Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
Türkiye'nin en iyi ebeveyn sitesi
BAŞ BAŞA
Prof. Dr.  REHA CENGİZLİER
Çocuk Sağlığı Hastalıkları Uzmanı - Çocuk Alerji Hastalıkları Uzmanı
Yazı Boyutu:
Alerji tedavisi: Kime, ne zaman? (1)

Alerjik hastalıklar giderek daha fazla görülüyor. Bunların bir kısmı, daha önce de vardı; ama tanımlanamıyordu. Bir kısmı ise gerçekten var olan artışa bağlı. Artık yaklaşık her 3 kişiden biri alerjik. Öyle veya böyle! Bu bir alerjik nezle, olabilir, astım olabilir, egzama olabilir, kurdeşen (ürtiker) olabilir.

Bazı hastalıklar vardır; adını duymak bile insanı ürpertir ve olmaması için dua edilir. Hiç kimse çocuğunda kalp hastalığı, böbrek hastalığı olsun istemez. Ancak alerjiye gelince iş biraz değişiyor. Çok rahatlıkla kabul edilen bir hastalık. Belki fazla ciddiye alınmıyor, belki hayatı tehdit etmediği için daha rahat kabulleniliyor. Bir de iyileşme şansı ve umudu  olması önemli bir artı puan. Aslında hepsinden önemlisi; devamlı öksüren aksıran veya kaşınan, ama bir türlü bunun nedeni açıklanamayan bir çocuğun nihayet hastalığının adının konmuş olması aileye büyük bir rahatlık veriyor. Düşmanının ne olduğunu bilmek, ona karşı daha aktif ve etkili bir savunma yapmanızı sağlıyor. Ama acaba gerçek böyle mi?

ALERJİ TEŞHİSİ!
Günümüzde alerji teşhisi maalesef çok çabuk koyulmakta. Komşuların, tanıdıkların koydukları teşhis ve tedaviyi bir yana bırakalım; doktorlar arasında da alerji teşhisi koymak abartılmış durumda.  Tekrarlayan öksürük varsa; adı hemen astım oluyor. Bundan daha da kötüsü; inek sütü alerjisi konusunda. Maalesef her kusan, kakasını biraz yumuşak veya sık yapan, ya da tam tersine kabızlığı olan, gazı olan, ağlayan bebek hemen “süt alerjisi” tanısı alıyor. Hemen anneye ve bebeğe sıkı yasaklar uygulanıyor,  annenin hayat kalitesi çok düşüyor. Çoğu zaman annenin sütü kesiliyor veya azalıyor. Süt alerjisi tanısı, bazen bu belirtilerle konuyor; bazen de yapılan bir kan tetkiki ile.

Üzerinde konuşmamız gereken en önemli konu; laboratuar tetkiklerinin değil, hastanın tedavisidir. Her çocuk öksürür, ateşlenir veya hastalanır. Hele okula veya kreşe başlanan yıl, bu hastalıklar çok daha fazla ve şiddetli olabilir. Çocuk yeni bir çevreye girdi, yeni mikroplarla tanışacak, onlara karşı tepki oluşturacak. Bunu da dışarıya hastalık olarak yansıtacak.  Önemli olan; ne erken ne geç kalmadan zamanında ve doğru tedavi uygulanmasıdır. Ne yazık ki anneler evhama kapılarak doktor üzerinde de baskı oluşturuyor; bazen doktor pek niyetli olmasa da annenin tavrı karşısında istenmeyen gelişme riski olmasın diye ilaç önerebiliyor.  

BRONŞİOLİT ALERJİ DEĞİLDİR!
Bronşiolit denen ve hemen her çocuğun mutlaka geçirdiği basit bir viral hastalık vardır. Hırıltı, öksürük, bazen daralmaya yol açar. Bu çocuklara hemen astım tanısı koyup piyasada var olan bütün alerji ilaçlarını vermek doğru değildir. Bronşiolit, kendiliğinden geçer. En fazla nefesi ve öksürüğü rahatlatacak basit destek tedavileri yeterlidir. “IgE si yüksek” diye ilaç kullanan pek çok çocuk var. Tek başına veya tesadüfen saptanan bir IgE yüksekliği, bu çocuğun alerjisi vardır, dedirtmez ve tedavi gerektirmez.  Hastayı değerlendirirken gerekirse yardımcı amaçla kullanılabilir.

SÜT ALERJİSİ!
Çocuk mamasını yiyor, sütünü içiyor, sorun yok. Ama tesadüfen bakılan kandaki süt alerjisi değeri sınırın biraz üstünde saptanınca hemen süt ve ürünlerinin kesilmesini gerektirmez.  Ya da basit bir üst solunum yolu enfeksiyonunun buna bağlanması gerekmez.  Süte özel alerji testi yapılıp bozuk sonuç da çıkmış olabilir.

Artık aileler de bu rakamları görüyor, yorumluyor. Örneğin; inek sütü için laboratuarın verdiği sınır değer 0.35 oluyor, bebeğin test sonucu 0.80 çıkıyor. Hemen süt ve ürünleri yasaklaması başlıyor. Bu doğru değil. Bazen 0.80 alerjiyi gösterebilir, ama bazen 15 bile olsa alerji olmayabilir. Ya da tam tersi; alerji düzeyi 0.35’in altında olduğu halde, başka mekanizmalarla alerjiye neden olabilir. Onun için tekrar edecek olursak; genellemeler yapmadan, her çocuğa göre düşünüp karar vererek, sadece gerekli testleri yapıp doğru yorumlayarak ve doğru tedavi yaklaşımı ile gitmek gerekir.

Bezinde, kakada hafif bir kan şüphesi olunca da yine abartılmış tepki gösterip hemen sütünü ve mamasını kesip özel diyetlere başlamak gerekmez. Bakalım bu olay tekrarlayıcı mı, giderek artıyor mu, gıdalarla ilişkisi var mı? Basit bir “anal fissür” yani popoda çatlak bile buna yol açmış olabilir. Çok küçük bebekler, bazen anne meme başındaki çatlaktan sızan kanı yutar; sindirimi yetersiz olup da kakada kan gibi görününce de hemen yanlı olarak süt alerjisi tanısı alabilir.


Copyright 2007-2024 ® NETATÖLYE - Tüm hakları saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz.