Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

"ARKADAŞLARIM BENİ DÖVDÜ"


“Arkadaşlarım beni dövdü!”

Geçenlerde anasınıfına giden kızım okuldan burnundan soluyarak geldi… Sinirinden ağlayamıyordu bile; “Serviste gelirken arkadaşlarım beni dövdü” diye söylenmeye başladı. “Dövdü de ne demek?” dedim... “Dövdü işte!” diyerek, yaşıtı iki erkek çocuğunun ismini verdi. “Sen de onlara kız anne!”

“İstemediğin davranışlardan kendini koruyamadıysan, sen de hatalısın” deyiverdim. Şok geçirdi… Meğer, serviste arkadaşlarıyla şakalaşırken, erkek çocuklar işin dozunu kaçırmışlar, bizimki de bu arada biraz hırpalanmış…
Anlayacağınız çocuklar birbirlerine karşı acımasız olabiliyorlar. Fakat, ben bu tür durumlarda araya girmemeyi tercih ediyorum. Yoksa, insan yavrusunu böyle burnundan solurken görünce panikliyor. Akıllı bıdıklar başa çıkamayınca, öfkelerini bile bize taşıtmak istiyorlar.

Düşünsenize, bir an soğukkanlılığımı koruyamasam, bir bardak suda fırtına kopacak ve böylece “küçük prensesim” kendisini iyi hissedecek… Belki o an çok hırslandı, deşarj olamadı, ama sanırım bu da ona iyi bir ders oldu… Hem öfkesini kontrol etmek konusunda, hem de istemediği davranışlarla muhatap olmamak için gerekli önlemleri önceden almak konusunda…

Bu arada annelerden, “Çocuğum çok öfkeli, çok saldırgan, öyle ki kendisine bile vuruyor” şeklinde çok sayıda mail alıyorum. Ve bu çocukların ortak özellikleri 2 yaş civarında olmaları. Bu durumda kanımca paniğe gerek yok, çünkü 2 yaşındakiler birey olacağım, derken hem kendisini hem çevresini hırpalayabiliyor; anneye de her zamankinden çok sabır ve hoşgörülü olmak düşüyor.

ANNEYİ KAYIRAN KÖŞE

ÇOCUĞA ÖFKESİYLE BAŞA ÇIKMAYI ÖĞRETİN!
Çocuğun öfkesine boyun eğildiği ve öfkesiyle istekleri yerine geldikçe bu davranışların sıklığı ve şiddeti devam eder. Kendinde karşılık verme hakkını görmek, öfkenin rahatlama ve boşalma sağladığına inanmak, özellikle gençler arasında yaygındır. Çocuklarınıza öfkenin öfkeyi, şiddetin şiddeti doğurduğu anlatın. Öfke ortaya çıkmadan önce bedenin verdiği fizyolojik ipuçları vardır: Ateş basması, kalbin hızlı atması, ellerin yumruk yapılması, çenenin kilitlenip, dişlerin sıkılması, titreme, kaslarda gerginlik gibi… Bu gibi fiziksel değişimleri fark etmek, öfke üreten düşünce yerine ilgiyi mutlu eden başka yöne kaydırmak, zihinsel olarak imgelendirmek, ilişki becerisi ve düşünceyi yeniden yapılandırmak için, gerektiğinde uzman desteğine de başvurmaktan kaçınmayın.

"Beni sinir etme anne!"  diyorsa…

Öfke büyük küçük tüm insanların farklı doz ve sıklıkla hissettiği doğal, evrensel ve sağlıklı bir duygu… Çocuğunuzun öfkesini dengede yaşayabilmesi için, Uzman Psikolog Şeyda Özdalga’dan aldığımız bilgiler işinizi kolaylaştırabilir.


Dünyaya gözümüzü ağlayarak açarız. Haykırma, bağırma ile oksijeni ciğerlerimize doldurarak yeni yaşamımıza alışmaya başlarız. Çocuklar aile ve çevre faktörlerine bağlı olarak öfke içeren duygu ve davranışlar geliştirirler. Örneğin bebek karnı acıkınca, altı temizlenmeyince ağlayarak ihtiyacının karşılanmasını bekler. Temel güven ve sevginin oluştuğu ilk yıllarda tatmin edilmeyen çocuk; değersiz ve sevgisiz kişilik oluşumunun da adımlarını atar. Bu dönemde istek ve ihtiyaçların anne tarafından sevgi ve şefkatle karşılanması gereklidir. Sonraki dönemlerde ise, çocuğun artık bağımsızlaşmasına, kendisini gerçekleştirmesine, kendi becerilerini ortaya koymasına imkan verilmelidir.

ÇOCUĞUNUZ EVİN PAŞASI-PRENSESİYSE…
Öfke ve şiddetin nedenlerine baktığımızda arzularımızı veya ihtiyaçlarımızı engelleyen bir olay, nesne veya kişinin olması, haksızlığa uğrama, fiziksel ceza ve yaralanmalar, tacize uğrama, hayal kırıklığı, ebeveyne bağımlı olma, tehditlere maruz kalma gibi faktörlerin ön planda olduğu görülür. Bu olumsuz duygu ve durumlarda öfke, çevreyle iletişimde kendine göre savunma oluşturan bir tampon, bir kendini koruma tepkisi olarak gerçekleşir.

Evin paşası, prensesi konumunda isteklerinin anında yerine getirildiği, isteklerine “hayır” dendikten sonra pes edilip evet” dendiği, aynı duruma bazen “evet” bazen “hayır” dendiği,  sınırların belli olmadığı, kararları ebeveynin değil çocuğun aldığı, aile içi rollerin karıştığı durumlara alışan çocuk; ev dışındaki arkadaş ve okul çevresinde aynı kabulü bulamayınca, kendisini kabul ettirme yöntemi olarak öfke ve saldırganlığa başvurabilir.

ÖFKE VE ŞİDDETİN NEDENLERİ
• Çocuğun psikolojik ihtiyaçlarının yerine getirilmemesi.
• Çocuğun yetiştiği aile, arkadaş, okul çevresinde yaşadığı olumsuz-travmatik yaşantılar.
• Sosyo-ekonomik seviyenin düşük olması.
• Ailenin oyun sırasında zarar gören çocuğuna “Senin elin armut mu topluyor sen de vursaydın”, “İyi yapmışsın” yaklaşımıyla olumsuz davranışı pekiştirmesi. • Saldırganlığın bir erkek özelliği olarak hoş görülmesi, desteklenmesi.
• Otorite figürü olarak babanın fiziksel ceza yaklaşımı, çaresizlik ve kısa süreli sonuç alma amaçlı annenin fiziksel ceza yaklaşımı veya aile içi şiddet uygulanması.
• Anne ya da babanın sorunlarını çözme yöntemini öfke ve saldırgan davranışlarla göstererek model olması.
• Okulda akranları tarafından istismar edilmek (aşağılanma, küçük düşürme, fiziksel taciz, dışlanmak,  alay edilmek).
• Okulda akademik başarı ve ilginin düşük olması.
• Öğretmen tarafından aşağılanma, küçük düşürme, sözlü ya da fiziksel cezalandırmalar.
• Parçalanmış aileler.
• Tutarsız disiplin.
• Nasıl davranacağını bilmeyen eğitimsiz aileler.
• Çocuk ve gençlerin denetim eksikliği.
• Düşük sosyal ilişki.
• Televizyon, sinema ve bilgisayar oyunlarındaki öfke ve şiddet unsurlarının kısa ve uzun sürede duygu, düşünce, tutum ve davranışlar üzerinde tetikleyici, hızlandırıcı ve özendirici etki.

TV ÖFKEYİ BESLİYOR!
- Araştırmalara göre, çocuk TV kanallarında yayınlanan program ve çizgi filmler saatte ortalama 20 şiddet eylemi içeriyor.
- Günde 2 saatten fazla TV seyreden çocukların, evde, okulda, sınıfta ve sosyal ortamda daha fazla saldırgan tutum ve davranışlar sergilediği saptanmış durumda.
- 1998-2002 yıllarında dünya genelinde yapılan çalışmaya göre; en çok izlenen prime time kuşağında şiddet içeren TV dizi, film ve programlar yüzde 81 oranında artmış durumda.
- TV izleme süreleri arttıkça, gece kabusları, korku, kaygı ve gerginlikleri de doğru orantılı olarak artıyor.


ÖFKE VE ŞİDDET KENDİNİ NASIL GÖSTERİYOR?
• Bağırmak.
• Ağlamak.
• Aşağılamak, küçük düşürmek.
• Küfür etmek, hakaret etmek.
• Konuşmayı reddetmek.
• Kin dolu dedikodu, yalan söylemek.
• Dövmek, saç çekmek, ısırmak, itmek.
• Rahatsız edici şakalar yapmak.
• İsim takmak.
• Sözlü tehdit etmek.
• Bir eşyayı fırlatıp atmak, tekmelemek.
• Kızdığının eşyalarına zarar vermek.
• Gasp etmek.
• İntihar.

ÖFKE VE ŞİDDETİN KONTROLÜ
Öfkeyi kendine ve başkasına zarar vermeden doğru ifade edebilme becerisine “öfke kontrolü” denir. Öfke kontrolü duygusal, düşünsel ve davranışsal önlemlerle aile, okul ve toplum tarafından sağlanabilir. Siz de çocuğunuzun öfkesini konrol etmesine yardımcı olabilirsiniz. Şöyle ki:

• Çocuklara tutarlı ve sürekli ilgi ve sevgi göstermek.
• Çocukların bağımsız ve yeterli olmalarına, kendi becerilerini göstermelerine fırsat vermek ve desteklemek.
• Olumsuz duygu, davranış ile tepki vermemek. Vurmamak, küfür, hakaret, tehdit ile yaklaşmamak.
• Çocuk, öfkeli davranışlar sergilemediğinde ona ilgi göstermek ve övmek.
• Çocuk, öfke nöbeti geçirmeye başladığında özel ilgi göstermemek. Öncesinde neyle meşgulsek o işe devam etmek.
• Çocuğa net bir şekilde öfkeli davranışlarına son vermesi gerektiğini söylemek. Öfkeli durumu daha da artmadan dikkatini dağıtmaya veya başka bir alana yönlendirmeye çalışmak.
• Öfke nöbeti geçirdiği sırada çocuğun kendisine veya başkalarına zarar vermeyeceği güvenli bir ortamda tutulmasını sağlamak.
• Çocuğa öfkelenmenin doğal bir duygu olduğunu ve buna hakkı olduğunu söylemek. Ama bu yüzden konu ile ilgili fikrinin değişmeyeceğini ve öfkesi sona erdiğinde onun yanında olunacağını söylemek ve bu konuda kararlı durmak.
• Sorunlarını birlikte tartışmak. Şiddete başvurma ve başvurmama durumlarının sonuçlarını tartışmak.
• Şiddet dışı durum ve ortamlara yönlendirmek.
• Eleştiri, yargılama, öğüt ve öneride bulunmamak.
• Empati geliştirmesini sağlamak.
• Televizyon, film ve bilgisayar oyunlarını sınırlamak.


OKULDA ÖFKENİN KONTROLÜ İÇİN AİLELERE ÖNERİLER
• Akranlar arasında arabuluculuk yapmak.
• Çocuğa çatışma çözümünü öğretmek.
• Çocuğa problem çözümünü öğretmek.
• Çocuğa öfke yönetimini öğretmek.
• Öğretmenlerin sözlü ve fiziksel istismarını engellemek.
• Kişiler arası ilişki ve sosyal beceriyi öğretmek.
• Çocuğa olumsuz düşünce ve davranışlarını fark ettirmek ve olumlularla yer değiştirmesini sağlamak.


ÖFKENİN ETKİLERİ
 “Beni çileden çıkarttı”, “Tepemin tası attı”, “Sigortam attı” gibi toplumsal mitlerle öfkeyi değerlendirdiğimizde; çocuklarda da öfkenin hazırlayıcı, geliştirici ve besleyici etkilerini görebiliriz: Şöyle ki:

- Çocuk ve ergenler, model alma ve sosyal öğrenme yolu ile izledikleri diyalogları, sözleri, tutum ve davranışları taklit eder, öğrenirler. Kahramanlarla özdeşleşerek onlar gibi davranmaya, onlar gibi var olmaya çalışırlar.
- Öfke, şiddet ve saldırganlığı bir problem çözme yöntemi, kendini ifade etme yolu olarak benimsemeye başlarlar.
- Öfke, şiddet ve saldırganlığa, ölüme, acıya duyarsızlaşmaya, bağışıklık kazanmaya başlarlar. Bu kavram, davranış ve görüntüler normalleşmeye ve kabul görmeye başlar. Acı çekenle empati kurma yetileri kaybolmaya başlar.
- Kızgınlık, öfke, kin, nefret, intikam duygularını daha yoğun hissetmeye ve yaşamaya ve dışa vurmaya başlarlar.
- Dünyayı ve yaşamı anlamaya ve öğrenmeye çalıştıkları bu gelişim dönemlerinde, iyiler-kötüler, kazananlar-kaybedenler olarak gerçekçi, işlevsel, rasyonel olmayan düşünce kalıplarını benimserler.
- Giderek doğru ve yanlışı, kurgu ile gerçeği, uygun ile uygunsuzu, olası ile imkansızı ayırmakta zorlanmaya başlarlar.

DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.