Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

AĞUSTOS 2019
YENİYE KANAT ÇIRPMAK

YENİYE KANAT ÇIRPMAK


1 Ağustos Perşembe Merkür Geri Hareketi Bitiyor (06:57) ve 8⁰ 36’ Aslan Burcunda Yeniayı (06:11)

"yaratıcılık"

Aynı filmi ikinci kez izlemek, aynı hikâyeye şahit olmak değildir. Aynı resme bir kez daha baktığınızda, aynı hisler uyanmaz içinizde! Aynı yollardan her yürüdüğünüzde başka yapraklardır eteklerinizin sürüklediği…

Evinize gidebilecek olsa olsa birkaç farklı yol vardır, nihayetinde aynı sokaktır. Kimi hiddetli geçersiniz o sokaklardan, kimi aceleniz vardır, kimi mutlusunuzdur, kimi hüzünlü, kimi küskün, kimi huzurlu, kimi umutlu, kimi heyecanlı…

Evinize kucağınız başka başka şeylerle dolu gelirsiniz, hayatın size sunduğudur bu! Eviniz sizin atölyenizdir, başka başka şeylere dönüştürürsünüz bu malzemeleri yaratıcılığınızı kullanarak, işte bunun adı yaşamdır ve bu, kucağınızda biriktirdiğiniz bütün taşları değerli kılandır.

Bir şeyi ilk tadına baktığınızda beğenmemiş olabilirsiniz, hatta bir şekilde tadına bile bakmak istemiyor olabilirsiniz. Yine de denemeye açın kendinizi, farklı deneyimlere açın! Muhteşem olduğu için değil, farklı olduğu için, bakmadığınız bir yerden bakmanıza yardımcı olacağı, bunun size daha farklı bakış açıları kazandıracağı için!

Bildiğiniz tanıdığınız insanlar hep daha güvenlidir, tanımadığınız bilmediğiniz insanlarsa size ilham verir. İletişim kurmaktan korkmayın! İletişim kurduğunuz, bir başkası olmaktan çok kendi içinizde, varlığının çok da farkında olmadığınız bir parçanızdır. İşte bu insanı zenginleştirir.

Sizden öte bir siz var içinizde ve o herkeste, her şeyde… İnsanın en büyük keşfi aşktır. Aşk, birleşen parçaların oluşturduğu o büyük resmi görmeye başlamakla alakalıdır. Düşürün gardınızı, kimse canınızı yakmaya gelmiş değil! Can yanması dediğimiz, dışarıdaki bir kişiyle ilgili değil!

2 Ağustos Cuma Venüs- Uranüs Karesi (13:00)

"aşmak"

Aşk demişken… Aşk bizi şaşırtan değil midir? Ters köşe yapan! Aşk, daha büyük bir keşfe kendini açmak, bunun için cesaret etmek, kalbinden geçene kulak vermektir.
Kalp, kırılmak, küsmek bilmez. Onu çok iyi bilen incinmiş egomuzdur. Buluttan nem kapar ve homur homur bir köşeye çekilir, çoktan kötü kötü senaryolar yazmaya başlamıştır bile! Şuydu da buydu da bilmem ne!

Kimsenin bizimle bir derdi yoktur aslında! Bizim kiminle bir derdimiz var ki? Herkesin süreci kendiyle! Herkesin alakadar olduğu aynada gördüğüyle… Kimse suyu görmüyor, herkes suya düşen aksinin peşinde! Ya daha yakından bakmak isterken suyun içinde buluyor kendini, hazırlıksız yakalanıyor, yüzme bilmiyor ya da suyu yumruklamaya ya da suya bir şeyler atmaya başlıyor, görüntünün değişmesi için ki nasıl göle maya çalınmazsa görüntü de değişmiyor.

Ne zaman suyla daha yapıcı bir ilişki kurmanın ne demek olduğu biraz daha anlaşılır oluyor, işte orada insan büyüyor. Suyun derinliklerindeki hazineler, onun bizi arındırması ve onda yüzmek… İşte bunlar tüm sürprizleriyle kabul edildiğinde insan kendini aşıyor. Aşkın, aşmak ve aşkın olmakla ilişkisi sizin de dikkatinizi çekmiyor mu?

7 Ağustos Çarşamba Güneş- Jüpiter Üçgeni (10:31) ve 14⁰ 55’ Akrep Burcunda İlkdördün (20:30)

"armağan"

İnsanın kendini keşfi içindir tüm yaşam deneyimi! Oturduğumuz yerden olmuyor ki! Kapalı kapılar ardında mümkün mü? Hayata karışmak gerek! Anlayarak bakmak gerek! Görmek istemek gerek! Sormak gerek! Dinlemek gerek! Duymak gerek!

Daha derinde ne olduğunu bulmak gerek! Neyin nerden beslendiğinin peşine düşmek! Düşmekten korkmamak gerek! Ben korkuyor muyum? Korkuyorum! Olsun, buna rağmen yola çıkmak, yolda olmaktır hayat!

Armağan mı almak istiyorsun? Öyleyse bir armağan ver! Kime? Kendine! Bu ne demektir? Birine verdiğin armağan, kendine verdiğin armağandır. Birinin sana verdiği armağan, bunu almak, senin ona verdiğin armağandır. Bunu anladığımızda yol açılır.

8 Ağustos Perşembe Venüs- Jüpiter üçgeni (23:27)

"sevginin sırrı"

Sizden farklı biri mi olduğunu düşünüyorsunuz? Öyleyse ona yaklaşın! Farklılığın altındaki aynılığa şahit olmaya kendinizi açın! Ne kadar farklı yollar seçmiş olsak da bunun için, hepimiz önce hayatta kalmak sonra da bu hayatı anlamlı kılmak üzerine bir arayış içindeyizdir.

Bunun kendi köşemize çekilerek olmayacağı kesindir! Yeryüzünün en zengin deneyimi, bir sürü farklılık içinde kendi bütünlüğümüzü tanıma şansı kazanmamızdır. Çok farklıyız; bununla birlikte bir tek özde buluşma şansına sahibiz. Yaşamın bizim için değeri bunun ne kadar farkında olduğumuzla ilgilidir. Tüm parçalar birbirine geçer ve resmin tamamının adı sevgi olur. Sevgi, onun sırrı, o sırda buluşmak, sırrın kendisi olmak; işte bu en kutsal deneyimdir.

11 Ağustos Pazar Jüpiter Geri Hareketi Bitiyor (16:37) Merkür Aslan Burcuna Geçiyor (22:45)

"doğrunuzun ne olduğu"

Mart ayından bu yana anlayacaklarımızı anladık mı dersiniz? Yaşam amacımızın ne olduğunu kesti mi aklımız? Ne olmadığını? Yoldan mı çıktık yoksa yola mı girdik? Her türlü abartıyla, kaçışla, gerçeği görmemekte ısrar edişimizle sınandık mı? Jüpiter bize sağ gösterip sol vurabilecek bir planettir. Tanrı mizahı sever.

Bazen iyi bir teklif alırız. Vay be deriz, yıllardır böyle bir şeydir beklediğimiz! Halbuki bu teklifi kabul etmek bir süredir üzerinde çalıştığımız işi, buradaki tüm emeğimizi, amaç edindiğimizi bir kenara fırlatıp atmak olacaktır. Şimdi idealist mi davranacağız yoksa yağlı kaymak dediğimiz teklifin üzerine mi atlayacağız? Şu daha doğrudur demiyorum, değerlendiriyoruz!

Günü kurtarmak başkadır, hayatın bizim için anlamının farkında olmak başka! Parlak ışıklar bazen kandırır. Neon ışıklarla büyülenen gözlerimiz ve içeride sunulan hizmet, gecenin sonunda içimize oturacak bir şeylerle ilgili olabilir.

Özgürüz! Seçimimizi yapar, bu yolda ilerleriz. Kavisler yoldan çıkmak demek değildir. Bununla birlikte seçimimiz doğamızla uyumlu değilse bir yerde yolda kalacağımız kesindir. Bizi beslemeyen her şey bir yerde bizi yere vuracaktır. Çok şey değildir ihtiyacımız olan, doğru şeydir ve bundan yeteri kadar! Siz doğrunuzu keşfettiniz mi?

12 Ağustos Pazartesi Uranüs Geri Hareketi Başlıyor (05:26)

"değişim çağrısı"

Değişimi gerçekleştirememenin dezavantajları nelerdir? O güçlü isteği bastırmak, kaderin bize yaptığı vurguya gözlerimizi kapamak! Hep aslında kaderin seni bir şekilde oraya çağırdığının farkında olmak ve hiç oraya doğru yol alamamak…

Bazen çok da seçim şansımız yoktur. Öyle bir şeydir ki olan başka çaremiz kalmamıştır. İşte her şey şimdi gerçeğe doğru yol alacaktır. Oyun bitmiştir. Yaşanan deprem ne kadar acıysa, ne kadar taş taş üzerinde kalmamışsa, nasıl sudan çıkmış balığa dönmüşsek de açılan yeni bir kapıdır ve ruhumuzun bu kapıdan geçmeye ihtiyacı vardır.

Ne bize bu değişimi yaşatmıştır? Ne değişmiştir? Bu değişimin avantajları neler olabilir? Fırtına sonrası doğan güneş ve her gün tepemizde olan güneş! Her gün tepemizde olandan şikâyet bile edebiliriz, of be ne sıcak diye; bununla birlikte bir anda ortalıktan kaybolup yerine çöken karanlık sonrası ortalık birbirine girdiğinde bir an önce dinse fırtına, güneş görünse deriz.

Güneş değerlidir. Güneş canlılık demektir. Canlı kalmanın yolu deri değiştirmektir. Ya siz değişim çağrısına kulak verirsiniz ki bu yaşama istekli olmak olur ya da ya da değişmek zorunda kalırsınız bu da yaşamın yolculuğunuza devam edebilmeniz için duran kalbinize elektroşok vermesi olur.

14 Ağustos Çarşamba Güneş- Venüs kavuşumu (09:07)

"içeri süzülen ışık"

Sevgi yaratıcılık gerektirir. Güzellik bununla ilgilidir. Bir şeyi çekici kılan budur. Kendine ait renklerinin olması! Kalbinin renkleri! Samimiyet! Parlaklık! Özgünlük!

Herkes gibi sevme, bu sevgi değil ezberdir. Kendin gibi sev! Sertliğiyle yumuşaklığıyla ilgili değildir sevgi, gerçekliğiyle ve bu gerçekliğin uyandırdıklarıyla ilgilidir.

Kalbinden neler geçiyor, bu sana nasıl hissettiriyor? Gülümseyebiliyor musun, şükredebiliyor musun? Her şeye rağmen diyebiliyor musun? Engeli aştıran nedir? Kalbin gücü! Sevgi senin kendi sonsuzluğunu hatırladığın yerdir. O sonsuzluktan uzan yaşama, ışık ancak o zaman araladığın perdelerden içeri süzülebilir.

15 Ağustos Perşembe 22⁰ 24’ Kova Burcunda Dolunay (15:29)

"Aklına çılgınlıklar gelince beni ara"

Eski bir şarkının sözleri… Aklınıza çılgınlıklar gelince arayabileceğiniz biri var mı hayatınızda? Çılgınlıklar yapabilecek cesaretiniz? Sonucuna katlanabilir misiniz? Yoksa sonuçtan kime ne mi dersiniz? Her çılgınlık, aklınızın başına geleceği an karşınıza dikilir, o zaman ne yapacaksınız? İyi melek dur der, kötü melek hadi! Siz ne durun ne de acele edin! İşte bunun adı görmektir.

Tek başına yapılan çılgınlıklar gibi bir de birlikte yapılan çılgınlıklar vardır. Hani gülmekten kırıldığımız, bir türlü susamadığımız, karnımızın etlerinin acıdığı… Bir de sonrasında neler yaptık, aman Tanrım deyip şaşkınlıkla memnuniyet arasında gidip geldiğimiz…

Bana sorarsanız hiçbir çılgınlık hiç çıldıramamış olmak kadar kötü değildir. Bununla birlikte çılgınlığı aptallık olarak yorumlayanlara da açıklama yapmaya kalkışmayacağım! Çılgınlık zekâ işidir.

Mademki çıldıracak kadar dayandı bıçak kemiğe, derin bir nefes alın! Çok şanslısınız da bunu şu an size nasıl açıklarım bilemedim! Şimdi bu şansı kullanalım! Hani hep hayalini kurup da yok canım daha neler dediğiniz o şey vardı ya! Bu güçle, onu yapın! Üstüne bir de aklınızı kullanarak! Sırtınız yere gelmeyecek, bana güvenin!

16 Ağustos Cuma Merkür- Uranüs karesi (20:07)

"zafer peşinde"

İnsan aklı, türlü türlü işler becerebilecek güce sahiptir. Başka bir deyişle kendi sonsuzluğundan bihaberdir. Öyle çok olasılık vardır ki! Varmak istediğiniz yere varamama şansınız yoktur.

Önce zamana karşı bir zafer kazanmanız gerekir. Zaman, iki ucu keskin kılıç gibidir. Elinizi de kesebilir sizi zafere de götürebilir. Kılıcın sembolik anlamı düşüncedir. Bir savaşta kılıç düşünceniz, kalkan size doğrultulmuş düşünceler karşısındaki duruşunuz… Ortalığı karıştırmak isteyenlerin neden düşüncelerinizi hedef aldığını anladınız mı? Çünkü kafanız karıştığında ortalık karışır.  

Savaş, yaşamdır. Zafer, yaşamı anlamlı kılmaktır. Ne için savaştığını yani ne için yaşadığını bilmeyenin atmosferdeki oksijeni tüketmesine gerek var mıdır? Kim bilir bu soruyu kaç değişik şekilde ele alırız. İyi yolculuklar dilerim!

18 Ağustos Pazar Mars Başak Burcuna Geçiyor (08:18)

"incelik"

Nasıl savaşmak bizi güçlü nasıl savaşmak yani nasıl yaşamak bizi güçlü nasıl yaşamak bizi güçsüz kılar? Detaylar önemlidir; bununla birlikte detaylarda da boğulmamak gerekir.
Detaylar büyük resmin farkında olduğumuzda önemlidir. Yoksa elimizde ne işe yaradığını bilmediğimiz bir sürü şeyle kalakalmış oluruz. Bir şeyin değerini bilmek, onun ne işe yaradığını ve bunu nasıl yapabileceğinizi bilmekle mümkündür.

Deneme yanılma yöntiminden daha değerlidir gerekli araştırmayı yaparak fikir edinme ve bu bilgiler ışığında daha dikkatli bir şekilde süreci başlatma seçeneği! İncelik önemlidir. İşin inceliğini öğrenmek için daha ince düşünmek gerekir. Yetenekten çok daha değerli olan, var olanı geliştirmeye cesaret ve bunun için harcanan emektir.

21 Ağustos Çarşamba Venüs Başak Burcuna Geçiyor (12:06) ve Merkür- Jüpiter Üçgeni (13:04)

"sevgi sandığımız sevgisizlik çığlığı"

"Yemedim yedirdim, içmedim içirdim!"
"Neden, seni sevmemi mi istedin? Çok mu ihtiyacın vardı buna?"
"Evet, böyle yaptığımda beni seversin diye düşündüm. Hem sevgi bu değil mi zaten?"
"Sevgi bu değil! Seni seviyordum ben zaten! Senin de beni sevdiğinden emindim! Bu yaptıklarının seni mutlu ettiğini düşündüm, hevesini kırmak istemedim; bununla birlikte anlıyorum ki sen sevginden yaptığını sandığın şeyi aslında sevgisizliğinden yapmışsın. Üzüldüm senin için! Keşke açıkça söyleseydin, bana seçme hakkı verseydin!"
"Neyi seçme hakkı?"
"Benim için yaptıkların karşılığında senin için yapmamı isteyeceklerini yapmayı!"

23 Ağustos Cuma Güneş Başak Burcuna Geçiyor ve 0⁰ 11’ İkizler Burcunda Son dördün (17:55)

"daha ileriye bakmak"

Ne olup bittiği hakkında daha dikkatli olmalı insan! Olduğuna inandıklarımız ve aslında olanlar… Herkesin kendince kabulleri vardır. Kendine ispatlamaya çalıştıkları… Bunu yapmaya çalışırken tarafsız bir bakış açısından bir hayli uzaklaştığı anları…

Her zaman en az iki seçeneğimiz vardır. Seçmek ya da seçmemek… Çok daha fazla olabilir. Daha dikkatli olmak gerekir. Zihnimizin sınırlarını aşmadığımız müddetçe her şey ezberlerimizden ibarettir.

Daha ileriye bakmak gerekir. İçimizdeki çocuğu özgür bırakmak! Hayat düşünmeden yapılanların ödettiği bedellerle dolu olduğu kadar düşünmeden yapılanların düşündürdüklerinin açtığı kapılarla da doludur. Vazgeçme yeter! Işık, yolun sonundadır.

24 Ağustos Cumartesi Venüs- Mars Kavuşumu (20:04)

"yaşamak için ölmek"

Sevmeni istiyorum beni! Tüm savaşım bunun için! Sevsene beni! Hadi sev! Biraz sev! Biraz da mı sevmeyeceksin? Neden bu kadar kötüsün? Azıcık? Azıcık be! Sevemiyorum ben kendimi! Öğretmemişler bana bunun nasıl yapıldığını! Birisi biraz sevince yetiyor bu bana! Öyle açgözlü de değilim! Ne istersen yaparım! Birazcık? Hadi!

Sevmek dediğin ne ki? Sevmek uzlaşmak değil mi? Barışmak… Kendinle, yaşamla, hikayenle, o hikayeyi var eden, edenlerle… Sen fark ettin mi sana verilen hediyeyi? Sarıldın mı ona? Parlattın mı tüylerini? Kanat açtın mı gökyüzüne? Bırakabildin mi geride her şeyi?

Öyle bir yol seç ki! O yol sende öyle bir şey uyandırsın ki! Öyle heyecanlandırsın ki bu seni! Kendiliğinden gelsin cesaret! Kalbin bununla çarpsın! Ölüm korkutmasın! Bu yolda ilerleyememek korkutsun! Yol yaşam olsun, bu yolda olamamak ölüm! Yaşamak için öl gerekirse; çünkü ölmek için yaşamak, herkese haksızlık!

26 Ağustos Pazartesi Venüs- Uranüs Üçgeni (18:38)

"ruhun kabukları"

Sevmek, seni şaşırtacak olana kendini açabilmek demektir. Görünmeyeni görmek, bilinmeyeni bilmek, üzeri örtüleni açmaya cesaret etmek! Kalbinle düşünmek, ruhunla bilmek! Duygunun ve sefil gururun ötesine geçmek!

Gururunu mu incitti? Kim bilir seni ne ile yüzleştirdi. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, benzeri olsa da kimi zaman, asla eskisi gibi olmayacak; çünkü artık orada değilsin, bunu biliyorsun değil mi? Aşk, hayrete düşürür insanı, kendinize geldiğinizde çoktan kırılmıştır ruhunuzun kabukları!

28 Ağustos Çarşamba Mars- Uranüs Üçgeni (13:52)

"canlı kılan"

Savaş zekâ işidir, tıpkı yaşamın da zekâ işi olması gibi! Kimi yaşamı şölene kimiyse yaşamı tutsaklığa dönüştürür. Bir şeyi kutlamak için kendi kutsalını keşfedebilmelidir bir insan! İş bununla da bitmez! O kutsalı defalarca kez yıkmalı ve yeniden yapmalıdır. Daha farklı, daha doğru, daha gerçek…

Bir kez yükselmiş olana sıkışıp kalmış olan, tutsaktır. Kendini yenileyen bir kutsala yaşamında yer açmış olansa canlıdır. Can vermek gerekir. Can bulamayana da yol vermek…
Cansızlık nedir? Cansızlık, yaşamın dokunamadığıdır. Bana eşyanın cansız olduğundan değil onu canlı kılanın ne olduğundan bahsedin! İşte bizi de canlı kılan budur! El değiştirmekten korkmayın, yaşam sizi hep ihtiyacınız olan ve ihtiyacı olanla buluşturur.

29 Ağustos Perşembe Merkür Başak Burcuna Geçiyor (10:47)

"nereye gidiyoruz?"

Hesap kitap zamanı! Gideceğimiz yeri biliyorsak iş oraya nasıl gideceğimizi bulmaya kalır! Bunun için iz sürmek gerekliliği doğar! Hemen bir yapılacaklar listesi! Nelere ihtiyacımız olacak? Çanta hazır mı? Ne zaman yola çıkıyoruz? Kim kim? Harika, öyleyse her şey tamam!

Eleştirel bakış pek geçer akçe değildir de bizim gibi duygusal toplumlar için, işe yarar yanı olduğu da inkar edilemez işte! Saptamaların doğruluğu, bir dahakine daha güçlü bir ışıkla sahneye çıkmamızı sağlar ve bu değerlidir. Bir şeyi yapıyorsak yaptığımız şeyi tüm varlığımızla yapmak, bir şey yapıyor olmak değil de yaptığımız şey olmak ve böylelikle Tanrının nasıl da yarattığında yaratıldığının farkına varmak!

Bizim için anlam taşıyan bir şeyi günlük hayatımızın bir parçası haline getirmediğimiz müddetçe o henüz varlığımızı onurlandırmış değildir. Pratikleşemediğimiz hiçbir şey, henüz anlaşılmış değildir. Ancak temelinin ne olduğunu anladığımız bir şeyin üzerine bir şeyler koymak mümkün olabilir ve bunu yapamadığı müddetçe kimse iyi iş çıkarmış değildir.

30 Ağustos Cuma Güneş- Uranüs Üçgeni (06:14) ve 6⁰ 46’ Başak Burcunda Yeniay (13:37)

"Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden…" (Ahmet Haşim)

Hepiniz hatırlasınız bu şiiri… Günümüzde her şey epey hızlı! Aşklar hızlı, sevmeler hızlı, sevişmeler hızlı, kararlar hızlı, çıkışlar hızlı, inişler hızlı… Herkes kolay yoldan zengin olmak istiyor mesela, ünlü olmak istiyor, işinde en iyi olsun istiyor, iş yaparak değil, herkes öyle olduğuna inandırılarak…

Ucuz etin yahnisi pek oluyor tabii! Hızlı koşan çabuk yoruluyor. Çabuk elde edilenin değeri bilinmiyor. Altı dolu olmayınca da silinip gidiyor. Tüketme çılgınlığı! Çabuk tüketiliyor insanlar, yaşamlar, değerler…

Kimsenin bir şeyin filizlenip büyümesine tahammülü yok! Hemen büyüyor, hemen meyve veriyor. Türlü hilelerle… Bu hileler bizden çalıyor, gerçeği çalıyor. Her şeyin sahtesi üretiliyor. Emeğin bile! Hayatımızın her yerine giriyor bu sahtelik!

Sahte gülüşler, sahte öpüşler, "sahte hayatlar"… Sahip olmasına ne gerek var, sahipmiş gibi görünsün yeter, bir fotoğrafa bakar, sonrası Allah kerim! Zengin sevgili peşinde koşanlar, hile hurda türlü teranelere başvuranlar… Eline yüzüne bulaştırıp yüzsüzlükten de geri kalmayanlar… Böyle gider sanılıyor! Halbuki yıldızlar, güneş battığında görünür.

 "Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak…

Sular sarardı, yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta…

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl (yan yana bulunan) kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisan-ı hafidir (gizli dil) ki ruha dolmakta,
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta…"

Dosta selam olsun,

Hüseyin Akdağ

Bireysel Doğum Haritası Analiziniz için bizimle iletişime geçebilirsiniz:

0212 274 08 47 / 0542 353 90 83
www.heraakademi.com

Doğum haritası analizimiz ile kim olduğunuzu, dışarıdaki kişinin sizi nasıl gördüğünü, neyin size iyi geldiğini, bunların bir araya geldiklerinde birbirlerini nasıl etkilediğini, sahip olduğunuz potansiyelleri, yakın çevrenizi, ailenizi, iç dünyanızı, aşkın sizin için ne olduğunu, yaşama nasıl hizmet edebileceğinizi, partnerinizden aslında ne beklediğinizi, onunla olmanın size sağladığı fırsatları ve bu durumun sizi karşı karşıya bıraktığı sınavları, yaşamda sizi neye çağırdığını, neyin sizin ufkunuzu genişletebileceğini, iş ve kariyer hayatınızın önemli sırlarını, arkadaşlık ilişkilerinizi, neye teslim olmanız gerektiğini ve ruhsal olarak nereden nereye ilerlemenin önemini bulabilirsiniz.

ASTROLOJİ BÖLÜMÜNÜN DİĞER KONULARI

Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.