Birçoğunuzun bildiği gibi, dünyada hemen hemen 3 yıldır polikarbonat biberonlarda bulunan ve kanserojen madde içerdiği iddia edilen Bisfenol A(BPA) maddesinden dolayı ciddi bir tartışma var. İlk önce Kanada’da ortaya atılan bu iddia kısa sürede tüm dünyaya yayıldı. Dünyada ilk olarak Kanada polikarbonattan üretilmiş biberon, yalancı emzik, göğüs pompası gibi ürünlerin üretimini ve satışını yasakladı. Sonrasında bu durum diğer ülkelerde de ciddi şekilde ele alındı. Ve önce Danimarka ve Fransa’yla başlayan yasak furyası büyüdükçe büyüdü, ve en sonunda geçtiğimiz yaz aylarında ülkemizde de polikarbonattan üretilmiş biberon,yalancı emzik ve yine polikarbonat bazlı tüm bebek-anne ürünlerinin önce ithalatı ve üretimi sonra da perakende noktalarında satışı yasaklandı.
Ülkemizde, “Polikarbonat biberonlarda kanserojen tehlikesi”, ”Kanada ve Amerika polikarbonat biberon satışını yasakladı” başlıklarıyla altı doldurulmadan, araştırmadan yapılan ve yayımlanan haberler, Türk ebeveynleri arasında haklı olarak büyük bir panik havası yaratı hemen hemen 3 yıl önce. Oysa Avrupa Komisyonu, bu olayı bilimsel olarak araştırması için EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi)’ya başvuruda bulunmuş ve EFSA 2006 yılında yayımladığı raporda polikarbonat biberonlardaki BPA oranının yeni doğan bebek sağlığına bile bir tehlike oluşturmadığı ve vücut tarafından kolayca tolore edilebildiği şeklinde görüş bildirmişti. Bu arada, o dönemde Kanada Çevre Bakanlığı polikarbonat biberon satışını yasaklamamış, tehlikeli olabileceği şeklinde görüş bildirip incelenmesi gerektiğini belirtmişti ülkemizdeki haberlerde. Oysa böyle bir durum yoktu. Haber yapan tüm basın organlarında EFSA’nın bu raporuna hiç değinilmedi ülkemizde. Avrupa Komisyonu 2008 ve 2010 yıllarında EFSA’dan tekrar BPA hakkında görüş istedi. Çalışmalar BPA’nın çocukların sinir sistemi üzerinde hasar yaratma riski üzerineydi. Ancak her iki araştırmada da EFSA 2006 yılındaki raporu ile paralellik gösteren raporlar yayımladı. Ancak, ileride elde edilecek bilgi ve veriler ışığında BPA’nın bebek-çocuk sağlığına zararı olabileceği iddialarının atılması halinde yeni araştırmalara gidebileceği şeklinde bir de açık kapı bıraktı. Sırf bu endişeler yüzünden önce Danimarka 0-3 yaş arası çocukların polikarbonattan üretilmiş herhangi bir ürünü kullanmasını yasakladı. Ve sonra da bu yasak birçok ülkeye yayıldı, yukarıda da bahsettiğim gibi. EFSA’nın bahsettiğim çalışmalarına ait bilgiye ve açıklamalarına, http://www.efsa.europa.eu/en/topics/topic/bisphenol.htm ’dan ulaşabilirsiniz.
BİZDEKİ UYGULAMA
Ülkemizde de Sağlık Bakanlığı bu duruma haklı olarak uyum gösterdi ve polikarbonat biberonların üretimi, ithalatı ve satışını yasakladı. Polikarbonat biberonların yeri, polipropilen (PP) ve polietersülfon(PES) biberonlar aldı. Tüm bu biberonların üzerine 0 BPA, 0%BPA gibi ibarelerin bulunması zorunlu hale getirildi. Bu hassas durumdan ve insanların korkularından faydalanmak isteyen firmalar da oldu dünyada. İçeriğinde BPA olması hiçbir şekilde muhtemel olmayan cam biberonların ambalajlarına da üründe BPA olmadığını belirten ibareler koydular. Bu sektörde yer alan firmaların olaya bu kadar ticari bakmalarını en hafif tabirle ayıp ve etik dışı olarak değerlendiriyorum. Bilimsel olarak içeriğinde BPA bulunma ihtimali olmayan bir malzemeden üretilmiş ürüne neden “BPA İçermez” diye bir ibare koyarsınız, koydurur ya da bu şekilde satarsınız ki? Bunun 2 açıklaması vardır. Ya yaptığınız işin ciddiyetinden haberiniz yoktur ya da kötü niyetlisinizdir, insanların duygularını, korkularını suistimal ediyorsunuzdur.
16 yıllık tecrübeme dayanarak söylüyorum: Bebek-çocuk ürünleri sektöründe çalışmaya başlayacak insanları, Sağlık Balanlığı’nın en azından temel bilgiler açısından bir teste tabi tutması gerekir. Bu işi salt ticari olarak düşünen insanların, sektörde yer almamaları gerekiyor. Zira yapacakları yanlışların bedeli ağır olur, telafisi olmaz.
PASLANMAZ ÇELİKTEN BİBERONLAR
BPA’dan bu kadar korkuldu ve BPA içermeyen plastiklerden biberonlar üretildi ya, şimdi de yine Amerika ve Kanada’da BPA içermeyen plastik biberonların bile içeceklere kimyasal madde ve petrol yan ürünleri sızdırabileceği yönünde iddialar var. Bu nedenle son 3 yıldır, paslanmaz hafif çelikten biberonlar üretilip satılıyor bu ülkelerde. Ve çok da büyük rağbet görüyor bu ürünler. Zira, ürünler öncelikle çok sağlam ve hemen hemen bütün markalar hayat boyu garanti veriyorlar. Kırılma tehlikesi yok cam biberon gibi. Yine plastik biberonlar gibi çizilmedikleri için, çiziklerin içerisine gıda girerek mikrop oluşturma riski de yok bu ürünlerin. Sterilizasyon sırasında sıcaktan deforme olma ihtimali de yok. Gıda ve sağlık sektöründe kullanılan malzemelerin yüzde 95’inin paslanmaz çelikten olduğunu düşünürsek, son derece sağlıklı bir malzeme olduğunu da söyleyebiliriz paslanmaz ve leke tutmaz çeliğin. Bir de ekonomik açıdan bakmak gerek olaya. Polikarbonat biberonların 6 ayda 1 kere, cam biberonların ise yılda 1 kere değiştirilmesi gerektiğini dikkate alırsak, hayat boyu kullanılacak paslanmaz çelikten üretilmiş biberonların son derece ekonomik olduğunu da düşünmekteyim. Yaptığım incelemelerde belli başlı birkaç marka ürünlerini FDA ve Avrupa Komisyonu’nun biberonlarla ilgili normlarına uygun olarak üretmiş ve onaylarını almışlar. Bu arada unutmadan söyleyeyim 2 ayrı kalitede paslanmaz çelik var. Bunlardan iyi kalitesli olanı 304 numara. Bekleyip göreceğiz gelişmeleri.
Hepinize sağlık ve mutlu günler diliyorum...
