Sağlıklı ve standart bir değerlendirme için araştırmacılar
bazı yöntemler geliştirmişlerdir. Bunlar nasıl soru sorulacağıma ve nasıl gözlem yapılıp, bunların
nasıl kaydedileceğine ilişkindir. Bu tekniklerin başlıcalan şunlardır:
I) ADIS-R (Autism
Diagrıostic Inleruieuh Revisedy): Otistik çocukların ailelerine sorulacak soruları içeren,
yapılandrılmış bir görüşme yöntemidir.
2) ADOS (Autism Diagrıostic Observation Scale): Burada
bazı deneysel durumlar yaratılır ve bu şekilde çocuğun bir şey işaret etmesi veya sorması gereği
doğar. Otistik çocuklar bu deney düzeneklerinde işaret ederek başkalarının dikkatini çekmede
başarısız olabilirler, ayrıca diğer çocuklar gibi herhangi bir talepte bulunmayabilirler.
3)
CARS (Childhood. Aulisrn Rating Scale).
4) Wing Soru Çizelgesi.
5) BSE-R: Fransa'da
kullanılan bir soru ve değerlendirme çizelgesidir.
6) CHAT (Checklist jor Aulisrn in
Toddlers). (Baron Co- hen, 1992.)
7) Child Behavior Checklist.
8) Corırıers Pareni and
Teacfıer Questionnaires.
9) Childrerı's Psychiatric Scale.
10) Aberrant Behavior
Checklist .
11) Aulisrn Behavior Checklist (ABC).
12) Diagnostik Checklist Form
E-2.
TANIDA YAŞANAN SORUNLAR
Otizmin erken tanısındaki başlıca sorunlarından biri,
otizme özgü belirtilerin, ancak çocuğun ileri yaşlarında açığa çıkmasıdır. Örneğin, konuşmaya
başlama yaşı (ilk anlamlı kelimeler) ortalama 1-1,5 yaş civarıdır; bazen normal çocuklarda 2,5-3
yaşına kadar gecikme olabilmektedir. Dolayısıyla, bir çocuğun konuşup konuşmayacağından emin olmak
için, bir süre beklenmesi gerekir. Otizmin tanısı için kullanılan gözleme dayalı ölçüler, hep bir
şeylerin yokluğuna ilişkindir, anormal bir şeylerin varlığına ilişkin değil. Yani, konuşmanın
olmaması, sosyal ilişkinin olmaması gibi. Halbuki bu özellikler, çocuk bunları dışa vurmak
istemediği için de söz konusu olabilir. Öte yandan, bazı tekrarlayıcı hareketlerin olması da tanı
için yeterli değildir. Çok küçük bir çocuğun oyun etkinliğini ve iç dünyasını değerlendirmek çok
zordur. Bu nedenle, kesin tanı için, bazen çocuğun yeterince büyümesi beklenir. Beyin filmi
çektirerek veya kan tahlili yaparak çocuk doğar doğmaz veya anne karnındayken kesin bir biyolojik
tanı olanağı henüz yoktur. Otizm, toplumsal kişilikte bozukluklar biçiminde ortaya çıktığı için,
çoğunlukla çocuk 3 yaşında, yani kreşe-yuvaya başlama çağında, toplumsal ilişkileri güçlendiğinde
belirlenebilir.
İkinci bir sorun, konuyla ilgili pek çok uzmanın fark ettiği gibi, normal bir
çocuğun da gelişimi boyunca bazı otistik belirtiler göstermesidir. Ancak bunlar kısa zamanda (2
yaşında büyük kısmı kaybolur, 5 yaşında da kalankısmın sıklığı çok azalır) kaybolur, otistik çocukta
olduğu gibi giderek yaygınlığı ve şiddeti artmaz, başka belirtilerle bir araya gelip yoğunluk
oluşturmaz.
En küçük bir kuşkuda yapılması gereken, konuyu çocuk hekimiyle tartışmak ve
birlikte 1-2 ay daha yakından gözlem yapıp, gerekirse videoya çekmek veya notlar almaktır. Kuşkular
azalmıyorsa, bu durumda konunum uzmanına başvurmak yararlı olur.
Otistik bir çocukta ek özür
olarak, ayrıca işitme ve görme özrü olabileceği, bedensel engelli birinde otizmin de var olabileceği
unutulmamalıdır. Genelde cana yakın ve sosyal olarak tanınan “Dovvn Sendromlu” (mongol çocuk)
çocuklarda dahi otizm görülebilir. Ya da spastik bir çocuk aynı zamanda otistik
olabilir.
KESİN TEDAVİSİ VAR MIDIR VE HANGİ TEDAVİLER UYGULANIR?
Otizmin kesin bir
tedavisi yoktur. Otizm, hemen daima hayat boyu süren bir hastalıkür. Bazı belirtileri ortadan
kalkabilir ve iyi bir eğitimle uyum yetenekleri ve becerileri geliştirilir. Otistik çocukların
uyumlarını ve becerilerini arttırmak amacıyla, eğitsel terapiler uygulanır. Bunlann birçoğu davranış
terapisidir. Aynca, öğrenme ve konuşma sorunlarına yönelik tedaviler uygulanır. Bazı durumlarda
farmakolojik tedavi olarak da bilinen ilaç tedavisi kullanılır. Bunların dışında, pek çok
ALTERnatif tedavi ortaya çıkmıştır.
İLAÇLI TEDAVİ NE ZAMAN VE NE AMAÇLA
KULLANILIR?
ilaç tedavisi, otizme özgü belirtilerde değişikliğe yol açar. Ancak, otistik
çocuklarda sık görülen aşırı hareketlilik (hiperaktivite), sıkıntı (anksiyete), depresyon, uyku ve
yeme sorunları, kendine zarar verici davranış, saldırganlık ve diğer düzen bozucu davranışlarda
kullanılır. İlaçların, konunun uzmanı tarafından ve belli aralıklarla takip edilerek uygulanması
doğrudur. Gerekirse ilacın etkinliğini ölçmek için, aralıklı olarak testler ve değerlendirmeler
yapılır.
SANAT VE MÜZİKLE TEDAVİ
Otistik çocukların sanat ve resme ilgi duydukları
bilinir. Bazıları bu konuda üstün yeteneklidir. Bu eğilimleri tedavi amacıyla da kullanılır. Otistik
çocukların iletişim ve konuşma becerilerini geliştirmek için pek çok yöntem aynı anda ve bir arada
kullanılabilir. Bazı araştırmacılar sözlü ve işaret dilinin yanı sıra, öğretim programlarına müziği
de koymuşlardır. Otistik çocukların bir kısmında müziğe gösterilen olağanüstü ilgi ve becerinin yanı
sıra, müziğin bu çocuklar üzerinde yatıştırıcı ve dikkat yetilerini geliştirici özelliği de fark
edilmiştir. Ayrıca müzikle iletişimin sıkıcılığının ortadan kaldırıldığı, müzikteki ritm ve tını
özellikleriyle, sözlerin takibinin ve anlaşılmasının kolaylaştırıldığı bilinir. Ülkemizde ve
yurtdışında bu yönde çalışan merkezler vardır.
Sanat tedavisi, sanat yapılarak ve buna uygun
araç ve gereçler kullanılarak, birinin veya bir grubun sanat terapisiyle tedavisidir. Sembolik
yetileri gelişmiş otistiklerde bir sanat eserinin oluşturulması anında konuşulur, duygular ve
anlayışların paylaşılması beklenir. Sanat terapistiyle otistikler, bu süreç içinde birbirleriyle
ilişki ve etki içindedir. Konuşayan veya konuşması yetersiz otistiklerde yararı
beklenmez.
Erken yaşlardan itibaren tedavi gören otistik bir çocuğun gelişimi ve yaşına uygun
davranışları, yaşıtlarıyla aynı olsun, diye uğraşılır. Yaşına uygun davranışlarında, iletişim
becerileri, sosyalizasyonu, bilişsel gelişimi ve günlük yaşam becerileri ve davranış kalıpları
gözönüne alınır. Tüm bunlar, çocuğun gelecekteki eğitimi için hazırlanır.
OTİZM VE
ÖĞRENME |
OTİZMDE EĞİTİM VE TERAPİ |
|