1) Yaşlılık lekeleri nasıl oluşur?
Yaşlılık 65 yaş
üzeri olarak tanımlanır ancak doğumdan itibaren başlayan bir süreçtir. 20 yaşına kadar büyüme ve
gelişme olarak görülen değişiklikler, bu yaştan sonra yaşlanmanın başlangıcıdır. Yaşlanma sürecinde
deride metabolizma ve dolaşım azalır. Deri incelir ve hassasiyeti artar. Özellikle kollejen ve
elastik lifler, hücreler arasındaki dolgunluk veren yapılar ve yağ dokusunun da azalması ile
birlikte yanaklarda çöküntüler, renk değişikliği yani sararma, lekelenmeler oluşur. 45 - 50
yaşlarında oluşmaya başlayan ‘Lentigo’ olarak tabir ettiğimiz, yaşlılık lekeleri derinin üst
tabakasında kahverengi pigmentlerin birikmesi ile oluşur. Çoğunlukla ellerin üstünde, burun ve
çevresinde daha gözlemlenir. En önemli nedeni, güneş ışınlarıdır, ışınların içerdiği ultraviyole
ışıkları, cilt üzerinde hücreleri hasara uğratan serbest radikal oluşumuna, serbest radikaller ise
cildin üst tabakasında, pigmentlerin yani deriye renk veren oluşumların, yoğun bir şekilde bir
araya gelerek, yaklaşık 1-2 cm büyüklüğünde kahverengi bir görünüm oluşmasına sebep olurlar. En sık
görüleni güneşe bağlı olan solar lentigodur. Fazla güneş ışığına maruz kalmış kişilerde, güneş
yanıklarından sonra sırt, omuz ve gövdede derinin soyulmasının arkasından lentigolar
görülebilir.
2) Yaşlılık lekelerini önleyici ürünlerin cilde etkisi nedir?
Topikal olarak uygulanan kremler ve losyonlar, yaşlılık lekeleri hafifletilebilmektedir
ancak bu noktada önemle bahsedilmesi gereken konu, yaşlılık lekelerinin oluşmadan önlenmesi ve bunun
için de mutlaka iyi bir güneş kreminin, yaz kış her mevsim cilde uygulanmasıdır. Oluşmuş lekeler
için kullanılan kremler ise, içeriğindeki maddeler ile, öncelikle cildi serbest radikallere
karşı korurlar,hücre yenilenmesini desteklerler, cilt yüzeyindeki geniş pigment kümelerini
mikroskobik taneciklere bölerek ciltteki eşit olmayan görünümü gidermeye yardımcı olurlar, etki
mekanizmaları bu şekilde çalışır.
3) Yaşlılık lekelerini önleyici ürün seçiminde
nelere dikkat edilmeli?
Serbest radikallerin leke oluşturması engellemek amacıyla,
antioksidan içeren maddelerin, çeşitli yollarla vucuda alınması gerekir. Kremler içeriğinde, Vitamin
C, Vitamin E, Glutadyon, Lipoik Asit, Silisalik asit, buğday ve soya özleri, Koenzim Q 10 veya
renk açıcı Alpha Arbutin gibi maddeler içermelidir. Örneğin Koenzim Q10 vücutta doğal olarak
üretilen güçlü bir antioksidandır. Cilt ve diğer vücut hücrelerini serbest radikallerin
zararlarından korur. Aynı zamanda enerji üretimi ve bağışıklık sisteminin fonksiyonları üzerine de
etkilidir. Koenzim Q10 açısından zengin olan gıdalar somon, tuna gibi yağlı balıklar ve ciğer olarak
sayılabilir. Ayrıca bu enzimi içeren kremler ve çeşitli cilt bakım ürünleri de piyasada
bulunmaktadır. Çok güçlü bir antioksidan olduğu için, yaşlanma ile ilgili cilt problemlerinde, sıkça
başvurulan bir maddedir.
4) Soyanın yaşlılık lekeleri üzerindeki etkisi nedir?
Çin’de kutsal kabul edilen 5 bitki arasında yer alan, hücre metabolizmasını hızlandırmak
için gerekli besinlerce zengin soya proteinleri, cilt dokusunu besleyip güçlendirir. Hücre
metabolizmasını uyarır, kolajen üretimini destekler ve Hyaluronik Asit seviyesini artırmaya yardımcı
oluyor. Hyaluronik Asit cildin dayanılıklığını artırır. Bahsettiğim bu olumlu yönleri ile, cildin
alt tabakalarına kadar etki ederek, cilt yenilenmesini destekleyerek ton farklılıkları ve yaşlılık
lekelerinde de hafifletici etkilere sahiptir.
5) Yaşlılık lekelerinin geçmesi
için nasıl bir bakım yapılmalı?
Her şeyden önce, güneş koruyucu kremler yaz-kış demeden her
mevsim mutlaka kullanılmalıdır. Bu, yaşlılık lekeleri konusunda yapılması gereken en önemli ve
primer önlemdir. Bunun haricinde antioksidan ve Hyaluranik asit içeren kremler, 20’li yaşlardan
itibaren kullanılmaya başlanmalıdır. Oluşmuş lekeler için ise, uzman ellerde yapılan cilt soyma
işlemleri (Bitkisel ve kimyasal peeling) çok olumlu sonuçlar verir. Ancak günümüz teknolojileri
bize, lazer gibi mucize olarak nitelendirilen çözümler de sunmaktadır. Kullanılan lazerler
arasında ise en ideali, Q-Switch lazerler gösterilmektedir. Lazer alanında son gelişmelerden biri
olan RevLite Q- Switch Nd:YAG lazer, leke tedavilerinde son derece etkili ve güvenli bir yöntem
olarak karşımıza çıkmaktadır. RevLite Lazer ile Nonablative uygulama, deriyi soymadan yapılan tedavi
şeklidir. Son derece rahat ve acısız uygulanan bu yöntemin 3-5 hafta aralıklarla, 4-6 seans olarak
uygulanması tavsiye edilmektedir.