08 Ocak - 14 Ocak
2018 haftası
9 Ocak Salı günü Güneş (bilinç), Venüs (sevgi, barış, yansıma) ve
Pluto (maddenin üzerine çıkarak oluşan sezginin yarattığı yeni dünya gözü) oğlak burcunda cazimî
dediğimiz çok güçlü bir kavuşum içinde olacak. Dünya çok önemli bir eşikten geçiyor. Anlayanlar ve
anlamayanlar, bilenler ve bilmeyenler, görenler ve görmeyenler olmak üzere ikiye ayrılıyor dünya,
dünya yaşamı...
11 Ocak Perşembe günü Merkür yaydaki yolculuğunu tamamlayarak oğlağa
geçiyor. Satürn etkisine giriyor. Bizden yaklaşık bir buçuk aydır içinden geçtiğimiz yolculuğun
bizde uyandırdıklarını belli bir zemine oturtup bu bilinçle ortaya koymamız isteniyor. Oğlak, saygı
ve otorite yeridir. Katı kurallar, bastırılmış duygular ve sınırlandırılma yeri de olabilir.
Anlamak, zaman içinde güç kazanan bir eylemdir ve zaman onu yeni eklentilerle canlı tutar. Sonu
olmayan bir yolculuk... Hiçbir şeyde çok olmayın, az ve eksik kalmayın. Bizden istenen
budur.
8 Ocak Pazartesi (Ay günü)
Ay: Terazi
Güneş: Oğlak
Güneş ve
Venüs’ün Jüpiter ile etkileşimi, güne özümüzle ilgili, bu özün paylaşıldığı, beslenip açıldığı,
etrafa saçıldığı bir gündemi beraberinde getiriyor. Bizden istenen savaşmamız değil, savaşın ne
olduğunu anlamamız ve burada vicdanı devreye almamız. Biz karşımızdaki ile savaştığımızı düşünürüz;
halbuki bu savaş, kendi içimizdedir. Savaşın galibi, sizin bu savaşın içinde olmanızı sağlayanın
farkına vararak yenilgiyi kabul eden ve o yenilgide gerçek zafere, içsel büyümeye, genişleyen bir
idrake ulaşabilendir. Fiziksel bir savaşın galibi fiziksel bir boyutta sağlanmaz. Tıpkı düşünsel bir
savaşın galibinin düşünsel bir boyutta sağlanamayacağı gibi... Fiziksel bir savaşın (dışa vurulan)
galibi, düşünsel (içsel) bir boyutla olur. Düşünsel bir savaşın galibi, fiziksel bir boyut
gerektirir. Söz davranışa, davranış söze dökülmelidir. Güçlü bir eşikten geçiliyor. Hiçbir şey
eskisi gibi olmayacak, bu kesin...
9 Ocak Salı (Mars günü)
Ay: Akrep (23:05
itibariyle) (19:11 boşlukta)
Güneş: Oğlak
Haftanın önemli gündemlerinde bahsettiğimiz
gibi; Güneş, Venüs ve Pluto çok güçlü bir kavuşum açısıyla bir araya geliyor. Venüs, ulaşabileceği
en güçlü konumda; bununla birlikte oğlak burcunda, ciddiyet istiyor, kalıcı olan, zamana yenilmeyen,
zamanın beslediği, zaman içinde kendisine kendisini besleyecek bir yol açabilen kazanıyor. Değilse
Pluto, güçlü kılabileceği gibi sonlandırma görevini de üstlenir gibi gözüküyor. Canlılık neydi?
Sevgi neydi? Ölüm neydi? Bu üç soru birbiri içinde kayboluyor. Canlılık, sevgi ileydi. Sevgi, ölümü
anladığımızda değerini bulabilirdi. Ölüm, canın, kendinden öte bir ışıkla genişleyebilmesiydi.
‘’Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan...’’ Bir kere mi ölüyor insan? Asla... Kim bilir kaç kere
öldük, ölümün ötesine geçecek cesareti uyandırdık, küllerimizden doğduk. Ateş yakar; toprak, hava ve
su bir araya gelir, o ateşi tekrar yakar. İşte doğum hadisesi budur. Ölüm korkutmasın bizi, doğan
günün sırrı, yaşamın ‘’karanlıktan aydınlığa’’ bir yolculuk olduğunun hatırlanabilmesiydi.
Özlediğimiz, değişimin öncesindeki halimiz. İnsan yaşama, değişimi sağlamak için doğar. Yoksa burada
ne işimiz var? Açın kanatlarınızı! Burada olmamızın, hala burada olmamızın bir anlamı var. Güneşe
dön yüzünü! Onda bugün sevgi de aşk da ölüm de var. Hepsinin birbiri içinden yükseldiğini
hatırlatmaya çalışan bir yaşam var. Her şey, her şey bitti dediğimiz yerde başlar.
10
Ocak Çarşamba (Merkür günü)
Ay: Akrep
Güneş: Oğlak
Ay, akrebin derin
sularında yüzüyor. Terazi, insanın tartıya konduğu yerdir. Akrep, bunun sonucunun alındığı yerdir.
Ölüm, yaşamın rengince deneyimlenir. Vicdanı rahat olan, cennet dediğimiz boyutta görev alır.
Vicdanı rahatsız olan, cehenneminin içinde yuvarlanır. Bunların hepsi sembolik ifadelerdir. Gayet
yaşamsaldır. Gidilecek ya da kalınacak bir yer yok. Her şey burada! Tam da şu anda... Ay- Satürn
açısı bir kaşık suda fırtına koparmanın bir anlamı olmadığından bahsediyor. Sorumluluğunu
almadığımız bir krizin içinde sürüklenir dururuz. Bir şey bu duruma sebep oldu ve bir başka şey de
bu durumun çözümü anlamına geliyor. Bu çözüm ne olabilir? İşe neyi kabul etmekle başlayabiliriz?
Ortalığı batırıp çıkardıysak batırıp çıkardık, n’apalım? Ölelim mi? Kesinlikle! Ölelim; yani daha
farklı bir yöntem deneyelim. Çıkmaz sokaktan başka bir sokağa geçmenin tek yolu oradan geri
dönmektir. İnat etmenin anlamı yok. Kapana kısılmış değilsiniz. Sadece geriye dönüp bakmamız,
parçaların yerini bulmasına izin vermemiz gerekiyor. O zaman yükselen enerjimiz çok daha güçlü
kapıları açabilmemize yardımcı olacaktır. İşte bu!
11 Ocak Perşembe (Jüpiter
günü)
Ay: Akrep (17:51 boşlukta)
Güneş: Oğlak
Geniş ufukların varlığını sürdürdüğü
bir gün! Jüpiter devrede! Kartal olup kanat çırpabilirsiniz. Akrep olup yerin altında
kalabilirsiniz. Her ikisi de bizde mevcut! Hangisini uyandırmayı, hangisiyle daha yakın bir ilişki
kurmayı seçiyorsunuz? Salı günü bizi zorlayan, bugün çözüm adına daha geniş bir alan açıyor. Derin
nefesler alın. Acıyor olsa da geçiyor ve inanın bu geçiştirme değil, gerçek bir iyileşme... Değerini
anladığımız ve o değeri yaşama hakkını kendimize tanıdığımız şey bizi iyileştiriyor. Enerji
yüksek... ‘’Ney yaparsan yap, aşk ile yap!’’ Aşk, yol demektir. Yol, yaşamdaki en değerli armağan...
Zaman boyutunu aşanlar, yolun sırrına varmış olanlardır. Onlar beden kıyafetlerini geride de
bıraksalar, daim tüm yolcularla yoldalar. ‘’Ne varlığa sevinirem, ne yokluğa yerinirem, aşkın ile
avunuram, bana seni gerek seni...’’ Bize biz gerek; çünkü her şey biz varsak var ve biz! İşte o biz
olma hali, bir bilinç boyutu, benin genişleyip kendini var eden parçalarıyla buluşuşu! Bugün sizi
tam da buraya davet ediyor. Davete icabet etmemek olmaz!
12 Ocak Cuma (Venüs
günü)
Ay: Yay (09:04 itibariyle)
Güneş: Oğlak
Yay enerjisine geçiyoruz. Derin
sulardan yukarıya doğu yükseliyoruz ve evet, işte bu, Güneş’in dalga dalga bedenimizi ısıtışı...
İnançlar yenilendi. Neler neler geride kaldı bir bilseniz. ‘’Maziye bir bakıver, neler neler
bıraktık.’’ Güzel şeyler bıraktık ve güzel şeylere yer açtık. Giden gider, kalan kalır. Ne kadar
azsa kalan, içinden yükselecek o kadar değerli bir yaşam vardır. Verdiğiniz kadar alırsınız. Yeter
ki o el uzandığında, ‘’Benim sana ihtiyacım yok.’’ demeyin. Hepimizin hepimize ihtiyacı var.
Birlikte büyüyoruz. Bugün bir seyyah olun, takın çantanızı sırtınıza, keşfedin doğayı ve yaşamı...
Nerede olursanız olun, daha önce hiç görmemiş gibi bakın etrafınıza... Büyülenerek varlığından...
Yaşam aslında görmeye alıştıklarımız içinde yitirdiğimiz değerli özlerden ibarettir. Bugün bir çocuk
gibi bakın; tarafsız, basit, heyecanlı ve coşkulu! Belki armağan oradadır.
13 Ocak
Cumartesi (Satürn günü)
Ay: Yay
Güneş: Oğlak
Merkür- Satürn kavuşumu! Ciddi
kararlardan bahsediyoruz. Son bir- bir buçuk ayı göz önünde bulundurun. İşte geldik oraya! Her şey
bu ciddiyetin farkına varmamız, bizi coşkuya taşıyacak olanın yolunu açmamız, içinde kendimize
uyanmamız ve bu uyandığımız gerçekliği yaşama akıtacak sistemi kurmamız içindi. Oradayız! Ay- Neptün
karesi kaçışlarımız, abartılarımız, yanılsamalarımız olabileceğinden bahsediyor. Yaratıcılığınızı
sorun çıkarmak için değil çözüm yaratmak için kullanın lütfen! Venüs- Uranüs karesi kendini
gösteriyor. İlişkiler boyutunda beklenmedik gelişmelerden bahsetmek mümkün! Yaşamınızda keyifli
sürprizler istiyorsanız önce siz rutininizi kıracak kadar cesur olun! Her gün aynı yolda, aynı
saatte yürüyüp yeni bir şey beklemek bir yana, yolu ve saati değiştirip başka bir sokağa girmek,
deniz kıyısına inip, bir parka yürüyüp, daha erken uyanıp, gün doğumunu seyredip, dalgaların,
ağaçların, rüzgârın, yağmurun sesini dinleyip hayata karışabilmek! Kendinizi şaşırtın ki hayat da
sizi şaşırtsın!
14 Ocak Pazar (Güneş günü)
Ay: Oğlak (22:42 itibariyle) (11:46
boşlukta)
Güneş: Oğlak
Uranüs açılarının etkin olduğu sürprizlerle dolu bir gün! İç
dünyamız bizi yeni keşiflere çağırıyor. Bir yanımız bu keşiflerin bizi geriye çekmesi ihtimalinden
korkuyor. Toplumsal kimliğimizle ters düşmek istemiyoruz. ‘’Elâlem ne der?’’ teması bir yanımızı
temsil ederken ‘’İnsan en çok yapmadığı şeyler için pişmanlık duyar.’’ diğer yanımızı temsil ediyor.
Bazense öyle bir şey olur ki siz kendinizi güvenlik alanınızın tamamen dışında bulursunuz. Orada da
Şems devreye girer ve ‘’Ne biliyorsun altının üstünden daha iyi olmadığını?’’ der. Yaşam, deneyim
ile anlam kazanır. Deneyimlediğiniz hiçbir şey sizi korkutmasın. Hepsi sadece bir yolculuğun
adımları, hepsi altın değerinde, yeter ki bu değerin farkında olarak ilerleyin. Taşkınlık boyutuna
varmadığınız sürece her şey yolundadır, düşmek ve kalkmak hep birbirini kovalar, her ikisi de
birbiri içinden yükselerek ilerler. Öğle saatleri itibariyle Ay boşlukta, abartıdan kaçının ve
keyifli yolculuklar ısmarlayın kendinize, yolculuğun büyüğü küçüğü olmaz; içselleştirilebilmişi,
içselleştirilememişi olur. Gece saatlerinde Ay oğlak burcuna geçiyor ve bizi duyguların ötesine
geçip dünya programını daha iyi anlamaya ihtiyaç duyduğumuz bir hafta başlangıcı
bekliyor.
Yüreğe selam olsun,
Hüseyin Akdağ
Kaynak: www.anneoluncaanladim.com
Bireysel Doğum Haritası Analiziniz için bizimle
iletişime geçebilirsiniz:
0212 274 08 47 / 0544 798 52 07
www.heraakademi.com
Doğum haritası
analizimiz ile kim olduğunuzu, dışarıdaki kişinin sizi nasıl gördüğünü, neyin size iyi geldiğini,
bunların bir araya geldiklerinde birbirlerini nasıl etkilediğini, sahip olduğunuz potansiyelleri,
yakın çevrenizi, ailenizi, iç dünyanızı, aşkın sizin için ne olduğunu, yaşama nasıl hizmet
edebileceğinizi, partnerinizden aslında ne beklediğinizi, onunla olmanın size sağladığı fırsatları
ve bu durumun sizi karşı karşıya bıraktığı sınavları, yaşamda sizi neye çağırdığını, neyin sizin
ufkunuzu genişletebileceğini, iş ve kariyer hayatınızın önemli sırlarını, arkadaşlık ilişkilerinizi,
neye teslim olmanız gerektiğini ve ruhsal olarak nereden nereye ilerlemenin önemini
bulabilirsiniz.