Rutin kontrollerime gitmeye başladığımda doktorun bana verdiği ultrason fotolarını biriktirmeye başladım ve sonunda bir albüm ortaya çıktı. Büyümeye başlayınca kızım Sugra poz da vermeye başlamıştı. Bu zamanlar, çok bir şey hissetmezken bir pozunda ellerini açmış “merhaba” dercesine bir pozunu yakalamış doktorum. Görünce hayretler içinde kalmıştım. 9 ayın sonunda kızım iyice hareketlenmeye başladı. Ve bir gün, Pazar alışverişinde kızımın eksiklerini alırken suyumun geldiğini hissettim. Daha 10 gün vardı. Pazardan ebemizi aradık ve hastaneye gitmem söylendi. Tedavi olacağımı umarken kendimi ağır sancılar içinde buldum. 2 Ekim 2009’da hastaneye yatmış tüm gece ağrı ve sancılar çekip 3 Ekim saat 06:30’da Sugra’mı kucağıma almıştım.
Kapkara gözlerle bana bakıyor, kaşlarını çatıyordu. Tarif edilmesi muhteşem bir duygu. Doğum acılarını unutuvermiştim. “Bu benim mi?” diye hala soruyorum kendime... Evet, ben doğurdum ve benim kızım o. İyi ki doğurmuşum seni. Şimdi bütün uğraşım o. Onun için her şeyi yaparım canım pahasına bile olsa!..
FATOŞ YILMAZ SIPKI
|