ÜSTÜSTE DOĞUM YAPMAK KADINI BİTİRİYOR!

TAJEV, geçtiğimiz yıllarda Bingöl’de düzenlediği “Sadece Benim İçin” adlı sosyal sorumluluk projesinin ikinci ayağını Şanlıurfa ve Birecik’te gerçekleştirdi. TAJEV, “Sadece Benim İçin” sosyal sorumluluk projesi ile kadın hastalıklarında bilgi ve bilinç düzeyini artırmayı hedefliyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki kadınların çok çocuk doğurması nedeniyle bu bölgelerde daha yoğun bir çalışma yürütülüyor.

Türk-Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı (TAJEV) sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında “Sadece Benim İçin” adı altında 27-29 Mayıs 2010 tarihleri arasında Şanlıurfa ve Birecik’te eğitim ve tarama çalışması yapıldı. Proje kapsamında Türkiye’nin önemli kadın doğum uzmanları Şanlıurfa’ya geldi.

Vakıf Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, “Doğu bölgelerinde yaşanan anne ve bebek ölümlerini azaltmak, evde doğumların önlenmesi için bilinç kazandırmak, gebelik takibinin, tetkiklerin düzenli yapılmasının önemini vurgulamak, rahim ağzı kanseri vb. durumlarda erken teşhis ve aşılamanın önemine dikkat çekmek amacıyla yürütülen proje, bu konularda bilinçli toplum yaratmayı amaçlamaktadır. TAJEV olarak, Sağlık Bakanlığı AÇSAP Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı, Şanlıurfa Belediyesi, Şanlıurfa Valiliği, İl Sağlık Müdürlüğü, Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Birecik Kaymakamlığı’nın desteğini alarak üstlendiği bu proje ile anne ve anne adaylarının bilgilendirileceği gibi sağlık taramaları ile de varolan sağlık problemlerinin belirlenmesi için örnek bir çalışma yaparak, Türkiye için önemli bir adım attığımıza inanıyoruz” diye konuştu.

RAHİM AĞZI KANSERİ GÜNEYDOĞUDA ARTIYOR
Erken evlilik, sık doğum yapmak doğu ve Güneydoğu kadınının rahim ağzı kanserine yakalanmasında büyük etken. Ünlü konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Rahim ağzı kanseri, yapılan araştırmalara göre çoğunlukla erkekler tarafından Human Papilloma Virüs (HPV) adı verilen mikrop aracılığıyla kadınlara bulaşıyor. HPV mikrobu erkeğin cinsel teması sonucu kadına taşınarak rahim ağzı kanserine yol açıyor, hastalık Türkiye’de en fazla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki kadınlar açısından risk oluşturuyor. Kadınların erken yaşta evlendirilmesi, doğum oranının fazla olması ve erkeklerin birden fazla kadınla evlenmesi bölge kadınının kansere yakalanmasındaki en büyük etkendir. Kadınların cinsel sağlığı da kanserle yakından ilgili.

Çok eşlilik, erken yaşta evlendirilme, stres, temizliğin önemsenmemesi, sosyoekonomik seviyenin düşük olması, fazla doğum ve sağlıklı beslenilmemesi, kadınlar için büyük risk oluşturuyor. Tüm bunları gözönünde bulundurduğumuzda rahim ağzı kanserinin ülkemizde en fazla Doğu ve Güneydoğu’lu kadını tehdit ettiğini görüyoruz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki bazı illerde bu kanser türüne çok sık rastlamaktayız.

KADINLAR ERKEK ÇOCUK İÇİN RİSKİ GÖZE ALIYORLAR
Doğurganlık oranının diğer yörelere göre yüksek olduğu bölgede, buna sebep olan durumun başında erkek çocuk sahibi olma isteği yatarken, özellikle kırsal kesimde ilk çocukları kız olan annelerin üstüste hamile kaldığının tespit edildi.

Diğer bölgelere göre bu bölgede doğum oranlarının çok yüksek olduğu ve bunun birçok nedeni olduğunu görüyoruz. Bunlardan biri ataerkil aile yapısı. Ayrıca, doğum kontrol yöntemlerinin yeterince uygulanmaması, annelerin eğitim düzeyinin düşük olması doğurganlık oranının yüksek olmasına neden oluyor. Ailelerin erkek çocuk sahibi olma arzusu var. Bu arzu nedeniyle kadınlar peş peşe hamile kalıyor. Hele ikinci, üçüncü kız ise erkek çocuk olması için dört, beş hatta altıncı doğuma kadar gidiliyor.

Sık değil, aralıklarla hamile kalınması, kadın sağlığı açısında faydalı. Geleneksel olarak doğum kontrolü ikinci planda tutuluyor. Bazı kadınlar erkek çocuğu doğurmak için üstüste hamile kalıyor. Erkek çocuk beklentisi de doğum sayısını arttıran etkenlerdir birisi. Sosyoekonomik düzeyi düşük olan yerlerde doğum oranı yüksek.”

İYOT EKSİKLİĞİ ÖLÜ DOĞUM VE DÜŞÜK RİSKİNİ ARTTIRIYOR
Ortadoğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da halkın yarısından fazlası iyotlu tuz kullanmıyor. Annedeki iyot eksikliği düşüklere, ölü, erken, düşük ağırlıklı doğumlara, bağışıklık sisteminin yetersizliğine, bebek ölümlerindeki artışa neden oluyor.

Şanlıurfa’da yapılan bir çalışmada halkın yüzde 58’inin evlerinde iyotlu tuz kullanmakta olduğu ve yüzde 42’sinin iyotsuz tuz kullandığının belirlendiğini hatırlatan Prof. Dr. Ünlü, iyodun insan vücudunda çok az bulunan, normal büyüme ve gelişme için gerekli olan mineral olduğu belirterek şöyle devam etti: “Sağlıklı ve zeki nesiller yetiştirmemiz için iyotlu tuz kullanılması gerekmektedir. İyot eksikliği tiroit hormonunun yapımının az olmasına yol açar. Annedeki iyot eksikliği düşüklere, ölü, erken, düşük ağırlıklı doğumlara, bağışıklık sisteminin yetersizliğine, bebek ölümlerindeki artışa, bebekte guatr ve hipotroide neden olur. Ayrıca bebekte sağırlık, dilsizlik ve cücelik oluşabilir. İyot eksikliğinin en ağır şekline “Kretinizm” denir. Kretinizm zeka geriliği ile karakterizedir. Sıklıkla cücelik de gözlenir.”

GEBELİĞE BAĞLI ANNE VE ÇOCUK ÖLÜMLERİ
Prof. Dr. Cihat Ünlü yaptığı konuşmada, yapılan araştırmalarda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki doğum oranlarının yüksek olduğuna ve evde yapılan doğumlara dikkat çekerek “Öncelikle modern yöntemlerle korunmak çok önemli. Özellikle doğum kontrol hapları ve spiral takılması konusunda bazı hurafeler var. Bunlar gerçek değil. Doğum öncesi bakım almayanların oranı bu bölgede yüzde 35, evde doğum oranı da yüzde 45. Bizim TAJEV olarak amacımız, sosyal sorumluluk projelerine katılarak, düzenli olarak konferanslar düzenlemek ve çeşitli etkinliklerle toplumun bilinçlenmesini sağlamak” dedi.

150’Yİ AŞKIN KADINA ÜCRETSİZ MUAYENE
Türk Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı üyesi 15 hekim tarafından yapılan toplantıların yanı sıra Birecik Devlet Hastanesi’nde 150 kadına ücretsiz jinekolojik muayene ve hastanenin doğum ünitesine, bebeğin doğumdan sonra içine konulduğu, temizlendiği ve gerekli durumlarda “canlandırma” işleminin yapılabildiği “ısıtıcı ve taşıyıcı” cihazı hediye edildi.