Hamilelik hem çok güzel, hem de yorucu bir
süreç. Hayatımızda çoğunlukla bir veya birkaç kez yaşadığımız ve hormonlarımızın etkisiyle gerçek
anlamda bizi hem ruhsal hem de fiziksel olarak etkileyen bir dönem.
Hamilelikte
görülen en önemli cilt değişikliklerini, yüzde görülen lekeler, karın ve basen bölgesinde meydana
gelen çatlaklar, kuru cilt, örümcek şeklinde damarlanmalarda artış, linea nigra denilen göbek orta
hatta görülen çizgilenme olarak sıralayabiliriz.
Doğum sonrası çoğunluğunda gerileme olmakla
birlikte özellikle leke ve çatlaklar karşılaşılan en önemli sorunlardır. Hamilelikte oluşan
değişikliklerin yanı sıra meme başı çatlakları, vücutta sarkmalar, sezeryan izi, saç dökülmesi ise
özellikle doğum sonrası meydana gelebilen problemlerdir.
Peki doğum sonrası cildimiz için
neler yapmalıyız?
Öncelikle doğum öncesi alınması gereken önlemlerden bahsetmek gerekir.
Özellikle yüzdeki lekeler ve vücutta meydana gelen çatlaklar için hamilelik süresince alınan
önlemler, anlamlı olarak bu sorunların oluşmasını engellemektedir.
Hamilelikte güneşten
korunmak leke oluşumunu önlemek açısından çok önemlidir. Güneş koruyucuların aynı şekilde
hamilelik sonrası kullanımı önerilmektedir. Tüm önlemlere rağmen sebat eden lekelerde ise tedavi
için emzirmenin bitirilmesini beklemek daha doğru olacaktır.
Yine çatlaklar için hamilelikte
kullanılabilecek birçok çatlak kremi bulunmaktadır. Bu kremlerin karın bölgesine, basenlere, göğüs
çevresine düzenli kullanımı, masaj yaparak sürülmesi çatlak oluşumunu
engellemektedir.
Hamilelik süresince spor yapmak, yoga, aşırı kilo almamak vücutta sarkmalar
gibi sonradan karşılaşacağımız ve bizi uğraştıracak problemleri önlemek adına önemlidir.
Doğum sonrası özellikle ilk günlerde görülen emzirmeyi anneler için kabusa çeviren meme başı
çatlaklarının oluşmasını engellemek için de bazı önlemler almak gerekir. Ben de ilk bebeğimde bu
sorunu yaşamıştım. Gerçekten emzirmenin ne kadar acı verebileceğini biliyorum. Benim problemim ilk
günlerde tamamen toparladı ve bir daha meme başında çatlak sorunu yaşamadım. İnanın sabırlı olmak,
önerilen uygulamalara dikkat etmek ve tabi ki gerekirse tedavi almak bu sorunun önüne geçmeyi
sağlıyor. Peki neler yapmalıyız? Öncelikle bebeğin pozisyonu önemlidir. Bebeğin tüm vücudu anneye
dönük olacak şekilde memenin areola denilen kahverengi uç bölümünü iyice kavraması ve alt dudağının
aşağı doğru bakması gerekir. Emzirme sonrası akan sütün meme üzerine sürülüp kurumasının beklenmesi,
nemli kalmasını engellemek için sık ped değiştirilmesi ve tabiki meme başlarının tahriş edilmeden
temizlenmesi önerilir. Oluşan çatlakların tedavisinde özellikle lanolinli kremler kullanılabilir.
Sezeryan sonrası ciltte oluşan yara izini en aza indirgemek için doğum sonrası
kullanabilecek yara bakım kremleri vardır. Dikişler alındıktan sonra yaklaşık 2 ay süreyle
kullanımları önerilmektedir.
Annelerimizin diğer bir sorunu ise saç dökülmesidir. Genellikle
tüm saçlarımız dökülecek gibi hissetmemize neden olur ancak kendiliğinden düzelen bir durum olduğunu
bilmek gerekir. Sıklıkla 1.ay ile 4.ay arasında başlar ve nadiren 1 yıla kadar uzayabilir.
Doğum sonrası cildimiz hamilelik döneminde olduğu gibi daha hassastır. Bu nedenle günlük
cilt temizliği yapılıp cildimizi tahriş etmeyecek doğal yağlar ve besleyici vitaminler içeren
nemlendiriciler kullanılmadır. Güneş koruyucu ihmal edilmemelidir. Yağlı ciltlerde ise akne
oluşumunu önlemek adına retinoik asit salisilik asit gibi maddeleri içeren kremler bu dönemde tercih
edilmemelidir.
Birçok hastalıkta olduğu gibi en önemli tedavi hastalık oluşmadan önlem
almaktır. Bu nedenle hamilelik süresince annelerimizin bebeklerine baktıkları gibi kendi vücutlarına
da iyi bakmaları en doğru yaklaşım olacaktır.
Bebeklerimizle sağlıklı ve mutlu günler
geçirmemiz dileğiyle…