Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

ÇOCUĞU İHMALİN BEDELİ ÖDENEMEZ


Çocuğu ihmalin bedeli ödenemez!

Allah kötü yazı yazmasın, derler ama, geçen hafta hepimiz, A.Ü. Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Olcay Tiryaki Aydıntuğ’un, üniversite öğrencisi kızı Başak Aydıntuğ tarafından bıçakla boğazı kesilerek öldürülmesi haberiyle sarsıldık. Neden hepimizi derinden etkiledi bu haber?.. Birincisi hemen hepimiz evlat sahibiyiz de ondan... İkincisi, anne babaların çocuklara gösterdiği şiddete alışkın bir toplumuz ama anne babaların dokunulmazlığı olması gerektiğini düşünüyoruz içten içe... Yani, “Biz doğurduk büyüttük, çocuğa şiddet de yaşatabiliriz ama, bir çocuğun ailesine şiddet göstermesi kabul edilemez” yaklaşımına sahibiz...

Gerçekte şiddet kimseye yakışmaz, ne şiddet göstermek, ne de şiddet görmek... Fakat, değişmeyen bir bilimsel gerçek var ki, şiddet şideti doğurur ve şiddet gören şiddet gösterir!

21 yaşındaki Başak da bir zamanlar masum bir çocuktu, o da her çocuk özel ve pırıl prıldı şüphesiz... Diyebilirsiniz ki, bir insanın annesinin boğazını kesmesi için doğuştan psikopat-ruh hastası olması gerekir. Kimbilir, belki doğuştan ruh hastasıydı... Ama her ruh hastası “katil” mi oluyor?!

Öte yandan, Başak’ın babası Prof. Dr. Semih Aydıntuğ; kızının 4 yaşından bu yana psikolojik sorunlar yaşadığını söyledi. Başak’ı 4 yaşında uyku bozukluğu çekmesi üzerine pskiyatriste götürmek istediğini, ancak annesinin “Çocuğumu bu şekilde damgalamak istiyorsun” diyerek karşı çıktığını açıkladı. “Başak’ın yavaş yavaş kontrolden çıktığını göremedik. Çünkü ikimiz de çok meşguldük. Başak’a annem babam baktı. Ben de cerrahım, meşgulüm. Kendi çocuğunuza yeteri zaman ayıramayıp babaanneye, anneanneye, dedeye veriyorsunuz. Bir arabanın direksiyonunda 2-3 kişi olduğu zaman bu oluyor.”

Evet, baba Aydıntuğ da geç kalmış itiraf ve pişmanlıklarla belki acısını hazmetmeye çalışıyor. Olayın bir başka yönü ise, profesör annenin de geçen yıl ölen babası tarafından şiddete maruz kaldığıydı.

Sonuçta, her şey gibi bu elim olayın da bir çok yönü var. Hepimizin alacağı dersler var, hepimizin değiştirmesi gereken yanlarımız var. Üstelik, hepimiz çocuklarımıza karşı hatalar yaptık, yapacağız da, ama bu hataların hayati ve sürekli olmaması bizim elimizde...

Çocuklar bir şekilde büyüyorlar, ama onlar büyürken geçen süreçleri hiçbirşey geri getiremiyor.

Çocukları ihmalin bedeli bile yok, ödenemiyor. O nedenle çocuk sahibiyseniz, ya da olacaksanız, çocuğunuzu sadece belli yaşa getirmekle değil, nasıl getirdiğinizle ilgili olun, hem de her an... Unutmayın ki, biz ebeveynler çocuklarımızın aynasıyız, bu mucizevi hamurları an an bizler karıyoruz.

Çocuğunuza asla kayıtsız kalmayın!

İşte size 4 farklı araştırma sonucu! Çocuklarımızı nasıl şekillendirdiğimizin, anne baba olmanın önemine dikkat çeken bilimsel veriler... Ebeveynliğinize ayna tutabiliyorsanız mesele yok, değişebilir ve hayatınızdaki olumsuzlukları değiştirebilirsiniz.

Çocuklar aile içi sorunlar nedeniyle evlerini terketmeyi göze alıyor. Anne baba hataları çocukta alt ıslatma gibi belirtilerle kendini ele veriyor. Anne baba depresif ve problemliyse, bu durum çocukların yalnız ruh değil fizik sağlıklarına da yansıyor. Ailede şiddeti öğrenen çocuk kardeşine şiddet uyguluyor. Üstelik, günlük yaşamdaki bu ve benzeri veriler bile, çoğu ebeveyne hiçbir şey ifade etmiyor! Nasıl mı?..

HABER 1:
AİLE İÇİ SORUNLAR ÇOCUKLARI SOKAĞA İTİYOR

"Sokakta Yaşayan, Suç İşleyen ve Suça Maruz Kalan Çocuklar: Ankara ve İstanbul Örneği, Çözümler ve Öneriler” araştırması sokakta yaşan ve suç işleyen çocuklar hakkındaki gerçekleri gün yüzüne çıkardı. Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tülin Günşen İçli tarafından yapılan araştırma, suç işleyen çocukların neredeyse tamamına yakınının evden ayrılma nedeni olarak “ailevi problemleri” gösterdiğini söylüyor. Suç işleme nedenlerinin başında ise arkadaş çevresi ve televizyon geliyor.

Araştırmaya konu olan çocukların yüzde 27,2'si ailede dövme, yaralama, hakaret, küfür şeklinde şiddete maruz kalıyor. Aile içi şiddetin sadece kendisine karşı uygulandığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 48,4. Şiddet boyutu dışında taciz ve tecavüze maruz kalmış olmaları da onları suça iten en önemli nedenlerden sadece biri. Yüzde 11,1'i “tecavüz” veya “tacize” maruz kalmış.

Araştırmanın ürkütücü sonuçlarından biri de çocuklarının işlediği suçlara hak veren ya da kayıtsız kalan ailelerin sayısının hiç de hafife alınmayacak kadar fazla oluşu. Çocukların yüzde 15,6'sının ailesi işledikleri suça hak verirken, yüzde 13,8'i ise çocuklarının suçlarına kayıtsız kalıyor.

HABER 2:
OTORİTER ANNE BABANIN ÇOCUĞU ALTINI ISLATIYOR

Adnan Menderes Üniversitesi, Pediatrik Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Başkanı Doç. Dr. Ferah Sönmez, Aydın ve köylerinde, 5-15 yaş arasında 1008 çocuk üzerinde yaptıkları araştırmalarda, her 8 çocuktan l’nin uykuda altını ıslattığını saptadıklarını söyledi. Doç. Dr. Sönmez, uykuda altını ıslatan çocukların üçte ikisinin anne veya babasının da çocukluk döneminde aynı sorunu yaşadıklarım vurguladı. Ayrıca, kardeşini kıskanan, annesi ya da babası otoriter olan çocuklarda, bu sorunun daha fazla görüldüğüne, düşük öğrenim düzeyi olan, annesi çalışan çocuklarda da oranın yükseldiğine dikkat çekti.

HABER 3:
5 AĞABEYDEN 4’Ü KARDEŞİNİ DÖVÜYOR

Pek çok ailede sürdürülen bir uygulamadır; büyük çocuklar küçük kardeşlerinin sorumluluğunu alır, olgun davranmaya mecbur kalıp çocukluklarını yaşayamazlar. Bu sırada bir de şiddet uygulamanın yetişkinlik göstergesi olduğunu düşünüyorlarsa, küçük çocukların uzun vadede ruhsal sorunlar yaşaması kaçınılmazdır. Nitekim, TBMM Şiddeti Araştırma Komisyonu Uzmanı ve Hayatboyu Eğitim Gelişim Derneği Başkanı Adem Solak, büyük kardeşin, küçük kardeşe uyguladığı fiziksel ve duygusal şiddetin aile içi şiddette önemli yer tuttuğunu söylüyor.

Türkiye’de ailelerde görülen yanlış davranışlardan birinin büyük çocuğu, küçük olana “öğretmen”' tayin etmek olduğunu belirten Solak, yeterince sorumluluk almayan babanın çocukların sorumluluğunu anneye bıraktığını, annenin de bu sorumluluğu büyük çocuğa aktardığını ifade ediyor. Sonuçta da, kardeş şiddetinin toplumda çok büyük boyutlarda ve ciddi bir sorun olduğunu vurgulayan Solak, ağabeylerin yaklaşık yüzde 80'inin kardeşlerine şiddet uyguladığını söylüyor. “Toplumumuzda özellikle kız çocuklar ağabey şiddetine maruz kalıyor. Oysa, küçüklerin bu şekilde yaşadıkları aile içi şiddet, sadece evdeki huzuru olumsuz etkilemekle kalmıyor, hem şiddet görenlerin hem de şiddet uygulayanların uzun vadede ruhsal dengeleri bozuluyor. Evlilikten korkanlar, güven sorunu yaşayanlar, geçimsiz kişilik özellikleri taşıyanlar, genellikle çocukluğunda aile içi şiddet olaylarından etkilenmiş olanlardır.”

HABER 4:
ANNE BABANIN STRESİ ÇOCUĞA YANSIYOR

Endişeli ve depresif anne babaların çocukları daha sık hasta oluyor.  İngiltere'nin Rochester Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, endişeli ve depresif anne babaların çocuklarının daha sık hasta olduğunu ortaya çıkardı. Araştırma sonucunda ayrıca stresle bağışıklık sisteminin aktifliği arasında güçlü bağlantılar bulundu.
169 çocuk ve ebeveynleri 3 yıl boyunca takip edilirken, anne babalardan çocuklarının hastalıklarını kaydetmeleri ve 6 ayda bir psikiyatrik değerlendirmelere girmeleri istendi. Sonuçta, daha yüksek “duygusal stres” altında bulunan ebeveynlerin çocuklarının diğer çocuklara oranla çok daha fazla hastalandığı ve stresli anne babalara sahip çocukların kanında daha fazla bağışık hücre bulunduğu görüldü. Sonuçlar, aile içi stresin çocuk sağlığı üzerinde büyük etkisi olduğuna işaret ediyor.

 

DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.