Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
RADİKAL GÖRÜŞ
Dr.  KADİR TUĞCU
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı F.A.A.P.
Yazı Boyutu:
Uçaklarda kabin içi hava özellikleri

Havacılık tarihine bakıldığında, ilk pilotların açık ortamda uçtukları görülür. Uçulan irtifada oksijen düşüklüğü olmadığı için de; bu durum bir problem teşkil etmiyordu.

Zamanla bombardıman uçaklarının gelişmesi ile uçaklar dış ortamdan ayrışmış kabinli hale
gelmişler ve savunma amaçlı olarak yüksek irtifalarda uçma mecburiyeti doğmuştu. Bu seferde, yüksek irtifalarda havanın oksijen oranı düşük olduğu için pilotların uçaktaki oksijen tüplerinden gelen oksijeni maske ile kullanması çözüm olmuştu. Bu sistem, o uçaklardaki 3-5 personel için uygun olurken, aynı irtifalarda ucan sivil uçaklarda bu ek ağırlık yüzünden bu mümkün değildi.

Bunun sonucunda, hava geçirmeyen kapalı kabinler ve kabin içi basıncı arttıran sistemler
geliştirilmiştir.

Uçakların uçtukları yükseklikte(11,000metre) hava basıncı 22.8 kPa olup, basınçlı kabinlerde bu basınç 75.1kPa olacak şekilde ayarlanır.

Kabin içindeki havanın yarısı dışardan, yarısı kabin içinden gelen karışım şeklindedir.

Dışardan alınan hava, jet motorları çevresinden geçerek ısınır ve içerde soğutularak, kabin içine uygun durumda filtre edilerek verilir. Dışardakı 22.8kPa ortamdaki düşük oksijenli hava, 75.1kPa basınca sıkıştırılınca metre küpteki oksijen oranı artar ve kabin içine uygun hale gelir.

Bir diğer problem; yüksek irtifalara çıkıldığında, atmosferdeki ozon miktarının artmasıdır. Bu
hava yoğunluğu artarak kabin içine verildiğinde kabin içinde ciddi bir ozon artışı olur. Bunun
sonucunda, yolcularda baş ağrıları, solunum problemleri olur. Bu sebeple pek çok uçakta ozonu oksijene çeviren cihazlar vardır.

2O³ -------> Ozon çeviricisi  ------> 3O²
şeklinde çalışır.

Kabin içinde her yolcunun oturduğu yerin üstünde acil durumlarda aşağı düşen oksijen
maskeleri vardır. Bu maskelerdeki oksijen nereden gelir?

Modern yolcu uçaklarındaki 200’den fazla yolcu için her seferinde oksijen tüpleri taşımak
akıllıca bir çözüm değildir. Zira bir ucak belki ömrü boyunca hiç kullanılmayacak bu sistem için
devamlı oksijen tüpleri taşıması akıl işi değildir. Bu problem, kimyasal bir yol ile çözülmüştür.

Bu maskelerin aşağı doğru çekilmeleri ile bir tetik mekanizması çalışır ve oluşan ateşleme ile
sodium chlorat ile demir tozlarının yanması sağlanır. Bu işlem sonucunda oluşan oksijen, her
yolcuya 15-20 dakika yetecek kadar oksijen temin eder. Bu sürede, ucak emniyetli irtifaya
inerek yolcuların oksijensiz kalmamalarını sağlar.

2NaClO³ + Demir tozu -------> 2NaCl + 3O²

Bu sistem çok daha hafif ve uzun ömürlüdür.

Hava basıncı eskiden mmHg (milimetre Cıva) şeklinde gösterilir iken, günümüzde artık kPa
(kilo Paskal) olarak gösterilmektedir.

Diğer bir birim; psi’dir (pounds per square inch)

Deniz seviyesinde hava basıncı: 14.7psi dir. Bu 1 atmosfer basıncına eşittir.

Bu değer; 101.325Pa veya 760Torr biriminin karşılığıdır.
1 Torr: 0,01933677psi dir.

Kısaca özetlersek:
1atm(atmosfer): 760 Torr , 760mmHg veya 101.3kPa, 14.7psi şekillerinde gösterilebilir.
(Torr birimi; İtalyan fizikci Evangeliste Torricelli adına ithafen verilmiştir.)



Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.