Duygular, hayatımızın her alanında
etkilidir. Sağlığımız, öğrenebilmemiz, davranışlarımız ve ilişkilerimiz duygularımızla çok yakından
ilişkilidir.
Duygusal Zekanın Öğrenme Üzerindeki Etkisi:
Okulda
başarısız olan öğrencilerin hemen hemen hepsinin bir ya da birden fazla duygusal zeka becerisinden
yoksun olduğu görülmüştür. Yapılan çalışmalar, kazanılan duygusal zeka becerilerinin, öğrencilerin
sadece akademik başarısına değil, aynı zamanda öğretmenlere de yararlı olduğunu göstermektedir.
Duygusal becerileri gelişmiş öğrenciler daha az davranış bozukluğu gösterir ve daha az disiplin
cezası alırlar, böylece öğretmenler sınıflarda bu problemlerle uğraşmak yerine ders saatlerini daha
verimli kullanabilirler. Duygusal zeka becerileri gelişmiş çocuklar, okul içinde ve dışında sürekli
artan bir öğrenme ve deneyim kazanma isteği içindedirler. Heyecan, merak, gurur duyma gibi olumlu
hisler motivasyonu arttıran temel unsurlardır. Azimli olmak insanların amaçlarına ulaşmasını sağlar.
Duygusal Zekanın Davranış Üzerindeki Etkisi:
Toplumda ve
okullarda şiddet ve düzen bozukluğu gittikçe artış göstermektedir. Öğrencilerin sınıf içindeki dersi
bölücü tutum ve davranışları, kurallara uymamaları, verilen yönergeleri takip edememeleri, sınıf
yönetimini etkileyen ve zorlaştıran başlıca önemli nedenlerden biridir. Öğretmenlerin bu
problemlere derslerden daha çok zaman ayırmaları hem kendilerine hem de sınıflarına zarar vermekte,
kısaca eğitimi aksatmaktadır. İstenen öğrenci davranışlarını oluşturmak ve kalıcı olmasını
sağlamak için, kendini bilme, doğru karar alabilme, kendine güven duyma ve stresle başa çıkmak gibi
duygusal becerilerin gerekliliği ortaya çıkmaktadır.
Duygusal Zekanın İlişkiler Üzerindeki
Etkisi:
Sosyal ilişkilerde başarılı olan insanlar (çocuklar, gençler ve yetişkinler)
başkalarını anlamakta başarılıdırlar. Sosyal becerileri gelişmiş bireyler başkalarının sözlü ya da
sözsüz mesajlarını algılayabilir, insanlar arasındaki davranışların birbirlerini etkilediğinin
farkına varırlar. Kendi davranış ve hareketlerinin sorumluluğunu üstlenir, dürüst ve iyi ilişkiler
içinde olurlar.
Duygularını ifade edemeyen, kendilerini anlatamayan bireyler kendilerini
engellenmiş hisseder ve sık sık hayal kırıklıkları yaşarlar. Çevrelerinde olup bitenlerin farkına
varamazlar. Bu tip insanlar (çocuk, yetişkin, genç), çevreleri tarafindan garip karşılanır ve
etraflarındaki insanların rahatsız olmasına sebep olurlar. Sosyal becerilere sahip olmayan bireyler
başkalarının bakışlarını ya da söylediklerini kolaylıkla yanlış yorumlar ve uygunsuz tepkiler
verirler. Kendi içinde bulundukları kuşku ve belirsizliği ifade edememek, başkalarının niyetlerini
ve isteklerini anlayamamak, onların bu şekilde davranmalarına yol açar. Empatiden yoksundurlar ve
çoğu zaman kendi davranışlarının başkalarını nasıl etkilediğini bilmezler.
NOT: Bir önceki
yazımda, duygusal zekanın sağlığımıza olan etkisini bulabilirsiniz.