Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

“KARDEŞİNİ KISKANMA, NE AYIP” DEMEKLE OLMAZ!

“KARDEŞİNİ KISKANMA, NE AYIP” DEMEKLE OLMAZ!

“Bir kardeşi olsun” derken, özellikle ailedeki ilk çocukların yaşadığı kardeş kıskançlığı pek çok ailede yaşanan krizlerin ilk sıradaki nedenlerinden… Anne ve babanın yanlış davranışları sonucu iyice işin içinden çıkılmaz bir hal alan kardeş kıskançlığının nedenlerini ve çözüm önerilerini Çocuk ve Ergen Psikoloğu Özge Türk’ten dinliyoruz.


“Kardeş kıskançlıklarının temelinde anne ve babanın ilgi ve sevgisinin bölünmesi korkusu yatmaktadır. Yeni doğan kardeş, büyük çocuk için adeta bir kumadır. Yani, anne ve babanın ilgi ve sevgisini artık yeni doğanla paylaşmak zorundadır. Ancak bu durum o kadar da kolay değildir. O ana kadar anne ve babanın ilgi odağı olan kişi kendi olmuştur.


Çocuk, yeni doğan kardeşine karşı ikilemli duygular hisseder, sevgi ve nefret arasında gidip gelir. Aslında onu sevmesi ya da sevmek zorunda olması çevre ve anne, baba tarafından çocuğa benimsettirilmiş gibidir. Küçük kardeşini sevmediğini söylerse, anne, baba ve çevre tarafından ayıplanacak, eğer sevdiğini söylerse en büyük alkışı o alacaktır.


O zaman alkışı almak, yani küçük kardeşi sevmek ve benimsemek için kendini zorlar. Anne ve babasına da bu durumu ispatlamaya çalışır. Taşıyamayacak olsa da kardeşini kucaklayıp taşımak için ısrar eder, ağlayınca ilk önce o koşar. Elbette ki anne ve babası onun bu davranışlarını beğenecek ve onurlandıracaktır, başka türlü olamaz.


Sevgisi o kadar taşmaktadır ki, küçük çocuğu eline alır, sıkıştırır ve küçük çocuk ağlamaya başlar. Anne ve baba onu bu davranışı nedeniyle azarlar. İşte yine günah keçisi olmuştur. Oysa ki, sadece küçük kardeşini ne kadar sevdiğini onlara ispatlamak istemiştir ama nafile. Onu anlayan yoktur...

Artık anne ve babasına yaranamamaktadır ve adeta bu dünya kardeşi ve kendi için dar gelmeye başlamıştır. İşte o zaman kıskançlık duyguları kabarmaya başlar. Artık ateşkes bozulmuştur ve savaş ilan edilmiştir.”

ÇOCUKLARI KIYASLAMAYIN!
Psikolog Özge Türk, bu tip durumlarda anne ve babanın her iki kardeşe olan aklaşımlarında çok dikkatli olmaları gerektiğini söylüyor…

“Öncelikle her iki kardeş arasında mukayese yapmamak gerekmektedir. Her çocuk farklı özelliklerde, farklı yeteneklerde, farklı bireylerdir. O zaman aralarında mukayese, ancak birbirleri arasında rekabete neden olur, başka bir işe yaramaz.


Anne ve baba her iki çocuğa da sevgilerini göstermelidirler. Bazen ebeveynler çocukları aralarında paylaşırlar. Örneğin; anne yeni doğanla, baba büyük çocukla ilgilenir. Bu tutum da doğru değildir. Çünkü diğer çocuk artık anne ve babasının onu sevmediğini ve ilgilenmediğini düşünebilir. Sevgi, ortak ve paylaşılabilen bir duygudur ve her iki ebeveyn
de her iki çocukla ilgilenebilmedir.”


KARDEŞİ HAKKINDA BİLGİ VERİN!
Yeni doğan dünyaya gelen bebekle ilgili büyük çocuğu bilgi verilmesi gerektiğine de değinen Psikolog Özge Türk, büyük çocuğun doğacak olan kardeşe hazırlanması gerektiğine değinerek, kardeş dünyaya geldikten sonra ise büyük çocuğa ufak sorumluluklar verilmesi gerektiğini açıkladı:

“Onun değerli ve işe yarar hissetmesini ve ağabey, abla olduğunun bilincine varmasını sağlayacaktır. Bazı anne ve babalar, çocuk yardım etmek istediğinde beceremeyeceğini düşünerek çocuğu engeller ya da gereksiz yere azarlarlar. Bu gibi tutumlar, çocuğun benlik saygısını zedeleyecek ve yalnızlığa sürükleyecektir. Çocuğu yeni doğan karşısında onurlandırmak gerekmektedir.”

TAKIM RUHU YARATIN…
“Ayrıca  her iki çocuğu alarak birlikte oyunlar oynamanın, hep birlikte bir yere gitmenin birlik ve beraber olma duygusunu pekiştirdiğini ve kardeşlerin takım ruhu hissetmelerini sağladığını da unutmamak gerek… Bu şekilde rekabet azalacaktır. Küçük kardeş büyüdüğünde, yürümeye başlayıp, konuştuğunda daha büyük kavgalar çıkabilecektir. Bu kavgalarda anne ya da babanın hakem konumunda olması kavgayı kızıştırabilir. Çocuklar
kavga etmeye başladıklarında kozlarını kendi aralarında paylaşabilmeleri için bırakmak gerekmektedir.

Sakinleştiklerinde her ikisi de dinlenip, problem yorumsuz olarak tanımlanabilir, bu şekilde taraf tutulmadığı gösterilmiş ve çözüm için açık kapı bırakılmış olur. Birbirlerini şikayet ettiklerinde net olarak; “Şikayet etmek yok!” denilebilir.


Ancak asla bir çocuktan yana olunmamalıdır. Çocukların ayrı ayrı bireysel özellikleri tanınmalı, kendilerini en iyi şekilde ifade edebilecekleri ve zevk alacakları aktivitelere yönlendirilmelidir.


Daha sonra bunları birbirlerine anlatmaktan keyif alacaklardır. Kıskançlık doğal bir duygudur. Anne ve babanın kardeşler arasındaki bu duyguyu reddetmek yerine kabullenip, onları anlamaya çalışması çocukları rahatlatır ve güvenli bir ortamda hissetmelerini sağlar.”

ÇOCUĞUM BÜYÜRKEN BÖLÜMÜNÜN DİĞER KONULARI

Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.