Üçüncü kitabımı tamamlamaya çalışıyorum. Bu kitabımın içinde öğrenme ve hafıza ile ilgili bilgiler de yer alıyor. Çok detaya girmeden beyin yapımız ve dikkat hakkında bilgiler mevcut. Hal böyle olunca bu konular hakkında kütüphanemizde ne kadar kaynak varsa çıktı.
Ocak 2010 yılında aldığım (çünkü her kitabımın üzerinde alındığı yer, tarih bilgileri bulunuyor.) “Beynini Tanı” adlı kitap da bu vesile ile tekrar gün yüzüne çıktı. Bugün size bu kitaptan söz etmek istiyorum. Kitabı okumuş, gerekli yerlerin altını çizmiş sonra da kaldırmışım. Kütüphanemizde fiziki olarak yaklaşık 900 adet kitap olduğundan ister istemez belli kitaplar arka raflara geçmek durumunda kalıyor.
Nicola Morgan tarafından kaleme alınmış ve Tudem tarafından basılmış. Beynin nasıl çalıştığına dair bilgiler, beyin alıştırmaları, beyin dopingleri ve beyne faydalı besinleri içeriyor. Okuması kolay eğlenceli bir kitap.
Kitabın içeriğine göre altını çizdiğim yerlerden gitmek istiyorum. İlk çarpıcı yer şöyle;
“Peki ya dâhiler? Çok başarılı insanlar? Bu kişilerin okul hayatlarındaki başarıları? Her birinin okulunun gözdesi olduğunu mu düşünüyorsunuz? Dünyadaki başarılı insanların ve hatta dâhilerin çoğu okulda başarısızdı. Okula uyum sağlayamıyor ya da okulda öne çıkamıyordu. Kimi zaman sınavlarda başarısız oluyor; çoğunlukla da öğretmenleri onlardan yaka silkiyordu. Bazıları disleksi, epilepsi, depresyon, sorunlu bir çocukluk geçirme, dil ve öğrenme güçlüğü gibi birçok insanın, hayatlarının ilerleyen dönemlerinde başarısız olacaklarını düşünmelerine neden olan sorunlar yaşamıştı.
Peki, bu nasıl oldu? Çünkü zeka, okulda test edilen her şeyden çok daha karmaşıktır. Birçok zeka türü vardır Bu nedenle de okulda başarısız olan birçok kişi sonradan çok başarılı olabilmektedir.”
ÇOCUĞUNUZUN İÇİNDEKİ DAHİ
Çocuğunuza bir de bu gözle bakın bakalım sevgili aileler. Belki de içindeki dahi henüz uyanmadı. Gerçekten de bilmiyoruz. Belki okulda kendisini yeterince gösteremiyor. Ben ilkokulda iyi bir kitap okuyucusu değildim. Çünkü ilkokul öğretmenim daha okulun ilk haftalarında benim kendimi rahat ifade etmemi engelleyici bir davranışta bulunmuştu. Ben de bir daha gülünç duruma düşmeyeyim diye okuyabildiğim halde sesli olarak kitap okumaz içimden okurdum. Ortaokulda ise tam tersi oldu. Türkçe öğretmenim benim ilgimi fark etti. Lise de ise “Edebiyat Kolu” başkanı olarak iki yıl görev yaptım. Okuma günleri, etkinlikleri düzenledim-dik. Sonra da çok iyi bir kitap okuyucusu oldum. Aradan yıllar geçti ve kitap-lar yazmaya başladım.
Yine kitaptan alıntılarla devam edelim.
“Bilim insanları kıs bir süre önce ayna nöronları adını verdikleri bir şey keşfettiler. Bunlar bir kişiyi herhangi bir şey yaparken izlediğimizde harekete geçer, daha sonra o işi yapmaya çalıştığımızda aynı nöron sinyaller göndermeye başlar. Yani bir bebek birinin gülümsediğini izliyorsa, bazı nöronlar belli bir düzende harekete geçer. Bebek gülümsemeye çalıştığında bu nöronlar önceden ayarlandığı için bebeğin gülümsemeyi başarma olasılığı daha yüksektir. Bunu sadece bebekler değil, hepimiz yaparız. Herhangi bir şey yapan birini izlediğimizde ayna nöronlarımız harekete geçer ve sonra aynı şeyi yapmaya çalıştığımızda, nöronlarımız aynı düzende eyleme geçer.”
Koçluk çalışmalarında bu konu karşınızdaki kişiyi “aynalamak” diye geçer. Koçluk yaptığınız kişinin davranışlarını aynalamaya başladığınızda o kişi bilinçaltı seviyesinde sizi onaylar. Yani birbirinize uyumlanırsınız. Sonrasında bu uyum çalışmanın farklı noktalara ulaşmasını sağlar.
BEBEKLER VE ÖĞRENME
Şimdi de bebekler hakkında bilgi de sıra;
“Doğumdan beş ay önce, bir bebekte yaklaşık 200 milyar nöron bulunur. Ancak bu sayı çok fazladır. Bu nedenle yarısı doğumdan önce ölür. Yeni doğan bir bebekte de tıpkı bir yetişkin gibi 100 milyar nöron olur. Ancak dentritler(dallar) ve bağlantılar olmadığından belli şeyleri yapamaz. Ancak en hızlı dentrit gelişimi yaklaşık sekiz aylıkken oluşur. Bir bebek ne kadar farklı deneyimler edinirse öğrenmesi de o kadar kolay olacaktır. Çünkü dentritlerle bağlantılar beynin her bölgesinde aynı hızla gelişmektedir.”
Bu ne demek bebek bir şey anlamaz deyip ihmal etmemek demek. Eğitim çocuğumuz ilkokula başladığında başlamıyor demek. Daha karnımızda bile gelişim başlıyor demek.
BEYNİNİZİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN:
Son olarak beyninizi güçlendirmek için yapabilecekleriniz;
“ Bir şarkının sözlerini ezberleyin.
Normalde kullanmadığınız elinizle bir mektup yazın.
Daha önce hiç tatmadığınız bir şey tadın.
Gözleriniz kapalı resim çizin.
Odanızdaki eşyaların yerini değiştirin.
Her gün yeni bir kelime öğrenin.
Dişlerinizi aktif olmaya elinizle fırçalayın.
Bol bol yürüyün ve su için.”
Kısacası beyninize iyi bakın. Çünkü o size gerekli ve sadece bir tane var!
* Beynini Tanı, Nicole Morgan, Tudem, 2009