Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

21 ARALIK 2012’DEN ÇOCUKLAR BİLE KORKUYOR!


2012 yılı pek çok insan için zorlu geçti. 2012’nin son ayına girdiğimiz şu günlerde ise herkesin dilinde bir 21 Aralık telaşıdır, gidiyor. Kıyamet kopacak diyenler, dünyanın sonunu bekleyenler, üç gün karanlık çökeceğine inananlar hiç de azımsanacak gibi değil. Fakat, ulu orta konuştuğumuz, yazıp çizdiğimiz bu senaryolar çocuklarımızı son derece olumsuz etkiliyor, haberiniz olsun!

İlkokul beşinci sınıf öğrencisi kızım Duru, geçtiğimiz gün okuldan telaşla geldi. “Anne biliyor musun, 21 Aralık’ta karanlık olacağı doğruymuş! Öğretmenimiz söyledi!” deyiverdi. Bir an kalakaldım, bir öğretmen böyle bir şeyi söylemiş olamazdı!

Meğer, çocuklar astronomi öğretmenlerini yakalayıp sormuşlar, o da “Olabilir” demiş.

Tabii, hayat bu her şey mümkün… Fakat, çocuğun kaygısı karşısında ayıkla bakalım pirincin taşını… “Ne olacak?“ anne deyip duruyor. “Zaten bu 2012 söylenildiği kadar varmış, bu yıl herkes çok üzüldü, çok ağladı” diyor peşinden de…;

Meğer, birçok anne-baba bu konuda benim gibi çocuklarının ısrarlı sorularına maruz kalıp ne cevap vereceklerini bilemiyormuş…

21 ARALIK'TA TAKVİM SONA ERMİYOR!
Öte yandan NASA yetkilileri, Maya uygarlığının kullandığı takvimin Aralık 2012’de aniden sona ereceği ve bu tarihte dünyanın sonunun geleceği inancının hatalı olduğunu açıkladılar. “21 Aralık 2012 tarihinde takvim sona ermiyor, bu tarihte sadece bir çevrim bitiyor ve yeni bir çevrim başlıyor. Tıpkı bizi takvimimizin 31 Aralık’ta bir çevrimi tamamlaması ve 1 Ocak’ta yeni bir takvimin başlaması gibi” dediler.

Fakat, özellikle 6 yaş üstü çocuklar 2012 yılı ile ilgili olarak üretilen olumsuz senaryolardan az ya da çok etkilendiler. Tabii bir de işin, “Bir şeyi 40 kez söylersen olurmuş” tarafı var!
Özlelikle de 21 Aralık 2012 ile ilgili o kadar çok ve çeşitli felaket senaryoları üretildi ki, zaman yaklaştıkça çoluk çocuk herkesi bir huzursuzluk sardı. İşte tam da bu noktada ebeveynlere büyük iş düşüyor. Çünkü bazen evde çoluk çocuk birlikte olduğumuzu unutup bu konudaki kaygı ve korkularımızı denetimsiz bir şekilde orta yerde paylaşabiliyoruz. Ve çocuklarımız da ister istemez korku ve panikle kodlanıyorlar.

21 Aralık günü evde ailesiyle kalıp okula gitmek istemeyen çocuklar bile var. “Peki bu durumda ne yapmalıyız, çocuklarımıza nasıl davranmalıyız?” derseniz, naçizane önerim: Çocuklara, her birimizin yaşadığımız bu Evren’in değerli bir parçası olduğumuzu, güvende olduğumuzu, fakat hayatın her aşamasını kontrol etmenin de mümkün olmadığını, her yeni duruma göre sağlıklı pozisyon alarak, yaşama devam etmek gerektiğini yaşlarına uygun dil ile anlatmak uygun olacaktır. Ayrıca çocuğunuz kaygıları nedeniyle o gün okula gitmek istemiyorsa, zorlamayın. O gün sizinle ya da uygun olan aile büyükleriyle kalmasına izin verin. Çünkü önemli olan çocuklarımızın kendilerine, biz ebeveynlerine ve yaşadıkları dünyaya olan sevgi ve güveni kaybetmemeleri…

Gamze Özşahin (Aydınlanma Çağı Astroloğu):
“BİLGİ KORKUYU YENER!”

“Korku bilgisizlikten doğar. Kontrol edemediğimiz muazzam güçlerin tüm dünyayı yerle bir etmesi gibi bir konu sıcak gündemi oluşturduğunda, korkunun tırmanışa geçmesi kaçınılmazdır. Çocuklar, Dünya ile birlikte tüm sevdiklerinin de birdenbire yok olacağı düşüncesiyle kendilerini güvensiz hissederek ciddi psikosomatik rahatsızlıklar yaşayabilirler. Bu durumda yapılması gereken, çocukları anlayabilecekleri bir dilde 21 Aralık 2012 tarihi ile ilgili bilgilendirmektir.

Onlara şöyle söylenebilir; gelişmiş eski uygarlıklardan Mayalar gökyüzünü binlerce yıl gözlemiş ve gezegen hareketlerini, dünyanın hızını not etmişler. Bunun sonucunda da bu konuda uzmanlaşarak bir takvim hazırlamışlar. Ancak hazırladıkları bu takvimde 21 Aralık 2012’den sonrası yokmuş. Ama bu dünyanın sonu geldiği için değil, bundan sonraki tarihleri bizim kendi bilincimize göre yazmamız için böyle bırakmışlar. İyimser, umutlu, kabullenici ve barışçıl duygu ve düşünceler içindeysek bundan sonrası böyle şekillenecek; öfkeli, dirençli, kavgacı ve hırslı olursak da takvim buna göre şekil alacakmış. Diğer bir deyişle, yeni bir çağa, yeni bir zamana girmenin eşiğinde olduğumuzu onlara anlatmalıyız. Çocuklarımız zaten yeni’ye çok hazır ve yüksek bilince uyumlular; anlayacaklardır.

21 Aralığın kış gündönümü olduğunu, o gün her yıl olduğu gibi en uzun gecenin yaşanacağını da söyleyebiliriz. O gün önceki yıllardan farklı olarak gökyüzünde özel bir dizilim ya da ‘hizalanma’ diyeceğimiz bir olay gerçekleşecek. Samanyolunda çok güçlü bir çekim alanı olan büyük bir merkez olduğunu ve Güneş ile Dünya’nın 26 bin yıldan bu yana ilk kez burada yan yana olmalarının büyük bir etki yaratacağını söyleyebiliriz. Bu etkiyle belki kısa süreliğine elektrik gibi güç kaynaklarımız kesintiye uğrayabilir, ama bizler zaten elektrik kesintilerine alışık değil miyiz? Diğer doğa olaylarından ise korkmamıza gerek yok, zaten bunların pek çoğu dünyada uzun zamandır yaşanıyor. Şu anda yapmamız gereken, sağlıklı ve doğal gıdalarla beslenmek, iyi dinlenmek kadar; ruhumuzu da olumlu duygu ve düşüncelerle besleyip yükseltmektir.

Yeni Çağa yeni bilinçle, titreşimi en yüksek olan sevgiyle girmemiz gerekiyor. Korku en düşük titreşime sahip duygudur. Cesaretsizlik de öyle. Şu anda en çok ihtiyaç duyduğumuz şey sevgi, evrene güven ve teslimiyetken, ne yavrularımızı ne de kendimizi düşük bilincin girdaplarına bırakmayalım.”

DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.