Uyum, bireyin içinde bulunduğu çevre ile
dengeli ilişki kurabilmesi ve bu ilişkiyi sağlıklı bir şekilde sürdürebilme becerisi olarak
tanımlanabilir.
Gelişim süreci içerisinde çocuklar birçok beceri kazanırlar ve
her beceri ile birlikte birçok sorunla karşılaşırlar. Bu sorunlar karşısında anne baba ve yakın
çevrenin sergilediği tutum ve davranışlar uygun olduğunda sorun kolaylıkla halledilirken, uygun
olmayan tutumlar karşısında yaşanan sıkıntılar kalıcı uyum ve davranış sorunlarına
dönüşebilir.
UYUM VE DAVRANIŞ SORUNLARI
Parmak emme, tırnak yeme,
alt ıslatma, dışkı kaçırma, mastürbasyon, saç koparma sorunları alışkanlık bozuklukları, yalan
söyleme, çalma, inatçılık, zarar verme sorunları davranış bozuklukları, korku, kaygı, çekingenlik,
tik, kekemelik, uyku ve yeme bozuklukları ise duygusal bozukluklar olarak tanımlanmaktadır.
UYUM BOZUKLUĞU İLE NORMAL DAVRANIŞI AYIRT ETME
Çocuğun gelişim dönemine
bağlı olarak yaşadığı olağan sorunlarla, uyum bozukluğu olarak kabul edilen davranışlar arasında
ayırım yapmak anne babalar için zor olmaktadır. Yaşanan sorunun gelişim döneminden mi kaynaklandığı,
yoksa gerçek anlamda bir davranım bozukluğu mu olduğunu anlamak için şu noktalar göz önünde
tutulmalıdır:
Çocuğun gelişim dönemi: Davranış belli bir gelişim döneminde
görülen geçici bir durum olabilir. Örn: 4-5 yaşına kadar olan gece işemeleri, 2-3 yaşlarında ortaya
çıkan uyku bozuklukları, kısa süren konuşma düzensizlikleri kaygı duyulmasını gerektirmez.
Belirtinin sıklığı: Çocuğun yaptığı davranışın ne kadar sıklıkta yapıldığı
önemlidir. Ara sıra söz dinlememe, yaramazlık yapma, evde huysuz ve hırçın ama dışarıda uyumlu olan
çocukların davranışları olağandır. Her söylenene zıt davranışlar gösteren, okulda ve çevrede sürüp
giden davranışlar ruhsal açıdan incelenmelidir.
Davranışın şiddeti:
Davranışın yoğunluğu arttığında sorun sinyali verir.
Davranışın
sürekliliği: Süreklilik gösteren davranışlarla bir müddet olup kaybolan davranışlar aynı
düzeyde tutulamaz. Örneğin: Kardeş kıskançlığı nedeniyle hırçın ve huysuz olan çocuğun davranışı
normal olarak nitelendirilebilir. Ancak çeşitli nedenlerle sorunların sürmesi uyumsuzluk olarak
nitelendirilir.
Bir davranışın başka davranışlara eşlik etmesi: Örneğin:
Sadece gece altını ıslatmak yeterli değildir; bunun yanında kekemelik, korku, kaygı gibi durumlar da
söz konusu ise bu durumda davranım bozukluğu olduğu söylenebilir.
Sorunun dışa
vurulmaması: Çocukların hepsi ruhsal sorunlarını dışa vurmaz. Dıştan belirti göstermeyen
içten birçok sorun yaşayan çocuk bunları davranış sorunu yokmuş gibi gösterebilir, ancak çocuğun her
zaman uyumlu ve dengeli davranması beklenemez. Yaşadığı sorunlarla kendisinin başa çıkmaya çalışması
ve yorulması sonucu belirtiler göstermeye başlar.
Çocuğun geçmiş yaşantılarının
incelenmesi: Çocuğun geçmişteki uyumunun ve olumlu özelliklerinin de incelenmesi
gerekmektedir. Geçtiği gelişimsel dönemlerde sapmaları olan çocuklarda aile desteği ve aile
tutumlarının olumlu ya da olumsuz olması nedeniyle geçici ya da kalıcı uyumsuzluk durumu oluşabilir.
UYUM VE DAVRANIŞ SORUNLARININ ÖZELLİKLERİ
Parmak emme: Çocukların
doğuştan sahip oldukları en önemli reflekslerden biri emme refleksidir. Doğumdan sonraki ilk bir yıl
içerisinde parmak emme normal olarak kabul edilir. Emme, haz yaratan ve psikolojik olarak
rahatlamayı sağlayan bir davranıştır. Psikolojik sorun ve gerginliklerin sonucu olarak gelişebilir.
Ev ortamında yaşanan gerginlikler, yeni bir kardeşin doğumu, emme ihtiyacının yeterince doyurulmamış
olması gibi durumlar parmak emme davranışının daha sık görülmesine neden olan durumlardır.
Genellikle 2 yaş civarında azalması, hatta yok olması beklenen parmak emme davranışı bazı durumlarda
çocuk okula başlayana kadar devam eder. Hatta bazen okul zamanında da bu davranışın devam ettiği
görülür. Parmak emmenin 2 yaştan sonra devam etmesi durumunda bunun bir uyum ve davranış sorunu
olarak görülme olasılığının yüksek olduğu düşünülür.
Tırnak yeme: Tırnak
yeme en sık görülen davranış sorunlarından biridir. Çoğunlukla 3-4 yaşlarından önce başlamaz.
Çocukların yüzde 33’ünde tırnak yeme davranışı görülür. Bu oran erken ergenlik çağına kadar sürer.
Ergenlik çağında tırnak yiyen çocukların oranı yüzde 40-45’e yükselir. Ailede aşırı baskılı ve
otoriter bir eğitimin uygulanması, çocuğun sürekli azarlanarak eleştirilmesi, ilgi ve sevgi
yetersizliği, kıskançlık, sıkıntı ve gerginlik, anne baba geçimsizlikleri, anne babanın aşırı
kaygılı olması, çocuğu aşırı derecede koruyup kollaması tırnak yemeye sebep olan başlıca etkenler
arasında sayılabilir. Ayrıca tırnak yeme taklit yoluyla da edinilebilen bir davranıştır.
Alt ıslatma: Tuvalet eğitimi almış olan bir çocuğun alt ıslatma sorunu yaşamasının
temelde iki nedeni olduğu düşünülür; çocuk ya duygusal ya da fiziksel bir sorun yaşamaktadır.
Öncelikle organik bir sorun olup olmadığı belirlenmelidir. Ateşli hastalıklar, idrar yolu
enfeksiyonları, şeker hastalığı, nörolojik hastalıklar alt ıslatma davranışının görülmesine yol
açar. Fiziksel bir problemden kaynaklanan alt ıslatma davranışı kısa süreli ve geçicidir. Hastalığın
tedavi edilmesi ile ortadan kalkar. Özellikle erkek çocuklarda görülen alt ıslatmanın en önemli
nedeni kalıtsal olmasıdır. Eğer ebeveynlerden birinin geçmişinde bu sorun varsa çocukta görülme
olasılığı yüzde 25, her iki ebeveynde de varsa yüzde 65 artmaktadır. Genetik nedenlerden kaynaklanan
alt ıslatmanın ergenlik döneminde ortadan kalktığı görülmektedir. Çocuğun uykusunun çok derin olması
ve tuvaletinin geldiğini fark etmemesi de alt ıslatma nedenlerinden birisidir. Ancak çocuğun
gelişimi normalse, tuvalet eğitimi uygun yaşta verildiyse, tuvalet eğitimini tamamladığı halde
aralıklı da olsa gece ve/veya gündüz alt ıslatma davranışı varsa o zaman bunun psikolojik kaynaklı
olduğu düşünülür. Yeni bir yere taşınmak, boşanma, aile bireylerinden birinin ölümü, yeni bir
kardeşin gelmesi ya da tuvalet eğitimi sırasında çocuğun zorlanması, cezalandırılması gibi nedenler
duygusal kaynaklı alt ıslatma sorununu gündeme getirebilir.
UYUM VE DAVRANIŞ
SORUNLARININ TEDAVİSİ
Ailelerin uyum ve davranış bozuklukları konusunda çok
bilinçli ve dikkatli olmaları, böyle bir sorundan şüphelendiklerinde bir uzmana başvurmaktan
çekinmemeleri gerekir. Ev içi düzenlemeler, anne baba tutumlarında yapılacak değişiklikler ve
davranış değiştirme teknikleri ile birçok davranım sorunu çözülebilmektedir. Asıl tedavi sorunu
oluşturan nedenlerin ortadan kalkması ile olur.
SAĞLIKLI ANNE BABA TUTUMLARI NASIL
OLMALI?
*Parmak emme davranışı için: Öncelikle parmak emme davranışının nedenleri,
çocukta kaygı uyandıran bir olayın var olup olmadığı araştırılmalıdır. Asıl neden ortadan
kalkmadıkça parmak emme davranışı da devam eder. Çocuğun emme ihtiyacı gerek anne memesi gerekse
emzik ve biberon kullanımıyla yeterince karşılanmalıdır. Emmenin haz verdiği gerçeği ve bu
davranışın 2 yaşa kadar normal olduğu kabul edilmelidir. Hatalı davranışlar sergilenmemeli, çocuk
doğru olmayan fikirlerle korkutulmamalıdır. Bu davranışın hoşa gitmediği sakin bir dille
belirtilmeli, bırakmayı denemesi konusunda cesaretlendirilmelidir. Alışkanlıktan vazgeçirmek için
uygun zaman seçilmelidir. Çocuğun hasta olması ya da yeni bir kardeşin gelmesi alışkanlığın
vazgeçirilmesi için uygun zamanlar değildir.
*Tırnak yeme davranışı için:
En etkili yöntem 4 yaşına kadar bu alışkanlığın ebeveyn tarafından görmezden gelinmesidir.
“Tırnağını yeme, elini ağzından çek” gibi uyarılarda bulunmak davranışın azalmasından çok artmasına
neden olur. Asıl olan, çocuğun bu alışkanlığı kazanmasına neden olan etkenleri saptayıp ortadan
kaldırmaya çalışmaktır. Fakat çocuğun kendisini güvensiz hissetmesi halinde bu alışkanlığa yeniden
başladığı görülür.
*Alt ıslatma davranışı için: Altını ıslatma
davranışının tıbbi bir nedenden olup olmadığını belirlemek gerekir. Ailenin çocuğu ile kurduğu
iletişimde tutarlı ve kararlı olması önemlidir. Ailenin tuvalet eğitimi için çocuğun idrar kontrolü
konusunda belli bir olgunluğa ulaşmasını beklemesi gerekir. Anne baba tuvalet eğitimi verirken
çocuğa korku ve endişe vermemeye özen göstermelidir. Anne baba hiçbir zaman çocuğunun altına yapması
konusunda çocuğun yanında bu rahatsızlığını dile getirmemelidir. Çocukta tek başına görülen yatak
ıslatma dengeli, mutlu ve uyumlu çocuklarda kaygı uyandırıcı olmayabilir. Çocuğun uykusunun derin
olması nedeniyle oluşan altını ıslatma sorununun çözümüne yönelik olarak çocuğu sık sık tuvalete
kaldırmak ve gece yatarken çok sulu besinleri vermemek uygun olur. Altını ıslatma problemi ciddi
boyutlara ulaştığında bir uzmandan yardım alınmalıdır.
HATALI ANNE BABA
TUTUMLARI
Uyum ve davranış bozuklukları, hatalı anne-baba tutumlarına bağlı olarak
ortaya çıkabilir. Bazen de, davranış bozukluğu başka bir faktöre bağlı olarak ortaya çıkar, ancak
hatalı anne-baba tutumları nedeniyle artabilir. Uygun olamayan anne baba tutumları yeni uyum ve
davranış bozukluklarının ortaya çıkmasına neden olabilir, öz-güven eksikliği, içe kapanıklık, aşırı
kaygılı olma gibi sorunların ortaya çıkmasına katkıda bulunarak kişilik gelişimini olumsuz
etkileyebilir.
Uyum ve davranış bozukluğu gösteren çocukların anne-babalarının hatalı
tutumları şu şekillerde olmaktadır:
1. Davranışın bilinçli yapıldığını düşünmek ve sorunu
görmezden gelmek.
2. Sorunu gidermek amacıyla aşağılama, küçümseme, eleştirme gibi uygun
olmayan tavırlar göstermek.
3. Sorunun kendiliğinden geçmesini beklemek.
Anne-babaların çocuğun karşılaştığı sorunların hangi yaşta normal, kısa süreli ve geçici olduğunu
tespit edebilmesi için bu konularda bilinçli ve bilgili olması gerekmektedir. Çocuk gelişimi ve
eğitimi konusunda çok okuyan bilinçli aileler bile bu tip sorunları fark etmekte güçlük
çekmektedirler. Bu nedenle tüm anne-babaların kişilik gelişiminde çok önemli olan 0-6 yaş döneminde
sıklıkla çocuklarının gelişimlerini kontrol ettirmek, anne-babanın farkına varamadığı bir sorun olup
olmadığını öğrenmek ve ortaya çıkabilecek olası uyum ve davranış bozukluklarına karşı önlem almak
için bir uzmana başvurmalarında yarar vardır.