Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

HAYAT BAYRAM OLSA…


Meraklanmayın. Sizlere nerede o eski bayramlar, diye başlayan bir yazı okutmayacağım. Çünkü en az eski bayramların güzelliği kadar, çocuk olmanın güzelliği ve naifliğine de inananlardanım. Çocukken bayramın ilk günü anneannemin evinde toplanırdık… Hala da öyledir ben ve ailem her bayram, ailenin en büyüğü olan anneanneye gideriz. Sanırım kızım Duru da bundan keyif alıyor; o hazırlık, aile bireylerinin hepsini birden görmek, her birinin ayrı ayrı ilgi göstermesi, küçük sürprizler yapması onun da çok hoşuna gidiyor.

Çocuklar için bayramlar aslında hep aynı, eğer biz büyükler güzel sunarsak, onlara da "Nerede o eski bayramlar", diyebilecekleri hoş anılar kalabilir. Çünkü çocukluk demek küçük şeylerden mutlu olmak demek. Bizler nerede o horoz şekerleri, pamuk helvaları diye yakınırken, hiçbirimizin bir horoz şekere ya da pamuk helvaya tav olacağını sanmıyorum. Bayramı nerede geçireceğiz? Yurt dışında ya da İstanbul dışında beş yıldızlı bir otelde… Bizler artık büyüdük ve çoğumuz aile ziyaretleriyle yetinip mutlu olamıyoruz, hatta bunu yorgunluk ve yük olarak bile yaşayabiliyoruz. Çağın karmaşası deyin, eski değerlerin kaybolması deyin, sebep ne derseniz deyin, kimseyi yargılamayın, yanlış anlaşılmasın ben de kimseyi yargılamıyorum. Ama bir gerçek var ki, artık çocuk değiliz! Diğer özel günleri de ve kültürümüzde önemli bir yere sahip olan bayram günlerini de çocuklar gibi şen ve coşkuyla karşılayanımız pek yok. Bir tek büyükanneler, büyükbabalar… Onlar da tıpkı çocuklar gibi oluyor bayramlarda. Çocuklarını, torunlarını birarada görmenin coşkusu ve sevinci düşüyor yüreklerine… Ve belki biraz da bu coşkuyla hayata tutunur oluyorlar… O yüzden de çoğumuz, gönülden istesek de istemesek de, çocukluğumuzdan kalan bir alışkanlıkla çocuklarımızı ve büyüklerimizi mutlu edebilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Ama elbet, çocukluğumuzu hatırlayıp, "Ah nerede o eski bayramlar?" dememek için kendimizi de mutlu etmenin yollarını bulmalıyız. Ben mesela; hem kendimi hem de Duru'yu mutlu etmek üzere tiyatro ve müzikli oyun sahnelerini aşındıracağım. Sahne sanatlarına düşkün bir anne-kız olarak bu kış günleri daha güzel renklenemezdi zaten… Ya siz, bu bayram hangi sahnede olacaksınız?


 

ANNEYİ KAYIRAN KÖŞE
Tatil mi? Ben almayayım!


"Önümüzde kocaman bir bayram ve yarıyıl tatili var, ay ben şimdi ne yapacağım?" diye kara kara düşünen çok anne tanıyorum. Birincisi ben! Duru'yla ve kocamla dipdibe geçecek bir 9 günü düşünmesi bile ruhen ve bedenen çok yorucu… Çünkü bu, eğer İstanbul'daysak ki, öyle görünüyor: Her gün düzenli olarak yemek yapmak ve 3 öğün sunmak demek… Ki, çoluk çocukla 9 çarpı 3 şeklinde sofraya oturmak hiç de içaçıcı değil. İkincisi, bayram ziyareti demek; o bayram ziyaretlerinde büyükleri ve çocukları dengelemek ve mutlu etmeye çalışmak demek. Malum büyüklerden gelecek eleştirileri sineye çekmek demek! Ve ara kuşak olmak, işte böyle bir çelişki demek… Tabii bu arada, "Çocuk kış günü birinden grip mrip kapmasa bari" diye endişelenmek ve de yavruyu yalayayarak öpenlere kıl olmak demek… Misafir de gelebilir tabii, ayrıca gelsin de ama, işte işin denge ve ağırlama tarafı, yine annelere düşüyor. Havalar soğuk olunca, ev muhabbeti tek alternatif değilse bile yaygın olarak kullanılan bir alternatif demek… Ve bu da, sadece güneş ışığından mahrum olmaktan değil, aile muhabbetinin sürekli içinde olmaktan mütevellit bir depresyonun bünyede başgösterme ihtimali demek…

Eh, İstanbul dışında tatilde olsaydık da, durum pek değişmezdi. Kış günü çoluk çocuk seyahat ettiğinizi düşlediğinizde bile, insan maddi- manevi yoruluyor, hatta çöküyor. Bu çöküntünün bir de bütçenizdeki yanı var. Tatil sonrası harcamaları kısmak da yine size düşüceğinden, ben mesela, zaten kar-kış da pek sevmem, İstanbul'da kalmayı tercih edenlerdenim.

Bu arada yarıyıl tatili okullar kapalı, çocukların imkan dahilindeyse büyükannelere yoksa işyerlerine taşınması demek… Ki, bu taşıma, getir götür, organizasyon işlerinin de çoğunluğu annelerin elinden öper… Eh, sizler de bir zahmet annelerin elinden öpün, hatta yıkama yağlama ne bulursanız yapın, çünkü anneler tek başına tatil planlarını her an uygulamaya koyabilirler!

 

YAVRUMDAN İNCİLER
Ben iki gece üstüste işten eve geç gelince, kızım babasına şöyle dert yanar: "Annem her gece geç geliyor, sen de beni sabahları okula bırakmıyorsun. Bıktım artık…"

 

DOKTORU BIKTIRAN SORULAR...

Hamilelik ve doğum sürecinde en çok kocanızın başına ekşiyeceğinizi sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Bu süreçlerde en çok başı ağrıyıp, hamile ve doğum yapmış anne yüzünden kafasını kaşıyacak vakit bulamayanlar doktorlar oluyor. İşte, yeni annelerin doktorlara en çok sorduğu sorular ve cevapları…

Umarım, tatil günü ciddi bir yazı okuyacağınızı hayal etmiyorsunuz. Etmeyin, çünkü aşağıda yer alan soru ve cevapların hepsi internette dolaşan ve benim de gülmekten yerlere yatıp, sizlerle paylaşmak istediğim esprilerden başka bir şey değil. Yoksa, çocuğunuzun dişi çıkar çıkmaz (4. ayda dişi çıkan çocuklar biliyorum) sütten falan kesmeye kalkmayın! Aşağıdaki soru ve cevapları okurken ciddiyetle yapmanız gereken tek şey, kendinizi gülmemek için tutmayıp, relaks olmanızdır…

Soru: 35'ten sonra çocuk yapmak doğru mudur?
Cevap: Hayır, 35 tane yeterli görünüyor.

Soru: Bebeğin cinsiyetini öğrenmek için en güvenilir yöntem nedir?
Cevap: Doğurmak.

Soru: Doktorum bana doğum yaparken hissedeceğim şeyin acı değil sadece normal bir baskı olacağını söyledi, bu doğru mu?
Cevap: Tabii, bakınız meteoroloji uzmanları da kasırgayı normal bir doğa olayı olarak tanımlar.

Soru: Bebeğimiz geçen hafta dünyaya geldi. Karım ne zaman kendini yeniden iyi hissetmeye ve normal davranmaya başlayacak?
Cevap: Çocuklar ayrı eve çıktıkları zaman.

Soru: Kocam külot yerine bokser don giyerse, hamile kalma olasılığım artar mı?
Cevap: Evet, ama hiçbir şey giymezse daha çok şansınız olur.

Soru: Tam olarak ne zaman hamile kaldığımı nasıl bilebilirim?
Cevap: Yılda bir kere seks yaparak.

Soru: En sık karşılaşılan aşerme hangisidir?
Cevap: Erkekler için, hamile olanın yerinde olma isteği.

Soru: Ben ve kocam çok çekiciyizdir. Eminim bebeğimiz de reklamlara çıkmak için yeterince güzel olacak. Bu konuyla ilgili olarak kiminle bağlantı kurabiliriz?
Cevap: Terapistinizle.

Soru: Kusmalarımın hamileliğin sabah bulantılarından mı, yoksa grip olduğumdan mı kaynaklandığını nasıl bilebilirim?
Cevap: Eğer gripseniz iyileşirsiniz.

Soru: Hamile kaldığımdan beri göğüslerim ve hatta ayaklarım bile büyüdü. Hamilelikte küçülen bir şey var mı?
Cevap: Evet, mesaneniz.

Soru: Hamile kaldığımdan beri kızarmış soğan halkaları olmadan yatağa giremez oldum. Bu aşerme normal mi?
Cevap: Onlarla ne yaptığınıza bağlı.

Soru: Hamileliğim ilerledikçe, yabancılar bana daha çok gülümsemeye başladı. Neden?
Cevap: Çünkü onlardan daha şişmansınız.


Soru: Hamileliğin son zamanlarındaki seks, hangi şartlarda doğumu başlatır?
Cevap: Eğer seks, kocanız ve başka bir kadın arasında olursa.


Soru: Doğum hemoroid sebebi olabilir mi?
Cevap: Doğum, bahane bulmak istediğiniz herşeyin sebebi olabilir.


Soru: Anne sütünü saklamak için en uygun yer neresidir?
Cevap: Göğüsleriniz.


Soru: Meme pompalarının güvenli bir alternatifi var mı?
Cevap: Evet, bebek dudakları.


Soru: Bir bebeğin dişli doğması ne anlama gelir?
Cevap: Bebeğin annesinin bebeği emzirme ile ilgili planlarını tekrar gözden geçirmek isteyebileceği anlamına.


Soru: Bebeği ne zaman sütten kesmek gerekir?
Cevap: Dişleri çıkmaya başladığında.


Soru: Kavrama refleksi nedir?
Cevap: Taze annenin memelerini gören taze babanın reaksiyonudur.


Soru: Bir anne emzirirken hamile kalabilir mi?
Cevap: Evet ama, önce bebeği memeden ayırıp uykuya yatırırsanız işiniz daha kolay olur.


Soru: Atılan çocuk bezlerine ne oluyor?

Cevap: Kimyasal bir savaş durumunda kullanılmak üzere Orta Batı'da bir siloda toplanıyorlar.

Soru: Kolik ağrıları nedir?

Cevap: Taze anne-babaya doğum kontrolünü hatırlatan şey.



 

DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.