Kızıma nasihat etmekten vazgeçtim, çünkü hiç işe yaramıyor. Ne zaman mantıklı, uzun cümleler kursam gözleri ölü balık gibi bakmaya başlıyor. Yarım saatlik bir nutuk çekmek beni rahatlatıyor doğrusu, ama o ikinci dakikada başka bir boyuta geçip beni dinlemediği için boşa kürek çektiğimi hissediyorum. Evet rahatlamak için, ben tek başımayken nutuk çekip hitabet yeteneğimi geliştirebilirim belki ya da banyoda suyu açıp avaz avaz bağırabilirim. Ama sesimin ona ulaşmasını istiyorsam, başka bir yol bulmalıyım.
Peki ters köşeden gidelim: Belki de sesimi ona duyurmaya çalışmak yerine onun sesine kulak vermeliyim. Evet, hep ben konuşuyorum, ders çalışması gerektiğini anlatıyorum, peki o ne diyor? Yargılamadan, reddetmeden, sözünü kesmeden dinlemeye hazır mıyım? Bu konuya canımın çok sıkıldığını söylesem ve çözüm için yardım istesem nasıl davranır acaba?
DENEDİM! AYNEN ŞÖYLE OLDU:
Akşam yemekten sonra odasında resim yapıyordu, yanına oturup “Ben de boyayabilir miyim?” dedim. “Evet” deyip kırmızı boyayı uzattı ve evin çatısını işaret etti. Bir süre sessizce boyadım. Kapıyı ne renge boyamam gerektiğini sordum. Büyük bir ciddiyetle kahverengi boyayı uzattı. Aynı ciddiyetle alıp boyamaya başladım. Biraz keyifsiz olduğumu, işte çok yorulduğumu söyledim. Nedenini sordu, anlattım. “Ben de okulda çok sıkıldım” dedi, o gün sınıfta yaşadıkları tatsız bir olayı anlattı. Hiç müdahale etmeden, gözlerinin içine bakarak dinledim. “Bazen canım okula gitmeyi hiç istemiyor, ödevim var ama içimden yapmak gelmiyor” dedi. “Ne demek içimden gelmiyor, ödevlerini yapmak zorundasın” demek üzereydim ki, sustum. Bekledim. “Çok sıkıcı değil mi?” dedim. Şaşırdı, gözlerime baktı. Anlaşılmış olmanın verdiği memnuniyetle; “Evet” dedi.” Ama yapmam gerek.”
“Sana yardım edebilirim” dedim. Gülümsedi, teşekkür etti. “Yorgunsun anne, sen dinlen. Sorum olursa yanına gelirim.” Teşekkür ettim. Odasından çıkarken işyerindeki gelişmeleri ona haber vereceğimi söyledim. Tekrar gülümsedi. “Odan dağılmış, dersten sonra beraber toplayalım” dedim. “Ben hallederiiiiim” diyerek kovaladı beni.
Ona kendi sıkıntılarımdan bahsettiğimde gözlerinde beliren yetişkin ifadesini çok sevdim. Kızımla uyumu yakaladığım, çok güzel bir andı. O andan sonra birlikte hareket eden bir ekip gibiydik. Evet, başka bir yol varmış, eğer kendi bulduğum yolda inat etmezsem, kapılarımı açık tutarsam…