GEBELİK ÇATLAKLARI
Gebeliğin ilerleyen aylarında kırmızı, ciltten hafif çökük çatlaklar meydana gelebilir. Bunlar dermal bağ dokusunun liflerinin zorlanması ve dermal elastik liflerin kopması, derinin fazla gerilmesi sonucu oluşur. Genel olarak 16. haftadan sonra görülür. Aşırı ve hızlı kilo alımı, genetik yatkınlık, çoğul gebelikler etkendir. Piyasada bulunan çeşitli marka çatlak kremleriyle durum kontrol altına alınabilir, en azından çatlak olacaksa bunun sınırlı kalması sağlanabilir. Çatlakları tamamen geçiren veya oluşumunu engelleyen bir ilaç bilinmemektedir. Çatlak kremleri genel olarak duştan sonra cilde iyice masaj yaparak uygulanmalıdır. Sadece karın bölgesi değil, meme başlarına, bacakların iç ve dış tarafı ile kalçaların dış tarafına da uygulanmalıdır. Cilt elastikiyetinin az olduğu kişilerde çatlaklar daha belirgin olmaktadır.
RENK DEĞİŞİKLİKLERİ
Gebelikte izlenen östrojen, progesteron, çeşitli androjenler, adrenal steroidlerin (kortizol, aldosteron) değişimine bağlı olarak ciltte değişiklikler oluşur. Birçok kadında karın cildinin ortasında bulunan ve “linea alba” adı verilen açık renkli çizgi belirgin şekilde pigmente olur ve koyu bir renk alarak “linea nigra” adını alır. Bazen de yüz ve boyunda çeşitli büyüklükte kahverengi yama şeklinde lezyonlar oluşur, buna “gebelik maskesi” adı verilir. Bu pigmentasyon değişiklikleri genel olarak doğumdan sonra geriler. Doğum kontrol hapı kullananlarda da benzer değişiklikler izlenebilir. Bu tablodan melanosit stimulan hormon suçlanmaktadır. 8. gebelik haftasında hipofiz bezinin orta lobundaki genişlemeye bağlı MSH yükselir. Böylece epidermal ve dermal makrofajlar içine melanin depolanması artar. Hiperpigmentasyon genel olarak meme başı, genital bölge, göbek çevresi gibi doğal pigmente alanlarda daha belirgindir. Koltuk altı, bacakların iç yüzü gibi sürtünmeye açık alanlar da koyulaşır. Melanosit stimulan hormonunun doğumdan sonra kan seviyesi hızla düşer ve pigmentasyon da gerilemeye başlar. Ultraviyole ışık, yüzeydeki değişiklikleri melanogenezi uyarmak yoluyla arttırır. Bu durumda güneşten uzak durmak gerekir. Genel olarak hiperpigmentasyon doğum sonrası azalır ama hastaların üçte birinde 10 yıl devam edebilir. Hamilelik döneminde, beyaz kadınların üçte ikisinde vasküler örümcek olarak adlandırılan lezyonlar görülür. Bunlar, yüz, boyun, gövdelerin üst yarısında santral lezyondan çevreye ışınsal çıkıntılar oluşturan kırmızı lezyonlardır. Bazen de palmar eritem denen avuç içinde kızarıklıklar izlenir. Gebelik dışında çeşitli karaciğer hastalıklarında görülen bu durum, gebelikte küçük kan damarlarındaki kan akımının artmasıyla alakalıdır. Gebelikte ciltteki kan akımı artar, periferik damar direnci azalır, el ve ayaklarda ısı artışı olur. Dişetlerinde de kapiler dolgunluğa bağlı dişeti kanamaları görülebilir.
PRURİTİS GRAVİDARUM
İlerleyen dönemlerde karaciğer içi safra yollarında akımın yavaşlaması ve safra tuzlarının birikimine bağlı olarak görülür. Tüm vücutta yaygın kaşıntılarla seyreder. Safra tuzu retansiyonu olur, serum düzeyleri artar ve safra tuzları dermiste depolanır. Kaşıntı olur, kaşımaya ikincil olarak cilt lezyonları gelişir. Bu tablonun gelişiminde gebelik hormonları, genetik, çevresel faktörler önemlidir.
BENLER
Gebelikte daha önce var olan benler büyür ve koyulaşır.
SAÇLAR VE KILLAR
Gebelikte saç uzama fazı olan anagen faz relatif olarak uzar, östrojen anagen fazı uzatır. Androjenler kıl foliküllerinin genişlemesine sebep olur. Doğumdan sonra bu pozitif etki geçer ve saç dökülmesi olabilir. Genellikle doğum sonrası 1-4. aylar arası belirgindir. Daha sonra kendi kendine geriler ve 6-12 ay arasında normal saç gelişimi oluşur. Yüzde ve göbek çevresinde olan kıllanmalar doğumdan sonra geriler.
PUPPP (PRURİTİK ÜRTİKERYAL PAPÜL VE PLAĞI)
Gebelikte en sık görülen gebeliğe spesifik cilt hastalığıdır. Tekiz gebeliklerde 1/200, ikiz gebeliklerde 8/200 oranında görülür. Yaygın, kaşıntılı, kutanöz erupsiyonlar vardır. Genellikle karında çatlakların etrafındadır. Daha sonra ekstremitelere de yayılır. Tedavide; oral kaşıntıyı önleyici ilaçlar ve cilt nemlendiricileri kullanılır. Birçok vakada döküntüler doğumdan hemen önce veya doğumdan birkaç gün sonra geçer.
SİVİLCE
Genel olarak gebelikten etkilenmez. Gebe olmaya kadınların kullandığı retinoik asit gebelikte kontraindikedir. Onun yerine topikal ilaçlar tercih edilir.
SEDEF HASTALIĞI
Hastaların yüzde 20’inde tablo kötüleşir, topikal kortikosteroidler denenebilir. Tüm vücuda yayılan tiplerde UV-B fototerapi kullanılabilir. Tırnaklarda yumuşama, incelme ve kırılmalar görülebilir.
|