Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:
Kalbin bereketi

17 Aralık - 23 Aralık 2018 haftası

17 Aralık Pazartesi Mars (balık)- Pluto (oğlak) Sekstili (08:57)
"gücün saklı olduğu kıvrımlar"
Beynimizdeki kıvrımlar mı yoksa sonsuz boşluk diye tabir ettiğimiz uzayın derinliklerindeki kıvrımlar mı? Sonsuz boşluk mu yoksa olabileceğini düşündüğümüzden çok daha büyük bir yoğunluk mu? Yarasanın sesini biz duyamıyoruz; çünkü insan kulaklarının duyabileceğinden çok daha yüksek bir desibelde. Sonsuz boşluk diye tabir ettiğimiz uzayın derinlerinde bizim göremediğimiz neler olabilir? Ya zamanın içinde olduğumuz dünya içinde? Şu an ben burada oturup şu satırları yazıyorken bundan bin yıl önce burada olanlar da şu an burada bir yerlerde mi? Bin yıl sonra burada olacaklar? Beynim bana nasıl bir oyun oynuyor? Beni neyle sınırlandırıyor? Nereye gitmek istiyorum aslında? Hangi kapıyı aralamak? Dünya dediğimiz bu sahanın büyüsü bize neleri unutturuyor? İnsan kelimesinin "unutan" anlamına gelmesi buradan mı geliyor? İnsan neyi unutuyor? Neyin içinde kayboluyor? Neyi hatırlamalı? Sınırlandırılmış olduğumuz bu dünya deneyiminde ne evrenleri aşar ve ötesindeki bir şeyle bizi buluşturma şansı kazandırırdı ya da her şey aslında burada mıydı? Kendi küçük hayatımda ve bunun yarattığı tüm yansımalarda ne beni olduğumdan daha başka bir yere taşırdı? Daha hafif, daha sıcak ve daha canlı... Beni ölüden ayıran bir şey olmalıydı ve bunun kaynağı insan denen türün birlikte yaratımıydı. Rezonans içinde olduklarımız, nasıl bir müziğin başlangıcıydı?

20 Aralık Perşembe Güneş- Uranüs Üçgeni (18:21)
"evrenlerin sırları"
Neyi görmem gerekiyor? Nereye bakmamı istiyor benden? Zaman dediğimiz yanılsamanın dışına çıksak ve zamansız bir yerden baksak, ne görürüz? Bir an için tüm bağlardan özgürleşsek; duygusal, sosyal, fiziksel... İnsan zekası ne yaratıyor? Nasıl bir tetikleme gücüne sahip? Ne, neyin önünü açabilir? Ne, neyin önünü kapatabilir? Eskilerin "cin gibi, şeytan gibi" ifadeleri zeki, uyanık olduğunu anlatmak için kullandığını hatırlayın! Uyanık olmak, hemen akla uykuda olmayı getirmiyor mu? Kim uykuda, kim uyanık? Bu iki durumu birbirinden ayıran nedir? Cin olmadan adam çarpma vardır bir de! Kendini zeki sanmak ile zeki olmak arasında da ince bir çizgi var anlaşılan! Tarot destesinin ruhsal kartlarının ilk kartı olan "joker", başka bir deyişle "abdal", Uranüs gezegenine karşılık gelir. Bu kart yolculuğun başlangıcını simgeler. "Ya hiçbir şey bilmiyordur ya da bilgisini kullanmıyordur." deriz. Joker aslında bir soytarıdır, soytarıların bir- iki tahtası eksiktir biliyorsunuz, tam da bu yüzden ağzına geleni söyler. Bazen kimsenin görmediğini ya da çoğu kişinin görmek istemediğini o açık açık söyler. Zeka saf bir bakış mı gerektirir? Tüm kabullerden sıyrılmış, tüm kalabalıklardan... Meditasyon bunun için midir?

21 Aralık Cuma Venüs (akrep)- Neptün (balık) Üçgeni (19:11) ve Merkür (yay)- Jüpiter (yay) Kavuşumu
"dert mi derman mı?"
Bir şey, bir şeyin sonucu mudur yoksa bir şeyin hazırlığı mı? Dert, dermanı olsun diye midir farkında olmadığımız daha büyük bir yaranın yoksa derman, derdimiz olanla mı ilgilidir sadece? Derdimiz olması sinyalleri alamayıp varlığını son ana kadar fark edemediğimiz için midir? Bir çığlığı mı duyamamışızdır? Akıllı bir insan perşembenin geleceğinin çarşambadan görebilir mi? Belaların ardında alamadığımız bir ders mi vardır yoksa o dersi almamız için mi bu başımıza gelmiştir? Dersi aldığımızda bela, bela olmaktan çıkar ve bizi birçok şeyden koruyan bir armağan mı olur? "Öğretmenin vurduğu yerde gül biter." sözü buradan mı geliyor? Kim bu öğretmen? Okul neresi? Neyi anlamakta zorlanırken neyin üstünden tekrar tekrar geçmek gerekiyor? O kadar çok şeye yetişmeye çalışıyor, o kadar sabırsız ve o kadar açgözlüydük ki her şey birbirine mi girdi? Belki de her şey, durup tüm süreçleri yeniden yapılandırmak, kendimize yeni bir yol çizmek içindi. Belki de yol belliydi, bizden sadece bunu hatırlamamız istenmekteydi. Neydi yoldan çıkaran bizi? Ne bize neleri es geçirtmişti? Bu nasıl iyileşirdi? Kalbine kim kulak verdi? Kim çoktan unutup gitmişti?

22 Aralık Cumartesi Güneş Oğlak Burcuna Geçiyor (00:22) ve Oğlak Dolunayı (0⁰ 49’) (19:48)
 "tabiat ana ve zaman baba"
Kışın soğuğunun da başka bir tadı vardır. Kış, yaşlılık gibidir. "Böyle mi esecekti son günümde bu rüzgar..." Kimi yaşlılar mutsuzdur, hayattan istediklerini alamamışlardır ve mutlu olan herkes rahatsız eder onları, onların alamadıkları şeyi başkaları da alsın istemezler. Kimi yaşlılar da öyle güzel anılar biriktirmişlerdir ki hayatları boyunca, bunları sizinle paylaşmaktan mutluluk duyarlar; kimi duygulanırlar, kimi kahkahalarla yüreğinizi aydınlatırlar. Bir gün onun gibi olmak istersiniz, hayat korkulacak bir yer değil de sevimli bir yolculuk olur o an sizin için... İşte kış böyledir, ya onu sorumluluğunu alarak yaşarsınız, yapamadıklarınıza hayıflanmak yerine yapabildiklerinize şükrederek ya da o kış bitmek bilmez ve bir daha baharı hiç göremezsiniz. İnsan en çok şikayet ederken enerji kaybeder. Kaybettiği yaşam enerjisidir. Bu insanı zamansız bir ölüme götürür, yolun sonunu göremeyiz. Madem bu kadar şikayetçisin alalım seni buradan der bir üst program, artık onu nasıl tanımlıyorsak... Kış kış etmek istediklerimizi nasıl yaşadığımız da hayatımızda böyle çalışır. Hiç disiplin cezası aldınız mı? Biz lisedeyken bütün yatılılar olarak almıştık. Güya yurttan kaçıp arası yüz metre olmayan okulumuzda sabahlayacağız! Yakalanıp topluca disipline gideceğimizi öğrenince hepimizin etekleri tutuştu. Ağlayanlar sızlayanlar... Neyse ki bir şekilde uyarı alarak işi kurtardık. Bugün oturup konuşsak sadece gülerdik. Bir gün sadece bir anı olacak her şey... Kış tüm soğuğuyla içini titretse de sakın gülümsemekten vazgeçme... Bugün gözyaşı döktüklerimiz bir gün sadece bir anı oluyor. Tıpkı bizim de bir gün sadece bir anı olacağımız gibi... İnsanlar gelip geçiyor, sadece anılar yaşıyor. Öyleyse nasıl bir anı bıraktığında dikkat et!

17 Aralık Pazartesi (Ay günü)
Ay: Koç
Güneş: Yay
Ateş Enerjisi / Ay- Pluto karesi (17:19)

"karanlığa cesaret"

Korkuları olmadığı için güçlü değildir insan, korkularına rağmen yola çıkabildiği için güçlüdür. Korkular, sizi durdurmak için değil, daha akıllıca adımlar atabilmeniz içindir. Korku, bir duygu olarak sizi içine hapsedip hareketsizleştirdiğinde yaratıcı olmaktan uzaklaştırır; bununla birlikte bu duygu sizin ayaklarınızı yere daha sağlam basıp daha işe yarar seçenekler bulmanızı sağladığında, hayallerinizi gerçekleştirmenin basamağıdır. Güce giden yol, olasılıkları tanımaktan geçer. Aptallık, tembellerin işidir. Düşünmek, araştırmak, gözlemlemek, planlamak gerekir. Bu sayede gerekli altyapı kurulduğunda üzerine bir şeyler koymak işten bile değildir. Oturduğun yerden ahkam kesmekle olmayacağını anlamak zor değildir. Zor olan bu eşiği aşmaktır. Değişim beraberinde gelir.

18 Aralık Salı (Mars günü)
Ay: Boğa (11:37 itibariyle) (09:19 boşlukta)
Güneş: Yay
Toprak Enerjisi / Ay- Güneş üçgeni (04:27) Ay- Uranüs kavuşumu (09:21)

"değişen ne?"

Bugünü dünden farklı kılan nedir? Nasıl bir duyguyla uyanmıştın dün? Nasıl başlamıştın güne? Neydi gündemin? Ne için uyanmıştın? Bugün ne için uyandın? Nasıl uyandın? Nasıl bir geceydi dün gece? Neleri hatırlattı sana? Nelere temas ettin, neler sana temas etti? Bu temas nasıl gerçekleşti? Sesle mi? Görüntüyle mi? Tensel mi? Sıcaklık mıydı hissettiğin soğukluk mu? Sesler miydi sessizlik mi? Yoksa Gürültü mü? Dün hep yaptığından farklı bir şey yapmış mıydın? Bugün böyle bir planın var mı? Bugün her şey planladığın gibi mi gitti yoksa şimdiden hayaller Nişantaşı, gerçekler Tarlabaşı moda bağladın mı? Güveniyor musun akışa? Sürprizler seni farkında olmadığın daha iyi bir seçeneğe yaklaştırıyor olabilir mi? Nasıl bir manevra seni eskisinden daha şanslı bir noktaya taşır? Dünün işini bugüne bırakmış mıydın? Bugünün işini yarına? Derin bir nefes al ve bu hikayenin seni nereye çağırmaya çalıştığını duymaya çalış yalnızca...

19 Aralık Çarşamba (Merkür günü)
Ay:  Boğa
Güneş: Yay
Toprak Enerjsi / Ay- Satürn üçgeni (05:27) Ay- Venüs karşıtlığı (08:53) Ay- Neptün sekstili (12:33) Ay- Pluto üçgeni (23:40)

"huzura hazır mısın?"

Ne sana huzur verir? Neye ihtiyacın var bunun için? Ne kadar daha şeyinin olması gerekir? Seni huzursuz eden nedir? Ne kadarı senin için yeterli olurdu? Ne kadar yetersiz? Buna rağmen yapabileceğin ne var? Şu an seni rahatsız eden normal şartlar altında da rahatsız eder miydi yoksa bugün mü daha bir hassassın? Varlığından rahatsızlık duyduğun şey ya hiç olmasaydı? Nasıl bir bağ kurmuş olabilirsin onunla? Bu bağ seni zenginleştiriyor olabilir mi? Bunu nasıl daha keyifli bir hale getirebilirsin? "Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum, yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar?" Huzursuzluğunun sebebi dışarıdaki mi yoksa içindeki bir şey mi? Onunla barışabilir misin? Bu birçok şeyi değiştirebilir miydi?

20 Aralık Perşembe (Jüpiter günü)
Ay : İkizler (16:34 itibariyle) (02:40 boşlukta)
Güneş : Yay
Hava Enerjisi / Ay- Mars sekstili (02:41)

"meraklı gözlerle"

Ne yapmam gerek? Şahit olduğum bu dünya deneyimine nasıl bir cevap vermem gerek? Bana ne soruyor? Neyi cevaplamamı istiyor? Bu cevap neyi harekete geçiriyor? Bu yol beni nereye götürüyor? Kime bakıp neyi görüyorum? Kendime dönüp ne kadar bakabiliyorum? Herkesten bahsediyorum, kendimden ne kadar bahsedebiliyorum? Kendimden bahsedebiliyor muyum? Kendinden bahsetmek daha mı bir zor geliyor insana? Kendine dönüp bakmak? Suyun dalgaları içinde bir görünüp bir kayboluyor muyum yoksa işini bilen kaptanı mıyım bu geminin? Bazen nereye bakacağını bilemez insan! Gördüklerinin ne anlama geldiğinden emin olamaz. İşte böyle zamanlarda yapılabilecek en güzel şey biraz olsun yavaşlamaktır. Sonrasında emin olma şansı kazanır ve artık hız, ışık hızıdır. Işığın sembolik karşılığı akıldır. Demek ki ışık hızı, akıl hızıdır. Aklını kullananların hızı... Değilse acele işe şeytan karışır!

21 Aralık Cuma (Venüs günü)
Ay : İkizler
Güneş : Yay
Hava Enerjisi / Ay- Merkür karşıtlığı (07:41) Ay- Jüpiter karşıtlığı (08:35) Ay- Neptün karesi (15:58)

"iletişim kopukluğu"

Bazen "Şu, şu, şu; doğru mu anladım?" hayat kurtarır. Hep anlamış olduğumuzu kabul ederiz; halbuki iletişim zor zanaattır. Senin kelimelerin, o kelimelere yüklediğin anlamla karşı tarafın kelimeleri ve onun o kelimelere yüklediği anlam hiç de aynı olmayabilir. Bazen kelimeler birbiri ardına gizlenebilir, tek bir kelimeyi duymamış olmak ya da yanlış anlamak tüm akışı bambaşka bir boyuta taşıyabilir. Hele duygular devreye girdiğinde iletişim iyice güçleşir. Siz onun bir yarasına dokunursunuz, o sizin bir yaranıza dokunur, buyurun cenaze namazına! "Yaralı, yaralı, tepeden tırnağa herkes yaralı, alışılmıyor yok kaidesi kuralı..." diyen Sezen de buna mı dikkat çekmek istiyordu dersiniz? Bazen anlayamamış olabileceğimiz gibi bazen anlatamamış da olabiliriz. "Anlatabildim mi acaba siz ne anladınız?" diye sormanın hiç mahsuru yok bence! Bu karşımızdaki kişiye verdiğimiz değer değil midir? Herkes bir şey söylüyor, herkes bir şey anlıyor. Herkes söylediklerinden, söyleyemediklerinden ve herkes anladıklarından, anlamadıklarından sorumlu... Gel de çöz bu işi... Derin bir nefes... Orada ol, göz temasını koru ve geri bildirim al, o zaman her şey çok daha kolaylaşacaktır. İşleri kolaylaştırmaya çalışıyoruz, bundan emin olmak yeterlidir. Ne kendinize çok güvenin ne de kendinize haksızlık edin. Nihayet insandır beşer, arada şaşar. Soru sormayı sevin. Hoşgörülü olun, yarın benzer bir hataya sizin de düşmeyeceğinizi kim bilebilir!

22 Aralık Cumartesi (Satürn Günü)
Ay : Yengeç (18:27 itibariyle) (16:19 boşlukta)
Güneş : Yay
Su Enerjisi / Ay- Mars karesi (07:40) Ay- Uranüs sekstili (16:20) Dolunay 0⁰ Yengeç 49’ (19:48)

"tedavici arketipi"

Yengeç burcu "anne, tedavici" arketipleriyle bilinir. Onun ruhunu taşıyan Ay da "anne, aşçı" arketipleriyle bilinir ve astrolojik olarak çocukluk dönemimiz, annemiz, anneliğimiz, bağ kurma şeklimiz, bilinçaltımız, yaşam tarzımız ve bize iyi gelen şeylere karşılık gelir. Anne ile kurduğumuz ilişki, onun bizdeki karşılığı, onunla olan bağımız, bu bağdan ne kadar özgürleşebildiğimiz ya da ne kadar bu bağın etkisi altında kaldığımız, onunla olan savaşımız ve barışımız, bizim yaşamla ve kendimizle kurduğumuz, hatta çevremizdeki kişilerle kurduğumuz ilişkiye dair önemli mesajlar içerir. Her şey başladığı yere döndüğünde ve orada bir şeyleri yerine koyabildiğinde bizi bir sonraki aşamaya geçirebilir. Burada bahsi geçen duygu boyutudur. Duygu ifade edildiğinde ya da oraya sıkışanın ne olduğu anlaşılabildiğinde insan değişimin önünü açar, üzerinden bir yük kalkar, onun üzerinde birikmiş olan her şey de kaybolur; çünkü en alttaki taşı yerinden oynatıp onu oradan çıkarmışızdır, üstündekiler artık baskı yapmaz ve açılan boşluk yepyeni duygularla dolabilir, kemikleşmiş bir yapı kırılmıştır. Bunu birçok şekilde yaşarız. Bazen öyle büyük kayıplar yaşarız ki hayatta hep tutunduğumuz bir şeylerin hiçbir anlamı kalmaz. Savaş biter; çünkü ortada savaşacak kimse kalmamıştır. Ya gerçekten savaş biter ya da onun yerine koyduğumuz başka bir şeyle devam ettiririz bu savaşı... Barışabileceğimiz tek şey kendimiz  ve bizi var eden kalemimizdir.

23 Aralık Pazar (Güneş günü)
Ay : Yengeç
Güneş : Yay
Su Enerjisi / Ay- Satürn karşıtlığı (11:17) Ay- Neptün üçgeni (17:02) Ay- Venüs üçgeni (17:55)

"sevginin gücü"

"Seni seviyorum; çünkü..." ya da "Seni seviyorum; ama..." cümleleri mi var hayatınızda yoksa "...; çünkü seni seviyorum." ve "...;ama seni seviyorum." cümleleri mi? İlki sevginin alet edildiği bir işgüzarlıkken ikincisi gerçeğe bir adım daha yaklaşmaktır. "Ben ona bunu, bunu yaptım; o bana ne yaptı?" Sana ne yapmasını istediğini göstermek için mi yaptın yoksa içinden geldiği için mi? Önce borçlandırıp sonra zorla mı çalıştıracaktın? İyiliklerin(!) bir gün seni bırakıp gitmeyi vicdanına yediremesin diye miydi? "Bu ne sevgi ah bu ne ıstırap, zavallı kalbim ne kadar harap!" Sevginin hesabı olmaz. Vermek, paylaşmak, sahip olduğunu yeri geldiğinde ihtiyaç sahibine ulaştırmak boynunun borcudur. Senin değil ki bu? Sana geldi bir yerden, senden de gidecek bir yere... Çalışan, üreten insanın paylaştıkça azalmaz hiçbir şeyi... Kısır insan yokluktan, yok olmaktan, yoksulluktan korkar. Sevgi bu korkuyu iyileştirir. İnsanı kaynakla buluşturur. Her şeyin başladığı yerle, kendiyle... "Senden aldım, sana verdim." Kalbi zengin insanların yolu hep bereket yoludur. Kalplerini kin, öfke bürümüş insanların yoluysa daim acı, hüsran yoludur. Kalbinize güvenin ve ondan aldığınız güçle üretin. Size açılan ele de, sizin açtığınız elin sizin önünüze getirdiği fırsata da cevap verin. Paylaşmak için buradayız. Herkesin ihtiyacı olan birbirinde saklı! Tam da bu yüzden kalbinizi kimseye kapatmayın, bu daim eksik kalmaktır.

Dosta selam olsun,

Hüseyin Akdağ

Kaynak: www.anneoluncaanladim.com

Bireysel Doğum Haritası Analiziniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz:

0212 274 08 47 / 0544 798 52 07
www.heraakademi.com

Doğum haritası analizimiz ile kim olduğunuzu, dışarıdaki kişinin sizi nasıl gördüğünü, neyin size iyi geldiğini, bunların bir araya geldiklerinde birbirlerini nasıl etkilediğini, sahip olduğunuz potansiyelleri, yakın çevrenizi, ailenizi, iç dünyanızı, aşkın sizin için ne olduğunu, yaşama nasıl hizmet edebileceğinizi, partnerinizden aslında ne beklediğinizi, onunla olmanın size sağladığı fırsatları ve bu durumun sizi karşı karşıya bıraktığı sınavları, yaşamda sizi neye çağırdığını, neyin sizin ufkunuzu genişletebileceğini, iş ve kariyer hayatınızın önemli sırlarını, arkadaşlık ilişkilerinizi, neye teslim olmanız gerektiğini ve ruhsal olarak nereden nereye ilerlemenin önemini bulabilirsiniz.


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.