Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
PROFESYONEL BİR BABA'DAN ANNELERE
Yazı Boyutu:
Türkiye’de çocuk olmak


Eğitime, öğretime ve bilgiye aç bir ülkede yaşıyoruz maalesef. Eğitim ve bilgi yetersizliği genel anlamda etkiliyor ülkemizi, olumsuz olarak. CIA-The World Factbook’taki rapora göre, ülkemizdeki bebek ölüm oranı binde 38.33. Bu oran Avrupa Birliği ortalaması olan binde 4.8’in 7 katından fazla. Sefaletin dizboyu olduğu Tayland’ta bu oran binde 18, Filipinler’de binde 22 ve gidip gördüğümde insanlığımdan utandığım Küba’da binde 6. Ve çok uzağa gitmeyin Irak’ta bu oran binde 47. Yani yakınız bu konuda Irak’a. Sadece 800 bini hastanede, toplam 1.400 bin civarında bebek doğan ülkemizdeki bebek kaybı sayısını buraya yazmak gelmiyor içimden, siz hesaplayın lütfen. Peki, bu acı tablonun nedeni nedir?


“Cehalet”, bu soruya verilebilecek en uygun, ancak en hafif cevap. Bütün bu durum  ülkenin eğitim, öğretim ve sağlık politikalarıyla doğru orantılı tabii ki. Ülkemizin durumu belli sizin de bildiğiniz gibi. İnsan hayatı kadar ucuz hiçbir şey yok bu ülkede. Hükümet değil, devlet politikaları gerek bu tabloyu düzeltmek ve istikrarı sağlayabilmek için.

Nasıl düzelecek bu tablo peki? Her kesime önemli görevler düşüyor. Çocuklarımızı büyütürken en önemli dayanağımız çocuk hekimleri ve ilgili sağlık personeli mutlaka. Her başımız sıkıştığında onlara koşuyoruz. Öncelikle, konuyla ilgili tüm sağlık sektörü çalışanlarının iyi eğitim almaları ve kendilerini sürekli geliştirmeleri gerekiyor, dünyadaki gelişmeler paralelinde. Sonra ebeveynlerin fazlaca araştırmaları, okumaları gerekiyor. Bilimsel dayanağı olmayan hiçbir çözüme sıcak bakmamalı ebeveynler. Kulaktan dolma bilgilere kulakların kapalı olması gerekiyor. Ulaşabildiği kadar fazla ama bilimsel olan kaynağa ulaşması lazım ebeveynlerin. Bebekler ve çocuklarla ilgili sektörün içerisinde yer alan her bireyin, her kurumun da kamu yararına hizmet verdiğini bilmesi, benimsemesi, ticareti ikinci planda düşünmesinin şart olduğunun, bu sektörde yıllardır çalışan birisi olarak bir insanlık görevi olduğu inancındayım.

DENETİM ALTINA ALINMALI!
Sektör tabii ki çok büyük. Sağlıktan gıdaya, tekstilden eğlenceye, bebek ürünlerinden bebeklerle ilgili yayın yapan medya kuruluşlarına birçok insan ve kurum var bu sektörde hizmet veren. En son saydığımda 17 tane bebek ve annelerle ilgili magazin dergisi vardı ülkemizde. Ama içerik olarak baktığınızda, yararlı olabilecek, gerçek anlamda eğitecek ve öğretecek  dergi sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bir ara canı sıkılanın anne-bebek dergisi çıkardığını düşünmeye başlamıştım doğrusunu isterseniz. Hatta o zamanlar bu durumun denetim altına alınmasının şart olduğunu düşünmüştüm. Hala da aynı düşüncedeyim. Zira o kadar yanlış ve zararlı bilgiler içeren dergiler ve yayınlar gördüm ki, bebeklere ve annelere bırakın yararı olmasını, son derece tehlikeli olabilecek içerikteydiler. “Bu kadar dergi var da ne kadar okunuyor?” diye soracak olursanız, tiraj olarak baktığınızda bütün bu dergilerin toplamı İtalya’daki 1 derginin tirajının yarısı olduğunu üzülerek söylemem gerekiyor. Çıkış noktamızın da bu olması gerek aslında. Millet olarak yeteri kadar okumuyoruz. Bunun yanında yine bazı gazetelerin anne-çocuk ile ilgili yayınları, ana gazetelerin eklerinin ekleri olarak halka sunduğunu görmekteyiz. Televizyonda ise bugüne kadar gördüğüm ve ticari kaygı taşımadan yapılan tek program vardı. O da şu anda nadasta...

 

“HER AİLEYE 3 ÇOCUK”
Türkiye’de çocuk olmak zor iş kısacası. Doğumdan başlayarak bir çok bebeğin hasbel kader yaşadığını zaten biliyoruz. Yapılan istatistiklere göre, dünyada otomobil kazalarında hayatını kaybeden çocukların en fazla olduğu ülkelerden birisi, maalesef yine Türkiye. Bu otomobil kazaları ve çocuklarımızın durumu ile ilgili olacak bir sonraki yazım. Geliştik, gelişiyoruz diyen bir ülkenin acı gerçeğini gözlerinizin önüne sermek için. Eğitim, öğretim deseniz, “Parayı veren düdüğü çalar” kanunu geçerli artık. Yeterli parası olmayanlarımızın evlatlarına iyi eğitim çok zor ve uzak, bazı istisnalar dışında.

Çocuklarımıza sahip çıkamazken, onlara kaliteli eğitim-öğretim sağlayamazken, hayatlarını hiçe sayarken, okuldan mezun olduktan sonra onlara iş imkanı sunamazken, hatta hatta artık çocuklarımızı birbirlerine düşürmeye başlamışken, “Her aileye 3 çocuk” biraz ayıp ve yazık olmuyor mu?

 

 

 


 


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.