Bütün tedaviler bitti. Aşılama yapıldı fakat sonuç negatif çıktı. Sonra doktorda 2 aylık hamile olduğumu öğrenmek... Minicik bebeğimin minicik kalbinin nasıl attığını görmek. Mucize bu olsa gerek! Tam sana alışmak, senden ayrılma, senin de beni bırakma fikrin beni yıkmıştı ki bi’tanem. Çok ağır kanama ve doktorun düşecek demesi... Dünya başıma yıkıldı sanki. Ertesi gün kalbin atıyordu. Bebeğim annesini terk etmemiş, annesine sımsıkı tutunmuştu. Zorlu ve yorucu hamilelik süreci, zorlu yolculuklar, sıkıntılı sözler ama sen benimdin ve ben seni çok seviyordum!
Senden ayrılmaya hiç niyetim yoktu. Savasçı kızım benim annesini terk etmedi, sonuna kadar benimle gitti. Artık 37. haftamıza gelmiştik ve doktora nst için gittik. Doktor bana ağır preeklemsi olduğumu bebeğimin de benim de ölüm riski olduğunu söyledi. Acil olarak doğuma alınmam ğerektiğini yoksa komaya gireceğimi söyledi. Kendi hayatımı hiç düşünmedim bile. “Ya kızıma bir şey olursa?” dedim. Ağlaya ağlaya doğuma girdim. Üstelik bebeğimin babası malesef yanımda yoktu, çünkü küçük meleğim erken geliyordu. Doğuma girdim, sezeryan için her şey hazırdı, dakikalar sonra biricik kızımı görecektim. Hem çok heyecanlıydım hem de korkuyordum. Doktorum geldi. Ne olduğunu anlamadan “İşte kızın” dedi. İnanılmazdı. Dakikalar önce içimde olan kızım, minicik gözleriyle bana bakıyordu. O an ona aşık oldum. İşte dedim “Gerçek aşk”, başkası yalan...
25 Temmuz 2011’de bi’tanemi kucağıma aldım.
İyi ki varsın bebeğim. İyi ki seni doğurmuşum. İyi ki rabbim seni bize vermiş. Benim mucizem, küçük meleğim... Annen seni çok seviyor bebeğim, her şeyim.
Sevinç Köse
|