Kulak ağrıları çocukluk çağında çok sık rastlanılan bir rahatsızlıktır. Aniden ve genellikle gece gelen kulak ağrıları aileleri çok tedirgin eder.
Orta kulak iltihapları başlangıçta asla mikrobik değillerdir. Bunlara; "Seröz Otit" veya "Efüzyonlu Otit" gibi isimler verilir. Böyle bir hastaya, Antibiyotik verilmesi fayda yerine zarar sağlar.
Kafamızdaki, sinüs ve orta kulak boşluklarında ortamı nemli tutmaya yarayan, gözyaşı yapısında bir sıvı salgılanır. Bu sıvı, bu boşlukları çevreleyen duvarları kaplayan zar tabakasından salgılanır. Bu sıvının fazlası da sinüs kanalları veya öztaki borusu sayesinde boğaza boşalır. Bilhassa gripleri takip eden süreçte oluşan ödem nedeni ile öztaki borusunun kapanması ile bu sıvı akamaz ve içeride birikerek kulak zarına baskı ve ağrıya sebep olur. Bu mekanizmanın oluşmasında bir diğer etken de boğaz yapısının kafa sekline bağımlı olarak öztaki borusunun dar veya eğri olmasıdır. Bu gibi çocuklarda, kulak ağrılarına daha sık rastlanır.
Orta kulakta oluşan bu basınç artması ile bazen ödem çözülür baskı yapan sıvı Őztaki borusundan boşalır ve her şey kendiliğinden iyileşir. Çözülme olmazsa şiddetli bir ağrı oluşur.
Bu durumda yapılacak tek şey; öztaki borusundaki ödemin çözülmesini sağlayan, oksimetazolinHCL veya ksilometazolin ihtiva eden ilaçların kullanımıdır. Bu ilaçların damla seklinde olanlarının tercih edilmeleri kullanım kolaylığı nedeniyledir. Uygulama için; hasta sırt ustu yatar ve her bir tarafa, 2 damla ilaç damlatıldıktan sonra, baş o tarafa çevrilip, 1-2 dakika bekletilir. Spreylerin bu şekilde kullanımları zordur. Gerektiğinde bu spreyler damlalıklı şişelere boşaltılabilirler. Bu uygulamaya 3 ila 5 gün arası devam edilir. Sonrasında serum fizyolojik damlalarının kullanılması, daha az ilaçlı damla kullanılmasını sağlar. Bu tür ilaçlar bazılarının iddia ettikleri gibi kortizon değillerdir. Sadece burun boşluğunu kaplayan tabakadaki mikroskobik filamanların hareketlerini azaltır ve zamanla yok olmalarına sebep olabilirler. Bu sebeple, söylenenden daha uzun sürelerde kullanımı mahsurludur. Ağrının tekrarlama durumlarında, 1-2 gün ara verilmiş olması ikinci kullanım için yeterlidir.
Şiddetli ağrı durumlarında, ağrı kesici olarak; ödem çözücü etkilerinden dolayı, ibuprofen grubu ilaçlar tercih edilirler.
Sülfametoksazol/trimetoprim grubu ilaçlar; hem orta kulak boşluğuna nüfuz edebilen yegâne ilaç olmaları hem immunomodülatör etkileri nedeni ile ateşli kulak ağrılarında tercihen ek olarak kullanılabilir.
Bazen bu basınç artması sonucu, kulak zarı delinebilir ve içeride baskı yapan sıvı dışarı akar. Bu durumda, kesinlikle kulağa hiçbir şey damlatılmamalıdır, sadece akıntının nemli bir kâğıt veya gazlı bez ile silinmesi yeterlidir. Bu durumda, ağrı hemen geçtiği için, eski zamanlarda kulağın çabuk delinerek ağrının geçmesini sağlamak için kulak damlaları kullanılırdı. Günümüzde kulak ağrılarında kulak damlalarının kullanılmaları son derecede zararlı olup kulak zarının delinmesine ve eğer zaten delik oluşmuş ise dış kulak yolundaki akıntı ve mikropların orta kulak boşluğuna taşınmasına, bunun sonucunda da pürülan otitlere sebep olabilmektedirler.
Maalesef günümüzde hala kulak ağrılarında, kulağa; gazyağı, zeytinyağı, sirke, çamaşır suyu, idrar gibi aklınıza gelebilecek her turlu sıvı bilinçsizce damlatılmaktadır.
Bu uygulamalar sonucunda, oluşan pürülan otit sonucunda, orta kulak boşluğundaki kemikler, zamanla da etraf kemik dokusu erimekte, iltihap beyin dokusuna sirayet ederek "Otojen Beyin Apsesine" sebep olabilmektedir.
Kulak zarındaki deliğin kendini tamir edemeyecek boyutta olduğu durumlarda, "Mikro-cerrahi" yöntemleri ile suni kulak zarı yapılabilmekte ve geç kalınmış durumlarda oluşan, otojen beyin apsesi durumlarında, KBB ve Beyin Cerrahisinin müşterek ameliyatı ile olabilecek hayati tehlike atlatılabilmektedir.