor. Bu destek anne adayının ve annenin tercihine göre bireysel olabileceği gibi, grup toplantıları şeklinde de gerçekleşiyor.

HAFTADA BİR YAPILIYOR
“Mutlu Anne Mutlu Bebek” adlı bu toplantılar, haftada bir olmak üzere 6 seanstan oluşuyor. Katılımcı sayısının 8’i geçmediği seanslarda anneler hem kafalarına takılan soruları soruyor, hem de kaygı ve beklentilerini sıcak bir grup ortamında paylaşıyorlar.

Kendisinin  bu çalışmada grup lideri olarak değil “kolaylaştırıcı” olarak bulunduğunun altını çizen Klinik Psikolog Özden Dandul, toplantılarla ilgili olarak şu bilgileri veriyor: “Annelerden oluşan bu grup çalışmasında amaç annelerin kendi iç dinamiklerini fark etmeleridir. Farkındalığı artan anne, bebeğini veya çocuğunu daha iyi işitebilir. Grup çalışmasının en önemli katkılarından biri de, annelerin kendileri ile benzer süreçleri yaşayan annelerle deneyimlerini paylaşabilmeleridir. Anneler, bebeklerini büyütürken yalnızlaşabiliyorlar. Bir grup birlikteliğinde anne, başka annelerin de benzer sıkıntıları, kaygıları yaşadığına tanık oluyor. Bu da annenin kendi yalnızlığı ile başa çıkabilmesine katkıda bulunuyor.”

HER GÜN YIKAMAK İYİ GELİR!
Bebeğin ne çok sıcak ne de çok soğuğa maruz kalmaması gerekir. Öte yandan, günümüzde bebekleri aşırı koruma eğilimi çok yaygın. Örneğin; bebekler refleks olarak sık sık hapşırırlar, bu durum aileyi üşütmüş olabileceği konusunda tedirgin eder ve bebek kat kat giydirilir. Aşırı giydirilmek de bebeği huzursuz eder, terletir, isilik oluşumunu kolaylaştırır. Oysa, çok sıcaklarda tek kat giysi yeterlidir. Oda sıcaklığı bebek giyinik iken, 22-23 derece civarında olmalıdır. Oda çok sıcak ise klima kullanılabilir, ancak bebek direkt klima havasına maruz kalmamalıdır.

Bebeğin sıcak havalarda her gün yıkanmasını da öneriyoruz. Bebeğin cildi zarar görmesin diye her gün sabun ve şampuan kullanmak yerine bir gün sadece suyla, diğer gün sabunla yıkanabilir. Alt temizliğini de dikkatli yapmak gerekir. Bebeklerin altını temizlerken ıslak mendilleri birtakım alerjen maddeler içerdiği için önermiyoruz. Ilık suya batırılmış pamuk ile temizlenmesini tercih ediyoruz; kız bebeklerde ise özellikle temizliğin önden arkaya doğru yapılmasını öneriyoruz.