Destek kullanmayan var mı? Hemen hepimiz şu veya bu vitamin-mineral veya bitki ekstresini kullanır durumdayız. Dünya Kanser Araştırma Vakfı’nın bu konudaki önerisi son derece net: “Doktorunuz önermedikçe dışarıdan hiçbir destek almayın. Uzun vadeli etkilerini bilmiyoruz.”
Özellikle kalsiyum destekleri son yıllarda çok tartışılıyordu.Fazla ileri gidildiği, bunun özellikle menopoz sonrası kadınlarda kalp-damar hasralığı riskini artırbileceği konuşuluyordu. Bu tartışamalar yersiz de değildi; destekleyen çeşitli araştırmalar vardı.
ARAŞTIRMA 1
Almanya’da yapılan bir kanser ve beslenme araştırmasında 23 bin kişinin dosyaları incelendi. Kalsiyum desteklerinin kalp krizi riskini iki katına çıkardığına karar verildi.
ARAŞTIRMA 2
İngiliz Tıp Gazetesi’nde yayımlanan araştırmada ise 60 binden fazla kadına bakıldı. ( İsveç mammografi çalışması) Günde 1200 mg’dan fazal kalsiyum alan kadınlarda kalp-damar hastalığı riskinin iki kattan daha fazla arttığı görüldü.
YENİ ARAŞTIRMA
Sonuçları Temmuz ayında Kemik ve Minreal Gazetesi’nde yayımlanan son araştırmayı yapan Amerikan Kemik ve Mineral Araştırma Grubu.Amerika’da yapılan bu son araştırmada 1966-2013 yılları arasında 70 bine yakın kişinin verileri incelenmiş.
‘Şu anda kalsiyum desteklerinin kalp-damar hastalığı riskini artırıdğı hipotezini kanıtlayan bir veri elde edemedik.Çalışmamız kalsiyumun güvenilirliği ve önemi ni konfirme etti , diyorlar.
Araştırma ekibinden Dr. Andrea Wong ’ Menopoz sonrası kadınlarda kalsiyumun güvenilirliğini gösteren son çalışma bu .Aynı zamanda bu alanda son yıllarda yapılan 5. çalışma.’ diyor. ‘Amerikalılar kalsiyumu yeterli tükteniyor. Bu yüzden destekler önemli ‘ diye de ekliyor.
SONUÇ
Sağlık için güvenli gitmek önemli. Son araştırma aşırıya kaçmadan destek alınabileceğini gösteriyor. Alacağınız kalsiyum miktarını doktorunuza danışarak belirleyin.
KALSİYUM NEDİR?
Kalsiyum vücudumuzda en fazla bulunan mineral. En güzel kaynaklar süt ve süt ürünleri, küçük kılçıklı balıklar ve koyu yeşil yapraklı sebzeler. Araştırmalar çoğumuzun her gün yeterli kalisyum yiyeceklerimizle almadığımızı ortaya koyuyor. Kemik ve diş sağlığı, kaslarımızın gevşeyip kasılması için yeterli kalsiyum almak önemli. Kalsiyum aynı zamanda damar plaklarındaki en önemli bileşen.
“EĞER ŞİŞMANSAN ŞİŞMANSIN!”
Cambridge Üniversitesi’nde katıldığım bir konferansta ; Amerikalı bir profesör aynen böyle söylemişti. Buna katılıyor muyum peki? Tamamıyla evet değil, tamamıyla hayır da değil! Şişman hastalarımla çalıştığım dönemde çoğunun kilo verseler bile en fazla birkaç yıl sonra tekrar aynen veya kısmen geri aldığına şahit olmuştum. Bazı insanlar genetik olarak şişman olmaya programlı ve ne kadar incelirlerse de, normal yeme düzenie geçtiklerinde hızla verdikleri kiloları geri alabiliyorlar. Ama şuna da tanık oldum: Çok şişman olup kilo verip, bunu çok güzel koruyan, hayatını tamamen değiştiren kişiler de oluyor. Evet, belki çoğumuza göre daha çok dikkat ediyorlar ama yapabiliyorlar.
Şişimanlık artık hastalık olarak tanımlanmaya başladı bazı ülkelerde. Ben bunu daha çok bir “durum” olarak tanımlıyorum. Çünkü şişman olup son derece sağlıklı ve mutlu olan kişiler de var. Bu kişileri “hasta” olarak tanımlamak bence yanlış.
Şu bir gerçek ki, orta yaşlardan itibaren bu “durum” hepimizin durumu olabiliyor. Hayat boyu akıllı yiyerek, daha çok dikkat ederek, çeşitli manevralar uygulayarak şimanlıkla savaşmamız gerekiyor.
Bu hafta size 1 hafta süren “ekmek elden- su golden” gemi yolculuğum sonrası manevralarımı açıklıyorum. Tatillerimde kendimi fazla sıkmıyorum. Ama diğer insanlara baktığımda çok temiz ve akıllı yediğimi görüyorum. Ancak gemi yolculuklarında Amerikalıları yemek yerken incelediğimde hep “İntiharın bir yolu da bu” diye düşünüyorum .
TATİL DÖNÜŞÜ MANEVRALAR
1- Tatil dönüşü hemen kalori azaltma programına girdim.
2- Sabah ve akşam müsli- taze meyve ve yoğurt yedim. Öğlene güçlü protein koydum; ızgara et-balık ve salata.
3- Tatlıyı tatlandırcıyla yaptım ve sadece öğle yemeği sonrası ufak bir porsiyon yedim. Ancak her gün yedim; tatlımdan vazgeçmiyorum, yoksa mutsuz oluyorum.
4- Evdeki merdivenleri her gün 30 kez çıkıp-indim. Sayıyorum!
5-Sadece doğal mineral ve pH seviyesi yüksek su, beyaz ve yeşil çay içtim. Beyaz ve yeşil çayın metabolizmayı artTırıcı,yağ yakıcı etkileri var.
Sonuç: 4 gün içinde tatil öncesi kilomdaydım.
DİYABET YAŞAM SÜRESİNİ 5-10 YIL KISALTIYOR
Şeker hastalarının çoğunu (yüzde 90) bizim Tip 2 Diyabet dediğimiz erişkin tip diyabet hastaları oluşturuyor. Çocuklarda görülen Tip 1 diyabet önlenebenilen bir hastalık değil. Ancak bu Tip 2 diyabet önlenebilen bir hastalık. Genetik olarak atalarımızdan devralabiliyoruz ama, çoğunlukla kendimiz edip-kendimiz buluyoruz! Çocukluktan beri yanlış beslenme, hareketsizlik, kilo hep bizi diyabete adım adım sürükleyen nedenler. Dünyada yaklaşık 400 milyon diyabetli var. 2010 yılında tamamlanan Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obesite ve Endokrinolojik Hastalıklar Epidemiyolojik Çalışması’nın 2.sine göre; ülkemizde 40’lı yaşlardan itibaren nüfüsun en az yüzde 10 ‘unun şeker hastası olduğu belirlendi. 12 yılda kadınlar 6 kilo, erkekler ise 8 kilo artmış. Şimanlıyoruz! Bu da eşittir; diyabete yatkın hale geliyoruz. Bu da eşittir; yaşam süremizden çalıyoruz.