Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
NEFES
Prof. Dr.  FAZİLET KARAKOÇ
Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı
Yazı Boyutu:
Çocuğumun astım olmasını önleyebilir miyim?

Anne olmak böyle işte…

Oğlum herhalde 3 yaşlarındaydı ve hasta idi, ateşi vardı. Hayatı boyunca hiç şurup içmediği için iğne olması gerekiyordu. Ve (hiç unutmuyorum) bana şöyle dedi, “Anne acı çekmeme izin verme!” O kadar üzülmüştüm ki… Biz annelerin omuzlarındaki yükün ağırlığına bir bakın, hayatımız boyunca bu küçük (bizim için hep küçük kalacak) sevimli varlıkları başlarına gelecek her türlü kötülükten korumaya çalışmak… Bunu başarabildiğimizde mutlu olmak, başaramadığımızda da duyduğumuz çaresizlik…


Gerçekten zor bir müessese annelik… Hülya’yı yine kutluyorum böyle güzel bir isim bulduğu için “Anne olunca anladım”. Bir cümlede ancak bu kadar DURU bir şekilde anlatılabilir bu duygu…

Yıllardır annelerin, bize, bizim de kongrelerde birbirimize sorduğumuz bir soru var. “Acaba hayatın erken dönemlerinde alacağımız önlemler özellikle risk grubundaki çocuklarda astım geliştirmesini önleyebilir mi?”

Son 50 yıldır astım sıklığı dramatik bir şekilde artmıştır. Dünyada astımı olan insan sayısının 300 milyon olduğu düşünülmektedir. Evet, elimizde astım tedavisinde kullanılan birçok ilaç var ve daha etkin ilaçlar bulabilmek için de çok çaba var ama bu ilaçlar ne yazık ki astımı ortadan kaldırmıyor, sadece şikayetleri kontrol altına alıyor.

OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARDA HAVA YOLU HASSASİYETİ
Okul öncesi dönemde tekrarlayan öksürük, hırıltı gibi astım benzeri olan çocukları farklı bir grup olarak değerlendirmek gerekir. Bu çocukların önemli bir kısmında büyüme ile şikayetler kayboluyor, bu neden ile de bu çocuklara astım demek yerine hava yolu hassasiyeti gibi tanımlar kullanmayı tercih ediyoruz çoğu kez. Ama bazı çocuklar diğerlerinden biraz daha farklı, hayatlarının daha ileriki dönemlerinde astım geliştirme riskleri daha yüksek. İşte özellikle bu çocuklar için hayatın erken dönemlerinde alınabilecek bazı önlemler astım gelişimini önleyebilir mi acaba?

Bu konu ile ilgili olarak da yapılan çalışmalar da birçok konuda olduğu gibi tartışmalı… Bazen anne babalara açıklama yaparken, “O da olabilir, bu da olabilir ama … olursa şunu da göze önünde bulundurmak lazım” dediğimde hayretler içinde bakıyorlar. Özellikle mühendis olan ya da bilgisayar, matematik gibi konular ile ilgili olan ebeveynler,  “Daha net bilgiler yok mu yani? Nasıl olur?” diyorlar. Ne yazık ki 2+2’nin 4 etmesi kadar net ve değişmez olamıyor tıptaki bilgiler…

Birçok çalışma yapıldı bu zaman kadar, acaba hayatın erken dönemlerinde çocuğun soluduğu hava ya da yediği yiyeceklerdeki alerjen miktarı azaltılır ise, başta astım olmak üzere allerjik hastalıkların gelişmesini engelleyebilir miyiz diye?

ALERJENLERİ AZALTMAK…
Bu zamana kadar yapılan çalışmaların önemli bir kısmı sadece tek yöntem üzerinde yoğunlaşıyordu. Mesela, sadece ev tozunun ya da sadece diyet değişikliklerinin azaltılmasının astım üzerine etkisinin incelenmesi gibi. Son yıllarda yapılan bazı çalışmalarda ise sadece tek alerjeni azaltmaya yönelik değil (yani sadece diyet ya da sadece ev tozunu azaltmaya yönelik değil) birçok alerjeni aynı anda azaltmaya yönelik önlemlerin bir arada alınmasının riskli çocuklarda astım gelişimini önlemeye yönelik etkilerini araştırmıştır.

Mesela, Kanada’da yapılan bir araştırmada bu önlemlerin alındığı çocuklarda 7 yaşında astım geliştirme riski yüzde 14,9 iken bu önlemleri almayan çocuklar arasında astım riski yüzde 23 olarak bulunmuştur.(1) Burada yeni yayınlanan güzel bir çalışmanın sonuçlarından da bahsetmek istiyorum.(2)

Ağustos 2012’de yayılanan bu çalışmada astım açısından riskli bebekler (anne, baba ya da kardeşinde allerjik astım olan) doğduktan sonra, emzirme süresi içinde anneye kabuklu deniz hayvanları, balık, fıstık, yumurta soya gibi alerjenik gıdaları yememesi önerilmiş. Özellikle yatak odası ve oturma odasında ev tozuna ilişkin önlemler alınmış, antialerjik yatak kılıfları kullanılmış. Bu önlemlerin yeterli düzeyde alınıp alınmadığı evdeki ev tozu miktarı ölçülerek takip edilmiş. Çalışmaya alınan çocuklar 1,2,4, 8  ve 18 yaşlarında astım ve alerjik hastalıklar açısından takip edilmiş ve alerji testleri yapılmış. 18 yaşına geldiklerinde çevresel önlemlerin alındığı grupta astım geliştirme riskinin çok daha az olduğu görülmüş.

ALINABİLECEK ÇEVRESEL ÖNLEMLER
Bu çalışma erken dönemde çevresel önlemlerin alınmasının çocukluktan, erişkinliğe uzanan dönemde astım riskini anlamlı bir şeklide azalttığını gösteren ilk uzun dönem çalışma. Az sayıda (120 çocuk) çocuğun dahil edildiği çalışma çocukların titiz bir şekilde 18 yıl boyunca izlenmeleri nedeni ile bilimsel açıdan çok değerli. Bu konuda daha fazla sayıda çocuğun dahil edilmesi ile yapılacak başka çalışmalar ihtiyaç var tabii ki.

Bu ve benzer önlemleri alarak belki bütün riskli çocukları astımdan koruyamayız, ama annesi ya da ağabeyi alerjik astım olan bir bebek doğduğunda annesi bize “Çocuğumun astım geliştirme riskini azaltabilmek için neler yapabilirim?” dediğinde bazı öneriler verebiliriz.

GENETİK ETKİLİ Mİ?
Her türlü hastalıkta olduğu gibi astım gelişiminde de genler çok önemli. Ama sadece genler değil, özellikle hayatımızın ilk birkaç yılı içinde yaşadığımız çevre ve çevre ile genlerimizin etkileşimi astım gelişiminde önemli. Çevre dediğimizde de başta ev tozu olmak üzere iç ortam allerjenleri, diyet ile alınan allerjenler, araya giren enfeksiyonlar gibi birçok faktör rol oynuyor.

Genlerimiz değiştiremediğimize göre acaba çevremizi değiştirebilir miyiz?

EV TOZU:
Çocuğunuzun her akşam yatağını ortalama 100 bin-10 milyon arası ev tozu böceği ile paylaştığını öğrenmek sizi hayrete düşürebilir. Bu küçük mikroorganizmalar gözle görülmez, ne kadar temiz olursa olsun bütün evlerde vardır. Nemli ve ılık ortamları severler, insan ve evde hayvan var ise onların derisinden dökülen artıklar ile beslenirler. Aslında ev tozu böceklerinin artıklarının alerjik olmayan çocuklara bir zararı yoktur ama astımlı çocuklar için, özellikle de ev tozu allerjisi olan çocuklar için sorun olabilir.

Önlemler: Evin iyi temizlenmesi, sık aralıklar ile  süpürülmesi, sonrasında ise iyi havalandırılması önemli. Anti-alerjikyatak, yastık kılıflarının kullanılması kolay uygulanabilir olan ve önerilen yöntemelr arasında. Ev tozu düzeyini sıfıra indirmek mümkün değil ama şunu söylebiliriz. Basitçe en etkin yöntem sıcak su ile yıkama‘Yıkayabileceğiniz her türlü yatak materyalini  (>55 C) su ile yıkayın’.

2-Beslenme: İlk 6 ay anne sadece anne sütü verilmesi, katı gıdalara 6 aydan sonra başlanması nemli. Ailede alerjik hastalık hikayesi olan çocuklarda inek sütü, yumurta beyazı ve soya  gibi gıdaların 1 yaşından önce başlanmaması  öneriliyor. Ayrıca deniz ürünleri (balık) ve fıstık gibi  gıdalardan da 1 yaşından önce kaçınmak yerinde olur.  

3-Bebeğin sigara dumanına maruz kalmaması çok çok önemli.

SONUÇ
Astımı önlemek için bu önlemleri almanın önemi tartışılıyor ama alerjik astımı olan çocuklarda bu önlemlerin alınmasının araya giren atakları azalttığını gösteren, çocukların çok daha az astım şikayeti yaşadığını gösteren çalışmalar var. Bunun dışında temzilik malzemeleri, şömine, odun ya da kömür sobası, havatemzileyici spreyler, parfümler gibi kimyasal bazı irritanların da çocuklarda astım semptomlarını arttırabileceğini unutmamak gerekir.

Çocuklarımızı her türlü kötülükten uzak tutabilmek için yeterince güçlü olabileceğimiz sağlıklı mutlu yarınlar dileği ile…

Sevgi ve saygılarımla…


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.