Uyku hemen bütün canlıların olmazsa olmaz fizyolojik ihtiyaçlarından birisidir. Özellikle en gelişmiş ve karmaşık beyin yapısına sahip insanlar için uykusuz yaşam sürdürebilmek mümkün değildir. İnsan yavrusu doğduğunda beyni tamamen gelişmiş ve olgunlaşmış değildir. Beyin ağırlığı yaşamın ilk aylarında iki katına çıkar, ilk yıllarında yeniden iki misli büyür. Bu büyüme süreci içinde yaşamımızı ömür boyu etkileyecek sinirsel bağlantılar oluşturulur ve pekiştirilir. Bu süreç içinde beynin uykuya ihtiyacı her zamankinden daha çoktur. Yenidoğan, günde 19-22 saat uyuyabilir. Daha da önemlisi, bu uykunun yüzde 80’e varan oranı, REM Uykusu adını verdiğimiz, rüyaların en sık görüldüğü ve belleğimizin pekiştiği uyku evresi içinde geçer. Sağlıklı büyüme ve zihinsel gelişme için sağlıklı uyku vazgeçilmez bir koşuldur. Bundan başka, büyüme hormonu özellikle derin uyku evresinde salgılanır ve bebeğin/çocuğun düzgün gelişmesinde en önemli rolü oynar.
Bu nedenlerle çocuklardaki uyku kalitesini ve süresini bozan problemler, önemli gelişim ve davranış sorunlarına yol açabilirler. Bu problemlerin bir kısmı ısı, gürültü, yatağın rahatsızlığı gibi dış etkenlerden; bazıları sindirim sorunları, diş çıkartma, ağrılar ve acılardan kaynaklanabilir. Çocuklar bilinçlendikçe korkular, endişeler ve huzursuzluklar kötü rüyalar, kabuslar da uykularını zaman zaman olumsuz etkiliyebilir.
UYKU APNESİNE DİKKAT!
Anne-babaların dikkat etmesi gereken bir problem de bebeklerin ve çocukların uykudaki solunumlarının düzgün olup olmadığıdır. Zaman zaman hırıltılı nefes almak veya 1-2 saniye nefes tutmak olağan sayılabilir. Ama horlama, 3-4 saniyeyi aşan nefes kesilmeleri, nefes tutarak çırpınarak uyanma, özellikle dudaklarda hafif de olsa morarmalar, uyku apnesi veya üst solunum yolları direnci adları verilen rahatsızlıkların belirtileridir ve çocuğun mutlaka bir çocuk doktoruna ve gerekirse kulak-burun-boğaz hekimine gösterilmesi gerekir.
Bu sorun birkaç haftadan çok sürerse ve yakın ailede horlama, uykuda nefes kesilmesi gibi belirtileri olan bireyler varsa çocuğun bir uyku testinden geçmesi gerekli olabilir. Bütün gece, solunum, oksijenlenme, kalp atımı ve uyku EEG’sinin izlendiği ve polisomnografi adı verilen test sonuçlarına göre, sorunun cinsine ve derecesine uygun tedavi belirlenir.
Uykuda horlama veya nefes almada zorlukla ve düzensizlikle ortaya çıkan solunum bozukluklarında beyin, nefes kesilmelerini sonlandırmak için birkaç saniye için bile olsa uyanmak ve hava yollarını açmak zorundadır. Bu kısacık uyanmalar ise uyku devamlılığını bozar, kalitesini düşürür. Sonuç ise davranış bozuklukları, öğrenme güçlükleri, dalgınlık, huysuzluk, aşırı yaramazlık gibi problemlerden gece altını ıslatmaya varan çok sayıda soruna yol açabilir. Atalarımız, “Uyusun da büyüsün!” diye ninni söylerken büyüme hormonunun derin uykuda salgılandığını acaba biliyorlar mıydı?
|