Kardiovasküler hastalıkların ve buna bağlı ölüm nedenlerinin başında gelen ve bu derecede yaygın olan bu sağlık sorunu konusunda ne yazık ki yarımlar kuralından söz edilir. Tansiyonu olan kişilerin yarısı tansiyonu olduğunu bilmemektedir. Bilenlerin yarısı doktora gitmemekte, gidenlerin yarısı ilaç kullanmamakta, kullananların yarısı da yeterli ilaç kullanmamaktadır.
NORMAL TANSİYON NASIL OLMALI?
Eskiden tansiyonun normali yaşa göre söylenirdi. Örneğin, 40 yaşında en çok 140 mm.Hg., 50 yaşında en çok 150 mm.Hg. olmalı denirdi. Ancak günümüzde erişkin bir insanda yaş kaç olursa olsun; büyük tansiyon için üst hudut 140 mm.Hg., küçük tansiyon için üst hudut 90 mm.Hg. olarak kabul edilmektedir. Ancak ideal tansiyon 120/80 mmHg ve altıdır. Türk Kardiyoloji Derneği geçtiğimiz yıllarda 'İdeal Tansiyonum 120/80' kampanyasıyla sağlıkta en başarılı sivil toplum örgütü ödülünü almıştır. Hastalarımızdan sık duyduğumuz; “benim tansiyonum normalde de yüksek, benim vücudum buna alışkın” gibi sözlerin gerçekle alakası yoktur. Ayrıca yakın geçmişe kadar daha çok küçük tansiyona önem verilir, tek başına büyük tansiyonun yüksek olması önemsenmezdi. Son zamanlarda ise bunun doğru olmadığı anlaşılmış, sadece büyük tansiyonun yüksekliğiyle birlikte olan “izole sistolik hipertansiyon” denen bir hastalık tarif edilmiştir.
KİMLERE TANSİYON HASTASI DENİR?
Kime tansiyon hastası diyelim dendiğinde farklı zamanlarda birkaç kez ölçülen büyük tansiyon 140 mm.Hg.'nın ve/veya küçük tansiyon 90 mm.Hg.'nın üzerinde ise o şahsı tansiyon hastası kabul etmek gerekir. Ancak her zaman kolayca hipertansiyon tanısı koymak mümkün olmayabilir. Bu takdirde “tansiyon holteri” dediğimiz hastaya takılıp 24 saat tansiyon takip eden yöntem tanı koymamıza yardımcı olur.
Sonuç olarak, yakınması olsun ya da olmasın herkesin zaman zaman tansiyon ölçtürmesi, tansiyon sorunu ortaya çıkarsa da kapsamlı bir sağlık kontrolünden geçmesi gerekir. Bu durumda yapılması gerekenlerin başında fizik muayene, elektrokardiografi, ekokardiografi, göz dibi muayenesi, kan ve idrar tahlilleri gelmektedir.
SEBEBİ BİLİNEN VE BİLİNMEYEN
İki türlü hipertansiyon mevcuttur. Sebebi bilinen hipertansiyonlar ve sebebi bilinmeyen hipertansiyonlar. Sebebi bilinen hipertansiyonlar tüm tansiyonların sadece yüzde 5'ini teşkil eder. Bu sebeplerin başında çeşitli böbrek hastalıkları, hormonal hastalılar ve damar hastalıkları gibi nedenler gelir. Geri kalan “esansiyel hipertansiyon” ya da “primer hipertansiyon” denen, yüzde 95'lik bölümde ise herhangi bir neden bulunamadığından kesin bir tedavi de bulunamamıştır. Ancak son yıllarda mükemmele çok yakın ilaçlar kullanıma girmiştir. Tabii ki tek başına ilaç tedavisi yeterli olmaz. Hastanın hekimin önerdiği yaşam tarzı değişiklilerine de mutlak uyması gerekir.
|