Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
YENİ ÇAĞIN ÇOCUKLARI
NUR EDA KASAP
Uluslararası Öğrenci-Anne & Baba Koçu
Yazı Boyutu:
Sihirli kurabiye

Kasabaya yeni taşınmışlardı. Babasının işi nedeniyle, çok sevdiği mahallesinden, okulundan ve arkadaşlarından ayrılmak durumunda kalmıştı. 9 yaşında olduğundan bu duruma yapabileceği bir şey yoktu.

Semih, büyük şehirde büyümüştü. Pek çok etkinliğe gidiyordu. Yeni bilgiler öğrenmek, araştırma yapmak onun için büyük keyifti. Hafta sonları kütüphanede saatlerce kitap okuyordu. Oysa bu kasaba, alışkın olmadığı şekilde küçük bir yerdi. Kütüphane yoktu. Etkinlikler açısından da pek uygun değildi. Yeni odası da küçüktü. Bu nedenle yaptığı birçok maket, oyuncak vb. den ayrılmak durumunda kalmışlardı.

Ertesi sabah ilk kez yeni okuluna gideceği için heyecanlıydı. Sınıfa girdiğinde, öğretmeni Semih’i yeni arkadaşları ile tanıştırdı. Semih, büyük şehirden geldiği için sınıftaki diğer çocuklar da biraz çekingen davrandılar.

Babası ve annesi için de durum pek kolay değildi. Babası da daha önce böyle küçük bir kasabada çalışmamıştı. Bu durumdan o da memnun değildi. Annesi küçük yeni evlerini beğenmemiş, yerleşmeyen eşyalarına çareler arıyordu.

Yeni yaşamları, Semih ve ailesi için, alışkın olmadıkları şartlar nedeniyle, ilk anda pek keyifli başlayamamıştı. Oysa daha önceleri, her akşam birlikte oturup keyifli sohbetler yapar, günü paylaşırlardı. Şimdi ise, pek konuşmayı arzu etmiyorlardı. Haftanın belli geceleri uyguladıkları kitap okuma, birlikte film izleme ve bir konu üzerinde tartışma sohbetleri yazık ki artık düzenli yapılamıyordu.

Aradan birkaç ay geçmesine rağmen Semih’ in hala samimi olabildiği tek bir arkadaşı bile yoktu. Babası yeni iş yerine uyum sağlamaya çalıştığından, bu durumun farkında bile değildi. Annesi ise, sadece sevimli karşı komşu Emine teyze ile görüşüyordu.

Emine teyze, 65 yaşlarındaydı. Eşini kaybedeli uzun zaman olmuştu. Yalnız yaşıyordu. Kasabaya yerleşeli 20 yılı geçmişti. Bu nedenle çevreyi ve kasaba halkını iyi tanıyordu. Eşinden kalan emekli maaşı ile geçinmeye çalışıyordu. Bir kızı vardı. Ancak o da evlenmiş başka bir şehre yerleşmişti. Çok sık ziyaretine de gelemiyordu. Bazen büyümüş olan torunu anneannesinin yanına gelebiliyordu. Çok lezzetli kurabiyeler yaptığından, bayanlar arasında pek ünlüydü. Kabul günlerinde birbirinden lezzetli kurabiyeler yapıyor ve herkese götürüyordu. Çok içten ve sıcakkanlıydı. Semih’ in annesine de bu leziz kurabiyelerden yapıp “Hoş geldin”e gelmişti. Bu sayede samimi olmuşlardı. Rahatsız olduğundan çok sık evden çıkamıyordu.

Semih kendini yalnız hissediyordu. Sınıf arkadaşları bir türlü kendisini aralarına alamamışlardı. Bu durum okuldan ve derslerden uzaklaşmasına neden oldu. İlk dönem sonunda şaşırtıcı bir şekilde ders notları düşmüştü. Babası, Semih’ le konuşmaya çalıştı. Ancak, Semih çalışıp notlarını yükselteceğini söylemişti.

Çocuklar, yarıyıl tatilinde sokakta oyunlar oynuyorlardı. Semih birkaç kez bu oyunlara dahil olmak için yanlarına gitmişti. Ancak arkadaşları, ondan kaçarcasına uzaklaştılar. Ya da oyuna onu almadılar. Semih arkadaşları arasında sevilmediğini, istenmediğini düşünüyordu. Durum ortadaydı zaten. Eski arkadaşlarını çok özlüyordu. Katıldığı faaliyetleri, hafta sonu gittiği kütüphaneyi, basketbol maçlarını. Artık evden dışarı hiç çıkmıyordu. Sürekli olarak odasındaydı. Eskiden büyük keyifle yaptığı maketleri bile yapmak istemiyordu. Ders çalışmak da içinden gelmiyordu. Kimseyle konuşmuyordu. Annesi ya da babası konuşmaya çalışsa, “Rahat bırakın beni, siz de benden uzak durun” diyordu. Annesi odasını temizlerken, Semih’ in çöpe atılacak diye ayırdığı kağıtlar arasında, bir yazı dikkatine çekti. Kağıtta, “Bu kasabada beni hiç kimse sevmiyor, hiç arkadaşım yok. Beni oyunlara almıyorlar. Okuldan nefret ediyorum, dersleri artık hiç sevmiyorum. Bana aptalmışım gibi davranıyorlar. Herkes benden kaçıyor. Annem ve babam da artık beni sevmiyor.”

Annesi bu duruma çok üzülmüştü. Akşam babasına durumu anlattı. O akşam eski günlerde olduğu gibi, bir konu belirleyip konuşacaklardı. Akşamın konusu; “sevgi”ydi. Babası ve annesi, Semih’ e onu ne kadar çok sevdiklerini, yaptıkları ile gurur duyduklarını söylediler. Her zaman onun yanında olacaklarını, yaptıklarına ellerinden gelen desteği vereceklerini söylediler. Yazdığı ve annesinin çöpler arasında bulduğu kağıt hakkında tek söz etmediler. Semih bunları duyduğu için mutlu olmuştu. Ancak hala kendini işe yaramayan biri olarak görüyordu.

Emine teyze o gün yine lezzetli kurabiye yapmıştı. Annesini çay içmeye buyur etti. Semih’in annesi gelemeyeceğini söyledi. Semih’ i yalnız bırakmak istemiyordu. Emine teyzeye durumu anlattı.

Okulların açılmasına 2-3 gün vardı. Emine teyze, o öğlen Semih’ i evine davet etti.

Semih’ ten bir ricası vardı. Yalnız yaşıyordu, torunlarının okul masraflarına katkı yapabilmesi için bir şeyler yapması gerekliydi. Eşinden aldığı emekli maaşı bunun için yeterli değildi. Okul kantini ile konuşmuştu. Öğlenleri kantine lezzetli kurabiyeler yapacaktı. Ancak, sağlığı her gün okula bu kurabiyeleri götürmesi için uygun değildi. Eğer, Semih ricasını kabul ederse, öğlenleri gelip taze kurabiyeleri evden alıp, okula geri dönebilecekti. Hem okuldaki çocuklar her gün taze ve lezzetli kurabiye yemiş olacaklardı, hem de Emine teyzeye maddi katkı sağlayacaktı. Ayrıca Semih de her gün ücretsiz kurabiyeler alabilecekti.

Semih’ e önce bu teklif pek cazip gelmedi. Her öğlen gelip kurabiyeleri almak ve sonra geri gitmek onu düşündürdü. Evet okul çok uzak değildi. Ancak ilk anda hoşuna gitmedi. Tek güzel yanı, kantincinin bisikleti ile gelip gideceğinden, her gün bisiklete binecek olmasıydı. Okulların açılmasıyla birlikte, Semih’ in de kurabiye işi başlamıştı.

Emine teyzenin yaptığı leziz kurabiyelerin kokusu daha okul bahçesine girdiği an tüm çocukların başına toplanmasına neden oluyordu. Giderek keyif almaya başlamıştı. Öğlen tatili olduğu an, hızla Emine teyzeye gidip kurabiyeleri alıyordu. Sıcacık lezzetli kurabiyeleri okula getiriyordu. Çocuklar bu uygulamadan çok memnundular. Emine teyze her gün değişik kurabiye yapıyordu. Peynirli, elmalı, çikolatalı, üzümlü… Çocuklar, bu lezzetli kurabiyeleri öğle tatillerinde merakla bekler olmuştu.

Artık çocuklar bahçede Semih’ in yolunu gözlüyorlardı. Semih geldiği an hemen yanına gelmeye başladılar. Semih giderek bu işten keyif duymaya başladı. Emine teyzenin ikram ettiği kurabiyeleri arkadaşları ile paylaşıyordu. Bu paylaşımlar arkadaşları ile ilişkilerini kuvvetlendirmişti. Artık arkadaşları ile daha samimi olmaya başlamıştı. Bu kurabiyeler sayesinde her gün merakla beklenen kişi olmuştu. Arkadaşları onu sevinçle karşılıyorlardı. Yaptığı işe saygı duyuyorlardı. Hem Emine teyzeye yardım ediyordu, hem kantinciye, hem de onlar için büyük bir şanstı. Her gün taze, lezzetli ev kurabiyesi yiyiyorlardı. Semih okulda artık herkesin tanıdığı biri olmuştu. Derslerine daha çok çalışmaya başlamıştı. Aylar önce içine kapanan, kimse ile konuşmayan Semih güler yüzlü, neşeli olmuştu.

Yardım etmek, bir işte ve derslerinde başarılı olmak, takdir edilmek, arkadaşları arasında sevilmek, kabul görmek kendine olan güvenini arttırmıştı.

Bu durum anne ve babasını da çok mutlu etmişti.

Semih artık yeni kasabayı, yeni okulunu ve arkadaşlarını ve tabii Emine teyzeyi daha çok seviyordu.

 


 

 


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.