Yaz ishallerinde
etken genellikle virüslerdir. Son senelerde önemi iyice artan ve aşısı geliştirilen
“Rota-virüsler” pek çok ishalde tespit edilebilmiştir. Virüsler normal bakteri kültürlerinde
üremezler ve antibiyotikler de hassas değildirler. Bu nedenle yaz ishallerinde antibiyotiklerin yeri
yoktur. Virüslere ilaveten bazı bakteriler de ishal sebebi olabilirler. Bunlar sayıca 20’den
fazladır. Önemlileri arasında; Salmonellalar, Proteuslar, Vibriolar ve Enterobakterler sayılabilir.
Bunlardan başka bebeklerde en sık hastalık yapan, “patojen Escherchia coli” (E.coli)’dir.
Patojen E.coli’nin 4 ana grubu vardır. Bunlar; Enteropatojenik, Enterohemorajik, Enteroinvasive ve
Enterotoksijenik tiplerdir. Enterotoksijenik tip, yaptığı toksinlerle bağırrsak cidarındaki
hücrelerin çalışmasını bozarak ishal yapar. Bu toksinlere antibiyotiklerin bir tesiri
yoktur.
Bütün bu etkenlerin insanlara bulaşması, “insan-gıda-insan” zinciri şeklinde
olmaktadır. İnsandan insana bulaşma çok nadirdir. Bu tip bulaşmalar daha ziyade kırsal kesimde,
insan dışkısının serbestçe etrafta bulunduğu ortamlarda oluşur. Şehirlerde bulaşma, meyve ve
sebzelerin yıkanmadan veya kirli sularla yıkanması ile, ellerin yıkanmaması ile ve sineklerle
olmaktadır.
Ayrıca altyapı yetersizliği ile içme sularına kanal sularının karışması sonucu
insanların kitle halinde hastalanmaları kaçınılmazdır. Genellikle büyük salgınlar bu şekilde ortaya
çıkmışlardır.
İSHALİN DENİZ İLE İLGİSİ...
Yaz
ishallerinin deniz ile bir ilgisi yoktur. Şimdiye kadar dünyanın hiçbir denizinde, insanlarda
hastalık yapan mikroplardan bir teki bile tespit edilememiştir. Ayrıca, bu mikropların hastalık
yapabilmeleri için çok fazla sayıda alınmaları gereklidir. Örneğin, bir şahsın Tifo olabilmesi için,
en az 100 bin basil alması gereklidir. Bunu da deniz suyu içerek almak imkansızdır.
TEDAVİSİ
Yaz ishallerinde en önemli tedavi, ağızdan mayi
verilmesidir. Serumla damardan tedavi hem çok masraflı hem de hastanede yatmayı gerektirir. İleri ve
zengin memleketlerde uygulanan bu tedavi şekline fakir memleketlerde de özenilmiş, bunun sonucunda
1949’lar da önerilen şeker-tuz eriyiği kullanılması 1970 yılına kadar unutulmuştur. Burada
tedavideki esas, kaybedilen sıvının yerine konmasıdır. Eczanelerde satılan şeker-tuz eriyiği
paketleri bu iş için idealdir. Diğer mayi çeşidi olarak “Kolalı” içecekler büyük çocuklarda
faydalıdır, fakat daha sonra alışkanlık haline getirilip beslenmeyi kötü yönde etkilememesine dikkat
edilmelidir.
ANNE SÜTÜNÜ KESMEYİN!
Anne sütü alan
bebeklerde ishal oldu diye anne sütü kesilmez, gerekirse ilave sıvılar verilebilir.
Bağırsak
hareketlerini yavaşlatan ilaçların ishal tedavisinde yeri yoktur. Bunların bilhassa 2 yaşından küçük
çocuklarda kullanılmaları çok tehlikelidir. Vücut, bu mikroplardan kurtulabilmek için, bağırsak
hareketini arttırır ve sıvı salgılar. Bu, vücudun korunmasıdır. İshal ilaçları, mikropların
çıkmasını önleyerek, hastalığın ağırlaşmasına sebep olurlar.
ÖZET
Özet olarak, yaz ishallerinin önlenmesi ve ölümlerin azaltılmasında en önemli
etkenler; alt yapıyı yapan “Devlet”, çocuğuna iyi ve temiz gıda sağlayan “Aile” ve bilinçli tedavi
uygulayan “Doktorlar” dır..