Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Yol almak

08 Temmuz - 14 Temmuz 2019 haftası

17 Temmuz Çarşamba 24⁰ Oğlak 24’ Burcunda Parçalı Ay Tutulması (00:38) ve Venüs- Satürn Karşıtlığı (08:33)


"devam edebilmek"

Bir öğrenemedik sevmeyi! Bir öğrenemedik sevdiklerimizin bizi neyle yüzleştirdiğini! Öğrenemedik nasıl bir masalın kahramanı olduğumuzu! Masalları da sevemedik! Kahramanları da! Hatta kötü adamları sevemedik en çok! Halbuki bir sevebilseydik!
Kendi kötümüzü sevemedik! Onu hep bir kenara ittik! Çok iyiydik biz, çok şirindik! Candık ayol! Yemedik yedirdik, içmedik içirdik! Sonra bunu anlatıp orada burada mağduru oynayıp kendimizi kabul ettirmek istedik! Ne pislik ne pisliktik!

Sonra insan olmayı öğrendik! Sevdiklerimize, bize sevmeyi, bunun büyüsünü hatırlatabildikleri için teşekkür ettik. Sevmenin hep kazanmak olmadığını öğrendik! Sevmenin kazanmak için oynanan bir oyun olmadığını, sevmenin oyun da olmadığını, kazanmanın zaten çok da bir işe yaramadığını, zamanın bizim düşmanımız olmadığını, kaybettiklerimizin, kaybettiğimizi inandıklarımızın aslında hiç kaybolmadığını...

İnanmakla şahit olmak arasındaki farkı öğrendik mesela! İnanmadıklarımız oldu, inandıklarımız oldu. Çokça yanıldık, çokça acıdı canımız, umudumuzu yitirmedik, yeni umutlar büyüttük. Dev dalgaları vardı yaşamın, bizden sörf yapmamızı istiyordu; çünkü bunu yapabileceğimizi biliyordu.

Köşemize çekildik, kimse bize dokunmasın istedik, çok kırıldık, küstük, oynamıyorduk! Ona kızdık, buna kızdık, en çok kendimize kızdık, sonra anladık, kızmakla, küsmekle işin içinden çıkamayacaktık! Biz de az değildik! Azsak da bir çoğalabiliyorduk ki kasıp kavuruyorduk ortalığı!

Kendimize yakınlaştık. Aynada kendimize baktık. Hepimiz biraz meleksek biraz şeytandık. Şefkat de vardı içimizde öfke de, korku da... Hepsini bir kenara bıraktık ve yaşamın ne değerli bir armağan olduğunu hatırladık.

Okunurdu kitap değildi, izlenirdi film değildi, sarılabilirdin ona ağaç değildi, tohum ekebilirdin toprak değildi ve hepsiydi. Bir sayfa daha çevir, henüz sarmamış olabilirdi, hareketlenecekti. Duy kalbinin sesini! Her şey ancak devam edebildikçe anlaşılabilirdi.

18 Temmuz Perşembe Venüs- Neptün Üçgeni (21:02)

"kanmak"

“Bana bir masal anlat baba
İçinde tüm oyunlarım
Kurtla kuzu olsun şekerle bal”

Masal gibi dediklerimiz vardır hani! Yoksa hepsi bir masaldan mı ibaretti? Oyun bittiğinde şah da piyon da aynı kutuya mı atılacaktı? Şefkatin kör noktası neydi? Şefkatin armağanı neydi? Hayır diyememek nerede tehlikeliydi? Hep ve her şeye hayır demek kadar tehlikeli olabilir miydi? Tehlike neydi?

Her masal biterdi. Bin bir gece masallarının bile sonu vardı. Mühim olan masalın bizde bıraktığıydı. İyisiyle kötüsüyle... İyiler kazanırdı masallarda; çünkü masallar bize iyi olmayı öğretmek içindi. İyi olan, kendine de iyiydi. Kötü olan, kendine de kötüydü.

İyi ve kötü olmanın ötesindeyse kendini bilmek vardı. İşte bu hayatı bilmek, insanı bilmek demekti. Kalbini duyanlar, ruha varanlar, akıl olup Tanrıyla buluşanlar, yolu bilirdi. Kimse kimseye kandırmadı. Kanmak işine gelense bunun ne olduğuyla eninde sonunda yüzleşecekti. 

19 Temmuz Cuma Merkür Yengeç Burcuna Geri Dönüyor (10:06)

“bir azgınlık"

"Öyle demek istemedim! Yanlış anladın! Beni anlamıyorsun! Anlatmama izin vermiyorsun! Ne kadar da aptalsın! Çok acımasızsın! Kötüsün! Senden nefret ediyorum! İnşallah ölürsün! Tanrı seni en sevdiğinle cezalandırsın!"

Bir anda dökülür dudaklarımızdan, sonrasında bir pişmanlık sarar ortalığı... Şirazenizin kaymış olduğunu anlamaya başlarsınız. Geri adım atmaktan korkmamalı insan, bir halt yemişsek yemişizdir. Geri dönüşü olmayan hiçbir şey yoktur. Yediğiniz haltı bilmenize rağmen hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsanız burada bir sıkıntı vardır. Vicdanınız sizi rahat bırakmaz. Hem karşınızdakine, hem kendinize karşı...

Affetmek safsatasını bir kenara bırakalım! Af dilemeyi bilin! Yaşadığınızı duvarla yaşamadınız, duvara bakıp kendinizi affettiremezsiniz. Söz konusu kişiyle karşı karşıya gelebilecek cesareti gösterin! Kapalı kapılar ardında af dilemeler ve affetmeler, çok tatlı da mastürbasyondan ileri gitmiyor, çok özür dilerim!

Af dilenmesini bekliyorsanız da kendinizden, bırakın gitsin, bir tokat yiyip kendinize gelmeye ihtiyacınız olmuşsa, gerekeni yapmıştır birisi, hepsi bu! Kişiselleştirmemek gerek! Sistem çalışıyor. Teşekkür edin! Ha bu biraz karakter işidir, bunu da bilip yaş tahtaya basmamayı öğrenin! Doğru parçayı doğru yere koymadan bulmaca tamamlanmaz!

“İnsan bela bulmaz, hak yazmadıkça; hak bela yazmaz, kul azmadıkça!”

Bizi gidi azgınlar... 

21 Temmuz Pazar Venüs- Pluto Karşıtlığı (11:31) ve Güneş- Merkür Kavuşumu (15:33)

"nice sevmeler nice sevilmeler"

"Seni seviyorum! İnandın mı? Şimdi istediklerimi yapacak mısın?"

Aman ne güzel sevme! Sen mümkünse bir sevme! Köle arıyorsan da böyle kimsenin duygularını incitme! Sevmek beklentilerinin karşılanacağından emin olmak değil, sevmek onunla olan yolculuğunun sana fark ettireceklerine açık olmaktır.

Herkes sevmeyi duygu boyutunda zanneder; hâlbuki sevmek düşünce boyutundadır ve burası kalpten geçer. Kalbin kökleri duyguda, dalları düşüncededir. Beslendiği yer değerlidir; bununla birlikte meyvelerinin dallarında olduğunu da unutmamak gerekir.

Bana düşüncelerinle gel! Fark ettiklerinle, fark edebildiklerinle... Değilse bol sevmeler, bol kilitler, cehennemler, zincirlere vurulmalar... Geçip gider işte! Acıdan beslenenlerin sonu acıya acı katmaktır. Baktınız size doğru geliyor hemen gülümseyerek geçin! Aman onu fark ettiğinizi fark etmesin, yapışır mı yapışır! Köpek korkanı ısırır ya! Sistem de yüzleşmeye ihtiyacı olana ihtiyacı olanı ulaştırır. 

15 Temmuz Pazartesi (Ay günü)
Ay: Oğlak (02:04 itibariyle)
Güneş: Yengeç
Toprak enerjisi / Ay- Uranüs üçgeni (14:08)

"Hayat sen planlar yaparken başına gelenlerdir." (John Lennon)

Bundan ibaret değil tabii! Bizim başımıza gelenlere verdiğimiz cevaplar önem taşıyor. Olanlar, hem bizim dikkatimizi başka bir noktaya çekerek bakış açımızı genişletmeye çalışıyor hem de ne kadar kararlı ya da kararsız olduğumuzu görmemize yardımcı oluyor.

Bir niyet ya da bir seçim, önünüzde bir yolun açılması demektir. Her şey öyle hemen olmaz. Devam etmek gerekir. Engeller çıkar karşınıza! Sabrınızı sınar, korkularınızla yüzleştirir, geçmemiş yaralarınızı sızlatır. Bunların hepsi birer basamaktır. Ne için? Hayalini kurduğumuz yere varabilmemiz için...

Herkesin bir hayali vardır. Hayali için çıkar yola... Hayalinin onda uyandırdığı bir duygu vardır. O duyguya varmak istiyordur aslında! Hayali değil o duyguyu uyandıracak olan süreç devreye alınır. Hayalinin gerçekleşmesinden çok daha değerlidir bu! Siz hiç hayal ettiğiniz şey gerçekleştiğinde, heyecanınızdan eser kalmadığına şahit oldunuz mu?

Evren zekâdır. Bizden çok daha zeki bir sistemden bahsediyoruz. Somut gerçekliklerin varlığı inkâr edilemese de çok daha soyut olan şeyler var ve aslında somut olan yapının bizdeki karşılığı tam da bu boyutta şekilleniyor. Hayal kırıklığına ne hacet, istediğiniz yere açılan kapı tam da önünüzde beliren, içeri girin! 

16 Temmuz Salı (Mars günü)
Ay: Oğlak
Güneş: Yengeç
Toprak Enerjisi / Ay- Venüs karşıtlığı (07:41) Ay- Satürn kavuşumu (10:17) Ay- Neptün sekstili (13:51) Ay- Pluto kavuşumu (20:26)

"kuyu sandığımız"

Herkes her şeyi kendi boyutunda deneyimliyor. Ortak alan deneyimleri de bu şekilde! Hepimiz aynı şeye bakıyoruz; bununla birlikte hiçbirimiz aynı şeyleri görmüyoruz. Herkes kendi seçtiği renklerin fırça darbelerini seyrediyor.

Hepimizin bir cehennemi var. Yanmaktan korkuyoruz. Aksi mümkün değil! Bununla birlikte bir şekilde kendimizi o cehenneme sürüklüyoruz; çünkü o cehennem aslında cezamız değil, armağanımızın saklı olduğu yuva! Tanrı gaddar değildir, yol göstericidir.

Astrolojide duygu burcumuz, Ay burcu da denir, bizim yuvamızı anlatır; annemizi, ilk beslenişimizi, beslenemeyişimizi, neyin eksik kalmış, neyin fazla gelmiş olabileceğini... Buradaki ihtiyaçlar yaşam boyu yönetir bizi... Asla tam olarak yüzleşemeyiz, başka şeyler koyarız adını... Duygular, açıklaması kolay olmayan şeylerdir.

Burası, bize iyi gelen kadar, bize eksik hissettirenle de ilgilidir. Tarot destesinde Ay kartı, şafak karanlığını anlatır ki bir sonraki kart, Güneş kartıdır. Bu geçiş çakralarda (bedenimizdeki enerji merkezleri) da karşımıza çıkar. İkinci çakramız olan sakral (kutsal), su elementine karşılık gelir. Su elementinin yöneticisi Ay’dır. Dişil yanımız, hayattan aldığımız tat, besleyicilik... Üçüncü çakramız olan solar (güneş), ateş elementine karşılık gelir. Ateş elementinin yöneticisi Güneş’tir. Eril yanımız, coşkumuz, tutkumuz, aşkımız, aşkınlığımız, canlılığımız...

Ay, bizim cehennemimizdir. Karmamızdır. Aile bağları... Kökler... Karmik yükler... Anne ve babamızın sırtına yüklenmiş olanlar... Cehennem burasıdır. Bununla birlikte öyle bir armağan vardır ki işte bu "anlayış"tır. Anlayacağımız şudur ki bizi yakacağını sandığımız aslında bizi canlandıracak olandır. Kuyuya (cehnam) düşmekten korkanlara selam olsun!

17 Temmuz Çarşamba (Merkür Günü)
Ay: Kova (12:18 itibariyle) (00:36 boşlukta)
Güneş: Yengeç
Ay tutulması 24⁰ Oğlak 04’ (00:38)
Hava enerjisi / Ay- Merkür karşıtlığı ( 14:38)

"kanat açmak göklere"

Özgürlük... Özgürlük nerededir? Kalptedir. Kalp hangi boyuttur? Düşünce boyuttur. Çok kez duygu, kalp sanılır. Duygu başka şeydir, kalp başka şey, sevgi başka şey, akıl başka şey...
Duygu, temeldir. Bu temelin kökleri yaşamdadır. Ancak yaşayanlar hissedebilir. Yaşamın içinde olanlar, ondan alanlar ve ona verenler... Duygu, içimizde yanan ateşin, yanmasını devam ettirendir. Bu ateşte yanmayan, bir üst aşamaya geçemez.

Bu ateş sadece bizi yakmaz, bizimle olanları da yakar. Bunun adı devinimdir. Herkesin ateşi, herkesin kıvılcımı olabilir. Ateş arabanın gitmesini de sağlar, ormanların yanmasına da sebep olur. Tanrılardan çalınıp insanlara verilen ateş...

Su bilgidir, ateş bilginin kullanılması... Bilinçli kullanılan bilgi insanın gelişimini sağlar, bilinçsiz kullanılan bilgiyse yok olmasına sebep olur. Bir üst aşamada hava elementi devreye girer. Hava elementinin yöneticisi Merkür’dür. Merkür, doğru bilgiyi, doğru yere, doğru şekilde ulaştırmaktan sorumludur.

Hava elementi, düşünce boyuttur ve kalbe karşılık gelir. Burası, tarafsız kalmayı öğrendiğimiz yerdir. Nefret, kıskançlık gibi yıkıcı duyguların geride kaldığı, evrensel sistemin üst boyutlarıyla uyumlanarak hizmet varlığı olmanın başladığı yer! Sevgi buraya varanların içinde uyanır. Akıl, burada alınan ilhamdır. Kanat açmakla anlatılmak istenen budur.

18 Temmuz Perşembe (Jüpiter günü)
Ay: Kova (18:52 boşlukta)
Güneş: Yengeç
Hava enerjisi / Ay- Uranüs karesi (00:53) Ay- Mars karşıtlığı (08:49) Ay- Jüpiter sekstili (18:53)

"yol almak"

Kalbe varan daim burada mı kalır? Hayır, tabii ki! İnsan yaşam boyu bir aşağıdadır, bir yukarıda! Makam meraklıları, bir yere geldiklerinde daim orada kalacaklarını sanır. Her şey gelip geçicidir. Sorular hep çalışmadığımız yerden gelir. En başa dönülür ve döngü devam eder.

Herkes herkesin şeytanı, herkes herkesin meleğidir. Bir insanın salt iyi bir varlık olması mümkün değildir. Kendi kötüsünün farkında, onu dizginleyebilen ve onu gerekli zamanda gerektiği gibi devreye alabilen olgunlaşma yolundadır.

Hayatta kalmak önemlidir. İlk sınav hep buradan gelir. Beden ve ruh sağlığı! Sonraki aşama kendimizi nasıl hissettiğimizdir. İşin ilginç yanı, kendimizi nasıl hissettiğimiz ne kadar beden ve ruh sağlığımızla ilgiliyse, beden ve ruh sağlığı da o kadar kendimizi nasıl hissettiğimizle ilgilidir. His yolculuğumuz bizi vezir (yukarı çıkış) de edebilir rezil (aşağı iniş) de!

His dünyamız, davranışlarımızla görünürlük kazanır. Ani patlamalar, kontrolsüz tepkiler, benmerkezci tutumlar kendi içimizde çözemediklerimizin dışavurumudur. Bu aşamada geribildirime açık olarak kendimize dönüp bakmak işleri kolaylaştırır. İyileşme böylelikle gerçekleşir.

Düşüncelerimiz, bir üst boyuttur. Aşağısı karman çorman olduğunda, düşünceler de karmakarışıktır. Aşağıda işler yolunda olduğunda düşünceler adeta bir cerrahın elinde tuttuğu neştere benzer. Doğru zamanda doğru yere dokunarak kişinin kendi süreçlerini yönetmesini sağlar.

Bu sayede düşmanlık algısının yerini her buluşmanın insana hatırlattıkları alacaktır. Her buluşma, ihtiyaç duyulanın bize ulaşmasıdır. Buradan alması gerekeni alan, yol alma şansı da kazanacaktır. Değilse yerinde sayacaktır.

19 Temmuz Cuma (Venüs günü)
Ay: Kova
Güneş: Yengeç
Hava enerjisi

"yaşam"

Özgür hissetmek... Neyin bize kısıtlanmış hissettirdiğinin farkına varabilmek... Bize kendimizi kısıtlanmış hissettirenin bir şey olduğunu düşünürüz ve o şeyden uzaklaşmaya ya da onu kendimizden uzaklaştırmaya çalışırız. Bu taşımakta olduğumuz hissin yarattığı bir yanılsamadır. İhtiyacımız olan bu duygunun dönüşümünü sağlamaktır.

Duygu, yaşam yolculuğunun önemli bir aşamasıdır. Astrolojik olarak yengeç, akrep ve balık burçlarına karşılık gelir. Yengeç, aile boyutudur. Yuva, başlangıç noktamız... Bunun karmik boyutumuza karşılık geldiğinden daha önce bahsetmiştik.

Akrep, kriz aşamasıdır. Burada korku açığa çıkar. Bu korku, değişime karşıdır. Eğer bir rahatsızlık kronik bir hal almışsa, siz ona alışmışsınızdır ve bu artık sizin için doğallaşmıştır. Bir eşikte bulursunuz kendinizi, burası rahatsızlığınızın tavan yaptığı yerdir, öyle ki ya burada rahatsızlığınızın kaynağı olan yarayı iyileştirerek yenilenirsiniz ki bu dönüşümdür ya da bunu reddederek aşağı inişi başlatırsınız. Sırtınızda kilolarca yük taşımanızdan ve bedeninizin artık bunu taşıyamayacak hale gelmesinden farksızdır.

Son aşama balık aşamasıdır. Burada su akmakta ve yolunu bulmaktadır. Hayaller ve gerçekler... Gerçeğin kurdurduğu hayaller ve gerçekleşenler! Gerçeği yaşamak ya da yanılsamaların içine sıkışıp kalmak! Hepimiz bir hayaldik. Bugün gerçeğiz. Bir gün tekrar bir hayal olacağız; bununla birlikte gerçekler baki kalacak ve biz de o gerçeklerde yaşayacağız. İşte bu yaşamdır. 

20 Temmuz Cumartesi (Satürn günü)
Ay: Balık (00:18 itibariyle)
Güneş: Yengeç
Su enerjisi / Ay- Uranüs sekstili (13:16)

"gerçeği örten"

Balık burcunun sembolü iki ayrı yöne yüzen balıktır. Bir yanımız gerçeğe, bir yanımızsa o gerçeği örtene yol alır. Gerçek mi daha ağırdır yoksa gerçeği örten mi? Gerçeğe mi daha yakın olur insan yoksa onu örtene mi? Ne zaman ki gerçeğin nerede saklı olduğunun farkına varırız, orada gerçeği örtenin sadece bir araç olduğunu anlama şansı kazanırız.

Dünya yaşamına doğmak... Sonsuzluktan yaşama inmek ve yaşamdan sonsuzluğa bir yıldız olarak yükselmek... Yıldız olmak nedir? Bunu ezoterik bilgiler ışığında inceleyelim!

Tarot destesinde Yıldız kartı, Yıkılan Kule kartından sonra gelir. Yıkılan Kule, bildiğimiz tüm doğruların geçersiz kaldığı yerdir. Hiç hayatınızın altüst olduğunu hissettiğiniz oldu mu? İnandığınız her şeyin yıkıldığını? İşte orası evrenin sizinle bağlantıya geçtiği yerdir. Şimdi bildiğin her şeyi bir kenara bırak ve beni dinle der. O zaman hatırlarsınız, tutunduğunuz hiçbir şeyin gerçeğiniz olmadığını...

Siz bir gün yok olacaksınız, yaptıklarınız da, eserleriniz bile, onlar kalsa da artık sizi değil, kendilerini temsil ediyor olacaklar. Siz buraya biraz yıldız tozu almaya geldiniz. Bu yaşamın içinde saklıdır. O saklı olana dokunamadığınız müddetçe, her şey anlamsızdır.

Kefenin cebi yok gibi beylik laflarla düşürmek istemiyorum frekansı! Anlayın ki kimsenin size ihtiyacı yok! Aydınlanmak için de! İyileşmek için de! Daha iyi bir insan olmak için de! Sizin bir şeye ihtiyacınız var ve onu almak için buraya geldiniz! Ne kadar hatırlayabildiniz? Yoksa hala gerçeği örtene doğru mu yüzmektesiniz? 

21 Temmuz Pazar (Güneş günü)
Ay: Balık
Güneş: Yengeç
Su enerjisi / Ay- Jüpiter karesi (07:05) Ay- Satürn sekstili (09:27) Ay- Neptün kavuşumu (13:45) Ay- Pluto sekstili (20:17) Ay- Venüs üçgeni (21:19)

"evrenin ritmi"

Dünya bizden 12’den 21’e geçmemizi ister. Bu ne demektir? 12, Tarot destesinde Asılan Adam kartına karşılık gelir. Burası bizim tepetaklak olduğumuz yerdir.

Kendini yenilemeyen, yok olmaya mahkûmdur. Değişimden kaçan, her seferinde başa döner ve kendini aynı yerde bulur. Cehennem budur. Dönüp dolaşıp aynı yere gelmek! İsimler değişir, cisimler değişir, mekân değişir, zaman değişir; bununla birlikte ana fikir değişmez. Bir şey sorar bize: Hala burada ne işin var?

Buradan kastı somut bir şey değildir, bir haldir. Katıysak yumuşamaya, yumuşaksak katılaşmaya ihtiyacımız vardır. Ben katıyım derseniz, yumuşamak; ben yumuşağım derseniz katılaşmak zorunda kalırsınız. Evrenin size anlatmaya çalıştığı, hiçbir şeyin mutlak olmadığı!

Ahlak da mutlak değildir. Ne kadar çabalarsanız çabalayın! Bir yerden kasa açık verir. Bu işinizi iyi yapmamanız değil, sistemin işleyişiyle ilgilidir. Siz bunun sebebinin peşine düşersiniz, bu sebep sizi bir sürü şeyin sebebini anlamaya götürür, tam da bu yüzden hata yapmanız sağlanmıştır, Şeytan’ın kimseyle bir derdi yok!

Ahlaksızlık da mutlak değildir. Yaşam boyu ahlakıyla övünen biri ile yaşam boyu ahlaksızlığıyla sövülen biri... Bir gün öyle bir kibir ve öyle bir samimiyet devreye girer ki ahlakıyla övünenin geçişi ahlaksızlığıyla sövülenin vicdanına kalır. Yaşam bizi her zaman şaşırtır.

Bunu anlayıp tutunduklarını bırakarak kendilerini evrenin bilinmezliğinin sınırsızlığına açanlar... İşte burada denge kurulmaya başlar, her şey kararını bulur. Ne orada ol ne burada, en azından şimdilik! Tam ortada ve her iki uca da şahit ol! Sonrasında beliren yolun farkına var ve yürü... Sadece yürü!

Ne gördüğüne, neyi daha önce göremediğine bak! 21 burada devreye girer. Evrenin ritmi; sonsuzluğun, küresel zaman içinde kendini tekrar tekrar yenileyerek bedenlenişi... Yanlış yok, yol var ve o bize gerçeği hatırlatıyor. Sabırlı ol yeter!
 
Dosta selam olsun,

Hüseyin Akdağ

Kaynak: www.anneoluncaanladim.com

Bireysel Doğum Haritası Analiziniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz:

0212 274 08 47 / 0544 798 52 07
www.heraakademi.com

Doğum haritası analizimiz ile kim olduğunuzu, dışarıdaki kişinin sizi nasıl gördüğünü, neyin size iyi geldiğini, bunların bir araya geldiklerinde birbirlerini nasıl etkilediğini, sahip olduğunuz potansiyelleri, yakın çevrenizi, ailenizi, iç dünyanızı, aşkın sizin için ne olduğunu, yaşama nasıl hizmet edebileceğinizi, partnerinizden aslında ne beklediğinizi, onunla olmanın size sağladığı fırsatları ve bu durumun sizi karşı karşıya bıraktığı sınavları, yaşamda sizi neye çağırdığını, neyin sizin ufkunuzu genişletebileceğini, iş ve kariyer hayatınızın önemli sırlarını, arkadaşlık ilişkilerinizi, neye teslim olmanız gerektiğini ve ruhsal olarak nereden nereye ilerlemenin önemini bulabilirsiniz.


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.