Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Yıldızlar yeryüzene iniyor

04 Mart - 10 Mart 2019 haftası

5 Mart Salı Merkür Geri Hareketi Başlıyor (20:18)
"sular tersin tersin akar"
Geri hareket ne demek olabilir? Geriye dönüp bakmak mı? Herkes gider Mersin’e, biz gideriz tersine deyimini anımsarsınız. Akıntıya karşı kürek çekmekten mi bahsediyor? Olmuyorsa zorlama, zorla güzellik olmaz derler hani! Tarih tekerrürden (tekrar) ibarettir denir ya, bu tekerrürün sebebi nedir? Tam da bu noktada geçmişini bilmeyen, geleceğine yön veremez diyen Mustafa Kemal Atatürk ve delilik, aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir diyen Einstein, bize neyi hatırlatmaya çalışıyor olabilir? Bir gezegenin geri hareketi, onun yönetiminde olan tüm konularla ilgili geriye dönüp bakma vaktinin geldiğini gösterir. Es geçtiklerimiz, üzerine kafa yormadıklarımız, koşuşturmalar içinde gözden kaçırdıklarımız... Ayağımıza takılıp duranlar bunlar değil midir? Sinek küçüktür; ama mide bulandırır. Bazen önemsemediğimiz küçük ayrıntılar, birtakım ihmaller, yarattıkları gündemlerle bizi yavaşlatarak öyle saçma sapan durumlarla karşı karşıya bırakır ki... Tekrar eden döngüler, bir çözüm yolu bulmak yerine benzer hataları yapmaya devam ettiğimizi anlatır. Merkür, iletişim gezegenidir. Yakın çevremizle kurduğumuz ilişkileri, onların ve onlarla olan süreçlerimizin ne kadar farkında olduğumuzu, bunun yaşam yolculuğumuza olan yansımalarını anlatır. Açık parantezler, bu dönemlerde tekrar masaya yatırılır. Helalleşme zamanıdır. Kaçtıklarımız bizi kapana kıstırır. Bu kötü bir şey değildir, taşıdığımız yükleri bırakabilmek içindir. Açık parantezler sürekli zihnimizi meşgul eder ve bu verim sağlamamızı engeller. Teşekkür edebilmek, küçük hikayenin büyük hikayedeki yerini görebilmek değerlidir. O zaman yol açılır. Zaten bu olasıya bir bakmışsınız geri hareket de tamamlanmıştır. Arada bir kabuğuna çekilmek, tüyleri parlatır. Açtığımız kanatların, ne için yola çıktığımızı hatırladığımızda anlamı vardır, değilse gagamızdaki bebeğin dede olması ve bizim hala yolda olmamız işten bile değildir. Seni seviyorum, bu zamanın büyüsüdür. Seni seviyorum; bununla birlikte yol arkadaşlığımız burada bitmişse, buna saygı duyuyorum. Yolun açık olsun, yolum da açık, elveda sevgili, biliyorum içimizdeki Tanrı sen olup, ben olup, biz olup daim bizimleydi.

6 Mart Çarşamba Uranüs Boğa Burcuna Geçiyor (10:26) ve 15⁰ Balık 47’ Burcunda Yeni Ay (18:03)
"kaynaklar ve olasılıklar"
Kaynaklarımızı daha farklı nasıl kullanabiliriz? Yeni zamanın dinamikleri neler? Teknolojik gelişmelerin ve bunlardan nasıl faydalanabileceğimizin ne kadar farkındayız? Krizi fırsata çevirmek deyince aklımıza neler geliyor? Sosyal ağlar ne zaman kaynaklarımız haline gelir? Ekip ruhu ne demektir? Bu ruhu var eden nedir? Nasıl bir motivasyon bizi bir araya getirir? Birlikte neler yapılabilir? Evrensel dinamikler neler? Yıldızların bize söylemeye çalıştığı ne olabilir? Nasıl bir dönemeçteyiz? Bizi buraya ne getirdi ve bu bizi nereye götürüyor? Bu süreçte neyi daha bilinçli kullanabiliriz? Ben kimim? Sen kimsin? Bizi bir araya getiren ne? Neyi göremiyor olabiliriz? Nerede, ne sebeple çuvallıyoruz? İçsel olarak neyi hatırlamaya ihtiyacımız var? Neyden beslenmeyi bir kenara ittik? Bu bizde neyi tüketti? Her şey nasıl başlamıştı? Nasıl bir hal aldı? Bize ne söylenmeye çalışılmıştı? Neye kulaklarımızı tıkadık? Şimdi nasıl bir sadeleşmeye ihtiyacımız var? Hayal gücümüzü nasıl kullanmalıyız? Hangi farklı olasılıkların farkına varmalıyız? Özel alanımızı nasıl korumalıyız? Nerede, kime sınırlar koymayı başarmalıyız? Sadakat nedir? Yol arkadaşlığı nedir? Karışan nedir? Bizi belirsizliklerin içine sürükleyen nedir? Ne zaman çakallık yapayım derken bir çuval incir berbat oluyor? Yalancının mumu yatsıya kadar... Ya seninki? Kim uçtu gitti? Kim kökleriyle sımsıkı tutundu toprağa; bununla birlikte dallarından göklere doğru uzanarak meyve vermeyi ihmal etmedi? Karşılıksız bir şey yapmayalı ne kadar zaman oldu? Bunu hep hatırlayın: Siz birisi için bir şey yapmış olduğunuzu sanırsınız; halbuki o bunu yapmanıza izin vererek sizin için çok şey yapmıştır. İşte varoluşun en değerli sırlarından biri...

7 Mart Perşembe Güneş- Neptün Kavuşumu (02:59)
"ben neredeyim"
Kendimi tanımlamakta güçlük çekiyorum. Sanki herkese benziyorum, herkes de bana benziyor. O kadar benzer ki her şey, kaybolduğumu hissediyorum. Bir girdap sanki içine sürüklendiğim, sonrası olmayacak gibi geliyor, döne döne daha derinlere doğru çekileceğim ve her şey sona erecek! Bu kadar çabuk mu? Derken öyle olmadığının farkına varıyorum, bunun kötü bir rüya olduğunun. Yine de rüyanın etkisini üzerimden atamıyorum. Bu bilinçaltımın bir oyunu mu? Bana bir şey mi anlatmaya çalışıyor? Bana bir şey mi hatırlamaya çalışıyor? Bir masal kahramanı gibi hissediyorum bazen kendimi... Ya bu masalda ben, prens ya da prenses değilsem? Ya ben kötü kalpli cadıysam ve masalın sonunda başıma çok kötü şeyler gelecekse? Bunu bana düşündüren ne? Ben kötü kalpli miyim ki? İyi de kötü, kötü olduğunun farkında mıdır ki? Bilmiyorum. Sadece şunu hissediyorum, biraz zaman geçecek ve her şey, daha farklı hissettirecek. Şimdi kalbime kulak veriyorum ve onun bana dediği gibi ilerliyorum. Şimdi fark ettim. Ben kötü kalpli cadı değilim. Ben o masallardaki prens ya da prenses de değilim. Ben sadece benim ve kendi yolculuğumda bunun benim için yeterli olacağından eminim.

9 Mart Cumartesi Güneş- Satürn Sekstili (09:10)
"uyan hadi, sabah oldu"
Alarm sesi... Uykunun en tatlı yeri... "Lütfen, biraz daha!" On dakika ertelemeler... Tanrım, ne kadar tatlı... Sıcacık yatak... Bir de oradan çıkmak! Sanki annenin rahminden zorla çıkmaya zorlanıyormuşsun gibi! "Neden bunu yapmak zorundayım ki!" Bir çığlık! "Tamam, kalktım işte!" Derken yüzüne çarpan, buz gibi suyun kaldırma kuvveti! Biraz daha iyisin sanki! Kahvenin iç gıcıklayan kokusu... Güneş ışıklarının pencereden nazlı nazlı içeri süzülüşü... Uyanmış bir gökyüzü, uyanmakta olan yeryüzü... O kadar da kötü değildir belki ha uyanmış olmak? Yapılacak işler var. Bugün heyecanlı bir gün! Hatta uzun süredir beklediğin o büyük gün bugün değil miydi? Hadi bugün içinde olmaktan en mutluluk duyacağın kıyafetleri geçir üzerine! Aynada kocaman bir gülümse kendine... Gülümse lan! Ne kastın! Hah, şöyle! İçinde uyanan umut, boşa değil! Uyanmış olabilmen, tesadüf değil. Gün aydı, ya sen?

10 Mart Pazar Mars- Neptün Sekstili (18:19)
"bu sabahların bir anlamı olmalı" (Vega)
"Uzun, ince bir yoldayım,
Gidiyorum gündüz gece.
Bilmiyorum ne haldeyim,
Gidiyorum gündüz gece." (Aşık Veysel ŞATIROĞLU)

Dünya gailesi der eskiler... Bitmek bilmez. Onun içinde filizlenenlerse bizi buradan sonraki yolculuğa hazırlamakta olanlardır. Bir şey yapmak gerek, boş duranı ne kul sever ne de Allah; bununla birlikte nasıl yapmak, işte sır burada... Aç mezarı yoktur denir, çok doğrudur. Bir şeyler yapan, bu konuda kendini geliştiren ve burada istikrar sağlayan, mutlaka bir yerlere gelir. Erdem, daimi olanın geçiş biletidir. Erdemsizlikse, geçici zaferlerin kandıran çiçeği... Öyle ki çekiciliğiyle sizin aklınızı başınızdan alır, kokladığınızda aldığınız zehirse, yavaş yavaş sizi sona hazırlayacaktır. Belki her zaman böyle değildir. Kimileri bir vurgun yapıp köşelerine çekilebilecek kadar şanslı olabilir. İşte burada da nerede duracağını bilme dersi devreye girmiştir. Kafası iyi olanla, kalbi tümüyle temizlenmiş olan ilk bakışta benzer yerlerdeymiş gibi görünebilir. Birisi geleceğin kanatlarını açmış, birisiyse zamansız gelenin yükü altında şimdiden ezilmektedir. Bu halin içselleşmesi için, önce aldığı kredileri ödemesi gerekecektir, yani bedenindeki toksin, ruhundaki yükleri bir an önce üzerinden atabilmesi, aksi takdirde iniş sırasında çakılması, öyle olası ki...

4 Mart Pazartesi (Ay günü)
Ay: Kova
Güneş: Balık
Hava enerjisi / Ay- Jüpiter sekstili (18:30)

"yollardır insanı yola getiren"

Yola düşersin, yolcu olursun, hangi yolun yolcusu olduğun merak edilir. Sana, üstüne başına, yanındakine yamacındakine bakarlar. Sana bir değer biçerler, eder de denebilir buna. Sen de merak ediyorsundur, bazen düşünürsün, neredeyim ben, beni buraya getiren neydi diye. Bazen içinden çıkamayacaksın gibi gelir, nereye baksan aynı ifadesiz yüzle karşılaşıyorsundur sanki. Herkesin bir fikri vardır seninle ilgili, seninse zihninde dolaşıp duruyordur acaba diyerek her biri. Düşünürsün, toplumun sana biçtiği değer mi yoksa senin kendine biçtiğin mi? Her zaman şefkatli değildir insan kendine karşı. Öyle ezberler kök salmıştır ki içine. "Sen çok değerlisin." dendiğinde, inanasın gelmez buna, ispatlamasını istersin. Sana gösterilmeyen o değer, sinmiştir üzerine. Sana gösterilse, sen kendine göstermiyorken bulursun kendini işte. Sonra bırakırsın bunu geride. Yeni bir yolculuktur çıktığın. Seni hiç tanımayan kişiler, daha önce kim olduğunu, sana kim olarak hitap edildiğini bilmeyenler... Uzak diyarlar, yabancı insanlar... Daha tanıdık gelirsin onlarla kendine, hele ki kendinden soyunmak istemişsen bir kere... Belki de sen, sana olduğuna inandırılandan çok başkasındır ve bir an hiç olmadığın kadar yaklaşmışsındır kendine...

5 Mart Salı (Mars günü)
Ay: Balık (10:10 itibariyle) (10:03 boşlukta)
Güneş: Balık
Su Enerjisi / Ay- Uranüs sekstili (10:05)  

"hayallerin ötesinde"

Hayat insana hep hayal edebileceğinden daha fazlasını verir. Artık beni hiçbir şey şaşırtmaz dediğimiz anda öyle şeylerin içinde buluruz ki kendimizi, anlarız ki daha şaşıracak çok şey varmış ve Tanrının hayal gücü, bizimkini daim solda sıfır bırakırmış. Her şey birbiriyle bağlantılı mı? Evrende tesadüf yok mu? Bir süper güçten bahsetmek mümkün mü? Hiyerarşik bir yapı mı bahsettiğimiz yoksa zar mı atıldı? Herkes her şey olabilir mi? Her şey herkes olabilir mi? İyi ve kötü ayrımı anlık bir yansımadan mı ibaret? Herkes rolünü yerine mi getiriyor sadece? Bizim cezalandırılmasını beklediklerimiz, rollerini yerine getirmiş olmanın huzuru içinde bir kenara çekiliyor ve top bize mi atılmış oluyor? Yarattığımız, bu kelimenin altını çiziyorum, kötüler ve onların gizli emelleri bizi ruhsal ve fiziksel olarak hasta mı ediyor? Her şeyin eninde sonunda büyük resimde bir yerlere oturacağı bir sebep- sonuç ilişkisi akla çok daha mı yakın? Tüm kötüler, vadesi dolan ve başlamakta olanın habercisi, tüm iyiler yenilenen sürecin sabitlenişi ve yaklaşmakta olan, döngünün yeni bir döngüye hazırlanışı olsaydı, ne derdik tüm bunlara?

6 Mart Çarşamba (Merkür Günü)
Ay: Balık (15⁰ 47’ Yeniay 18:03)
Güneş: Balık
Su enerjisi / Ay- Mars sekstili (13:25) Ay- Neptün kavuşumu (18:47) Ay- Satürn sekstili (22:57)

"bir yere gitmek istiyorum ama nereye"

Bir şelale akıyor. Dans ederek gökyüzünden yeryüzüne inen damlalar... Gözlerim uzaklara dalıyor. Hani şimdi ne yapıyordur acaba derken buluyorum kendimi. Sonra kim ki o diyorum. Yok ki öyle biri diyorum. Demin vardı halbuki. Bir baktım yokmuş. Kim var, kim yok diyorum. Bir sürü resim canlanıyor zihnimde. Küs olduklarım, kızgın olduklarım, hıncımı alamadıklarım, bir tane indirseydim şöyle dediklerim, indiremediklerim, fırsatım olduğunda da bunu yapamadıklarım, sonra fırsat yaratacak kadar vakit bulamadıklarım ve en nihayet artık umursamadıklarım ya da kendi kendimi yiyip bitirdiklerim de bitiremediklerim. Konuşurken bulduğum kendimi onunla ilgili, söz verdiğim kendime bir daha konuşmayacağım diye, yine döküldüğü dudaklarımda ucu sivrileşmiş kelimelerimin, batsın diye fırlattığım, battığında benim de sızladığım, sızlamadıysam da gelen karşılığa aldırmadan duramadığım, bildiğin bir kan davası başlattığım... Bir yere gitmek istiyorum. Orada şiddet olmasın istiyorum, kimse kimseye vurmasın, kimse kimsenin canını acıtmasın. Yapamayacağımızdan değil de yaptığımızda ne olacağını bildiğimizden. Yine de savaşmak gerek... Daha ölmedik! En azından öleceksek bunu, zaferimizin yoluna dikmeliydik. Kırıp dökmedik, kırılıp dökülmedik, sadece devam ettik. Biliyoruz ki gittikçe öğrenecektik.

7 Mart Perşembe (Jüpiter günü)
Ay: Koç (22:27 itibariyle) (21:06 boşlukta)
Güneş: Balık
Ateş enerjisi / Ay- Jüpiter karesi (07:36) Ay- Pluto sekstili (07:41) Ay- Merkür kavuşumu (21:08)

"sen beni hiç anlamıyorsun"

Haklısın, anlamıyorum. Aslında umursamıyorum. Biraz da işime gelmiyor, itiraf ediyorum. Mesela anlamadığımı kabul etmek, anlatmaya çalışma sürecini beraberinde getirecek, hiç istemiyorum. Sen başkasın, ben başka desem, onu dışlıyorum, hatta aşağılıyorum zannedecek. Hiç alakası yok halbuki! Belki ben kendi ipimi çektim, anlatamıyorum ki! Yorgun olduğumu anlatamıyorum mesela, bu yorgunluğun bir sonu olduğunu, bir gün her şeyin biteceğini, tüm bunlara hiç gerek olmadığını, hayatın bu olmadığını... Bir başlasam sonu gelmeyecek, tam da bu yüzden susuyorum. Gülümsemeye çalışıyorum; bununla birlikte henüz gerçekten gülümseyebiliyor değilim. Espriyi anlamadığımdan ayıp olmasın diye gülüp gülmemek arasında gidip geliyorum. Ya bir espri de yoksa ortada! Kafayı üşüttü derler valla! Bakıyorum ve bakıyorum yalnızca. Aklıma gelen neyse onu yapıyorum o anda, hem konuşacak vakit de kalmıyor insan hep yapacak bir şeyler bulup kendine, hiçbirine de yetişemiyorum havası yaratınca. Saklanıyorum galiba.

8 Mart Cuma (Venüs günü)
Ay: Koç
Güneş: Balık
Ateş enerjisi / Ay- Venüs sekstili (14:28)

"dillere pelesenk"

Sevgi, sevgi yolu, sevgiye çağrı, sevgi zamanı, sevelim sevilelim, sevmesek de sevişiriz, sevişirsek severiz, olmadı sevişir miyiz, neyse kim uğraşacak şimdi, biz hep severiz, dostlar alışverişte görsün, yine mi zam, olsun enflasyon düşüyor derken arkadaş, yakışan yakışmayan, kullandığı kelimenin içeriğinin farkında olan olmayan, herkesin dilinde... Sevgi, astrolojik olarak Venüs’e karşılık gelir ve Venüs, insan bedenini hayat ağacına oturttuğumuzda, sol böbreğe denk gelir. Sevgi deyince hep kalp gelir aklımıza; ya böbreğinden sevmek diye bir şey varsa? Ciğeri duydum da! Kalp, dolaşım sistemi; böbrek, boşaltım sistemi organıdır. Onları buluşturan kan olsa gerek! Kalp kanı pompalar, böbrekse kandaki atıkları süzerek vücuttan atılmasını sağlar. Kan, temel yaşam fonksiyonumuz olan solunumda büyük görev taşır. İlk kontrol edilenin nabız olduğunu hatırlayın. Kur’an’da ömürse, nefes ile ölçülendirilmiştir. İlişkilere karşılık gelen Venüs, sol böbreğimiz olarak bize ilişkilerin yaşamımızdaki hangi boyutunu vurguluyor olabilir? İlişkilerimiz, hangi atıkları süzerek hayatımızdan atılmasını sağlar? Ne zaman zarar görmüştür, ne zaman sağlıklı çalışır? Ne burada işlerin yolunda gitmediğine işarettir? Böbreklerinden birini paylaşacak kadar sevmiş olabilir mi insan birini ya da ne onu buna mecbur kalacağı bir duruma getirdi?

9 Mart Cumartesi (Satürn günü)
Ay: Koç (19:12 boşlukta)
Güneş: Balık
Ateş enerjisi / Ay- Satürn karesi (10:43) Ay- Pluto karesi (18:55) Ay- Jüpiter üçgeni (19:13)

"sorumluluğunu almak yaşamın"
"Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava." (Orhan Veli)

Eşya bedava değil ama, eşyaya sahip olmamamızı sağlayacak fikirler bedava; o fikirleri üretmek, seçenekleri görerek bir seçim yapmak, bir yerden başlamak, sonuna kadar gitmek, yeri geldiğinde durmak, yeri geldiğinde durmamak... Fikri yaratan, ihtiyaçlar ve bu ihtiyaçlara takınılan tavırlardır. Bunlar, süreçlerle kendini gösterir. İki yöntem vardır, Yoga Hocam Gülin Zeytunlu bu iki yöntemi şöyle özetler: Maymun gibi daldan dala atlayarak, kedi gibi olduğun yerde var gücünle bağırarak. Değişmeyen, bir şey yapma gerekliliğidir. Değilse fark edilmeyen, kendini fark ettiremeyen, ölüme mahkumdur. Eskiler ağlamayan çocuğa meme verilmeyeceğinden bahseder. Arzu, motoru ateşleyecek olandır. Sonrası, ne kadar yakıtınız olduğuna bağlıdır.

10 Mart Pazar (Güneş günü)
Ay: Boğa
Güneş: Balık
Toprak enerjisi / Ay- Uranüs kavuşumu (09:30)

"uzay gemisi"

Yıldızlara bir yolculuk arzuladığım, mümkün mü? Öyleyse bu yolculuğu toprağın derinliklerine yapalım! Toprağın derinliklerine mi? Evet, tabii! Nasıl yani? Gök, yerde kayıtlıdır. Yer de gökte. Göğü bilen yeri bilir, yeri bilen göğü bilir. Toprağın kat kat altında, yıldızların sırrı vardır; çünkü toprağın altında, atalarımız vardır. Onlar bir zamanlar tüm sırları biliyorlardı, bizler zamanla unuttuk. Karşı koyduk, karşı çıktık, bize anlatmalarına izin vermedik. Ya da bir şeyler oldu, biz bir şeyleri es geçtik. Gelecek, toprağın altında, o toprağa yani dünyaya bir tohum olarak ekildi ve şimdi filizleniyor. Bu filizleri korumak sorumluluğumuzdur. Toprağı yıldız suyuyla yıkamak ve o akan suyun kurumamasını sağlamak... Doğaya dönsek yüzümüzü, yıldızlar sırrını ele vermeye başlar. Yıldızlara gitmemize gerek yok, doğaya dönüş, buraya hangi yıldızlardan geldiğimizi hatırlamamıza yardımcı olacaktır ve bir gün mezarları açanlar, kendi mezarlarıyla karşılaşacaktır ki o zaman ölenin dün olmadığı, ölecek olanın bugün olduğu ve bunun nasıl olacağı anlaşılacaktır. Dünya, yıldızların evidir ve yuvasında olan, dünyaya indiği yıldızın kalbindedir.

Dosta selam olsun,

Hüseyin Akdağ

Kaynak: www.anneoluncaanladim.com

Bireysel Doğum Haritası Analiziniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz:

0212 274 08 47 / 0544 798 52 07
www.heraakademi.com

Doğum haritası analizimiz ile kim olduğunuzu, dışarıdaki kişinin sizi nasıl gördüğünü, neyin size iyi geldiğini, bunların bir araya geldiklerinde birbirlerini nasıl etkilediğini, sahip olduğunuz potansiyelleri, yakın çevrenizi, ailenizi, iç dünyanızı, aşkın sizin için ne olduğunu, yaşama nasıl hizmet edebileceğinizi, partnerinizden aslında ne beklediğinizi, onunla olmanın size sağladığı fırsatları ve bu durumun sizi karşı karşıya bıraktığı sınavları, yaşamda sizi neye çağırdığını, neyin sizin ufkunuzu genişletebileceğini, iş ve kariyer hayatınızın önemli sırlarını, arkadaşlık ilişkilerinizi, neye teslim olmanız gerektiğini ve ruhsal olarak nereden nereye ilerlemenin önemini bulabilirsiniz.


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.