Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
PROFESYONEL BİR BABA'DAN ANNELERE
Yazı Boyutu:
Televizyon

 

Geçen gün birlikte çalıştığım ve benden 14 yaş küçük bir arkadaşımla konuşuyorduk. “Bizim çocukluğumuzda tek bir televizyon kanalı vardı ve sadece belirli saatlerde yayın yapardı. Şimdi ise yüzlerce televizyon kanalına ulaşmak mümkün. Aramızda belki 14 yaş var ama teknoloji ve iletişim açısından baktığımız zaman siz bizlerle aynı yaştasınız.” dedim kendisine... Artık orta yaşa doğru yol almaya başlayan bizler, bizden daha genç olanlarla yakın geçmişi konuştuğumuzda hep tebessümle dinliyorlar, masal dinler gibi. Büyük ihtimalle tasavvur bile edemiyorlar tek kanallı televizyonu, internetsiz ya da cep telefonsuz bir hayatı.


Teknoloji ve iletişimin yararları tartışılmaz. Ama bir de götürdükleri var, getirdiklerinin yanında. Doğum günlerinde, bayramlarda ya da diğer önemli günlerde insanlar birbirini ziyaret ederdi bizim çocukluğumuzda. Bu fırsatları olmazsa, bir telefon edip seslerini duyururlardı en azından. Şimdi bir kısa mesajla kutlanıyor herşey. Duygu yok, sıcaklık yok. Hadi buna da razı olalım, birbirini en azından bu yolla hatırlayanlara da ayıp etmeyelim.
Benim kafama uzun zamandır takılan şey ise televizyon. Televizyonun kendisiyle bir sorunum yok, ama bize ilettiklerine fazlaca takılmış durumdayım. Ülkemizin sosyo-ekonomik durumu ortada. Eğitim düzeyimiz maalesef çok düşük, bir çok insan geçim derdinde. Bütün gün işyerinde uğraşıp didinip ekmek peşinde koştuktan sonra evine dönen ülkemiz insanının en önemli eğlence aracı ise televizyon…

HAK ETMEDİĞİMİZ ŞEYLERİ SEYREDİYORUZ!
Peki, neler var televizyonda,  neleri seyrediyoruz?  Mafya dizileri, aile içi şiddetin ve mutsuzluğun had safhada olduğu diziler veya komedi dizileri adı altında komiklikten hiç nasibini almamış insanların oynadığı diziler. Saçma sapan magazin programları, sabahları yayınlanan ve insanların canlı yayında birbirine girdiği programlardan bahsetmek bile istemiyorum. Bu yukarıda saydığım bütün program tipleri iyi de izlenme oranlarına sahipler. Benim gibi insanlar bu durumdan şikayet ettiklerinde “Ne yapalım halk bunu istiyor kardeşim” hazır cevaplılığında olan fazla sayıda zat-ı muhterem mevcut maalesef. Bana göre halk, bu tür programları istemiyor, her şeyden önce bu kadar kötü programları hak  etmiyor. Ama önüne konulan da bu olunca seyrediyor istemeden de olsa bu sığlıkları. Dedim ya büyük çoğunluğun en büyük eğlence aracı bu kutu. Bütün kanalları araştırsanız, senaryoları ve formatları hemen hemen aynı olan onlarca dizi ve programla karşılaşabilirsiniz. İnsanlara hiçbir yararı olmayan bu programların lüks yaşama özendirme ve buna ulaşmak için her şeyi yapabilme, mafyalığa soyunma, mutsuz ve karamsarlık yaratma gibi negatif olgulara katkısı ise çok büyük.

İşte bizim çocuklarımız da üzülerek söylemek gerekir ki, böyle bir dünyaya gözlerini açtılar. Bu çeşit yayınları yapan televizyon kanallarının bol olduğu bir zaman dilimini yaşıyorlar, yaşıyoruz. Bu arada unutmadan çocuk hekimleri tarafından da dile getirilen “X TV sendromu” adında bir sendrom türü dünyanın başka bir ülkesinde var mıdır sizce? Biz de bu var çok şükür!

AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR!
 “Ağaç yaşken eğilir” demiş atalarımız. Kendilerine verilen iyi ya da kötü her şeyi büyük bir hevesle alan, beyinlerinin sol tarafına kaydeden çocuklarımıza neleri sunup, sunmadığımıza çok dikkat etmemiz gerekiyor. Televizyonda onlara yarayan programları araştırıp bulmak ve çocuklarımıza sunmak bizim sorumluluğumuzda. Özellikle çalışan anne ve babalar olarak bu konuya biraz daha fazla özen göstermemiz kaçınılmaz bir zorunluluk. Zira, gündüzleri çocuklarımız evde başkalarının gözetiminde oluyorlar.

Evlatlarımızın büyüme, yetişme, eğitilme süreçlerinde en önemli yardımcıları öğretmenleri ile birlikte biz ebeveynleriz. İleride entelektüel seviyesi yüksek ve Türkiye’ye yararlı bir nesil yetiştirmek bizlerin elinde. Ama televizyon seyrettirmekten ziyade okuyarak, okutarak...


Aydınlık günler dileklerimle.


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.