Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

SİZİN İŞTAHSIZ ÇOCUĞUNUZ HANGİSİ?


Hangi anneye sorsanız, "Çocuğum iştahsız, yemiyor" diyor! Oysa iştahsızlık, ağız yoluyla beslenmede yaşanan isteksizlik ve çocuğun ağız yoluyla tam ve dengeli beslenememesine deniyor. Türkiye'de annelerin yüzde 58'i çocuklarına yemek yedirmede güçlük çektiğini söylüyor. 1-10 yaş arası çocuğu olan 815 anne, 250 pediatrist ile yapılan araştırma sonucuna göre ise, iştahsız çocuklar 6 farklı kategoride değerlendirilerek çözüm üretilmeli.

Türkiye’deki 1-10 yaş arasında en az 1 çocuğu bulunan toplam 815 anne ile yapılan araştırmaya göre, annelerin yüzde 58’i çocuğuna yemek yedirmekte güçlük çekiyor. Bu anneler çocuklarının iştahsız olduğunu, yemek seçtiğini ve yeterli miktarda yemek yemediğini söylüyor. Çocuğun yemek seçmemesi, yemek yerken mutlu olması ve masada uslu davranması, anneler tarafından sağlıklı beslenen çocukların ortak özellikleri olarak kabul ediliyor. Öte yandan, çocuklarının düzenli ve yeterli yemek yemediğini, yemek konusunda çok seçici olduğunu belirten anne babalar, çocuklarının çok az yemek yemesinden, sadece abur cubur yemek istemesinden ve besleyici değeri yüksek yemekleri yemek istememesinden şikayetçi.

ANNELER DOKTORLARA DEĞİL, AKRABALARA DANIŞIYOR!
Anneler en sık karşılaştıkları beslenme sorunlarını; yemek seçme (yüzde 59), iştah kaybı (yüzde 55), az yemek yeme (yüzde 53), hiperaktivite (yüzde 16) ve yemek yerken ağlama (yüzde 7) olarak sıralıyor. Çocuklarına yemek yedirme konusunda sıkıntı yaşayan annelerin en çok başvurduğu yolların başında ise, konunun uzmanları tarafından yanlış davranış biçimleri olarak nitelendirilen uygulamalar geliyor: Bu konuda, yemek esnasında oyun oynama başı çekiyor (yüzde 87). Çocuğun sevdiği yemekleri yapma (yüzde 77), televizyon karşısında yedirme (yüzde 76), ısrar ederek yedirme (yüzde 73) ve ödüllendirme veya cezalandırma (yüzde63), oyun oynayarak yemek yedirmenin ardından en sık kullanılan yemek yedirme yöntemleri olarak ortaya çıkıyor.
Yemek yedirmede güçlük çeken bu annelerin neredeyse yarısı ise bu güçlüklerle ilgili olarak bir akrabasına danıştığını itiraf ediyor. Çocuk doktorlarına danışma oranı ise yüzde 30 civarında.

Öte yandan, yine aynı araştırmanın sonuçlarına göre, doktorlar, çocuklardaki beslenme sorunlarının anneler tarafından abartıldığını düşünüyor.

ÇOCUKLARDA İŞTAHSIZLIĞIN SIRRI
“Çocuklarda Beslenme Güçlüklerinin Tanımlanması ve Yönetimi (IMFeD) Programı aracılığıyla, Çocuk Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Yasemen Taner, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Benal Büyükgebiz ve Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülden Köksal, iştahsız çocuklarda beslenme ve beslenme güçlüklerini tüm yönleriyle ele alarak, çocuklardaki beslenme güçlüklerini kategorilere ayırarak, her kategorideki çocuk için farklı çözüm önerileri sunuyorlar.

Çocuk beslenmesi ve iştahsızlık konusunun, psikiyatri, çocuk sağlığı, beslenme ve diyetetik bölümlerinin birlikte çalışmasıyla çözümlenmesi gerektiğini söyleyen ve çocuklardaki beslenme güçlüklerine yeni bir bakış açısı getiren IMFeD Projesi, Amerika, Avrupa, Asya ve Latin Amerika ile Türkiye’de eşzamanlı olarak yürütülen global programın Türkiye ayağında gerçekleştirilen araştırmalarda elde edilen sonuçlar ise, çocuk beslenmesinde ciddi sıkıntıların yaşandığını ortaya koyuyor.

İŞTAHSIZ ÇOCUĞA DOĞRU YAKLAŞMAK ŞART!
Yurt dışı ve yurtiçinden bir çok araştırmacı bilim insanının katkısıyla hayat bulan IMFeD Programı, beslenme güçlükleri olan çocukları 6 kategoriye ayırıyor: Birinci kategoride yer alan “yemek seçen çocuklar”; belirli tat, kıvam, koku ve görüntüye sahip yiyecekleri reddediyor ve zorlandıkları takdirde aşırı tepki gösteriyorlar. Uzmanlar, bu çocukları zorlamanın değil, teşvik edip model olmanın gerekliliğine değiniyor. Aynı besinleri, belli aralar ve değişik biçimlerde tekrar denemek de olumlu olduğu belirtilen davranış biçimleri arasında yer alıyor.  İkinci kategoriye giren “iştahsız ve hareketli çocuklar” ise yemek yemeye karşı ilgisizler ve kolay doyuyorlar. Dikkatleri çabuk dağılan bu aşırı enerjik çocuklar, bir an önce masadan kalkmak istiyorlar. Bu tipte, sofrada keyifli yemek ritüelinin yüceltilmesi, yemek disiplini ve dikkat terbiyesi başvurulması gereken yollar olarak belirtiliyor.

İŞTAHSIZ OLARAK DEĞERLENDİRİLEN NORMAL ÇOCUK
“İştahsız olarak değerlendirilen normal çocuk” ise diğer kategorilerin aksine aslında ihtiyaç duyduğu kadar yemek yiyen sağlıklı bir çocuk portresi çiziyor. Normal olarak sevdiği ve sevmediği bazı besinler olan bu çocuk tipi, annesi tarafından daha çok yiyen başka çocuklar ile karşılaştırıldığı için yanlış bir şekilde iştahsız olarak değerlendiriliyor. Bu çocuklarda, doktorların aileye muayene ile güven vermesi ve ailenin rahatlatılması yüksek önem taşıyor. Bu noktada ebeveynlerin beslenme eğitimi alması da tutumlarını olumlu etkiliyor.

YEMEK YEMEKTEN KORKAN ÇOCUK
Beslenmeye karşı şiddetli direnç gösteren, ağlayan ve ağızlarını açmayı reddeden çocuklar ise “yemek yemekten korkan çocuk” kategorisine giriyor. Bu çocuklar yemekle ilgili her şeyden kaçmaya çalışıyor ve yemek yememek için ellerinden geleni yapıyor. Bu çocuklar için kademeli duyarsızlaştırma yöntemi iyi sonuç veriyor. Gerekli durumlarda, beslenmelerini tam ve dengeli bir destek ile tamamlamak gerekiyor.

ORGANİK HASTALIĞA BAĞLI İŞTAHSIZ ÇOCUK
“Organik hastalığa bağlı iştahsız çocuk” sınıfında yer alan çocuklar için iştahsızlık, bilinmeyen başka bir sorunun göstergesi olarak ortaya çıkıyor. Bu çocukların iştahsızlıklarının altında yatan esas sorunu bulmak çocuğun sağlığı açısından büyük önem taşıyor.

İŞTAHSIZ VE İÇİNE KAPANIK ÇOCUK
Son olarak, genel anlamda içe kapanık ve keyifsiz çocuklar “iştahsız ve içine kapanık çocuk” sınıfına dahil ediliyor. Bu tür çocukların iştahsızlıklarının temelinde çoğu zaman anne-baba ayrılığı veya kendisine bakan kişilerden, anne-babadan yeterince ilgi görememe gibi problemler yatıyor. Bu durumlarda ebeveyn/bakımveren-çocuk ilişkisini ayrıntılı biçimde ele alıp olumsuzlukları gidermek gerekiyor.
Çocukları bu şekilde beslenme alışkanlıklarına göre kategorize ederken, bir çocukta birden fazla beslenme güçlüğüne rastlanabileceğini de unutmamak gerekiyor.


Prof Dr. Benal Büyükgebiz (Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı):
“ANNELER KENDİNİ ÇARESİZ HİSSEDİP ÇOCUĞU ZORLUYOR”

“Çocukta hangi beslenme güçlüğü olduğunu doğru analiz etmek doğru çözümleri sunabilmek açısından büyük önem taşıyor. İştahsız olan ya da yanlış beslenen bir çocuğu sağlıklı beslenmeye yönlendirirken zorlamak yerine, ailece doğru davranış biçimlerinin benimsenmesi ve tam-dengeli beslenmenin sağlanması, çocuğun fiziksel ve psikolojik gelişimi açısından olumlu sonuç veriyor. Ayrıca çocuğa ısrarcı davranmak kesinlikle yanlış! Zorlayıcı davranışlar çocukların ilerleyen yaşlarda yemek ile ilgili önemli problemler yaşamasına sebep oluyor.”


Prof. Dr. Gülden Köksal (Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Anabilim Dalı Başkanı):
“BESLENMENİN NE OLDUĞUNU BİLMİYORUZ”

“Yaş gruplarına uygun olarak tüketilmesi gereken besinlerin özelliklerinin yanı sıra öğün düzeninin ve porsiyonların nasıl ayarlanması gerektiği konusu çok önemli. Çocuklarda sağlıklı beslenme her gıdadan düşünmeden tüketmek anlamına gelmiyor. Sağlıklı beslenmenin yeterli ve dengeli beslenerek, büyüme için gereken temel beslenme ihtiyacının giderilmesi anlamına geldiğini tüm ebeveynler öğrenmeli…”


Doç. Dr. Yasemen Taner (Çocuk Psikiyatri Uzmanı):
“BLENDIR ÇOCUKLAR ÇOĞALMASIN!”

“Beslenme sorunlarında anne-çocuk ve anne-doktor iletişimi çok önemli. Özellikle anne-çocuk arasındaki ilişki çocuğun beslenmesine yansıyor. Annelerin doğru yaklaşımları çocukların beslenme konusundaki davranışlarını da olumlu etkiliyor. Bu noktada yapılan hatalar ise, çocuktaki beslenme becerisi gelişimini olumsuz etkiliyor. Hatta benim, ‘blender çocuklar’ dediğim, çocuklarının protein alabilmesi için köfteleri süt ile birlikte blender’dan geçirerek yediren anneler var! Çocuğuna ‘baskı ile yediren’ annelerin davranışsal olarak ileriki dönemlerde çocukta problemler yarattığını ve çocuğun yemek ile ilişkisini bozduğunu gözlemliyoruz. Annelerin çocuğun damak tadına ve ayrı bir birey olduğuna saygı göstermemesi durumunda ilerleyen yaşlarda, temel güven duygusu gelişimi gibi konularda problem yaşanıyor. Bağımlılık yaşayan bireylerin çocukluklarında belirli dönemlerinde beslenme güçlüğü yaşadığını da biliyoruz.”



DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.