10 Haziran - 16
Haziran 2019 haftası
10 Haziran Pazartesi Güneş (ikizler)- Jüpiter (yay) karşıtlığı (18:27) ve 19⁰ Oğlak 6’ İlkdördünü (08:59)
"kaşif, araştıran, öngörüsü yüksek, fırsatların peşinde, büyük hedefler, büyüklenme, Tanrı ile özdeşleşme" (Güneş- Jüpiter)
"münzevi, baba, başbakan" (oğlak)
"daha geniş bir yaşam felsefesi" (ilkdördün)
"Gerçeğini bulmak!"
Dikkat çeken vurgular:
Değişken burçlar büyük kare açı kalıbı (Güneş, Ay, Jüpiter, Neptün)
Ay (başak)- Merkür (yengeç) karşılıklı ağırlama
"şeytan karışır"
Bir şey için yola çıkarız, bir şey olur ve kendimizi bambaşka bir yere doğru yol alırken buluruz, derken başka bir şey, biz pinpon topuna dönmüşüzdür, biri oradan vuruyor, biri buradan vuruyor, bir durur musunuz lütfen! Onlardan gelen cevap: "Madem öyle bu masada ne işin var?" Hakikaten biz ne oldu da kendimizi burada bir oraya bir buraya fırlatılırken bulduk?
Yapılacak işler bitmez! Bana neler yapabileceğinizi, hayalinizi anlatın; hemen size uzun bir yapılacaklar listesi çıkarayım, üzerime yoktur! Bununla birlikte şunun farkında olmak gerekiyor; her şeyi, hemen, bugün halledeyim derseniz orada durun bakalım! Bu gerçekçi değil! Tek seansta kesin çözümler bana hiçbir zaman inandırıcı gelmemiştir.
Zaman, içinde büyüyüp genişleyebileceğimiz ya da içinde küçülüp kaybolabileceğimiz bir boyuttur. Bunu iyi anlamak gerek! Bir hedefe doğru ilerlerken çeldiricilerle karşılaşırız. Bunun farkında değilsek tıpkı Kırmızı Başlıklı Kız gibi kendimizi kurdun midesinde bulmak işten bile değildir. Oradan geçmekte olan avcının insafına kalırız!
Şeytan’ın (nefis) desteğini alan, kredi kullanmıştır ve bunun bir geri ödemesi mutlaka olacaktır. Erdem, yavaş ve emin adımlarla yürürken çeldiricileri fark etme şansı kazananların anladığı sırdır. Bundandır ki acele işe şeytan karışır ve o hakkım dediğini söke söke alırken kimlerin hakkını çaldığını çok sonra anlayacaktır.
14 Haziran Cuma Mars (yengeç)- Neptün (balık) üçgeni (09:11) ve Mars (yengeç)- Satürn (oğlak) karşıtlığı (18:49)
"şiddet kurbanı olmak, güç yanılsaması, gücün yanlış anlaşılması, ezilenler adına mücadele, pasif saldırganlık, idealleri hayata geçirmek, yoldan çıkarma, taciz, cinsel fanteziler" (Mars- Neptün)
"savaşma korkusu, otorite adına veya otoriteye karşı mücadele, rekabet korkusu, dayanıklılık ve cesaret sınavları, egemenlik ve tahammül, cinsel hakimiyet, ağır iş cezası, çalışma yükümlülüğü, ağır metal" (Mars- Satürn)
"ya değilsem"
Ben çok güçlüyüm! Nedir seni güçlü kılan? Girdiğim her savaşı kazandım! Nasıl savaşlardı bunlar? Beni öldürmek istediler, canımı yakmak istediler, benden çalmak istediler, beni değersizleştirmek istediler, asla izin vermedim! Bu sana ne kazandırdı? Onur! Neydi böyle insanlarla karşılaşmana sebep olan hiç düşündün mü? Kaderim! Savaşma isteğin olabilir mi? Nasıl yani? Savaşmak istediğin için savaşabileceğin kişileri seçmiş, dahası onlarla olan ilişkini bir savaş haline getirmiş olabilir misin? Ne saçmalıyorsun sen? Sadece soruyorum. Çok aptalsın. Belki de; bununla birlikte ya değilsem?
16 Haziran Pazar Merkür (yengeç)- Neptün (balık) üçgeni (14:42), Merkür (yengeç)- Satürn (oğlak) karşıtlığı (17:00) ve Jüpiter (yay)- Neptün (balık) karesi (18:21)
"ilham veren sözcükler, akılcı olmayan zihin, yaratıcı düzenlemeler, çomak sokan fikirler, bilginin çarpıtılması, gerçeklerin idealize edilmesi, kolektif zihne sızma" (Merkür- Neptün)
"otoriter sözcükler, dille ilgili engeller, olumsuz düşünceler, zihin hakimiyeti, zor yolla öğrenme, kişinin düşüncelerini tanımlaması" (Merkür- Satürn)
"büyük hayaller, abartılı fanteziler, mistik deneyimler, büyük kaçış, spiritüel ego, denizdeki kaşifler" (Jüpiter- Neptün)
"az hoşbeş"
Hayatı çok seviyorum! Neden? Çünkü bana ilham veriyor! İlham mı veriyor, ne için? Yazmak için, çizmek için, çalıp söylemek için; aslında bunlar işin bahanesi, yaşamak için! Yaşamak için ilham mı veriyor? Evet! Bundan dolayı mı seviyorsun hayatı? Evet, beni düşündürüyor, düşündükçe yeni keşiflerin içinde, daha önce hiç hissetmediğim duyguların içinde buluyorum kendimi, bu hissedişimi de değiştiriyor. Küçük bir çocuk gördüğümde, bir kedi bacaklarıma sürtündüğünde, bir karga yüzüme baktığında, bir anne ile çocuğunu gördüğümde, bir adam bir çocukla el ele yürüdüğünde, daha farklı şeyler hissediyorum.
Tuhaf bir adamsın sen, dünyada bir sürü kötü şey oluyor, ne kadar acı var yeryüzünde, haberin var mı? Olmaz olur mu? Bununla birlikte güzel şeyler de var. Acılar, mutluluklar; birbiri içinden yükseliyor. Bir gün insanlar yukarıya çıkmak için aşağı inmek zorunda kalmayacak, buna inanıyorum. Neyden eminim biliyor musun? Neyden? Hiçbir acının sonsuza dek sürmediğinden… Buradan giderken, hiçbirini yanımızda götürmediğimizden… Buradan giderken çantamızda sadece güzel şeylerin kalacağından… Bir çantayla gidiyoruz yani… Ya da neyse… Öf, karıştırma kafamı…
İyi ki sohbet edebildik bugün seninle! Ne güzel şeyler hatırlattın bana! Pollyanna mısın sen? Değilim, sadece hislerine kulak veren biriyim ve iyi hissettiğimi fark ettim. Buna vesile olduğun için teşekkür ederim.
… (sessizlik) Gülümsüyor musun sen? Tuhafsın işte!
10 Haziran Pazartesi (Ay günü)
Ay: Başak (14:59 boşlukta)
Güneş: İkizler
Toprak enerjisi / Ay- Mars sekstili (03:44) Ay- Neptün karşıtlığı (08:17) Ay- Güneş karesi (08:59) Ay- Satürn üçgeni (09:12) Ay- Jüpiter karesi (09:42) Ay- Pluto üçgeni (15:01)
"yaşam denklemleri"
Saflaşmak… Öze ulaşmak, öze yakınlaşmak… Kendine yakınlaşmak, kendini bulmak… Bazen öyle çok şey uçuşmaktadır ki zihnimizde… Bir şeyler, bir şeyler… Tut tutabilirsen! Nereden başlasak, nasıl yapsak… Yoksa tamamen akışa mı bıraksak? Ne yapıyorsak, yapmakta olduğumuz şeyin içindeki dansın tadını mı çıkarsak?
Yapmakta olduğumuz, bize yaşamakta olduğumuzu hatırlatır. Üretmek, var etmek demektir. Var eden, var olur. Varoluş, var etmekte olduğunun içinde kendini inşa etmekte olduğunun farkında mı olmaktır?
İnsan bazen kendini yolunu kaybetmiş gibi hissedebilir. Sanki neyse bu, hiç bitmeyecektir; bununla birlikte biter ve gün gelir, siz o yorgunluğu bile özlersiniz. İçinde olduğunuz anın tüm hediyelerine açabilir misiniz kendinizi? Bugün sizi kalbinizin armağanına götürmeye çalışıyor olabilir mi? Hazır mısınız?
11 Haziran Salı (Mars günü)
Ay: Terazi (03:28 itibariyle)
Güneş: İkizler
Hava Enerjisi / Ay- Venüs üçgeni (07:55)
"armağanlar"
Kopan fırtınaların, insana en güzel armağanı, her fırtına sonrası doğan güneşi hatırlatmasıdır. Dünya öyle bir yer ki… İyileşmeyen yara yok. Unutulmayacak şey yok. Belki kayıt altında; bununla birlikte bir gün hafızalardan silinip gidiyor. Kimse karıştırmıyor artık tarihin tozlu raflarını… Hatta dudaklarından dökülürken kalbinin acısına dayanamadığın şeyler, bir gün eskisi gibi acıtmıyor, gülümsüyorsun hatta ondan konuşurken, acı başka bir şeye dönüşmüş oluyor, seyirci olma hali…
Geri dönüşü olmayan hiçbir şey yok, yeter ki samimiyet olsun. Geri dönülmesi gerekiyor mu, o da ayrı bir konu! İlerlemek gerekiyor; önüne çıkanlar, geçmişin sorduğu sorulara cevap oluyor. Hatırlamak gerekiyor, olanları değil, insan olmayı, yaşamayı, bu yaşam sistemini ayakta tutanı, görünmez bağları, sevgiyi, sevmeyi, sevilmeyi…
"Beni çok sev!" denmesin diyor bir yanım; neden çok sevsin, ne gerek var, sevmek daim yeterlidir. "Çok seviyo’m be ben seni!" diyor diğer yanım, gülümsüyorum, o çocuğu görüyorum, sığınmak isteyen, sıkı sıkı sarılan, masum çocuğu… "Ben de!" diyorum, "Ben de!" ve içime bir şeylerin döküldüğünü hissediyorum.
Sevmemenin mümkün olmadığını düşünüyorum, sevilmemenin, sevginin içinde olmadığı bir hayatın… Kötü bile kötülüğünün ardında Tanrının ilahi sevgisini taşıyor ve "Biliyorum, bunun üstesinden gelebilirsin ve bunun sana bir armağanı olacak." diyor.
Armağanlar almanın, büyük zorlukların, derin sancıların, kalbe saplanan okların değil de anlayışın, hoşgörünün, kalbe dokunan kalp sıcaklığının mümkün kıldığı bir dünya diliyorum. Orada da buluşacağız, biliyorum.
12 Haziran Çarşamba (Merkür Günü)
Ay: Terazi (18:13 boşlukta)
Güneş: İkizler
Hava enerjisi / Ay- Merkür karesi (00:02) Ay- Mars karesi (09:18) Ay- Satürn karesi (12:11)
Ay- Jüpiter sekstili (12:26) Ay- Güneş üçgeni (15:57) Ay- Pluto karesi (18:15)
"enerjimizi korumak ve aklımızı kullanmak"
Öyle doluyuzdur ki bazen, öyle sıkışmıştır ki duygular içimizde, küçücük bir şey dokunsa oraya, sanki dolmak üzere olan bir barajın kapakları açılmışçasına sel götürür ortalığı… Duygu, duygu, duygu… Bizi kapana kıstıran, bizi bir şeyle yüzleşmek durumunda bırakan duygular…
Ne için dünyadayız? Dünya dediğimiz bu yer, neyin kapısı? Hep birileri kıracak, birileri kırılacak mıydı? Hayır! İnsanoğlunun en büyük erdemi; kırana, kırmaya çalışana, kırıcı olana kırılmamak olacaktı. İşte "kan davası" da diyebileceğimiz "mezar kavgası" burada sonlanacaktı.
Herkes ölüme meydan okumaya çalıştı. Halbuki sınav yaşamaklaydı ve bu sınavı vermek, cennetin ne olduğunu anlamaya bir adım daha yaklaşmaktı. Çünkü "cennet cennet dedikleri", insanın kalp huzuru ve vicdan rahatlığından başkası değildi.
Şahit olmak… Bizi zorlayanın farkına varmak ve onunla daha bilinçli yeni bir ilişki kurmak… Ne bizi bu noktaya taşımış olabilir? Hangi beklenti? Beklenti, hayal kırıklığı yaratır. Bunu yaratan, olması gerektiğine inandıklarımızdır. Hayat bize ezberimizdekini değil, ezberimizi bozacak olanı verir.
Kendimizi içinde bulduğumuz labirentin farkına varmak… Bu labirent böyle olmamalıydı diyebilir miyiz? Bu labirent, tam da böyle; bununla birlikte buradan çıkabiliriz, ilerlemeliyiz. Bu bir ceza değil, beyin jimnastiği ve bunu başarabiliriz.
Fırtınaya karşı savaşmak, fırtına esnasında, çok da mümkün değildir. Mümkün mertebe onun yıkıcı etkisinin dışına çıkmak gerekir. Bizi fırtınadan koruyacak sistem, ancak fırtına dindiğinde kurulabilir. Duygularımız da böyledir. Ne zaman neyin bam telimize basacağını bilemeyiz, burada açığa çıkanı tanıdığımızdaysa gülümseyerek yanından geçebiliriz.
Hayat oyununda bize zaferi kazandıracak olan, savaşınızın ne olduğunun farkında olmaktır. Çeldiriciler gelir, onunla girişeceğiniz savaş, yıpratmaktan öteye gitmeyecektir. O zaman şunu diyebilmek önemlidir: Bu benim savaşım değil! İşte enerjinizi korumanın ve aklımızı kullanmanın yolu budur.
13 Haziran Perşembe (Jüpiter günü)
Ay: Akrep (07:02 itibariyle)
Güneş: İkizler
Su enerjisi / Ay- Uranüs karşıtlığı (16:10)
"değişim değişim dedikleri"
Değişim değişim dedikleri, bize ezberletilenleri bir kenara bırakabilmekti. Bununla birlikte öyle kolay iş de değil ki ellerimizle büyüttük, solar iken dirilttik. Çiçeğimizi kopardılar mı yoksa biz mi kopardık ya da kesin koparacaklar deyip korumaya çalışırken karşımızdakini kışkırtıp koparılmasına mı sebep olduk bilemiyorum!
Değişimi dışarıda aramak, çok da mantıklı değil. Değişim, içeride. Değişen ne? Hissettiklerimiz değil, hissettiklerimizin bizi hangi noktaya getirdiği. Hisler, epey derinlerden beslenir. Bir şeyler, bir şeylerle özdeştirilir. O şeyle savaştığımızı düşünürüz; halbuki savaştığımız çok daha derindedir. O sadece üzerine örttüğümüzü su yüzüne çıkarmıştır.
İnsanın hisleriyle olan yolculuğunun, ruhun kendisiyle olan yolculuğa eşdeğer olduğunu düşünüyorum. His, varoluş boyutunun ikinci basamağıdır. İnsanın hislerinin farkında olabilmesi için, önce hayatta kalma sınavını verebilmiş olması gerekir.
Hayatta kalmak için canlılık, beslenme, algı ve hissetme yetisi gerekir. Sonrasında hislerle ilgili farkındalık gelir. Bu farkındalık, karakterin yapılanmasının temelidir. Kendinin farkında oldukça insan, hayatla ilgili farkındalık da zenginleşir. Kendinin farkında olmak, hislerinin farkında olmakla başlar. Değişimse, tam da bu yolculuğun ürünüdür.
14 Haziran Cuma (Venüs günü)
Ay: Akrep (22:44 boşlukta)
Güneş: İkizler
Su enerjisi / Ay- Merkür üçgeni (10:32) Ay- Neptün üçgeni (15:53) Ay- Mars üçgeni (16:12)
Ay- Satürn sekstili (16:20) Ay- Pluto sekstili (22:45)
"Tanrının öfkesi"
Korkularım var.
Kimin yok ki?
Sen de mi korkuyorsun?
Tabii ki! Herkes korkar.
Neyden?
Kaybetmekten.
Neyi?
Her şeyi?
Her şeyi mi? Neden her şeyi kaybedesin ki?
Ya kaybedersem?
Evet, kaybedebilirsin.
Sen neyden korkuyorsun.
Kendimden, kötü şeyler yapmaktan, annemi üzmekten, kötü bir çocuk olmaktan, Tanrının beni cezalandırmasından…
Kötü bir şey yaparsan ne olur?
Kötü olur. Annem bana kızar. Tanrı bana kızar. Kimse beni sevmez.
Nedir bu kötü şey?
Annemin kızacağı, Tanrının kızacağı şeyler…
Örnek verebilir misin?
Bilmiyorum ki… Bilemedim şimdi! Annem kızıyor işte! Tanrı senin cezanı versin diyor bana, korkuyorum, nasıl daha farklı biri olacağım bilmiyorum.
Hiç annenin sana haksızlık ediyor olabileceği ihtimalini düşündün mü?
Annem mi? Saçmalama! O çok iyi bir kadın. Benim için her şeyi yapabilir, beni çok seviyor.
Senin kendin için bir şey yapmana, kendi ayakların üzerinde durabilmene izin veriyor mu?
O benim için her şeyi yapıyor ki!
Neler yapabileceğini düşündün mü hiç?
Evet.
Ne fark ettin?
Annem olmasa ben bir hiçim ve onu üzerek Tanrıyı daha da öfkelendiriyorum.
15 Haziran Cumartesi (Satürn günü)
Ay: Yay (12:02 itibariyle)
Güneş: İkizler
Ateş enerjisi
"denemek"
Annen bugün sana kızdı mı?
Evet!
Ne yaptığın için sana kızdı?
Suyu döktüğüm için.
Sık sık suyu döker misin?
Evet, hep fazla basıyorum ve yerler ıslanıyor.
Fazla basabileceğini düşünüyor musun hiç basmaya başlarken?
Düşünmüyorum tabii ki!
Emin misin? Bir düşün bakalım?
Düşünüyorum aslında…
Ne yapıyorsun peki?
Basmaya devam ediyorum!
Harikasın!
Neden ki?
Çok güzel bir itiraftı bu. Ancak dürüst biri böyle bir itirafta bulunabilir.
Ne yapacaksın? Anneme şikayet mi edeceksin beni şimdi?
Hayır, seni annene şikayet etmeyeceğim. Her seferinde kızıyor annen değil mi?
Evet…
Bunu bile bile basmaya devam mı ediyorsun?
Galiba.
Annene öfkeli misin?
Daha neler! O çok iyi bir kadın. Benim gibi kötü bir çocuğa tahammül ediyor. Her şeye rağmen bana iyi davranıyor.
Sana iyi davrandığından emin misin?
Tabii ki!
Sana kızdığında nasıl hissediyorsun.
Kötü hissediyorum.
Bunu hiç ona söyledin mi?
Neden bunu ona söyleyeyim ki?
Belki sana karşı daha farklı davranır.
Annem mi? Çok saçma!
Bunu denemek ister misin?
Ne diyeceğim?
Sana kızmasının sana kendini kötü hissettirdiğini.
Hak ediyorsun diyecek!
Bir oyun oynayalım mı?
Nasıl bir oyun?
Bir daha annen sana kızdığında bunun sana kendini kötü hissettirdiğini ona söyle ve sonrasında neler olduğunu birlikte görelim! Bunu yapmak içinden geldi mi?
Pek değil.
Denesen ne kaybedersin?
Bilmiyorum.
Deneyelim mi?
Deneyelim!
16 Haziran Pazar (Güneş günü)
Ay: Yay
Güneş: İkizler
Ateş enerjisi / Ay- Venüs karşıtlığı (03:22) Ay- Jüpiter kavuşumu (22:08) Ay- Neptün karesi (22:10)
"denemeseydin hiçbir anlamı yoktu"
Neler oldu?
Annem benden özür diledi, sana kendini kötü hissettirmek istememiştim dedi.
Bu sana kendini nasıl hissettirdi?
Bilmiyorum, değişik.
Ne yaptın annen bunu dediğinde?
Sarıldım ona, annemin gözleri ıslanmıştı yüzüne baktığımda.
Annen sana sonrasında kızdı mı?
Kızmadı.
Hiç kötü bir şey yapmadın mı?
Yaptım aslında, elimden bardak düştü, kırıldı.
Annen ne yaptı?
Dikkat et, ayakların kesilmesin, ben toplarım, içeri git sen dedi.
Sonra?
Yanıma geldi ve kendime zarar verebileceğimi, biraz daha dikkatli olmanın hepimiz için daha iyi olacağını, bardağın kırılmasının önemli olmadığını, asla benim kadar değerli olamayacağını söyledi.
Bu sana nasıl hissettirdi?
İyi.
Daha dikkatli misin?
Evet, dikkat ediyorum.
O günden sonra su döktün mü?
Dökmedim.
Annen bunu fark etti mi?
Fark etti.
Sana bununla ilgili herhangi bir şey söyledi mi?
Sadece dökmeden su koyduğum bir seferinde gözlerimin içine bakarak gülümsedi ve sen harika bir çocuksun, bunu biliyorsun değil mi dedi.
Bu sana nasıl hissettird?
Çok şaşırdım. Anneme bir şey mi oldu?
Sana karşı yanlış bir dil kullandığının, kendini tam olarak ifade edemediğinin farkına varmış olabilir.
Annem eskiden böyle biri değildi.
Sen onun için hep çok değerliydin, sana zarar gelmesini istemiyordu, sadece bunu sana ifade edemiyordu. Kızgınlığının ardında dikkatsizliğinden dolayı kendine zarar vermenden korkması vardı.
Ben gerçekten harika mıyım?
Sence?
Bence değilim.
Neden?
Bilmem. Değilimdir diye düşünüyorum. Kötü bir çocuk olmalıyım.
Bunu sana düşündüren ne? Annen böyle düşünmüyor.
Öyle dedi ama, gerçekten böyle mi düşünüyor?
Sence samimi değil miydi?
Samimiydi.
Öyleyse?
Evet. Teşekkür ederim.
Neden?
İçimden geldi.
Ben teşekkür ederim. Sen akıllı bir çocuksun!
Ben mi?
Evet, sana yaptığım öneriyi dikkate aldın. Verdiğin sözü tutarak bunu denedin, bunun adı dürüstlük ve cesarettir. Böylelikle annene bir şey fark ettirdin. İlişkinize yeni bir boyut kazandırdın.
İşte bunun için teşekkür ettim. Siz önerdiniz!
Sen bunu denemeseydin hiçbir anlamı yoktu bu önerinin, beni kendine yakın görüp tüm bunları paylaştığın için ben teşekkür ederim.
Dosta selam olsun,
Hüseyin
Akdağ
Kaynak: www.anneoluncaanladim.com
Bireysel Doğum Haritası Analiziniz için bizimle
iletişime geçebilirsiniz:
0212 274 08 47 / 0544 798 52 07
www.heraakademi.com
Doğum haritası
analizimiz ile kim olduğunuzu, dışarıdaki kişinin sizi nasıl gördüğünü, neyin size iyi geldiğini,
bunların bir araya geldiklerinde birbirlerini nasıl etkilediğini, sahip olduğunuz potansiyelleri,
yakın çevrenizi, ailenizi, iç dünyanızı, aşkın sizin için ne olduğunu, yaşama nasıl hizmet
edebileceğinizi, partnerinizden aslında ne beklediğinizi, onunla olmanın size sağladığı fırsatları
ve bu durumun sizi karşı karşıya bıraktığı sınavları, yaşamda sizi neye çağırdığını, neyin sizin
ufkunuzu genişletebileceğini, iş ve kariyer hayatınızın önemli sırlarını, arkadaşlık ilişkilerinizi,
neye teslim olmanız gerektiğini ve ruhsal olarak nereden nereye ilerlemenin önemini
bulabilirsiniz.