Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
GÜN IŞIĞI
Dr.  ÖZLEM MESTÇİOĞLU
Psikiyatri Uzmanı
Yazı Boyutu:
Adet öncesi gerginlik (premenstruel) sendromu

Adetinizden bir hafta-on gün önce kendini gergin,huzursuz, çok sinirli hissediyorsanız, tüm vücudunuz şişmiş gibi geliyorsa, canınız normale göre daha fazla tatlı yemek istiyorsa, uyku düzeninizde bozulmalar oluyorsa, dikkatinizi toplamakta güçlük çekiyorsanız, genel ve alışılagelenden fazla halsiz ve yorgun hissediyorsanız adet öncesi gerginlik sendromu (premenstruel sendrom) yaşıyorsunuz demektir.

Kadınların dörtte üçü bu tarz şikayetleri yaşar. Ancak kadınların yüzde 2 ila 10’unda bu belirtiler  çok şiddetli olur ve tedavi gerektirir.


 Adet öncesi gerginlik belirtileri sıklıkla ergenlik döneminde başlar ve belirtilerin şiddeti giderek azalır. Çocuk sayısı ile birlikte de belirtiler daha şiddetlenir. Menopozla birlikte sorun tamamen bitmiş olur. Depresyon geçirenlerde ve diğer psikiyatrik sorunları olanlarda adet öncesi dönem daha sorunlu geçmekte ve tedavi gerektiren sorunlar yaşanmaktadır. Yine doğum kontrol hapı kullanan kişilerde adet öncesi gerginlik belirtilerine daha sık ve daha şiddetli şekilde rastlanır.

Yukarıda saydıklarımızın dışında adet öncesi dönemde, başka şikayetler de gelişebiliyor. Kısaca göz atmak gerekirse:

Fiziksel olarak en sık görülen belirtiler;
•    Memelerde hassasiyet,
•    İştah artışı, geçici kilo artışı,
•    Vücutta genel bir şişkinlik hissi ,
•    Baş ağrıları, kas-eklem ağrıları,
•    Aşırı halsizlik-yorgunluk,
•    Sıcak basmaları,
•    Denge bozuklukları,
•    Seslere-kokulara aşırı hassasiyet,
•    Aşırı susama,
•    Cinsel istekte azalma.

Duygusal anlamda en sık görülen şikayetler ise;
•    Dalgalı bir ruh hali,
•    Huzursuzluk-gerginlik,
•    Sürekli endişe hali,
•    Konsantrasyon bozuklukları,
•    Keyifsizlik- mutsuzluk,
•    Aşırı sinirlilik,
•    Dokunsalar ağlayacakmış gibi olmak,
•    Aşırı uyuma eğilimi,
•    Çabuk alınma.
Premenstruel sendrom(PMS) diyebilmek için; bu şikayetlerin en az 2-3 ay süreyle her adet döneminde adetten bir hafta-on gün önce başlayıp adetin başlamasıyla birlikte kaybolması ve yaşanan bu şikayetlerin kişinin iş-sosyal ve aile yaşamını belirgin biçimde etkilemesi gerekir.

NEDEN KADINLAR PMS YAŞAR?
Bu sorunun net bir yanıtı olmamakla birlikte, sorumlu olduğu düşünülen bazı mekanizmalardan söz edilebilir. Bunların başında üreme hormonları gelmektedir. Tam olarak kanıtlanamamakla birlikte üreme hormonlarının bu şikayetlerin yaşanmasında bir rolü olduğu düşünülmektedir. Bir başka sorumlunun da kalsiyum-magnezyum dengesizlikleri olduğu iddia edilmektedir. Buradan yola çıkarak tedavide kalsiyum ve magnezyum takviyesi önerilmektedir. Progesteron adı verilen bir hormonun yetersizliğinde de PMS belirtileri yaşanabilmektedir.

PMS YAŞANTIMIZI NASIL ETKİLER?
•    Şeker, astım, migren ve bazı kronik hastalıklar daha şiddetli yaşanır.
•    Ergenlerde intihar eğilimi artabilir.
•    Sosyal uyum bozuklukları gözlenir.
Tüm bunların ötesinde iş yaşamı, sosyal ilişkiler ve en fazla da evlilik yaşantısı PMS’dan olumsuz olarak etkilenir. Erkekler bu durumu algılamakta güçlük çekerler ve her ay yaşanıyor olması da ayrıca büyük sıkıntı verir. Kontrol edemedikleri bu durumdan nefret ederler. Kadınlar için durum biraz daha farklıdır. Yaşadıkları sıkıntının yanında eski yıllarda ve hata şimdilerde bile kadınların kendilerini en çaresiz, güçsüz hissettikleri bir dönemdir bu döem. Ancak modernleşen toplumlarda kadınlar adeti, doğurganlığın ve dolayısıyla üstünlüğün bir simgesi olarak görmeye başlamışlardır. Adet öncesi gerginliği de bir hak gibi algılayabilir, bu dönemde daha fazla anlayış görmeyi bekleyebilirler.
Erkeklere bu dönemde düşen görev, olabildiğince dengeli ve destek verici olmak, tartışmaları uzatmamaya çalışmak, gerginlik yaratma riski olan konulara girmemeye çalışmak olabilir.

PMS TEDAVİSİNDE NELER YAPILABİLİR?
Adet öncesi gerginlik yaşayan her kadına tedavi önerilmez. Ancak bu gerginlik her ay oluyorsa, insan ilişkilerini bozacak, sosyal uyumu zedeleyecek, iş yaşamını, evlilik yaşamını etkiliyorsa, tedavi gerekli hale gelmiş demektir.

Diyet: Az ve sık yemek ve sofradan tam doymadan kalkmak önemlidir. Ayrıca taze sebze ve meyve tüketimi fazlalaştırılmalı, donmuş yağlardan ve kırmızı etten uzak durulmalıdır. Kafein-alkol tüketimi en aza indirilmeli, olanağı varsa o on günlük dönemde hiç kullanılmamalıdır. Tuz kısıtlaması ve bol su tüketmek de çok yararlı olacaktır.
Egzersiz: Her gün 30 dakika spor yapanlarda PMS belirtileri daha az yaşnırken hiç spor yapmayanlarda hem PMS daha sık görülmekte hem de belirtiler daha şiddetli yaşanmaktadır.
Kalsiyum- Magnezyum: Günlük 1200mg kalsiyum üç ay boyunca kullanıldığında PMS şikayetlerinde yüzde 50’ye varan oranlarda azalma olduğu görülmüştür. Kalsiyumu tablet olarak kullanabileceğiniz gibi brokoli, süt, peynir, somon gibi yiyecekleri tüketerek de alabilirsiniz. Aynı şekilde magnezyum desteğinin de şikayetlerde azalmaya neden olduğu gösterilmiştir. Ayrıca A,B,E vitamini desteği de belirgin yararı gösterilmemekle birlikte kullanılabilir.
Ağrı kesici- antienflamatuar ilaçlar: Ağrılar yoğunsa veya vücutta şişme hissi varsa bu tip ilaçlara şikayetlerin başladığı gün başlanabilir ve adetin 3. günününe kadar devam edilir.
Ödem ön plandaysa, idrar söktürücü ilaçlar doktor kontrolünde kullanılabilir.
Hormon kullanımı için ise mutlaka uzman doktor kontrolü gerekmektedir.
Duygusal belirtiler ön planda ise bir psikiyatriste başvurulmalı ve onun önerileri doğrultusunda uzun süreli bir tedavi programı başlatılmalıdır.

Tüm bu tedavi yöntemlerinin başında ve onlardan da önemli olarak PMS yaşayan kadınlar;
•    Aklını kaçırmadıkları
•    Bu şikayetlerin azalacağı
•    Bu durumun hormonlara karşı aşırı hassasiyetten kaynaklandığı
•    Birçok kadının bu belirtileri yaşadığı
•    Bu belirtilerin tedavi edilebilir olduğu konusunda bilgilendirilmelidirler.


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.