ANNELER BEBEKLERİNİ EMZİRİRKEN ANNELERE DESTEK OLALIM!
Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi, ülkemizde de 1-7 Ekim tarihi “Emzirme Haftası” olarak kutlanıyor ve emzirmenin önemine dikkat çekiliyor. Anneler, bebeklerini emzirmek istiyorlar, fakat “Acaba emzirebilecek miyim, acaba sütüm yeter mi?” kaygısı anneleri huzursuz etmeye devam ediyor. Hepimiz yeni annelere destek verebiliriz. Nasıl mı?
Anne sütünün bir mucize olduğu her geçen gün yapılan yeni bir araştırmayla farklı açılardan kanıtlanıyor. İlk 6 ay sadece anne sütü, 6. aydan sonra ek gıdaya geçilerek anne sütü ağırlıklı ve 9. aydan sonra da mümkünse 2 yaşına kadar da ek gıda ile birlikte emzirmenin önemi Dünya Sağlık Örgütü tarafından sürekli gündeme getiriliyor.
Kolay değil tabii, bir bebek, hamilelik döneminden sonra ilk temellerini anne sütü ile atıyor ve ne mutlu ki, beslenme konusunda su da dahil başkaca hiçbir şeye ihtiyacı yok!
Emzirme, bebeğe sadece o sırada değil, tüm yaşamı boyunca sağlık vaadediyor. Birçok çalışma, anne sütüyle beslenen çocukların daha az hastalandığını; obezite, kalp, şeker vb. sorunlarla ileriki yaşlarında da daha az karşılaştığını gösteriyor. Annenin sağlığına olumlu etkilerini de unutmamak gerek! Anne bebek arasındaki ilişkiye, annenin ve bebeğin psikolojisine olan katkılarını da keza aynı şekilde…
Ülkemizde 2003 verilerine göre, ilk 3 ay sadece anne sütüyle beslenme oranı yüzde 16, ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenme oranı ise yüzde 10,6, ortalama emzirme süresi ise 14 ay. Ancak yapılan bir diğer araştırmaya göre ise Türk annelerinin yüzde 98’inin bebeğini anne sütü ile besliyor. Sonuçta, anne sütünün önemi her geçen gün anneler tarafından daha iyi anlaşılıyor ve her geçen gün daha çok bebek, daha uzun sürelerle anne sütü ile besleniyor.
Son yapılan araştırmalara göre, her anne bebeğini anne sütü ile beslemek üzere yola çıkmasına rağmen, bugün ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslemenin en fazla yüzde 30 civarında olduğu tahmin ediliyor. Anneler, doğum sonrası karşılaştıkları güçlükler sonrasında 6. aydan önce ek gıdalara başlayabiliyorlar. Ki, yaşanan sorunların çoğu da küçük desteklerle atlatılabilecek türden… O yüzden annenin destek istemesi, özellikle yakın çevrenin de anneye destek vermesi çok önemli!
Nasıl ki, normal şartlarda her anne hiçbir müdahale olmaksızın bebeğini doğurabilirse, yine her anne bebeğini emzirebilir aslında… Anneler yeter ki morallerini bozmasınlar, motivasyonlarını kaybetmesinler. Doğumdan sonra bebek, yine hiçbir müdahale olmadığında, annesinin göğsüne ortalama 50 dakika gibi bir zamanda sürünerek çıkıp emmeye başlayabiliyor. Dolayısıyla doğa zaten her şeyi planlamış! Bize düşen doğamıza güvenmek, en ufak sıkıntıyı kendimize dert etmemek… Bu arada tabii, herkes emzirme konusunda annelere elinden gelen desteği vermeli, annenin endişelerini azaltmasına, kendisine ve bebeğine güvenmesine yardımcı olmalı.
Doğum Eğitmeni ve Dula Nur Sakallı:
EMZİREN ANNEYE “SÜTÜN YETİYOR MU ACABA” DİYE SORMAYIN!
Hepimiz, annelere destek vererek bebeklerin güvenle emzirilmesine destek olabiliriz. Nasıl mı? • Dışarıda emziren bir anne görürseniz ve bundan rahatsız oluyorsanız, basitçe onlara bakmayın. • Emziren bir anneye “Acaba sütün yetiyor mu?” diye sormayın, nedeniniz ne olursa olsun, bunu yapmayın! Her annenin bebeğine sütü yeter! • Bir anneyi sütünün kalitesi konusunda da kaygılandıracak şekilde davranmayın. • Hamile bir anneyi emzirme, emzirme problemleri hakkında korkutmayın, olumsuz deneyimlerinizi paylaşmayın. Emzirmek güzeldir. Her anne bebeğini emzirebilir, ufak tefek sorunlar olursa da aşılabilir. Aşılamadığında da alternatif yollar denenebilir. • Sizin ve bebeğinizin işine yaradı diye herkes için en doğrusunun sizin yaşadığınız deneyim olduğunu düşünmeyin. Bebeğinizle yaşadığınız her şey size özeldir. • İş yeri sahibiyseniz, iş yerinizde emziren anneler için ufak düzenlemeler yapabilirsiniz. • Emziren bir anneye yardım etmek istiyorsanız, bebeğine ve kendisine güvenmesini sağlayın ve onu yüreklendirici sözler söyleyin. • Anneye şu memeden şu kadar, diğerinden bu kadar, şu kadar süre emzirmelisin, gibi tarifler vermeyin. • Anneye, “Bebeğini göğsünde fazla tutma alışır, göğsünde uyumasın şımarır” şeklinde öğütlerde bulunmayın. • Sizin uygun gördüğünüz emzirme süresi başka anneler için uygun olmayabilir. “6 ay yeter”, “2 yıl fazla uzun”, “Uzun emzirmenin bebeğe faydası yok ki”, “Uzun emzirilen bebekler anneye bağımlı olur”, “6 aydan az emzirirsen olmaz” vb. cümleler kullanmayın.
EMZİRMENİN PÜF NOKTALARI Başlangıçta göğüslerinizden süt gelmese bile bebeğinizi doğumdan hemen sonra emzirmeniz önemlidir. Bu, bebeğinizin emme refleksinin oluşmasını, sütünüzün salgılanmasını ve rahminizin kasılıp, daha çabuk iyileşmesini sağlar. Takip eden süreçte ise, bebeğiniz memenizi her aradığında, gece ve gündüz sık sık emzirmelisiniz. Sütünüzün bebeğin midesinden geçiş süresi 15-45 dakikadır. Anne sütü ve emzirme hakkında en çok merak edilen konular hakkında ayrıntılı bilgileri Dr. Bülent Öztürk (Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı) verdi:
- Bebeğiniz bir öğünde alacağı sütün yüzde 50’sini ilk 1-2 dakikada, yüzde 90’ını ise ilk 5 dakikada emer. Ortalama emzirme süreniz 15-30 dakika arasında olmalıdır.
- Bu nedenle bebeğinizi devamlı ve saatlerce emzirmek yerine, en az 15 dakikalık aralarla emzirmeniz, en sağlıklı olanıdır.
- Bebeğinizi sabit zaman aralıkları ile değil, o istedikçe emzirmeye çalışmalısınız. Bu süre 30 dakika ile 3 saat arasında değişmekte olup, beslenme aralıklarının ilk ay için 3 saati aşmamasına özen gösterin. Daha sonraki aylarda, bu süre bebeğinizin isteğine göre uzar.
- Anne sütünün yeterliliği, göğsünüzü sıktığınızda süt gelmesinden, bebeğiniz düzenli bir şekilde kilo almasından (ilk 6 ay içinde 150-200gram ya da her ay 600-800 gram kilo) anlaşılır.
- Bebeğiniz günde 5-6 kez altını ıslatıyor ve günde 1-2 kez kakasını yapıyorsa, sütünüzün yeterli olduğunu anlayabilirsiniz.
ANNE SÜTÜ YETERLİDİR! Bebeğiniz sütünüzle doymuyor ise, kan şekeri düzeyinin düşmesine bağlı olarak, uyuklama ve ağlamama gözlenir. Sakin görünümü size yanlışlıkla bebeğinizin doyduğu izlenimini verebilir. Bu yüzden bebeğinizin kilo alımını, ilk 1 yaşa kadar yakından izlemelisiniz.
İLK SÜTLER ÖNEMLİDİR! Doğumdan sonraki ilk 7 günde vücudunuzun ürettiği süte, ilk süt (kolostrum) denir. Sarımsı renkte olan bu süt, özellikle protein, mineral ve vitaminlerden zengindir. Sarımsı renk, yüksek beta karoten düzeyinden kaynaklanır. Kolostrum proteinin içeriğinde, bebeğinizi hastalıklardan koruyucu antikorlar (özellikle IgA) ve bağırsak epitelinin direncini arttırıcı maddeleri bulunur. Kolostrumun özgül ağırlığı, 1040-1060 arasında değişir. Bir öğünde vücudunuzun ürettiği miktar 2-20 ml arasında olur. Kolostrumun enerji içeriği 67kcal/dl’dir. Doğumunuzdan sonraki ilk 7-15 gün arasında üretilen süt ise, “geçiş sütü” olarak bilinir. Bu sütte toplam protein miktarı azalırken laktoz, yağ ve toplam kalori içeriği artar. İlk iki haftadan sonra anne sütü “olgun süt” özelliği kazanır.
SÜTÜN MİKTARI MESELESİ Bebeğinizi her emzirdiğinizde, vücudunuz sütü bebeğinizin ihtiyaçlarına uygun olarak üreterek, miktarını ayarlar. Emzirmenizin başında karbonhidrattan zengin bir süt (önsüt) verirken, sonuna doğru yağdan zengin bir süt (son süt) salgılarsınız. Aslında vücudunuz, iki bebeği emzirebileceğiniz kapasitede süt üretebilme yeteneğine sahiptir.
HANGİ EMZİRME POZİSYONU DOĞRU? Emzirmenin tek bir pozisyonu yoktur. Beşik pozisyonu, çapraz beşik, yatar pozisyon gibi değişik pozisyonlardan kendinize en uygun olanı seçip, emzirebilirsiniz. Doğumunuzu takip eden ilk günlerden sonra beşik pozisyonu önerilir.
BEŞİK POZİSYONU İÇİN NELER YAPILMALIDIR?
- Arkanıza hafif yaslanarak otururun.
- Kolunuzu dayamak için bir destek bulun.
- Ayaklarınızı uzatmak veya ayağınızı dayayıp, dizini yukarı kaldırmak için bir puf edinin.
- Bebeğinizi kolunuza veya bir yastığa uzatıp, yaklaşık 45 derece bir eğimle memenize yaklaştırın.
- Bu pozisyonda bebeğinizin elleri serbest olmalıdır. Böylelikle memenize temas edebilir ve ellerinin yardımı ile meme başınızı bulabilir.
- Elinizin işaret ve orta parmağı yardımı ile meme başınızı, bebeğinizin ağzına yönelterek, baş parmağınız ile yukarıdan aşağıya doğru memenizi sıvazlayıp, sütünün kolay gelmesine yardımcı olun.
- Bebeğiniz emme işlemi sırasında, ağzının içerisinde bir vakum yapar. Bu negatif basınç, memenizden sütün gelmesini sağlar. Bebeğiniz memenizden ayrılırken bu basıncı yok etmek için bir parmağınızı bebeğinizin ağzına koyarak, basıncı azaltmalısınız.
- Bebeğiniz ağzını genişçe açtığında, alt dudağını meme ucunuzun altına gelecek şekilde çabucak memenize yaklaştırmalısınız. Bebeğiniz ağzıyla yalnız meme ucunu değil, etrafındaki kahverengi alanı (areola) da kavramalı, alt dudağı dışa kıvrık olmalı ve çenesi memenize dayanmamalıdır.
- Eğer bebeğinizi tam yatar pozisyonda emzirirseniz, gelen sütünüz burun arkasına kaçabilir. Hatta kulaklardan ve boğaza açılan kanalın ağzından, kulak yoluna geçerek enfeksiyona neden olabilir. Yenidoğan kulak iltihaplarının en sık rastlanan nedeni, hatalı pozisyonlarla emzirmedir, ayrıca yattığınız yerden bebeğinizi emzirmeniz hem sütünüzün gelmesi hem de olabilecek tehlikeli sonuçlar yönünden sakıncalıdır. Emzirirken yatakta da olsa, mümkün olduğu kadar dik oturmalısınız.