Adetinizden bir
hafta-on gün önce kendini gergin,huzursuz, çok sinirli hissediyorsanız, tüm vücudunuz şişmiş gibi
geliyorsa, canınız normale göre daha fazla tatlı yemek istiyorsa, uyku düzeninizde bozulmalar
oluyorsa, dikkatinizi toplamakta güçlük çekiyorsanız, genel ve alışılagelenden fazla halsiz ve
yorgun hissediyorsanız adet öncesi gerginlik sendromu (premenstruel sendrom) yaşıyorsunuz
demektir. Kadınların dörtte
üçü bu tarz şikayetleri yaşar. Ancak kadınların yüzde 2 ila 10’unda bu belirtiler çok
şiddetli olur ve tedavi gerektirir.
Adet öncesi gerginlik belirtileri
sıklıkla ergenlik döneminde başlar ve belirtilerin şiddeti giderek azalır. Çocuk sayısı ile birlikte
de belirtiler daha şiddetlenir. Menopozla birlikte sorun tamamen bitmiş olur. Depresyon geçirenlerde
ve diğer psikiyatrik sorunları olanlarda adet öncesi dönem daha sorunlu geçmekte ve tedavi
gerektiren sorunlar yaşanmaktadır. Yine doğum kontrol hapı kullanan kişilerde adet öncesi gerginlik
belirtilerine daha sık ve daha şiddetli şekilde rastlanır.
Yukarıda saydıklarımızın dışında
adet öncesi dönemde, başka şikayetler de gelişebiliyor. Kısaca göz atmak gerekirse:
Fiziksel olarak en sık görülen belirtiler; •
Memelerde hassasiyet, • İştah artışı, geçici kilo
artışı, • Vücutta genel bir şişkinlik hissi , •
Baş ağrıları, kas-eklem ağrıları, • Aşırı halsizlik-yorgunluk,
• Sıcak basmaları, • Denge bozuklukları,
• Seslere-kokulara aşırı hassasiyet, • Aşırı
susama, • Cinsel istekte azalma.
Duygusal anlamda en sık görülen şikayetler
ise; • Dalgalı bir ruh hali, •
Huzursuzluk-gerginlik, • Sürekli endişe
hali, • Konsantrasyon bozuklukları, •
Keyifsizlik- mutsuzluk, • Aşırı sinirlilik, •
Dokunsalar ağlayacakmış gibi olmak, • Aşırı uyuma eğilimi,
• Çabuk alınma. Premenstruel sendrom(PMS) diyebilmek için; bu
şikayetlerin en az 2-3 ay süreyle her adet döneminde adetten bir hafta-on gün önce başlayıp adetin
başlamasıyla birlikte kaybolması ve yaşanan bu şikayetlerin kişinin iş-sosyal ve aile yaşamını
belirgin biçimde etkilemesi gerekir.
NEDEN KADINLAR PMS
YAŞAR? Bu sorunun net bir yanıtı olmamakla birlikte, sorumlu olduğu düşünülen bazı
mekanizmalardan söz edilebilir. Bunların başında üreme hormonları gelmektedir. Tam olarak
kanıtlanamamakla birlikte üreme hormonlarının bu şikayetlerin yaşanmasında bir rolü olduğu
düşünülmektedir. Bir başka sorumlunun da kalsiyum-magnezyum dengesizlikleri olduğu iddia
edilmektedir. Buradan yola çıkarak tedavide kalsiyum ve magnezyum takviyesi önerilmektedir.
Progesteron adı verilen bir hormonun yetersizliğinde de PMS belirtileri
yaşanabilmektedir.
PMS YAŞANTIMIZI NASIL
ETKİLER? • Şeker, astım, migren ve bazı kronik hastalıklar daha
şiddetli yaşanır. • Ergenlerde intihar eğilimi
artabilir. • Sosyal uyum bozuklukları gözlenir. Tüm bunların ötesinde
iş yaşamı, sosyal ilişkiler ve en fazla da evlilik yaşantısı PMS’dan olumsuz olarak etkilenir.
Erkekler bu durumu algılamakta güçlük çekerler ve her ay yaşanıyor olması da ayrıca büyük sıkıntı
verir. Kontrol edemedikleri bu durumdan nefret ederler. Kadınlar için durum biraz daha farklıdır.
Yaşadıkları sıkıntının yanında eski yıllarda ve hata şimdilerde bile kadınların kendilerini en
çaresiz, güçsüz hissettikleri bir dönemdir bu döem. Ancak modernleşen toplumlarda kadınlar adeti,
doğurganlığın ve dolayısıyla üstünlüğün bir simgesi olarak görmeye başlamışlardır. Adet öncesi
gerginliği de bir hak gibi algılayabilir, bu dönemde daha fazla anlayış görmeyi bekleyebilirler.
Erkeklere bu dönemde düşen görev, olabildiğince dengeli ve destek verici olmak, tartışmaları
uzatmamaya çalışmak, gerginlik yaratma riski olan konulara girmemeye çalışmak olabilir.
PMS TEDAVİSİNDE NELER
YAPILABİLİR? Adet öncesi gerginlik yaşayan her kadına tedavi önerilmez. Ancak bu gerginlik
her ay oluyorsa, insan ilişkilerini bozacak, sosyal uyumu zedeleyecek, iş yaşamını, evlilik yaşamını
etkiliyorsa, tedavi gerekli hale gelmiş demektir.
Diyet:
Az ve sık yemek ve sofradan tam doymadan kalkmak önemlidir. Ayrıca taze sebze ve meyve
tüketimi fazlalaştırılmalı, donmuş yağlardan ve kırmızı etten uzak durulmalıdır. Kafein-alkol
tüketimi en aza indirilmeli, olanağı varsa o on günlük dönemde hiç kullanılmamalıdır. Tuz
kısıtlaması ve bol su tüketmek de çok yararlı olacaktır. Egzersiz: Her gün 30 dakika spor yapanlarda PMS belirtileri daha az yaşnırken hiç spor
yapmayanlarda hem PMS daha sık görülmekte hem de belirtiler daha şiddetli yaşanmaktadır. Kalsiyum- Magnezyum: Günlük 1200mg kalsiyum üç ay boyunca
kullanıldığında PMS şikayetlerinde yüzde 50’ye varan oranlarda azalma olduğu görülmüştür.
Kalsiyumu tablet olarak kullanabileceğiniz gibi brokoli, süt, peynir, somon gibi yiyecekleri
tüketerek de alabilirsiniz. Aynı şekilde magnezyum desteğinin de şikayetlerde azalmaya neden olduğu
gösterilmiştir. Ayrıca A,B,E vitamini desteği de belirgin yararı gösterilmemekle birlikte
kullanılabilir. Ağrı kesici- antienflamatuar ilaçlar:
Ağrılar yoğunsa veya vücutta şişme hissi varsa bu tip ilaçlara şikayetlerin başladığı gün
başlanabilir ve adetin 3. günününe kadar devam edilir. Ödem ön plandaysa, idrar söktürücü ilaçlar
doktor kontrolünde kullanılabilir. Hormon kullanımı için ise mutlaka uzman doktor kontrolü
gerekmektedir. Duygusal belirtiler ön planda ise bir psikiyatriste başvurulmalı ve onun önerileri
doğrultusunda uzun süreli bir tedavi programı başlatılmalıdır.
Tüm bu tedavi yöntemlerinin
başında ve onlardan da önemli olarak PMS yaşayan kadınlar; • Aklını
kaçırmadıkları • Bu şikayetlerin azalacağı •
Bu durumun hormonlara karşı aşırı hassasiyetten kaynaklandığı •
Birçok kadının bu belirtileri yaşadığı • Bu belirtilerin tedavi
edilebilir olduğu konusunda bilgilendirilmelidirler.