Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

SEZARYEN DOĞUM, ÇOCUĞU ALERJİK YAPIYOR!

Günümüzde her 2 kadından 1’i sezaryen ile doğum yapıyor, doğan her 5 çocuktan 1’i alerjik oluyor. Prof. Dr. Yonca Nuhoğlu, doğumların yüzde 47’sinin sezaryen ile yapıldığı ülkemizdeki kadınları uyarıyor;


“Sezaryen ile yapılan doğumlar, çocukların gelişimini olumsuz şekilde etkileyen alerjik hastalıkları arttırıyor!”

Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği verilerine göre 2001 yılında ülkemizde yüzde 21 olan sezaryen doğum oranları, 2009 yılı itibariyle yüzde 47’ye yükseldi. Sezaryen doğumların yüzde 50’den fazlası anne isteği ile gerçekleşirken, bu doğumlar çocuklarda astım görülme sıklığını yüzde 20 arttırıyor. 

Çocuk Sağlığı Hastalıkları ve Çocuk Alerjisi uzmanı Prof. Dr. Yonca Nuhoğlu, toplumda alerjinin gelip geçici bir hastalık gibi algılandığını, oysa alerjinin birçok alerjik hastalığın temelinde bulunan ve bütün vücudu tutan sistemik bir rahatsızlık olduğunu belirtti. Alerjinin oluşumunda doğum şeklinin önemli bir yer tuttuğunun da  altını çizdi.

NORMAL DOĞUM ALERJİYİ DE AZALTIYOR
Normal yoldan doğan bebekler, sezaryen ile doğan bebeklere göre daha az alerji oluyor. Çünkü normal doğum ile dünyaya gelen bebekler,  ilk kez doğum kanalında mikropla tanışıyor ve doğdukları andan itibaren bağışıklık sistemini güçlendirmek için mücadeleye başlıyorlar. Sezaryen ile doğan, steril bir şekilde dünyaya gelen bebeklerde ise tam aksi oluyor.

Prof. Dr. Yonca Nuhoğlu, bilim adamları tarafından alerji hastalığının artış nedenlerinin araştırıldığını, bu araştırmalardan en kapsamlısının “Hijyen Hipotezi” olduğunu, bu hipotezde bağışıklık sisteminin bir teraziye benzetildiğini belirtti.

Prof. Dr. Yonca Nuhoğlu, sezaryen doğumun getirebileceği problemler açısından anneleri uyarırken, özellikle alerjik annelerin tıbbi bir zorunluluk olmadıkça sezeryan doğumu tercih etmemeleri gerektiğinin altını çizdi ve şöyle konuştu:
 “Bağışıklık sistemi, bir terazinin iki kolu gibi birbirinin aksi yönünde çalışan iki farklı sistemden oluşuyor. Bir kol mikroplarla savaşıyor; diğer bir kol alerjik reaksiyonlardan sorumlu tutuluyor. Bağışıklık sistemi mikroplarla ne kadar çok temas ederse; alerjiden o kadar çok uzaklaşıyor. Tam tersi mikropla mücadele ne kadar kısıtlanırsa; bağışıklık sistemi de alerji yönüne kayıyor. Günümüzde aileler, bir yandan çocuklarını hastalıklardan korumaya çalışırken diğer bir yandan alerjik reaksiyona yatkın hale getiriyor.”


 

 

Copyright 2007-2025 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.