Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Hülya Yıldırım

ÇOCUKLARIMIZ OKULDA SAĞLIKLI BESLENİYOR MU?


Çocuklarımız her gün okula gidiyor, uzun saatler boyunca performans sergilemeleri bekleniyor. Sağlıklı ve başarılı olabilmelerinin en önemli faktörlerinden biri de yeterli ve dengeli beslenmeleri. Evde aile, okulda okul yönetimi ve eğitimciler bu konuya önem ve emek vermeliler. Okulda çıkan yemeklerin kalitesi, kantinlerde satılan yiyecek ve içeceklerin sağlıklı olması ve de çocuğun sağlıklı beslenme bilinci kazanması çok çok önemli! Neyse ki, son günlerde bu konuda güzel haberler var! İnşallah uygulama süreci de güzel ve sürekli olur.

 

Benim kızım da ilkokula gidiyor, sabah 8.30-16.30 saatleri arasında okulda ve biz yıllardır okulda verilen ara öğünlerin sağlıklı ve yeterli olmasını maalesef sağlayamadık. Ara öğünde okul yönetimi çocuklara bisküvi verirse, çocuğa sağlıklı beslenmesini nasıl öğreteceksiniz? Belki çocuklardan önce biz büyüklerin; anne babaların ve eğitimcilerin; sağlıklı beslenme nedir, yeterli ve dengeli beslenme nedir, ara öğün nedir, ana öğün nedir, öğrenmesi gerekiyor. Çünkü tüm bu kavramlar birbiriyle o kadar ilişkili ve her biri o kadar önemli ki… Ve çocuklarımızın bir yandan büyüyüp bir yandan da okulda başarı gösterebilmeleri için sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenebilmeleri bir zorunluluk! Neyse ki bu konuda atılmış güzel adımlar var. Hepimiz bu güzel adımların ve çocuklarımızın okulda ne yeyip, ne içtiği konusunun takipçisi olalım!

OKUL KANTİNLERİNDEKİ YİYECEKLER SAĞLIKLI OLMALI!
Sağlık Bakanlığı’nın “Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması 2010” ön verilerine göre, 0-5 yaş grubundaki çocukların yüzde 17’sinin olması gerekenden zayıf,  yüzde 21’inin ise olması gerekenden kilolu. 6-18 yaş grubundaki çocuklarda ise, olması gerekenden zayıf olanlar yüzde 19, fazla kilolular ise yüzde 22 oranında.  Oranlar arasında önemli bir fark görülmemesi ise biz ebeveynlere ve eğitimcilere, beslenme alışkanlıklarının küçük yaşta belirlenmesinin ve değiştirilmesinin gerekliliğini gösteriyor.

Yapılan araştırmalar, ilköğretim okullarında kız çocuklarının yüzde 55’inin, erkek çocukların ise yüzde 49’unun yağlı ve şekerli yiyecekleri okul kantinlerinden satın aldıklarını gösteriyor. Ayrıca, kızların yüzde 30’unun, erkeklerin de yüzde 32’sinin kantinden aldıkları yiyeceklere ve okul yemekhanesinden yedikleri yiyeceklere tuz, mayonez, ketçap ve ağır salata sosu ekledikleri bilgisi, araştırmaların başka bir sonucu. Okullarda satılan yiyeceklerde hayvansal yağların yüksek oranlarda olduğu, doymuş yağ içerdiği ve yüksek miktarda sodyum, kolesterol bulunduğu da konunun bir diğer boyutu. Dolayısıyla, bu tür yiyeceklerin sık tüketimi koroner kalp hastalıkları ve birçok kronik hastalık için risk faktörü oluşturuyor.

Uzmanlar; okul kantinlerinden beslenmek yerine, ailelerin evlerinde çocukların okula giderken yanlarına alabilecekleri sağlıklı beslenme menüleri hazırlamasını öneriyorlar. Tabii, bu menülerde protein, karbonhidrat ve yağın dengeli olmasına özen gösterilmeli, sebze ve meyve tüketimine ağırlık vermelisiniz. Çocuklarınıza şeker ve yağ içeriği yüksek besinleri tanıtarak, bu besinleri tüketmelerini kısıtlamanız da yararlı olacaktır. Ayrıca, okul kantinleri ve okul çevrelerinde satılan yiyeceklerin denetimlerinin sık aralıklarla yapılması da çok önemli.

Çocukların okul kantinlerinden alışveriş yapmasını önlemek, yanına sağlıklı bir beslenme çantası koysanız da pek mümkün olmayabiliyor. Çünkü çocuklar için kantinler aynı zamanda bir sosyalleşme ortamları … Tam da bu noktada kantinlerde satılan yiyeceklerin sağlıklı yiyecek ve içecekler olması konusu gündeme geliyor. Ki, kantinciler memnun olmasa da çocukların sağlığı için kantinlerde satılan yiyecek ve içeceklerin sağlıklı olması konusunda önemli adımlar atıldı, inşallah uygulanır da…


OKUL KANTİNLERİNDE YENİ UYGULAMA!

Şöyle ki, daha önce Antalya Valiliği çerçevesinde 356 okulda başlatılan “Sağlıklı Kantin” uygulaması tüm yurda yayıldı. Sağlık ve Milli Eğitim bakanlıkları kantinlerde hamburger gibi ürünlerin satılmasını yasakladı ve ayran, meyve gibi gıdalar zorunlu oldu.

Okullarda obeziteyi engellemek ve öğrencileri bilinçli beslenmeye teşvik etmek için, iki bakanlığın yapacağı ortak uygulama kapsamında, okul kantinlerindeki hamburger tipi fast food gıda, kolalı içecek, hazır meyve suları, enerji içecekleri, kızartma ve cips tipi ürünler öğrencilere satılmayacak. Bunun yerine ayran, yoğurt, meyve satışı zorunlu hale gelecek. Zararlı gıda satan kantinin sözleşmesi feshedilecek.

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Seraceddin Çom konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Sağlık Bakanlığı ve MEB işbirliğiyle 2010 yılı sonunda, “Beslenme Dostu Okul” projesini başlattı. Bu projeyle çocukların sağlıklı beslenmesine yönelik, birtakım kriterler belirlendi. Türkiye genelindeki 150 okula “Beslenme Dostu Okul” sertifikası verildi.

Sağlık Bakanlığı, öğrencilerin yaş ve aktivitelerine uygun menü örneklerini hazırlayarak MEB’e iletti. Artık çocuklar bu menülere uygun şekilde beslenecek. 2012 Ocak ayından itibaren, Türkiye’deki tüm kantinlerde süt, ayran, yoğurt, taze meyve suyu ve taneyle meyve satışı yapılması zorunlu hale getirilecek. Kantinlerde sıkı bir denetim başlatacağız. Ekipler şimdiden hazır. Uyarıları ve denetimleri dikkate almayan kantin işletmecilerinin anlaşmaları feshedilecek.”

ÇOCUKLAR “YEMEKTE DENGE”Yİ ÖĞRENECEK!
Yeni eğitim-öğretim yılında okullu çocukların beslenmesiyle ilgili güzel haberler bununla da kalmıyor. 8-11 yaş ilkokul öğrencilerine yönelik geliştirilen, “Yemekte Denge” eğitim programı başlıyor. Türkiye’deki tüm ilköğretim okullarını kapsaması hedeflenen proje, bu yıl Gaziantep, İstanbul, İzmir ve Trabzon’daki 40 pilot okulda 20 bin öğrenciye ulaşacak.

Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı (GAV), ilk önemli projesini Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte 2011-2012 Eğitim-Öğretim Dönemi’nde başlatıyor. “Yemekte Denge” eğitim programı, çocukların, okul çalışanlarının ve ebeveynlerin sağlıklı beslenme alışkanlığı geliştirmelerine destek olmayı hedefliyor.

Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ömer Dinçer konuyla ilgili şu bilgileri verdi: “Yemekte Denge programı ile amacımız çocuklarımıza, fizyolojik ve psikolojik olarak uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmelerini sağlayacak alışkanlıklar kazandırmak. Yeme-içme alışkanlığı kazandığımız ilk yer aile olsa da çocukların zamanının büyük bölümünü geçirdiği okullardaki böyle bir program başlatmak tedbirden, ikazdan ve yasaklardan daha etkili olacaktır. Yetersiz ve dengesiz beslenmeden en çok etkilenen kesimin anne ve çocuklar olduğu düşünüldüğünde programın önemi daha da iyi anlaşılacaktır.”

İLK YIL 20 BİN ÖĞRENCİ DENGELİ BESLENMEYİ ÖĞRENECEK
2011-2012 Eğitim ve Öğretim Dönemi’nde Gaziantep, İstanbul, İzmir ve Trabzon’daki 40 pilot okulda 8-11 yaş grubundaki öğrencilerin eğitimi ile başlayacak uygulama ile ilk etapta 20 bin öğrenciye ulaşılacak. Önümüzdeki yıllarda ise tüm Türkiye’de, ikinci sınıftan beşinci sınıfa okuyan öğrencilerin tamamına “Yemekte Denge” eğitiminin verilmesi hedefleniyor.

Eğitimin içeriği, İngiliz Beslenme Vakfı BNF’nin benzer bir projesinden örnek alınarak, Milli Eğitim Bakanlığı’nın işbirliği ve GAV Bilim Kurulu üyelerinin katkılarıyla geliştirildi. “Yemekte Denge”, Türkiye’deki en kapsamlı ve sürdürülebilir beslenme eğitimi projesi olması hedefiyle hazırlandı. Sağlıklı beslenme tabağını referans alan programda çocuklara, “Dengeli bir şekilde her şeyi yiyebilirsin. Yapman gereken, dengeyi nasıl kuracağını öğrenmek” mesajı veriliyor. Proje çerçevesinde önce öğretmenler, ardından 8-11 yaş (2-5 arası tüm sınıflar) grubundaki öğrenciler, sunumlar, alıştırmalar, kartlar ve posterler yardımıyla eğitilecek. Projenin internet sitesi www.yemektedenge.org adresinde yer alan interaktif oyunlar ve videolar ile öğrencilere eğitimlerini pekiştirme imkanı sunulacak. Eğitim öncesi ve sonrası gelişimi karşılaştırabilmek için düzenlenecek testler yardımıyla da projenin ölçümlenmesi sağlanacak.


Prof. Dr. Benal Büyükgebiz (Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı):
“ÇOCUKLARIMIZI NASIL BESLERSEK OKUL BAŞARILARI ARTAR?”

Kavrama kapasitesinin veya idrak etme yeteneğinin bileşenleri içerisinde algılama, düşünme ve öğrenme yer alır.  Kavrama kapasitesini belirleyen en önemli faktörler beslenme, genler ve çevre koşullarıdır. Bu nedenle diğer pek çok faktörlerle birlikte beslenme de öğrenme üzerinde etkilidir. Ancak, hiçbir bilim adamı “bunları yersen daha zeki olursun” diyemez.  Fakat sağlıklı beslenmenin çocuk gelişimi ve öğrenme kapasitesi üzerinde etkisi de inkar edilemez. Çocukluk yaşlarındaki beslenme ile daha sonraki yıllarda akademik performans arasında önemli bir ilişki söz konusudur. Bu konudaki bilgileri değişik derecelerde beslenme yetersizliği olan çocukların daha sonraki yıllarda zihinsel gelişimlerini ve okul performanslarını araştıran çok çeşitli araştırmalar net olarak ortaya koymuştur.

Beslenme ve okul performansı arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmalarda öncelikle kahvaltının çok önemli olduğu dikkati çekmektedir. Kahvaltının okul yaş grubundaki çocukların öğrenme kapasiteleri üzerindeki olumlu etkisi çok sayıda çalışma ile ispat edilmiştir. Benzer sonuçlar daha küçük yaş gruplarında da belirlenmiştir.  Okul yaş grubunda,  kahvaltı eden çocukların okul performanslarının daha yüksek olduğu çok çeşitli araştırmalarla açıkca gösterilmiştir. Kahvaltı eden çocuklar okulda daha aktif olarak eğitime katılırlar. Kahvaltı yapan çocukların yapmayanlara göre, okulda değişik kriterlerle belirlenen başarıları ve performansları daha yüksektir. O halde çocuklarımızın okul başarılarını arttırmak amacıyla desteklenmesi gereken sağlıklı yaklaşım, çocukların sabah kahvaltı yapmalarının sağlanmasıdır.

DEMİR, BEYİN İÇİN ÖNEMLİDİR!
Demir eksikliği söz konusu olduğunda ise, beyin hücreleri arasında iletim hızı düşüktür. Bu nedenle ileri derecede ve uzun süreli demir eksikliği, beyinde kalıcı sorunlara yol açabilir. Hayatın ilk 2 yılında demir eksikliği davranış sorunları (değişikliği) ve psikomotor gelişmede gerilikle yakından ilişkilidir. Demirin yeterli miktarda alınması sağlanmalı, fazlasından ise sakınılmalıdır. Demir eksikliği daha ileri yaş gruplarındaki çocuklarda da okul performansını olumsuz etkiler. Bu gerçek çok sayıda bilimsel araştırmayla kanıtlanmıştır. Diğer taraftan okul yaş grubu başta demir olmak üzere eser element ve mineral eksikliklerinin sık görüldüğü yaş grubudur. Bu nedenle düzenli olarak yılda 1 kez genel kontrol kapsamında bu yönden de tetkik edilmeli, saptanan eksikliklerinin tedavisi gerçekleştirilmeli ve neden geliştiği konusunda detaylı beslenme bilgisi edinilerek öğrenilmeli ve hastalıklarla olan ilişkileri araştırılmalıdır.

İYOT EKSİKLİĞİ
Erken yıllarda iyot eksikliği de zeka ve zihin işlevlerini olumsuz etkiler. Ayrıca okul yaş grubunda da akademik başarısızlık nedeni olabilir. İyotlu tuz kullanılması bu konuda yapılması gereken sağlıklı bir beslenme davranışıdır.

 

YETERSİZ BESLENME VARSA
Bağışıklık sistemi fonksiyonları ile beslenme arasındaki yakın ilişki nedeniyle yetersiz beslenen çocuklarda enfeksiyon hastalıkları daha sıktır. Her enfeksiyon dönemi çocuğun okula gidememesi ile sonuçlanır. Bu nedenle çocuğun okula gidemediği günleri arttırır. Okula devamsızlık ise okul başarısında önemli bir olumsuzluktur. Okula ve eğitime devam edemeyen çocuk, okula gidemediği günler arttıkça arkadaşlarının gerisinde kalır.
 
Yetersiz beslenme, çocuklarda fizik aktivite düzeyini azaltır, sosyal ilişki ve iletişimde yetersizliğe neden olur ve ilgisizlik olarak yaşanan meraksızlık, yetersiz kavrama ile seyreder. Bütün bunlar beslenmenin yetersizliği durumunda görülebilen değişimler olup, yeterli ve dengeli beslenme ile bu sorunların önüne geçilebilir.

Okul yaş grubu çocuklarında mikro besin öğeleri eksiklikleri çok sıktır ve bu yaş grubu bu yönden sıklıkla ihmal edilen yaş grubudur. Vitamin A, demir, iyod eksiklikleri büyüme, hastalanma ve kavrama çok yakından ilişkilidir. Adı geçen besin öğelerinin vücudun ihtiyacını karşılayacak ve eksiklikleri nedeni ile çocuklarda olumsuz sonuçlara neden olmayacak düzeyde alınmaları ise sadece yeterli ve dengeli beslenme ile mümkün olur.

Yeterli ve dengeli beslenme okul performansının garantisidir. Tabiatın insanoğluna sunduğu besin kaynaklarından ulaşabildiklerimizin mümkün olabilen en çok çeşitlilikte tüketilmesi yeterli ve dengeli beslenmenin esasını oluşturur.

ANNE BABALAR BUNLARA DİKKAT ETMELİ!
Çocukların yeterli ve dengeli beslenebilmelerinde anne babalara düşen görev, çocukların besin tercihlerine saygı göstermek ve anlayışlı olmaktır. Çocukların tercihleri benimsenmeli ancak sevmedikleri besinler de az miktarlarda olmak üzere sofrada sürekli bulundurulmalıdır. Sağlıklı besin tercihlerinde ve alışkanlıklarının kazandırılmasında anne babaların da rol model olmaları çok önemlidir. Bu nedenle anne babalar da sağlıklı ve dengeli beslenmelidirler.

Çocukluk yaş gruplarında sağlıklı beslenme alışkanlıklarının kazanılması ileri yaşlarda okul performanslarını da olumlu etkiler. Yağ ve şekerden zengin kısır beslenme çocukların performanslarını olumsuz etkiler. Yetersiz beslenme alışkanlıkları okulda konsantrasyon, moral, enerji ve odaklanma sorunlarına yol açar. Çocuğun öğrenme kapasitesini olumsuz etkiler. Obezite gelişimine neden olur.

Sağlıklı kahvaltı etme alışkanlığı sabahın normal rutini arasında yaşanmalıdır. Sabah kahvaltılarının basit olması önemlidir. Basit ve besleyici olmalıdır. Şekerli yiyecek ve içecekler kısa süre için iyi olsalar da sonrası için yeterli değildirler. Fazla rafine şeker tüketimi ile hiperaktivite ve hırçınlık arasında ilişki olduğu yönünde bilimsel araştırma sonuçları vardır. Şeker, un ve şekerli sıvılar gibi basit karbonhidratlar, benzer şekilde etki ederler. Bu nedenle tahıllar, meyveler, sebzeler ve diğer besin grupları ile şeker tüketimi sınırlandırılmalıdır. Bu nedenle çocukların gelişiminde diyetin kalitesi de (içerdiği besinler be besin grupları) bu besinlerin tüketilen miktarları da çok önemlidir.

Yapılan bir bilimsel araştırmada, parazit enfeksiyonu olan çocukların tedaviden sonra matematik ve fransızca derslerinde daha başarılı olduğu görülmüştür. Bu sonuç çocuklarda parazit nedeniyle gelişen aneminin (kansızlığın) düzelmesi ile ilişkili bulunmuştur.

Sağlıklı beslenen çocukların daha enerjik ve dinamik olmaları nedeniyle liderlik davranışlarının da arttığı çalışmalarda gösterilmiştir.

Diyette tüketilen bazı yağların da okul performansı dahil olmak üzere çocukların zihinsel işlevlerinin olumlu etkilediği bilinir. Omega-3 ve tekli doymamış (monoansatüre) yağlar beyin gelişimini olumlu desteklemektedirler. Normal beyin fonksiyonları ve hormon sentezi için bu yağlar önemlidir. Trans ve hidrojene yağ tüketimi olabildiğince azaltılmalıdır. Tekli doymamış yağlar, zeytinyağı, zeytin, susam, avokado, fındık, Antep fıstığı ve fıstıkta bulunur. Somon, tuna ve sardalya gibi balıklar da Omega-3’den zengindir.

Okul yaş grubunda kol-bacak kırıkları sık görülür. Bu durum çocuğun okul başarısını olumsuz etkiler. Buna engel olunmak üzere yapılabilecek yaklaşım, süt ve süt ürünlerinin tüketiminin arttırılmasıdır. Obezite riski varsa, süt ve süt ürünlerinin yağsız olmasına önemle dikkat edilmesi gerekir.

Çocuklarımızın okulda daha başarılı olmalarını ağlayacak özel bir besin veya besin öğesi yoktur. Fakat, çocukların yeterli ve dengeli beslenmelerine özen göstermek temeldir. Bunu temin etmenin en kolay yolu, bir öğünde en az 2 tercihen 3 değişik besin grubundan da bulundurmaktır. Tercihlerine göre çocuk az ya da çok hepsinden tüketmeye gayret ederse, en yeterli ve en dengeli şekilde beslenmiş olur. Burada üzerinde durulması gereken önemli bir nokta da besin gruplarını iyi bilmek ve menü düzenlerken bundan yararlanmaktır. Süt içmeyen çocuğun annesi kara yaslar bağlamamalı, peynir ve/veya yoğurt ile bu durumu kendisi için de çocuk içinde kriz noktasına taşımadan çözebilmelidir. Benzer şekilde meyve ve sebzeler içinde de çeşitlilikten yararlanılmalıdır. Her çocuk her meyveyi veya sebzeyi yemeyebilir. Hepsini yemesini beklenmemelidir. Sebzeyi seven çocuk bunları daha sıklıkla tüketir, meyveyi seven ise meyveyi… Neticede hepsi aynı besin grubunun seçenekleridir. Eksikliklerin gelişmemesi için besin öğelerinin alınmaları, gereken miktarların çok az oluşu da anne babaların yüreğine su serpmelidir. Okul yaş grubunda büyümenin izlenmesi ile çocuğun sağlıklı beslenip beslenmediği kolayca izlenebilir. Büyümede sorun varsa ihmal edilmemelidir.”


Dr. Neslihan Güngör (Çocuk Endokronoloji Uzmanı):
BÜYÜMENİN SAĞLIKLI OLABİLMESİ İÇİN AİLELERE ÖNERİLER

• Çocuğunuzun boy uzaması ve kilo alımı konusunda endişeniz varsa mutlaka doktorunuza danışın.
• Büyümenin düzenli olarak bir büyüme kartı ile izlenmesi önemlidir.
• Çocuklarınızın hayatlarında fiziksel aktivitenin önemli bir yer tutmasına dikkat edin. Mümkün olduğunca fırsatları değerlendirerek, merdivenleri çıkmaya teşvik edin, kısa mesafeleri yürütmeye çalışın. Çocuklarınızı çeşitli spor aktivitelerine teşvik edin.
• Çocukların evde oynayabileceği aktivite alanı yaratın.
• Bilgisayar ve televizyon konusunda dikkatli olun. Çeşitli yaratıcı fikirlerle aktive konusunda çocuklarda uzlaşma yoluna gidin.
• Fast food ağırlıklı beslenmeden mümkün olduğunca uzak durun.
• Meyveyi meyve olarak verin, özellikle şeker katkılı meyve sularının ve şekerli gıda ve içeceklerin tüketimini sınırlandırın.


Kız ve erkeklerde büyüme hızı:
İlk 1 yaşta; yılda 25 cm
1-2 yaş arası; yılda 10-12 cm
2-4 yaş arası; yılda 10-12 cm
4-12 yaş arası yılda 5 cm büyürler.


DİĞER YAZILAR
- HER ÇOCUK YALANSIZ BÜYÜMEYİ HAK EDER!
- ANNE DUYGUDUR!..
- HAYIR DEMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?
- KEK YAPAR GİBİ ÇOCUK YAPAMAZSIN!
- MAHREMİYETE SAYGI!
- ÇOCUKLAR ÖLMESİN!
- ÇOCUĞUNUZDAN VAZGEÇMEYİN!
- ANNE BABAYI PAYLAŞMAK!
- SÜT DİŞİ, DEYİP GEÇMEYİN!
- Sadece 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'n değil... HER GÜNÜN KUTLU OLSUN KADIN!..
Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.