ÜYE OL | ŞİFREMİ UNUTTUM

Mart ayı sakin ve durgun başlayan, ancak ay sonuna doğru temponun arttığı, üstü örtülü kalmış konuların ortaya çıkabilmesi için gereken zeminin oluştuğu bir ay olarak gözüküyor. 7 Şubat’ta Kova burcunda gerçekleşmiş olan Halkalı Güneş tutulmasının derecelerinde konumlanmış olan Venüs ile Chiron’un enerjisi ile bu aya başlıyoruz. Arkadaşlık, ilişkilerde taahhüt, sanat ve finansla ilgili konular ortaya çıkabilir.

Aynı zamanda, ruhumuzun da doyuma gereksineceği bir dönemdeyiz. Bu etkilerle kendimizi fiziksel olarak bir miktar enerjisiz, yorgun hissedebiliriz. Hatırlayacağınız gibi önceki yazılarımda Satürnyen temaların bu yıla damgasını vuracağını ifade etmiştim.  Satürn bir şeyi adım adım inşa etme fonksiyonumuz; bizi zorlayan, sınırlayan, sorumluluk yükleyen ama aynı zamanda disipline ederek başarıya ulaştıran karmik bir gezegen. 21 Şubat’taki Tam Ay Tutulması Satürn’ün hemen yanı başında gerçekleşti. Girişimlerimizin sonuçlarıyla yüz yüze geleceğimiz ve yaşamımızda gereken düzeltmeleri yapmamızı sağlayacak farkındalığa ulaştıran minimum 6 aylık bir zaman dilimi açıldı önümüzde. Öte yandan bloke eden, sınırlayan enerjisiyle yaşamımızın ritmini yavaşlattı. Mart ayının ilk birkaç haftası kendimizi her zamankinden daha durgun, fiziksel olarak da güçsüz hissedebiliriz. Bu durağan dönemi hayatımızda neler olup bittiğini gözden geçirmek ve daha mutlu ve doyumlu bir yaşam için neleri düzeltmemiz gerektiğini saptamak için kullanmak yerinde olur.

İLERLEME ZAMANI
Mars, 4 Mart’ta 12:02 itibariyle yeniden Yengeç burcuna giriş yapacak. Bilgilerimizi tazeleyecek olursak, ilk olarak 29 Eylül 2007’de Yengeç burcuna girmiş, 15 Kasım 2007’de geri gitme hareketine başlamış ve 1 Ocak 2008’de tekrar İkizler burcuna dönüp 30 Ocak 2008’de doğrularak yoluna devam etmişti. Şimdi yeniden Yengeç burcunda ilerlerken, 29 Eylül’den 1 Ocak’a kadar olan süreçte hangi konularda neler yapmaya çalıştığımızı ve ne gibi sonuçlarla karşılaştığımızı gözden geçirmekte yarar var. Pek çok girişimimiz sonuçlanmamış hatta ortadan kalkmış, yok olmuş olabilir. Şimdi bunlarla ilgili olumlu sonuçlar alma ve ilerleme imkanımız var. Öte yandan, aile, ev, duygusal güvenlik hatta bilinçdışı temalar ile ilgili konuları yeniden başka bir anlayışla değerlendirmek durumunda kalabiliriz.

Bu dönemde gizlediğimiz, ortaya çıkmasını istemediğimiz konular bir şekilde açığa çıkabilir. 5 Mart bu anlamda biraz zor bir gün olarak gözüküyor. Kova’daki Merkür ile Chiron kavuşumu, sözlerin canımızı acıtabileceğine, hatta insanların bizi kendi sözlerimizle vurabileceklerine dikkat çekiyor. 6 Mart’ta hala bu enerjinin etkilerini yaşarken, Kova’daki Venüs ile Neptün kavuşumunun ilişkilerde akıl karıştıran veya çözülmelere neden olan etkisiyle karşılaşacağız. Gizlediğimiz konular varsa, başımıza dert olabilecek gibi gözüküyor. Yaratıcılık isteyen konularda ise esinler içinde olmamız mümkün.

FARKINDALIK ZAMANI
Her ay olduğu gibi, bu ay da bir Yeniay ve bir Dolunay’ı deneyimleyeceğiz. 7 Mart’ta 17 derece ile Balık burcunda gerçekleşecek olan Yeniay, kendimizle ilgili olarak yepyeni aydınlanmalara, farkındalıklara, bırakmamız gereken konulara işaret ediyor. Diğer bir deyişle, gölge yönlerimizden arınmak için bu iyi bir fırsat. Yeniay Türkiye’nin haritasında ülkenin yönetimini, hükümeti, iktidar partisini ve ulusal itibarı ifade eden alanda gerçekleşecek. Bu konularda bir ay boyunca hareketlilik ve birtakım gerginlikler gözlenebilir. Yeniay’ın ardından Merkür’ün sırların gezegeni Neptün’e vereceği gerilimli açılar da bizi zorlayacağa benziyor. Kendimizi aldatmaya bağlı ciddi yargı hataları sonucu kayıplar yaşayabiliriz.  Neptünyen enerjinin hakim olduğu bu günlerde gizlenen konuların üzerindeki sis perdesi de  kalkabilir. 13 Mart’ta 00:52’de Venüs ve 15 Mart’ta 00:47’de Merkür Balık burcuna girdiğinde, Başak burcunda geri gitmekte olan Satürn’ü tetikleyecekler. Enerjimizi düşük, kendimizi yorgun hissetmemiz söz konusu. Yeniden canlanıp toparlanabilmemiz için iyi beslenip dinlenerek kendimize gelmeye çalışmalıyız.

HOŞGELDİN İLKBAHAR
20 Mart’ta 07:48’de Güneş öncü nitelikli, ateş gruplarından, hevesli, enerjik ve atılgan Koç’a girdiğinde, ilkbahar ekinoksuyla birlikte astrolojik yıl başlamış olacak. Burçlar kuşağı Koç burcu ile başlar; yani Koç burcu Zodyak’taki ilk insandır. O nedenle “önce ben” der. Kendisinin kim olduğunu, ne yapmak istediğini öğrenmek ve isteklerinin peşinden gitmek üzere dünyaya gelmiştir. Sürekli kendi istekleriyle meşgul olduğundan benmerkezci, biraz düşüncesiz bir portre çizebilir. Rekabetçi ve cesur yapısıyla kendini atılganca öne sürer. Önce karar verip sonra düşünür; adeta ateş ettikten sonra nişan alır. Sabırsızlığı, hevesi geçtikten sonra girişimlerini yarıda bırakıp başka konulara yönelmesi, sürekli acelesinin olması başına dert açabilir. Koç burcu tıpkı Aslan burcu gibi lider ruhludur. Ama burada gözlemlenen liderlik, öncü ruhuyla kendinden sonra geleceklere yol açmak, bir şeyleri başlatmak şeklindedir. Bu müthiş enerjisini cesaret ve insiyatif isteyen konulara yönelttiğinde çok büyük işler başarabilir.

PSİKOSOMATİK HASTALIKLARA DİKKAT!
Yönetici gezegeni Mars, bizim kendimizi nasıl ortaya koyduğumuzu, isteklerimizin peşinden nasıl gittiğimizi gösterir. Hepimiz kişisel doğum haritalarımızda Mars hangi burçta ve nerede duruyorsa ona göre hareket ederiz. Mars savaş tanrısı, vahşi güçtür. Abartılmış haliyle sürekli savaşan, isteklerini dayatan, tutturan bir portre çizer. Mars, Boğa, Terazi ve Yengeç burçlarında enerjisini göstermekte zorlanır. O zaman atılganlığın, mücadeleci ruhun gölgesi olan pasif-agresiflik devreye girer. Kendisini tam olarak ortaya koyamayan kişiler hayatlarında önemi olmayan, zararı dokunmayacak kişilerden öfkelerini çıkarma yollarına giderler. Nasıl savaşacaklarını bilmediklerinden mücadeleci, atak, kendi isteklerinin peşinden giden kişilere öfkelenip onları bencillikle suçlayabilirler. Bu şekilde gölge yönüyle çalışan Mars, kişilerde psikosomatik hastalıklara dönüşebilir. Sakarlık ve kaza eğilimini artırır. Koç burcunun vücudumuzda temsil ettiği bölge baş ve yüzdür. Dolayısıyla olası sağlık sorunları da bu bölgelerdeki organlardan çıkabilir. Ayrıca kas rahatsızlıkları, kansızlık (demir eksikliği), dolaşım bozuklukları, yüksek ateşli rahatsızlıklar görülebilir. Burcun temsil ettiği renk kırmızı, metal ise demirdir.

21 Mart’ta ise 1 derece ile Terazi burcunda, bir başka Dolunay bizi bekliyor. Bildiğiniz gibi, Dolunay zamanı bilinçli aklımızı ve egomuzu temsil eden Güneş ile duygusal ihtiyaçlarımızı ifade eden Ay birbirine karşıt açı yaparak bir çeşit kriz zamanı yaratırlar. İsteklerimiz ile ihtiyaçlarımız arasında oluşan bu kutuplaşma duygusal yoğunluğa ve gerginliğe neden olur. O yüzden bu dönemlerde içimizin sıkılması, daha tepkisel olmamız doğaldır. “Ben” ve “Diğerleri” bilincini temsil eden burçlarda gerçekleşecek olan Dolunay, Merkür’ün Balık burcunda Venüs ile kavuşum yapmaya hazırlandığı bu günlerde iletişimin önemine dikkat çekiyor. İlişkilerimizde dengeyi, uyumu ve doyumu sağlayabilmek için karşımızdakini doğru anlamak, kendimizi ve isteklerimizi net bir şekilde ifade etmek, ihtiyaçlarımızı dile getirmeye çalışmak gerekiyor. Bu Dolunay’da 11 Ekim 2007’de, yine Terazi’de gerçekleşmiş olan Yeniay konuları ile ilgili sonuçlarla karşılaşacağımız, etkisi iki hafta süren bir hasat dönemine girmiş oluyoruz.  

AKILCI DAVRANMA ZAMANI
27 Mart’ta Balık burcundaki Merkür’ün Uranüs ile kavuşum halinde olacağı ve bir sonraki gün ise Venüs’ün Uranüs ile enerjisini birleştirmesi olaylara yeni bir bakış açısıyla yaklaşabileceğimize işaret ediyor. Böylelikle çözüm bekleyen konuları aşabilmemiz mümkün olabilecek. Beklenmedik, ani gelişmelerle karşılaşabiliriz. Sinir sistemimizi zorlamadan, serinkanlı ve akılcı davranmaya özen göstermeliyiz.

28 Mart’ta ise, Oğlak burcundaki Jüpiter Balık burcundaki Uranüs’le uyumlu bir etkileşim içerisinde olacak. Aynı etkileşim 18 Mayıs ve 13 Kasım’da da tekrar ederek, bizi spritüel anlamda geliştirecek farkındalıklara ve yeni açılımlara yöneltecektir.