Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

ÇOCUĞUNUZ "HAYIR" DEMEYİ SİZDEN ÖĞRENECEK!


Evet, çocuğunuz gerektiğinde "Hayır"  demeyi sizden öğrenecek. Nasıl mı? Bebekliğinden itibaren ayına-yaşına, bireysel ihtiyacına uygun olarak koyduğunuz sınırlar ve kurallar sayesinde... Yani, sınır çocuğun çok önemli bir ihtiyacı! Fakat, siz "kötü" anne baba olmak istemiyorsunuz, değil mi?  

Geçen hafta, "Çocuğa sınır koymak! Ama nasıl?"  başlığı altında bu çok önemli konunun ana hatlarını çizmiş, hatta "giderek çocukerkil aileler olduğumuzu" ortaya koyan çok yeni bir araştırmayla da konunun önemine dikkat çekmiştim. Bu hafta ise, uzman görüşleri, örnekler ve ipuçları ile "sınır koymanın"  günlük hayattaki karşılıklarını ortaya koymaya çalışacağım.
Hepimiz, çocuklarımız kendi ayakları üstünde duran, dolayısıyla kim olduğunu bilen, kendi biricikliğine-varoluşuna olduğu kadar ve diğerlerinin de biricikliğine-varoluşuna saygılı, ne istediğini-ne istemediğini bilen ve bu istekleri hayata geçirebilen, gerektiğinde "Hayır", gerektiğinde "Evet" diyebilen, kendine güvenli bireyler olsun istiyoruz. Kim istemez?!
İşte, bütün bu isteklerimizin çok önemli bir bölümü, çocuklarımıza, onların yaşlarına, gelişim seviyelerine ve ihtiyaçlarına uygun olarak, dengeli bir şekilde sınır koyabildiğimizde gerçekleşebiliyor. Aksi takdirde, hayatının sorumluluğunu alamayan, yaşamını kontrol etmekte ve yönetmekte zorlanan, hayır demek istediği halde bir türlü "Hayır" diyemeyen, duygularını ve düşüncelerini, dolayısıyla da kendisini ifade edemeyen, tüm bunların sonucunda istekleri genellikle gerçekleşmediği için de sürekli hayal kırıklığına uğrayan; sevgisini, zamanını, enerjisini, parasını çaldırmaya yatkın bireyler yetiştirmemiz işten bile değil... Öyleyse, haydi anne babalar , bir an önce çocuklarımıza sağlıklı sınırlar koymaya koyulalım...

Yıldız Çakar (Uzman Psikolog-Pedagog):
"HER YAŞTA KONULMASI GEREKEN SINIR FARKLI"
"Sınır koyma her şeyden önce sorumluluk sahibi olmayı desteklemektir. Çocuğun kendisi için 'Evet' veya 'Hayır' demeyi öğrenmesine yardım etmek ve çocuğun mükafatı beklemeyi ve zevki geciktirmeyi öğrenmesini sağlamaktır. Sınır koyma aynı zamanda disiplin fikrini de içerir.
Sınır koymanın ve uygun olmayan davranışın tekrarını önlemenin en iyi yolu çocuğun kendi davranışının yarattığı olumsuz durumu görmesi ve sonuçlarına katlanmayı öğrenmesi ile olur. İç sınırların oluşması için dışarıdan anne baba tarafından sınırlar konulmalıdır. Dışarıdan konulan sınırlar çocuğun dış sınırlara gereksinim duymayacağı zamana kadar devam etmelidir. Bu sınırlar çocuğun güvenliğinin ve güven duygusunun sağlanması için de çok önemlidir. Çocuk giderek dış kontrollü bir varlık olmaktan çıkıp iç kontrollü bir varlık olmaya başlayacaktır. Yani vicdanı gelişecektir. Ayrıca zamanla zevki geciktirmeyi içselleştiren bir çocuk, hedef koyma ve belli bir amaç için çalışma konusunda da gelişecektir.
Bebek doğduğunda en önemli gereksinimi dost ve sevildiği bir dünyada olduğunu anlaması ve bakımının çok iyi sağlanmasıdır. Kendisine bakım veren kişilere bağlanması çok önemlidir. Onun için bu evrede sınır kavramından önce bebeğin güven duygusunun gelişmesi gelir. Bu evrede tek gerçek sınır annenin güven veren ve sakinleştiren varlığıdır.
Bebek 5 aylıktan başlayarak , 'Annem ve ben aynı değil, farklı iki kişiyiz' gerçeğini anlamaya başlarlar. Bu aşamada, anneye bağımlı kaldığı halde dış dünyaya da büyük ilgi duymaya başlar. Onların başka insan ve nesnelerle ilgilenmesinin desteklenmesi çok önemlidir. Bu evrede çocuk 'Hayır" denmesini anlayamaz.
Ayakta durmaya başlayan,  emeklemeye ve adımlarını atmaya başlayan bebek yavaş yavaş dünyada etkin olduğunu ve bazı değişimlere neden olabileceğini giderek daha iyi fark ederek, 'Hayır' sözünü de anlamaya başlar.
Çocuk bu evrede bağlılığını kaybetmeden bireyselleşme duygusunu kazanmaya çalışır. Bu süreçte, çocuğa sınırları öğretmek için uygun zamanlarda onun 'Hayır'ını kabul etmek, bu arada büyüklerin 'Hayır'ının da kesin bir hayır olduğunu fark ettirmek esastır. Mümkün olduğu kadar az 'Hayır' demek, ama bir kere 'Hayır' demişsek vazgeçmemek, tutarlı olmak adına çok önemlidir.
Her gelişim seviyesi için farklı sınırların öğrenilmesi söz konusudur. Çocuğun, evrenin merkezinin kendileri olmadığını anlaması, belli bir cinsel kimliği olduğunu anlaması gibi..."

ÇOCUĞA SINIR KOYMAYA BİR ÖRNEK:
- Duvarları boyamaya başlayan çocuğa, duvara değil masadaki büyük kağıda resim yapabileceğini söylemek.

- Devam ediyorsa "Hayır" demek ve tekrar çocuğu yavaşça kağıda yönlendirmek ve sonucu belirtmek.

- Yine ısrar ediyorsa, nedenleri açıklayıp, duvarların temiz kalması kağıdın boyanmasının tekrarı... Ya bir dakika bekleyecek, düşünecek ve ara verecek ya da ertesi güne kadar boya yapmayacak. Öfkelendiyse, biraz ayrı kalması için (1 dakika) zaman tanıma.

- En son aşama, rahatlama ve yeniden bağlanmadır. Çocuğun kucağa alınıp rahatlatılması, üzüldüğünün kabul edilmesi ve dile getirilmesi. Acı veren sonuçlar asla bir bağlılığı kaybetmeyi içermemelidir."


ÇOCUĞA SINIR KOYARKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN ÖNEMLİ İLKELER:
- Saygılı olmak ve yumuşak ses tonu kullanmak.

- Kızgınlık dakikasının geçmesini sabırla beklemek.

- Olumlu anne babalık davranışını benimsemek, ki sınır koymayı kolaylaştırır.

- Konuşurken ses tonuna bebekler bile çok duyarlıdır. Sevgi ve kızgınlık tonunu rahatlıkla ayırabilirler. Sevgi tonu daima etkilidir.

- Anne baba en başından itibaren rol model oluştururlar. Çocukla kontrollü ve yumuşak ses tonu ile konuşmak,  oto kontrol sergilemek.

- Sınırlar-limitler ceza değildir.

- Sınırlar-limitler aynı zamanda bazı sonuçlara götüren seçimler sunar.

- Sınır koyarken davranışın olumlu veya olumsuz olası sonuçlarını kestirmeyi öğrenmek; bu şekilde iyi karar verebilmek.

- Genelde olumluya odaklanmak, gerektiğinde olumsuzu göz ardı edebilmek.

- Çocukla empati kurmak ve olayları çocuğun gözünden görebilmek.

- Çevreyi düzenleyerek çocuğun gelişimsel gereksiniminin sağlanması. Örneğin; merdivenlere geçişe bir kapı veya parmaklık konması, ya da içilen çayı çocuğun ulaşamayacağı şekilde masanın ortasına konması gibi.

- Çocuğun yanlış yapmasına izin verme.

- Yemek, giyim, oyun gibi birçok konuda çocuğa gerçekçi seçimler sunma.

- Olayları değerlendirirken esnek olma.


Aslı Soyer (Klinik Psikolog):
"ÇOCUK KENDİSİNE KONULAN SINIRLAR SAYESİNDE 'HAYIR' DEMEYİ ÖĞRENİR"
"Sınır, hem çocuk hem yetişkin için, bir ihtiyaçtır. Sınırlar çocuklara sadece toplumsal hayatın kurallarını öğretip onları başka insanlarla sağlıklı ilişkiler kurmaya yöneltmez; aynı zamanda güven içinde büyümelerini destekler. Bir çocuğun her yaş döneminde yapabileceği ve yapamayacağı şeyler vardır. Güvenli sınırların olmayışı, çocuğu yapıp yapamayacakları ile ilgili kararlar konusunda yalnız bırakır. Yani, almaması gereken sorumlulukları onun omuzlarına yükler. Dışarı çıkarken ne giyeceği konusundaki karar 2 yaşındaki bir çocuğa bırakılıyorsa, çocuk başına bir şey geldiğinde onun kimin koruyacağını bilememeye ve bununla ilgili kaygı duymaya başlar. Diğer taraftan, sınır koymak cezalandırmak değildir. Sınır koymak, yeri geldiğinde 'Hayır' diyebilmektir. Anne baba çocuğa 'Hayır' dediğinde, o da kendi hayatında ve ilişkilerinde 'Hayır'ın nasıl kullanılabileceğini öğrenir."



ÇOCUĞA SINIR KOYMANIN PÜF NOKTALARI:
- Çocuğunuz öfkeli ya da saldırgan bir davranışta bulunduğunda ya da kurallara uymama konusunda ısrarcı olduğunda evin bir köşesinde belirlenecek "mola köşesi"nde yaşı kadar dakika (örneğin 3 yaşındaki bir çocuk için 3 dakika) oturtulabilir. Bu sakinleşmesini ve onu öfkelendiren uyarandan uzaklaşmasını sağlayacaktır. Ancak bu yaptırım, sadece öfkeli ve ısrarlı durumlarda kullanılmalıdır. Örneğin, yemeğini yemek istemeyen bir çocuğu mola köşesine göndermek uygun bir karşılık olmayacaktır.

- Sınır koyarken her zaman seçenek sunmak ve/veya neyi yapmasını istemediğiniz gibi neyi yapmasını istediğinizi söylemek önemlidir. Örneğin, 'Halıya ayakkabınla basma' derken, 'Ayakkabılarını dışarıda çıkarıp içeri gir" demiyorsanız, çocuğunuzun kafası karışabilir ve uyum göstermeyebilir. Bizim zihnimizde çok basit olan bir bilgi, çocuklar için henüz sindirilmemiş bir bilgi olabilir.

- Çoğunlukla anne babaların tahammülsüzlüğü bir durumla ilgili birkaç kez uyarı yapıp bir sonuç alamadıkları noktada başlar. Bu tür durumlarla karşılaşmamak için çocuğunuzun yaptığı davranışın sonuçlarını görmesini sağlamak, hem onun öğrenmesi hem de sizin onunla ilişkiniz açısından çok daha sağlıklı olacaktır. Örneğin, siz bir kaç kez, "Dondurmanı o şekilde yersen düşebilir, altına bir tabak almalısın" demenize rağmen dondurmasını o şekilde yemeğe devam edip sonunda dondurmasını düşüren çocuğunuza başka bir dondurma almamak, bir sonraki sefer daha dikkatli davranmasını sağlayacaktır.
 

DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.