Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
DİŞ PERİSİ
PINAR KARATABAN
Çocuk Diş Hekimi
Yazı Boyutu:
Çocuklarda diş yapısını bozan kötü alışkanlıklar

Isırma, çiğneme, yutkunmaya ve konuşmaya destek olma fonksiyonlarının yanı sıra dişler, ayrıca estetik görünümün de yükünü taşıyan organlardır. Ancak, dişlerde çapraşıklıklar ya da çeneler arası ilişkilerde bozukluklar görülmesi oldukça sık rastladığımız bir durumdur.

Bizim "ortodontik anomaliler" dediğimiz bu durumun bir kısmı kalıtsal yani anne ve babadan gelen, bir kısmı ise edinilmiş yani birtakım faktörlere bağlı olarak çocukta sonradan gelişen bozukluklardır.

Edinilmiş diş çapraşıklıları ve çeneler arası uyum problemlerinin (ortodontik anomalilerin) büyük bir kısmı süt dişlerinin vaktinden erken çekilmesi ya da süt dişlerindeki çürüklerin tedavi edilmemesi ve bu nedenle meydana gelen madde kayıplarının sonucudur. Bu durum süt dişlerinin tedavisinin önemsenmemesinin doğal bir neticesidir.

ÇOCUĞUN OLUMSUZ ALIŞKANLIKLARI DİŞLERE YANSIYOR
Bununla birlikte ortodontik anomalileri meydana getiren çok önemli bir diğer faktör çocuğun edindiği parafonksiyonel (fonksiyon dışı) ya da kötü alışkanlıklardır. Bunlar; parmak emme, dudak ısırma, dil emme, tırnak yeme, kalem ısırma, emzik ve biberon alışkanlığının devam etmesi ve bebeklik yutkunma tipinin sürdürülmesi olarak sınıflanabilir. Bu alışkanlıkların tümünün diş yapısını bozan etkileri vardır. Bu etkiler alışkanlığın devam ettiği süre ve şiddetine bağlı olarak çeşitli şekillerde karşımıza çıkar. Genel olarak ön dişler etkilenerek ön açık kapanış dediğimiz (üst keser dişler ve alt keser dişlerin birbirine ulaşamayıp arada mesafe kalması) durumu meydana gelir.


Ya da, alışkanlık neticesinde, üst keser dişlerle birlikte üst çene ileriye doğru yönlenerek Sınıf II kapanış dediğimiz ortodontik tedavi gerektiren bir çene anomalisine sebep olur.



Bu alışkanlıklardan belki de en sık rastladığımız parmakların emilmesidir.
Parmak emme, genellikle başparmağın emilmesi şeklindedir. Nadir de olsa diğer parmaklarını emen çocuklar da vardır. Parmak emme, ön açık kapanış ve hatta üst çenenin öne doğru büyümesi ve üst keser dişlerin öne fırlaması gibi ciddi ortodontik etkileri olan bir alışkanlıktır. Parmak emmeyi üç döneme ayıracak olursak…

PARMAK EMMENİN DÖNEMLERİ:
0-3 yaş arası dönemde çocuğun bebeklikten kalma alışkanlığının devam ettiği uykuya dalarken ya da diş çıkarırken parmaklarını emdiği gözlenir. Bu dönemde alışkanlık çocuğun diş gelişimi tamamlandıktan sonra kendi kendine ortadan kaybolur.

3-7 yaş arası dönemin ilk yıllarında özellikle 3,5-4 yaşa kadarki dönemde alışkanlık bıraktırılırsa dişlerde oluşmaya başlamış bozukluklar kendi kendine düzelebilir. Ancak 7 -8 yaşta da devam eden alışkanlık diş hekiminizin hazırlayacağı birtakım yardımcı apareyler ile mutlaka tedavi edilmelidir. Bu apareyler sabit ya da hareketli olmak üzere iki tipte hazırlanabilir. Kullanılacak apareyin tipine, çocuğun alışkanlığının şiddeti ve alışkanlığı bırakma isteğine göre ebeveyn ile birlikte karar verilir. Aparey uygulaması ile başarılı sonuçlar elde edilmektedir.

9 yaş ve sonrasına da uzamış parmak emme alışkanlığında çocuğun psikolojik durumu değerlendirilmeli, multidisipliner bir yaklaşım sergilenmeli, çocuk psikolojik destek de almalıdır. Artık bu dönemde geri dönemeyecek bir ortodontik etki oluştuğu için çocuğa ortodontik tedavi de gerekecektir.

Dil dayama (tongue thrust) ve bebeklik yutkunmasının devam etmesi çocuğun yutkunma sırasında bebeklikteki gibi dilini alt ve üst keser dişlerin arasına konumlandırmasıyla ortaya çıkar. Ön açık kapanışa sebep olan bu durum özellikle bebeklik yutkunmasının uzun süre devam ettiği vakalarda yüz kaslarının uzamış gibi görünmesine (long face) sendromuna neden olur ki tedavisi oldukça güçtür.


Dudak emme, dudak ısırma da üst keser dişleri etkiler ve öne doğru gitmelerine neden olur.
Kötü alışkanlıklardan bahsederken tam olarak bir kötü alışkanlık değil ancak dişler üzerinde son derece kötü etkileri olan bir parafonksiyonel alışkanlık olan "Bruksizm" dediğimiz diş gıcırdatmadan da bahsetmek gereklidir.

DİŞ GICIRDATMA
Bruksizm genellikle kişinin farkında olmadan gece uyurken yaptığı dişleri gıcırdatma alışkanlığıdır. Çok çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Genellikle duygusal yanı kuvvetli olan bireylerde görülebilirken, çocuklarda genel hayat akışında meydana gelen minimal değişikliklerin bile diş gıcırdatmanın ortaya çıkmasına neden olabildiği görülmüştür.

Diş gıcırdatma ayrıca alerjik-astımlı ve buna yönelik ilaç kullanan çocuklarda da görülmektedir. Bununla birlikte diş gıcırdatma bazen bağırsak paraziti bulunan çocuklarda da ortaya çıkabilmektedir.

Diş gıcırdatma, süt dişlenmeden kalıcı dişlenmeye geçiş döneminde yeni çıkan dişlere ağzın adapte olmaya çalışması ve dişler arasında oluşmuş erken temas noktalarını aşındırmak ve çeneler arası ilişkinin düzenlenmeye çalışılması için vücudun bir tepkisi olarak ortaya çıkabilir. Bu durum normal kabul edilmektedir.

Ancak süt dişlenme döneminde şiddetli bir biçimde devam eden, dişlerde bariz aşınmaların tespit edildiği Bruksizm alışkanlığının tedavisi için gerekli girişimler yapılmalıdır. Bruksizm, bireyin yalnızca gece yatarken takacağı, ağzından alınan ölçüye göre laboratuar şartlarında kişiye özel hazırlanan bir plak yardımıyla kısa sürede tedavi edilebilmektedir.

SONUÇ
Kötü alışkanlıklara bağlı olarak ortaya çıkan diş ya da çenesel bir gelişim bozukluğu varsa alışkanlığın bir an önce bıraktırılması amaçlanır. Öncelikle alışkanlığın altında yatan neden belirlenmeli, bu nedene yönelik olarak da alışkanlığın kırılması psikolojik telkin ve/ veya ağza uygulanacak yardımcı apareyler (araçlar) ile çoklu yaklaşım sergilenerek hekimler arası ve hasta işbirliği ile çözüme ulaştırılmalıdır.


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.