Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Yazı Boyutu:

ŞİMDİ KOVA ZAMANI

ŞİMDİ KOVA ZAMANI

Geçtiğimiz haftaya Kova’da müthiş bir gezegen birikimiyle başladık. Bireysellik ve kimlik duygumuzu ve bilinçli aklımızın isteklerini tanımlayan Güneş’in yanı sıra, muhakeme, zeka ve iletişimi temsil eden Merkür ile sevgi, uyum ve yakın ilişki kurabilme kapasitemizi ve bu konudaki ihtiyacımızı ifade eden Venüs, 30 Ocak 1998’den bu yana Kova’da devinimini sürdüren Neptün ile hep bir aradalar. Dolayısıyla, Kova burcuna özgü süreçleri özellikle yukarıda belirtilen gezegenlerin fonksiyonlarında yoğun bir şekilde hissetmemiz söz konusu. Kova hava gruplarından bir burç. Nesnelliği, hümanizmayı, aydınlanmayı, yeniliklere açık olmayı, bilim ve astrolojiyi, bireyselliği, bağımsızlık ve kendine özgülüğü temsil ediyor. En önemlisi özelliği ise değişimi temsil etmesi. Burada anlatılmak istenen; tek tek bireylerin değişimi ile başlayan büyük grupların yani kitlelerin değişimi. İki yönetici gezegeni var; biri zamanın efendisi Satürn, diğeri ise gökyüzü tanrısı Uranüs. Uranüs’ün dünyaya bakışı yukarıdan, mesafeli ama ileriyi görür bir şekilde olduğu için uyaran bir tavrı var. O nedenle herhangi bir olay karşısında insanların neler hissedeceklerini anlamaktan uzak, te


ŞU SIRA URANÜS’ÜN ETKİSİNDEYİZ 
Uranüs
, ani değişimlerin, başkaldırının, özgürlüğün, yaratıcılığın, teknolojinin ve aykırılığın gezegeni. Olumsuz kullanımında inatçılık, huzursuzluk, sabırsızlık, sürekli ve amaçsız değişim ihtiyacı, bencillik ve sırf öyle istediği için uçuk kaçıklık yapabilmeyi de getiriyor. Vücutta sinir sistemi ve gerilimi sembolize ediyor. Şu sıralar hepimiz Kova burcunun Uranyen yani elektriksel, güçlü enerjisini üstümüzde hissediyoruz. Uranüs’ün felsefe, din ve inançları sembolize eden Jüpiter ile yaptığı kare açıda, hepimizi şok edici bir olay olan Hrant Dink’in öldürülüşüyle sarsıldık. Savaşın, vahşetin, hareketin, dürtüselliğin gezegeni Mars’ın, Oğlak’taki katı, kontrollü, hedefine odaklı ilerlerken yoluna çıkan her şeyi ezip geçen serinkanlı enerjisi 27 Şubat’a kadar etkisini sürdürecek. Karamsarlığa kapılmadan, zorluklar karşısında yılmadan, sağduyuyla, azim, sabır ve disiplini geliştirmek gibi olumlu Oğlak özelliklerini Mars’ın hareket enerjisine katmak en doğrusu.


Kova’nın bir diğer yönetici gezegeni olan Satürn ise sıra dışı, birden bire akla gelen, orijinal fikirleri hayata uygulama şansı veriyor. Bu bağlamda, aykırı ve geleneksel olmayanı temsil eden Uranyen tarafını kaybetmiş, oldukça tutucu Kova burçlarına da rastlamak mümkün.


HEPİMİZ FARKLIYIZ, HEPİMİZ ÖZELİZ!

Kova burçları, bir grup içerisinde kendi bireyselliğini ve özgünlüğünü, farklılığını koruyarak var olmalı ve kimsenin ne düşüneceğine aldırmaksızın, kendi düşüncelerini isyan etmeden, sakin bir şekilde ortaya koymalı. Bütün bunları yaparken elbette herkesin özel, herkesin farklı olduğunu da kabul etmek gerekiyor. Her burcun yapıcı ve yıkıcı kullanımları var. Kovalar da özelliklerini yıkıcı olarak kullandıklarında, içinde bulundukları sosyal çevrede, kabul ve onay görmek adına kendilerinden ödün verip, “İnsanlar ne der?” düşüncesiyle bireyselliklerini bozabiliyor, içlerindeki bu aykırılık duygusunu tuhaf davranışlar, sıra dışı giyim tarzı şeklinde sergileyebiliyorlar. Beklenmedik zamanlarda ani çıkışlarla çevresindekileri şaşırtabilecekleri gibi, kendilerini hiç de ait hissetmedikleri bir grupta, giderek soyutlanarak mesafeli bir yaşama mahkum edebiliyorlar. Oysa, kendilerini tanımaları ve bu farkındalıkla toplumdaki yerlerini almaları gerekiyor. Bazen gölge yönüyle bir Kova’yı karşıt burcu olan Aslan’a özgü bir çeşit üstü örtülü narsisizm ve egoizm içersinde görmek de söz konusu olabiliyor.


İÇ SESİMİZİ DUYMANIN TAM ZAMANI!
Merkür Kova’da
ilerlerken, olaylara ve durumlara tarafsız yaklaşabileceğimize, iletişimde hızlılık ve heyecana, sabırsızlık nedeniyle dinlemede sıkıntılar yaşayabileceğimize işaret ediyor. 2 Şubat itibariyle iletişimin gezegeni, Tanrılar’ın habercisi Merkür, Balık burcuna giriyor. Düşüncelerin hayal ve özlemlerden etkilenmesi, dinlediklerimizden kendimize göre anlamlar çıkartmak, inanmak istediğimize inanmak gibi bizi nesnellikten uzaklaştıracak tutumlar içersinde olma ihtimalimiz var. Üstelik, 14 Şubat itibariyle geri gitme hareketine başlayacak. Zihin içe yönelerek, derin düşünceler içinde analiz ve özeleştiri yapma sürecine girerken, iç dünyamızdaki hassas noktaların farkına varacağız.Yanlış anlaşıldığımız ya da iletişim kuramadığımız hissine kapılabilir, o nedenle susup düşüncelerimizi kendimize saklama eğiliminde olabiliriz. Merkür geri giderken yeni başlangıçlar yapmak ve bunu sorunsuz bir şekilde geliştirmek pek kolay olmaz. Bu süreçte zihnimiz daha ayrıntıcı bir biçimde çalışacağından, üzerinde çalıştığımız bir proje varsa gözden geçirmek ve tamamlamak için idealdir. Yaşamın yorucu temposu içersinde koşuşmaktan kendi kendimize kalıp iç sesimizi duyamadığımızdan yakınıyorsak, şimdi tam zamanı. Sevgililer Günü’yle başlayan bu süreçte kendimizi analiz ederken, “Gerçekte kendimizle ilişkimiz nasıl, nasıl bir sevgi ve sevgilimizle nasıl bir iletişim içerİsinde olmak istiyoruz, çatışmalarımız varsa nasıl çözeriz?” sorularına kafa yormalıyız. Önemli girişimleri ve anlaşmaları ise 8 Mart’tan sonraya bırakmamız daha iyi olur.


BİREY OLMAYI ÖĞRENMEK
29 Ocak
tarihine kadar Kova burcunda kalacak olan Venüs, ilişkilerimizi değerlendirirken daha özgürlükçü, duygusal taahhütlerde bulunmaktan kaçınan, mesafeli, arkadaşça bir yaklaşım içersinde olacağımıza işaret ediyordu. Açıkçası çok da romantik olmayan bir dönemden sonra, Balık’a geçecek olan Venüs; sevgi, uyum, işbirliği ve paylaşımları en önemli konu haline getirecek. Sevgiye ve aşka büyük bir özlem duyabilir, bizi en derinlerde kurtaracak bir sevgili beklentisi içerisine girebiliriz. Daha hassas, sevecen ve kolay etkilenir olacağımız bu süreçte; çok beklentili olmamak, sevgiliyi idealize etmemek ve eğer bir birlikteliğimiz varsa o kişiyi olduğu gibi kabullenmek hayal kırıklığına uğramamak için şart. Kendi değerimizi başkalarının bize gösterdiği değere bağlamak, kendimizi adarcasına o kişi için var olmak, aşırı özverili olmak; bu konumun yıkıcı yönleri.

Kova’nın özgürlük, eşitlik, herkesin özel ve farklı olduğu söyleminden yola çıkarak bir ilişki içinde kendimizi kaybetmeden, kendi kendimizi kandırmadan, bireyselliğimize sahip çıkarak bir duruş sergilemeliyiz. Bireysellik, bir bölümü ondan alındığında bütünlüğünü kaybeden, yani bölünemez olan demektir. Bu anlamda, kendimize, bizi biz yapan özelliklerimize sahip çıkalım, bir birey olarak birbirimize alan açalım ki, uzun ömürlü ve sağlam bir beraberliğimiz olsun. İçimizde ne varsa onu yansıtır, hayatımıza onu çekeriz. Gelin, bulmayı istediğimiz insan olalım!

ASTROLOJİ BÖLÜMÜNÜN DİĞER KONULARI

Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.