22 Ekim - 28 Ekim
2018 haftası
22 Ekim Pazartesi Merkür (akrep)- Pluto (oğlak) Sekstili (22:13)
"sır perdesi"
Bazı şeyleri bilmek mümkün değildir. En azından şimdilik! Nereden geldiğimizi bilmiyoruz mesela! Nereye gideceğimizi de! Şimdi burada olduğumuzdan eminiz. Emin miyiz? Burada mıyız? Yoksa uçuşlarda mıyız? Bu bir algı oyunu mu? Neyse bunları bir kenara bırakalım! Fazla düşünürsek işin içinden çıkamayız! Hep bir sır perdesi vardır her şeyin ardında, her şeyi bilme şansımız yok! Sadece şundan emin olabiliriz, her şey gittikçe daha anlaşılır oluyor yeter ki bir şeye takılıp kalmış, onun etrafında dönüp duruyor olmayalım. Yeter ki bir şeyi yapmamız gerektiğinin farkına vardığımızda bunu erteleyip durmayalım. İç sesimiz bizi az çok yönlendiriyor. Onun içinde hep bizim yaşam deneyimimizin, hem atalarımızın yaşam deneyimlerinin hem de birçok insanın iletişim ve bilgi aksına düşen yaşam deneyimlerinin izleri vardır. Açık bir algı ve temiz bir muhakeme, bizi ihtiyacımız olan yolculuğun içinde tutaç aktır.
23 Ekim Salı Güneş Akrepte (14:22)
"karanlığın ışığı"
Güneş’in teraziye geçmesiyle karanlığın güç kazandığı yolculuk başlar. İçe dönüş zamanı! İçsel, içeride olan güç kazanır. Dış dünyaya olan dikkat artar; çünkü dışarıdakiler (olduğunu kabul ettiklerimiz) içeridekinin yansımalarıdır ve insan, kendisinde olup da varlığının farkında olmadıklarıyla yüzleşiyordur. Kadersel etkilerin, kader programının devreye girdiği bir zaman başlamıştır. Bu Güneş’in koça geçeceği zamana kadar devam eder. O zaman tüm bu içsel deneyimler ürününü vermeye başlar. Benlik kendini ifade etmenin yeni yollarını öğrenmiştir. Terazide ilişkiler yatırılmıştır masaya, akrepte derin duygular, yayda deneyimler ve yolculuklar, oğlakta sorumluluklar, kovada delilikler, balıkta bizleri birbirimize yakınlaştırıp birbirimizden uzaklaştıran görünmez bağlar... Karanlık, içinde yaktığınız ışığınızla size kendinizi, kendiniz olduğunuz, kendinizi yaşadığınız bir hayatı armağan eder. Zorluklardan korkmayın, aklın onları aşacağını bilin ve bir an önce dersinizi anlayıp işlerinizi kolaylaştırın.
24 Ekim Çarşamba Güneş (akrep)- Uranüs (boğa) Karşıtlığı (03:46) Venüs (akrep)- Satürn (oğlak) Sekstili (15:51) Dolunay (19:45) (1⁰ Boğa 13’)
"değişen dünya"
Neye tutunuyor olabiliriz? Neyi bırakmakta zorlanıyoruz? Hangi alışkanlıklar? Rutini kıracak olan ne olabilir? Hayata daha farklı bir yerden bakmak? Bugüne kadar fark etmediğimiz bir şeyin farkına varmak? Gün akışımız! Nasıl? Bu akışta hep yapılmak zorunda olanlar mı var yoksa buraya başka başka şeyler de serpiştirebiliyor muyuz? Kendimize ne kadar zaman ayırabiliyoruz? Daha önce denemediğimiz bir şeye? Denemediğimiz bir tat, çok yakınımızda olmasına rağmen gidip görmediğimiz bir yer? Hangi ertelenen hayaller? Keyif aldığımız nelere yer açamadık hayatımızda? Bitmeyen işler yüzünden! Küçük de olsa bir adım atmak hayal ettiğimiz şey için! Buna ne kadar yakın olabiliriz? Planladığımız gibi gitmemesi hiçbir şeyin tam da buna zemin hazırlıyor olabilir mi? "Ne biliyorsun altının üstünden daha iyi olmadığını?" Alışkanlıklar, gittikçe daha da onlara tutsak olduğumuz bir dünya hali olabilir mi? Yaşam deneyimi nasıl daha lezzetli bir hal alır? Hangi potansiyellerimizin farkında bile değiliz; çünkü bunlar içinde küçük de olsa bir adım bile atmadık? Varabileceğimiz muhtemel bir noktaya biraz olsun bile yaklaşamadık? Anlama zamanı! Harika olmamızdan çok daha önemliydi oysaki keyifli ve mutlu olmamız; çünkü her şey o zaman harika oluyordu, ister istemez, kendiliğinden... Gözümüze batmıyordu her şey, hatta seviyorduk bile onu olduğu haliyle, daha başka bir şeyin güzelliğini fark edince! Ezberleri bozma zamanı!
26 Ekim Cuma Güneş (akrep)- Venüs (akrep) Kavuşumu (17:16)
"sevmek ve sevilmek"
Nasıl sevdiniz, öyle sevildiniz! Kimi nasıl sevdiniz? Kendinizi tabii ki de! İnsan, kendini sevdiği, sevebildiği gibi sevilir. İlişki deneyimini zenginleştiren insanın kendiyle ilgili farkında olmadığı şeyleri fark ederek kendini daha da sevebilmesidir. Ondan yükselen bu sevgi herkese, her şeye yayılır. Huysuz ve aksi olmanın yerini keyifli ve mutlu olmak alır. Karnımızı doyurmamız gerekir; bununla birlikte ruhumuz açken bu doyma sadece ağrı yaratır. Bunu anlamak gerek. Zeytin çekirdeğiyle beslenip yıllarca yaşayan insanlar var. Onlar adanmış. Eserleri bugün bile ışık tutuyor. Oldukları halden mutlular, bir seçim yapıyorlar ve bunun onlar için süreci kutsallaştıran deneyim olduğuna inanarak içinde büyüyorlar. En son böyle aşkla, tutkuyla neyin içinde oldunuz? Açlığınızı bile unutup sadece ruhunuzu doyurdunuz?
28 Ekim Pazar Güneş (akrep)- Satürn (oğlak) Sekstili (04:51)
"ölüm ve zaman"
Kaç ölüm kaç doğum vardır hayatta? Kim ölür, kim doğar? Kimin ölümü kimin doğumu olur, kimin doğumu kimin ölümü? Kim neyin sonunu getirir, kim neyi başlatır? Kimin programı nedir? Bunun hayata katkısı nedir? Toplum olarak beklediğimiz kahramanlar kimlerdir? Toplum mu kahramanları yaratır kahramanlar mı toplumları? Siz bu hikayenin neresindesiniz? Nerede koydunuz taşın altına elinizi? Sizi güçlü kılan neydi? Size kendinizi güçsüz hissettiren neydi? Bunu nasıl aşabilirdiniz? Daha önce nasıl aşmıştınız? Bir şansınız daha var mıydı? Nefes aldığımız müddetçe vardı. Şimdi bu şansı nasıl değerlendirmek isterdiniz? Aldığımız nefes, hala zamanımız olduğunu gösterirdi. O zamanı nasıl kullandığımız, kanatlarınızı açarken bu dünyada ne kadar hafif olacağınızı... Bunun adı özgürlük, bunun adı taşların yerini bulmasıydı ve kapı eminim o zaman açılacaktı.
22 Ekim Pazartesi (Ay günü)
Ay: Koç (09:58 itibariyle) (02:45 boşlukta)
Güneş: Terazi
Ateş enerjisi / Ay- Jüpiter üçgeni (02:47) Ay- Satürn karesi (17:58)
"büyümek ve küçülmek"
Yolculuğu insanı büyütür mü küçültür mü? Heyecanla büyümek isteriz. Bir gün nasıl da su gibi akıp geçti zaman deriz. Ben her şeyi yaparım deriz önce, her şeyi halledebiliriz, böyle hissederiz. Babamız kahramanımızdır, annemiz kahramanımızdır daha önceleri! Sonra onların yetersizliklerine şahit oluruz. Bizim yapabileceğimiz daha fazla şey olduğunu fark ederiz. Kahraman bizizdir artık! Ne uçan kurtulur elimizden ne kaçan! Bir gün her şeyin bu kadar basit olmadığını anlarız. Çaresizliği öğreniriz. Vazgeçmeyi öğreniriz. Buna rağmen devam etmeyi öğreniriz, bununla yaşamayı... Sonra o gün değişen şeyi fark ederiz, bu değişimin bize kazandırdıklarını... Hayat bizden cesaret ister; bununla birlikte şişmiş bir egoya da tahammülü yoktur. Kibrin sonu kabir azabı! İnsan önce büyür, bangır bangır olur. Sonra küçülür, yoğunlaşır. Küçük ve yoğun olanın etki alanı genişler. Dolu başak eğri durur. Yola çıkın! Harika olduğunuz için değil, her şeyin böylelikle daha iyiye gidebileceğini bildiğiniz için!
23 Ekim Salı (Mars günü)
Ay: Koç (21:16 boşlukta)
Güneş: Akrep (14:22 itibariyle)
Ateş Enerjisi / Ay- Mars sekstili (16:57) Ay- Pluto karesi (21:17)
"güç ve zaaf"
Seni güçlü kılan nedir? Düşüncelerin! Düşünebildiklerin! Ufkunun genişliği! Görebilişin! Yakalayabilişin! Seni güçsüz kılan nedir? Seni kilitleyen duygular! Korkular! Büyük korkular! Ötesine geçemeyeceğine inanıyor oluşun! Umutsuzluğun! Çaresizlik duygun! Bu kimin deneyimi? Kim seni buna inandırdı? Benzer deneyimlere sahip kimler olabilir? Onlar da sana benzer sonuçlara mı ulaşmış? Onların deneyimlerini farklılaştıran ne? Ne seni daha farklı sonuçlara götürebilir? Neye daha farklı yaklaşmanın vakti gelmiş olabilir? İçindeki savaşçıyı uyandırabilir misin? Aklını kullanabilir misin? Bir çıkış yolu olduğundan ve senin bunu bulabileceğinden emin olabilir misin? Hepimizin zaafları vardır. Güç buna rağmen yola çıkmak, buna rağmen yolda kalmaktır. Kendini kötü hissetme yetersizliklerinden, hatalarından dolayı! Onları fark et ve kendini geliştirmek dediğimiz yolculuğu başlat sadece! Bir şey daha öğren, bir bilgiye daha aç kendini bugün! Yaşamı değerli kılan bu değildir de nedir? Bilme! Yap ve gör! Bilgiyi bilince dönüştürecek olan budur.
24 Ekim Çarşamba (Merkür Günü)
Ay: Boğa (17:33 itibariyle)
Güneş: Akrep
Toprak enerjisi / Ay- Uranüs kavuşumu (18:30)
"yarını bugüne ekmek"
İnsanın en büyük devrimi kendi içindedir. Bu kendisi için yapabileceği en değerli şeydir. Zenginlik buradadır. Malla mülkle değil, yaşam deneyimlerinin renkliliğiyle, farklılıklarıyla zengin olur insan! Bu zenginlik her şeye yansır. Kendiyle olan ilişkisine, etrafındakilerle olan ilişkisine, hayatla olan ilişkisine, hatta ölümle olan ilişkisine, zamanı kullanma kapasitesine, onun sırrını fark edebilme gücüne... Bu sonu olmayan bir yolculuk, bunu kabul ederek yola çıkmak gerek! Hep biraz daha ileri, asla bir son yok, ölüm bile son değilken, ne son olabilir ki? Her gün gittiğin yoldan gitme, her gün kullandığın kelimeleri kullanma, sevgini ifade ederken, her gün kurduğun cümleleri kurma! Başka kelimelerle, başka cümlelerle yaşa bugün kendini! Hiç yapmadığın bir şeyi yapmaya yer aç, hiç tatmadığın bir şeyi tatmaya, hiç gitmediğin bir yere gitmeye, alışık olmadığın insanlarla sohbet etmeye, aşağıya inmeye, yukarıya çıkmaya, aşağı ve yukarısının sandığımız gibi bir şey olmadığını anlamaya... Bugün kendine bir iyilik yap, sevginin alıştığın kalıplardan çıkmasını sağla, öfkenin de, mutluluğun da, hüznün de... Her şeyin sana dair, insana dair olduğunu hatırla ve önüne çıkan neyse onun içinde dans et yalnızca, belki çıkış yolu budur!
25 Ekim Perşembe (Jüpiter günü)
Ay: Boğa
Güneş: Akrep
Toprak enerjisi / Ay- Venüs karşıtlığı (00:59) Ay- Satürn üçgeni (01:27) Ay- Neptün sekstili (18:29)
"değerler ve değerini yitirenler"
Öyle önemseriz ki bazı şeyleri... Öyle ezberlerimiz vardır ki buna dair! Öyle tutunuruz ki onlara... Çok değerli başka şeyleri es geçeriz bu esnada... Uçar gider zaman... Yaşanabilecek bir sürü güzel şey uçar gider. Şişmiş egomuzla dolaşırız ortalıkta! Ben haklıyım! Tabii ki! Kendine göre haklısın! O da kendine göre haklı! Haktı haksızlıktı, adaletti derken! Neyin peşine düşüp neyden herkes uzaklaştı? Bana bir çocuğun hesapsızlığını anlatır mısın? Onun sevgi dolu yüreğini? Sevginin ona nasıl her şeyi unutturabildiğini? Neler neler yaşıyor da insan, bir annenin şefkati, bir babanın kokusu yerine neyi koyabiliyor? Ne kadar kızarsak kızalım onlara benzer birilerini almıyor muyuz hayatımıza? Doğduğumuz evin kokusuna yakın bir koku bizi bizden almıyor mu? Taşlar eninde sonunda yerini bulmuyor mu? Adalet neydi? Adil olmak neydi? İnsan hak ettiğini birilerinden mi yoksa kendinden mi beklemeliydi? "Hayat öyle bir oyun ki ne rolü var ne sahnesi!" diyen Yıldız Tilbe "Sen de mutlu olma e mi?" demek yerine kendi mutluluğuna yürüseydi bu neye benzerdi?
26 Ekim Cuma (Venüs günü)
Ay: İkizler (22:40 itibariyle) (17:47 boşlukta)
Güneş: Akrep
Hava enerjisi / Ay- Mars karesi (01:17) Ay- Pluto üçgeni (03:15) Ay- Merkür karşıtlığı (11:46) Ay- Jüpiter karşıtlığı (17:18)
"yaşamın sırrı"
Zorluklar, kolaylıklar geliştirmemizi sağlar. Kolaylıklar, bizi yeni yollara sokar. Çözüm bulmak ile sıkışıp kalmak arasında incecik bir çizgi vardır. O çizgi, cennet ve cehennem arasındaki çizgidir. Bazı duygular çok güçlüdür, sanki hiç kalkmayacak üzerinden gibi gelir, içinde boğulmamak için çırpınıp durursun. Bir an gelir sanki bir şeyler uçar gider, hafiflersin, bir damla yaşla olur bu, fark ettiğin çok derin bir şeyler, bir annenin çocuğuna sevgi dolu bakışına şahit olduğunda, bir çocuğun annesine sarılışında, bir çocuğun neşesinde, annesinin gözündeki yaşı silmek istemesinde, bir hayvanı sevişinde, bir çiçeğe heyecanla koşuşunda... Ölüm ve yaşam gizemleri... Birileri çekip giderken birileri onu kucaklayarak dünyaya iniyordur. Gelirken burasının nasıl bir yer olduğunu biliyorlar mı? Biliyor muyduk? Biliyor muyuz? Burayı güzel, anlamlı kılan nedir? Ne bir son? Ne bir başlangıç? Neyin sonu, neyin başlangıcı? Birbiri içine örülen döngüler... Bugün neyin tamamlanışı? Neyin başlangıcı? Her gün bir armağan, bugün size armağan olan neydi?
27 Ekim Cumartesi (Satürn günü)
Ay: İkizler
Güneş: Akrep
Hava enerjisi / Ay- Neptün karesi (22:47)
"anlaşılmayanlar"
Bazen anlamak hiç de kolay değildir. İlk bakışta bir şey hakkında çok farklı düşünülebilir. İlk aklımıza gelenle biraz üzerine düşündükten sonra vardığımız sonuç birbirinden çok farklı olabilir. Bildiklerinizi bile bugün yıllar önce olduğundan çok daha farklı yorumlayabilirsiniz. Bilgi tektir, bilgiyi kullanma şekliyse çok farklı şekillerdedir. Bugün ne gördünüz? Neye şahit oldunuz? Nasıl akıl yürüttünüz? Bu size neyi düşündürdü, neyi fark ettirdi? Neyden beslendiniz, ne besledi sizi? Neye direndiniz? Kime karşı çıktınız? Bu sizde nasıl bir his uyandırdı? Bu hissin etkisinde nerede yanılmış, nerede ne konuda abartıya kaçmış olabilirsiniz? Neyin etkisi altında kalmış olabilirsiniz? Nerede çok da tarafsız bakamamış, anlayışlı davranamamış olabilirsiniz? Yoksa empati kuracağım derken karşınızdakini kurban kabul ederek onun kurtarıcısı mı olmaya kalkıştınız? Yardımcı olmak mümkündür; bununla birlikte herkes kendi sürecinin sorumluluğunu almadığı müddetçe çözüm şansı mümkün değildir. Bugün bunun ne kadar farkında olarak içinde olduğunuz süreçleri değerlendirebildiniz? Ana fikir neydi?
28 Ekim Pazar (Güneş günü)
Ay: İkizler (06:36 boşlukta)
Güneş: Akrep
Hava enerjisi / Ay- Mars üçgeni (06:37)
"yola çıkmak"
Düşünce, ruhun ışığıdır. Eski bilgilerde ışık, akla karşılık gelir. Bu durumda aklını kullanan, ışığını yayar. Hangi düşünceler bizde ışık yakar? Hangi düşünceler bizi kısıtlar? Nasıl bir düşünce yapısı işleri kolaylaştırır? Nasıl bir yaklaşım bizi kilitler? Bilgi, düşüncelerin besinidir. Bilgi birikiminin önemi burada devreye girecektir. Hangi bilgiler bize ışık tutar? Neyi bilmek bize katkı sağlar? Bir şeyi okuduktan sonraki hissinize bakın! Kendinizi hafiflemiş, motive olmuş hissediyorsanız bu sizi besleyen bir akıştır. Kendinizi kapana kısılmış ve ağırlaşmış hissediyorsanız burada bir duygunun etkisi altına alınmak istemişsinizdir. Kişi kendi korku ve çaresizlik duygusunu üzerinize kusmuştur. Kimse her şey çok kolay olacak, her şey çok güzel olacak, la la la la la demiyor; bununla birlikte zor, zor ve daha zor, yapacak da hiçbir şey yok deyip lanet okumak da bizi hiçbir yere götürmüyor. Önce sürece şahit olun, görün, mümkün olduğunca daha geniş bir yerden bakın, durumu kendi içinizde, kendiniz için özetleyin ve seçenekleri belirleyin. Bir yerden başlayın, bir şeyler yapın, potansiyellerin farkına varın ve bunları besleyecek süreçler inşa ederek bunun önünü açın. O zaman her şey yerini bulacaktır. Bir şekilde! Bu hayatta her şeyi yapabilirsiniz, yeter ki bunu kalbinizin sesini duyarak yapın ve büyük beklentiler içinde olmayın; çünkü bu size kendinizi iyi hissettirmez. Değişimi gözlemleyin ve hep yeni yollar deneyin, rotanızı yitirmeyin, kalbiniz sizi bir şekilde doğan günün ışığına taşır ki bu yüreğinizi saran bir bilincin, samimi bir yükselişin habercisidir.
Dosta selam olsun,
Hüseyin Akdağ
Kaynak: www.anneoluncaanladim.com
Bireysel Doğum Haritası Analiziniz için bizimle
iletişime geçebilirsiniz:
0212 274 08 47 / 0544 798 52 07
www.heraakademi.com
Doğum haritası
analizimiz ile kim olduğunuzu, dışarıdaki kişinin sizi nasıl gördüğünü, neyin size iyi geldiğini,
bunların bir araya geldiklerinde birbirlerini nasıl etkilediğini, sahip olduğunuz potansiyelleri,
yakın çevrenizi, ailenizi, iç dünyanızı, aşkın sizin için ne olduğunu, yaşama nasıl hizmet
edebileceğinizi, partnerinizden aslında ne beklediğinizi, onunla olmanın size sağladığı fırsatları
ve bu durumun sizi karşı karşıya bıraktığı sınavları, yaşamda sizi neye çağırdığını, neyin sizin
ufkunuzu genişletebileceğini, iş ve kariyer hayatınızın önemli sırlarını, arkadaşlık ilişkilerinizi,
neye teslim olmanız gerektiğini ve ruhsal olarak nereden nereye ilerlemenin önemini
bulabilirsiniz.