Antijenlerin etkisini arttırmak veya daha uzun süreli etkili kılmak için aşılara ilave edilen, madeni ve bitkisel yağlara, lipitlere ve şaplara; “adjuvant” (etkinleştirici) denir.
Bunlardan en ünlüsü, parafin ve ölü verem mikroplarını içeren “Freund’un tam etkinleştiricisidir (Freund’s adjuvant). İçine verem mikrobu konmamış şekline “Freund’un eksik etkinleştiricisi” denir. İnsanlarda şiddetli ve sürekli granülomlara yol açtığından, Freun’un tam etkinleştiricisi kullanılmamaktadır. (Bazılarının iddia ettiği gibi “domuz gribi” aşılarında bu adjuvant hiçbir zaman kullanılmamıştır.) Bunun yerine; şaplar ve alüminyum fosfat gibi maddeler, senelerden beri pek çok aşı içinde kullanılır.
“Jules Freund. Macaristan doğumlu, USA vatandaşı. (1890-1960)”
Adjuvant kelimesinin kaynağı Latince “adjuvare” olup, yardım veya destek anlamındadır. Aşıların ilk imal edildikleri yıllarda, aynı aşının, bazı partilerinin, diğer parti aşılara göre daha iyi bağışıklık bıraktığı tespit edilmiş, bu husus araştırıldığında, hazırlama aşamasında yabancı madde karışmış olanların çok titiz çalışma ile hazırlanmışlara oranla daha iyi bağışıklık bıraktığı fark edilmiştir. Eskiden beri ve halen pek çok aşıda etkinleştirici olarak; alüminyum tuzları (alüminyum fosfat ve alüminyum hidroksit) kullanılmaktadır. Alüminyum tuzları uygulandıkları bölgede yangıya sebep olabildikleri için, yeni etkinleştiriciler aranmış ve “Squalen” ve “Virosomlar” bulunmuştur.
Köpek balıklarında kanser ve enfeksiyona rastlanılmaması araştırıldığında, kanda yüksek miktarda “Squalen” maddesi bulunmuştur. Bu maddenin köpek balığının vücudundaki en ufak mikrop veya kanser hücresinin çok çabuk tespiti ve antikor oluşmasını sağladığı görülmüştür. Bu madde, insan kanında da çok az miktarlarda bulunmuştur.
Virosomlar; grip virüsünün, “hemaglutinin” ve “nörominidaz”larını ihtiva eder.