Sağlıklı düzenli bir uyku süreci çocukların biyolojik ve psikolojik gelişimleri açısından çok önemlidir.
Uyku; “farkındalık ve çevreye yanıtlılığın geri dönüşümlü olarak azaldığı, periyodik ve fizyolojik” bir durumdur. Uyku, yeme, içme, dinlenme gibi insan vücudu için vazgeçilmez bir gereksinimdir.
Dinlendirici uyku, bebeklerin büyümesi ve gelişimi için çok gereklidir. Uyku döneminde bebek sağlıklı gelişimine katkıda bulunacak çeşitli fiziksel ve zihinsel süreçlerden geçer.
Vücut ısısı uykuda düşer, kalp hızı ve solunum sayısında azalma olurken büyüme hormonu salınımı artar.
Uyku-uyanıklık ritmi bebeklerin beyin gelişiminin önemli bir parçasıdır. Yenidoğan bebeklerde altı çeşit uyku-uyanıklık durumu tanımlanmıştır. Bunlar, REM uykusu (aktif uyku), Non-REM uykusu (sakin uyku), mahmurluk, uyanıklık ve aktif ağlamadır.
REM uyku bebeğin beyin gelişimi için çok önemlidir. Bu sırada endojen nöronal aktivite devam etmekte böylece dışarıdan uyarının az olduğu bu sürede beyin gelişimi desteklenmektedir.
Beyin gelişimi REM uyku ile ilişkili olduğundan REM uyku miktarındaki azalma insanlarda okul öncesi dönemlere kadar devam eder.
AYA GÖRE UYKU ZAMANI
EEG (Elektroensefalografi), kas tonusu ve göz hareketi verilerine dayanarak tanımlanan; REM ve Non-REM dönemleri çocuk ve ergenlerde, erişkinlere göre farklılıklar gösterir. REM ve NREM uykuları gece boyunca döngüsel olarak yer alır. Döngü zamanı bebeklikte 50-70 dakika iken, geç çocukluk ve erişkinlikte 90 dakikaya uzar. Yaş ilerledikçe bu uyku biçimi değişir. Yaş arttıkça REM dönemi süresinde azalma devam eder. Bu uyku dönemlerinde (genellikle uykunun ilk 1-3 saati) çocukları uyandırmak zordur. Bu dönemde uyandırılan çocukta genellikle yönelim bozukluğu ve bilişsel işlevlerde yavaşlama görülür.
Anne rahminde durum daha farklıdır. İntrauterin dönemde 32. haftadan itibaren REM ve Non-REM uyku ayrılabilmektedir. Fetusta gerçek uyanıklığın olmadığı düşünülür, ancak aktif uyku ile sessiz uyku arasında gidiş gelişler olur. Aktif uyku sırasında yutma, tekmeleme, solunum gibi hareketler gerçekleşir. Zamanında doğan bebekte 24 saatin yüzde 75’i uykuda geçerken, 6. aya geldiğinde bu oran yüzde 50’ye düşer. 1 yaşındaki çocuk gündüz ortalama 2-3 saat ve gece ortalama 11 saat uyur. Gündüz uykuları 4 veya 5 yaşından sonra kesilir. Bebeklerde gece kısa süreli uyanmalar genelde gözlenir, ancak bir süre sonra yeniden uykuya dalarlar. 2 aylık bebeklerde bu tarz uyanmalar uykularının yüzde 9’unu oluştururken, 9. aya ulaştıklarında bu oran yüzde 6’ya düşer.
GECE UYANMALARI
Çocuklarda yüzde 20-30 oranında uyku bozukluklarına rastlanmaktadır. Aileleri en sık kaygılandıran ve en sık başvuru nedeni gece uyanmalarıdır. İkinci sıklıktaki neden ise çocuğun yatağa konulduktan sonra istenen sürede uyumamasıdır. Çocuklardaki çoğu uyku bozuklukları çalışmaları gece uyanma üzerine odaklanmıştır.
Eğer bir çocuk uykuya dalmak için annesinin yardımına (sallanma, beslenme, kucağa alma) ya da özel etkinliğe (oyuncak, müzik) alışmışsa, gece uykusu içindeki uyku basamakları arasındaki doğal uyanmalar sırasında da bu etkinlikleri isteyecektir.
SIK GÖRÜLEN UYKU PROBLEMLERİ
Uyku-Uyanıklık Geçiş Bozuklukları: Uykuda konuşma, bacak krampları ve uyku sıçramaları ve vücut sallanması gibi ritmik hareket bozukluklarıdır. Ritmik hareketler tipik olarak uykunun
başlangıcında olur. Çocuğun zarar verici davranışlarına yönelik önlem almak gerekir.
Gece kabusları: Genellikle 3 ile 6 yaş arasında başlar, bu yaş grubu çocukların yüzde 10-50’sini etkiler. Genellikle REM uykusunun baskın olduğu, uykunun son 1/3 periyodunda oluşur. Gece kabuslarının tedavisi oluşu sırasında kişiyi rahatlatmak ve gün içi stres kaynaklarını azaltmak gerekir.
Uyku terörü: Genellikle uykuya daldıktan 2-3 saat sonra oluşan şiddetli panik nöbetidir. Çocuk çığlık atarak oturur veya kalkar, korku içindedir, üstündekileri atmak veya yastıkları fırlatmak gibi maksatsız hareketler yapar. Bağırır, anlamsız konuşur, söylenenleri anlamaz, sorulara cevap veremez, anneyi babayı tanımaz. Kısa süre sonra sakinleşir ve yeniden uykuya dalar. Uyanınca bu nöbeti hiç hatırlamaz.
Uyku terörleri uyku başlangıcının ilk üç saatinde olur ve uyku terörünün yaklaşık yarısında çocuk sesli uyku halindedir. Sabah olayları hatırlamaz.
Prematüre, zor mizaçlı olanlar (uyumsuzlar) ve gece beslenmeleri gibi faktörler bebeklerde ve çocuklarda uyku sorunlarına yol açabilen diğer durumlardandır. Bunun yanında uyku sorununa yol açabilen gastroözofageal reflü, kulak enfeksiyonu, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu ve diş çıkarma gibi nedenler mutlaka çocuk hekimi tarafından değerlendirilmelidir. Tıbbi nedenler ortadan kaldırıldıktan sonra asıl nedenler araştırılmalıdır.
Uyku Apnesi: Obstrüktif uyku apnesi, uyku süresince üst solunum yollarının tekrarlayıcı tıkanmasına bağlı olarak gelişen bir solunumsal uyku hastalığıdır. Uykunun bölünmesi, gündüz uykusuzluk çekme ve hiperaktiviteye neden olur. Her yaşta görülebilir, ancak 2 ve 6 yaşlar arasında zirve yapar. Bu dönemler geniz eti ve bademcik büyümelerinin sık görüldüğü yaşlardır.
Dissomnialar: Uykunun miktarı, niteliği ve zamanlamasındaki bozukluklardır.
Parasomnialar: Uykunun motor ve otonomik değişimlerle bölündüğü, belli uyku evrelerinde ortaya çıkan bozukluklardır.
ATLANMAMASI GEREKEN SORUNLAR:
Genel olarak çocuklardaki uyku sorunları içinde unutulmaması gerekenler;
- Uykuda yürüme, diş gıcırdatma, psikiyatrik bozukluklar.
- Genel tıbbi duruma bağlı uyku bozukluğu.
- Madde kullanımının yol açtığı uyku bozukluğu.
- Ayrılık kaygısı bozukluğu.
- Travma sonrası stres bozukluğu, Tourette sendromu.
- Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, yaygın anksiyete bozukluğu, zihinsel
gelişim yetersizliği, yaygın gelişimsel bozukluk.
- Başağrısı, konvülziyonlar (havale, nöbet), serebral palsi, astım.
NE YAPABİLİRSİNİZ?
Yetersiz uyku çocukta davranış sorunlarına eğilim oluşturabilir. Çocukların yeterli uyku alabilmeleri ve uyku sorunlarını azaltabilmek için yapılması önerilen başlıca uygulamalar:
1. Çocuğunun biyolojik yapısına uygun düzenleme önemlidir (Uykunun geldiğini fark etmesi).
2. Anne-babanın kendi gereksinimi, kaygı ve korkuları için çocuğun uyku şekli ve yerine müdahale etmemeleri gerekir (Çocuğun kendi yatağında yatmasını sağlama).
3. Uyuma koşulları ve güvenliğinin yanı sıra “uyutma disiplini” sağlanmalıdır.
4. “Uyutma töreni” denilen (uyku öncesi temizlenme, konuşma, kitap okuma, masal anlatma, müzik dinleme gibi) bir dönemin yaşatılması gerekir.
5. Uyku ortam ve koşullarının aynılığı ve devamlılığına özen gösterilmelidir. Zorunlu değişikliklerin kısa sürmesi sağlanmalıdır.
6. Yatmadan önce gün içinde önemli olaylar yaşanmış ise onlar konuşulmalıdır.